Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Kesb By: armi Date: 27 Þubat 2010, 16:04:11

KESB




Toplamak, aramak, kazanmak anlamlarýný dile getirir. Kelam ilminde, insan iradesinin fiili üzerindeki etkisiyle sorumluluða neden olan yöneliþine verilen isimdir.

Kesb kelimesi Kur´an´da üç anlamda kullanýlýr. "Allah sizi yeminlerinizdeki yanýlmadan dolayý sorumlu tutmaz. Sizi kalblerinizin kesbettiklerinden (kazandýklarýndan) sorumlu tutar..." (el-Bakara, 2/225) âyetinde kesb, kalbin akdi ve azmi anlamýna gelmektedir. "Ey iman edenler, kesbettiklerinizin (kazandýklarýnýzýn) ve sizin için yerden çýkardýklarýmýzýn helal ve iyisinden harcayýn..." (el-Bakara, 2/267) âyetindeki kesb, ticaretle elde edilen kazancý dile getirir. "Kendi kesbinizin (yaptýðýnýzýn) cezasý olan azabý tadýn" (el-Bakara, 2/286) âyetinde ise kesb, çalýþma ve amel anlamýnda kullanýlmaktadýr. Kelime buradaki anlamlarýndan yola çýkýlarak Kelam´da kiþinin iradesinin kendisine sorumluluk kazandýracak yöneliþini dile getirmek üzere kullanýlmýþtýr.

Kelam ilminde kesb, Allah´ýn irade ve yaratýcýlýðý karþýsýnda insan iradesinin yeri ve bu iradenin fiil üzerindeki etkisi konusundaki tartýþmalarýn bir sonucu olarak ilk kez el-Eþ´ari tarafýndan bir kelam kuramý haline getirildi. Ýnsan iradesinin fiil üzerindeki etkisi konusunda daha önce birbirine zýt iki görüþ doðmuþtu. Cebriye´nin temsil ettiði ilk görüþ insana irade ve özgürlük tanýmýyor, onu Allah tarafýndan önceden belirlenmiþ iþleri yapmaya zorunlu bir varlýk olarak tanýmlýyordu. Ýrade ve yaratýcýlýðýnda Allah´ýn tekliðine gölge düþürmeme, ortak tanýmama endiþesinden kaynaklanan bu görüþ, tüm fiillerini Allah´ýn takdir ve yaratmasýna baðladýðý için, insanýn sorumluluðunu açýklamakta yetersiz kalýyordu. Bu görüþün karþýsýnda yeralan ve Kaderiye Mutezile tarafýndan temsil edilen ikinci görüþ ise, insanýn fiilleri üzerinde Allah´ýn hiçbir etkisi olmadýðýný savunuyordu. buna göre insan tam anlamýyla özgürdür, iradesiyle dilediði fiili seçer ve Allah´ýn kendisine verdiði halketme (yaratma, yapma) gücüyle de yaratýr. Ýnsan bu nedenle fiillerinden dolayý sorumludur; fiilinin niteliðine göre ödül ya da ceza görür.

Mutezile´nin görüþünün tek yaratýcýnýn Allah olduðunu belirten Kur´an hükümleriyle (ez-Zümer, 39/62; el-Fatýr, 35/3; el-En´am, 6/102) çeliþtiðini düþünen el-Eþ´ari, Cebriye ile Mutezile´nin görüþlerini kesb kuramý ile uzlaþtýrmaya çalýþtý. Buna göre insanda bir irade ve güç vardýr, ama bunlarýn fiil üzerinde bir etkileri yoktur. Bu irade ve güç insaný fiile yöneltir ve yakýnlaþtýrýr (iktiran). Bunun üzerine Allah insanýn yöneldiði fiili yaratýr. Böylece insan yöneliþi ile fiili kesbetmiþ (kazanmýþ), Allah da fiili yaratmýþtýr. Ne var ki insanýn iradesi seçiminde baðýmsýz deðildir; Allah´ýn iradesine tabidir ve ancak onun belirlediði fiili seçebilir. Bu son görüþüyle el-Eþ´ari iyice Cebriye´ye yaklaþýr ve insanýn sorumluluðunu açýklama konusunda baþarýsýz kalýr. Bu nedenle sonraki kelamcýlar onu Cebriye ile birlikte ele almak ve kuramýný bir orta cebr (cebr-i mutavassýt) olarak nitelemek zorunda kalýrlar.

Maturidi kelamcýlar da Eþ´arilerle ayný amaçla kesb kuramý üzerinde durdular. Fakat bunlarýn kesb anlayýþý diðerinden büyük ölçüde farklýdýr. Maturidilere göre de Allah yaratýcý (Halýk), insan kazanýcýdýr (kasib). Ancak insanda fiili etkileyecek bir yapabilme gücünün yanýsýra birisi külli, diðeri cüz´i olmak üzere iki irade vardýr. Külli irade, insanýn fiil ya da terkten birini seçmesini saðlar. Cüz´i irade ise külli iradenin fiil ya da terkten birine bilfiil yönelmesinden (azm-i musammem) ibarettir. el-Eþ´ari´nin söylediðinin aksine Allah´ýn iradesi insanýn cüz´i iradesine tabidir. Baþka bir deyiþle Allah´ýn iradesi seçilen fiile kulun iradesine baðlý olarak yönelir. Allah fiili, insanýn baðýmsýz olarak seçmesinde ve fiilen ona yönelmesinden sonra yaratýr. Bu nedenle fiilin sorumluluðu insana aittir.

Maturidi kelamcýlar insan iradesine tanýdýklarý özgürlükle Mutezile kelamcýlarýna yaklaþýr; ancak fiilin Allah tarafýndan yaratýldýðýný söyleyerek onlardan ayrýlýrlar. Ne var ki bu fark yalnýzca "yaratma" kelimesine yükledikleri anlamdan kaynaklanmaktadýr. Mutezile "kul fiilinin yaratýcýsýdýr" derken yoktan var etmeyi (ibda) deðil, vardan yeni bir þey varetmeyi kasdetmektedir. Buna karþýlýk Maturidi kelamcýlar yaratmayý yoktan varetme biçiminde anlamakta ve bu niteliðin insana verilmesini þirk saymaktadýrlar. Buradaki "yaratma"nýn, söz gelimi "Ey Ýsa, iznimle kuþ þeklinde bir þey yaratýyorsun" (el-Maide, 5;110) ayetindeki "yaratma" gibi birþeyin belli ölçülerde ve belirli bir biçimde meydana getirilmesi olarak anlaþýldýðýnda aralarýnda bir fark kalmamakta, sorun çözülmektedir.


radyobeyan