Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Kefil By: armi Date: 27 Þubat 2010, 15:47:59
KEFÝL




Birleþtirmek ve ilâve etmek. Terim olarak ise kefalet, bir borcun ifasý veya bir hakkýn yerine getirilmesi hususunda kefilin zimmeti ile asýl borçlunun zimmetini birleþtirmektir. Yani bir borcun ödenmesinde nasýl borçlu ile kefil birlikte sorumludurlar. Buna göre kefil de (asýl borçlu ödemediði zaman) bir borcun ödenmesini üzerine alan kimsedir.

Ýslâm hukukunda bazý iþlerin, asýl sorumlular adýna baþkalarý tarafýndan, yerine getirilmesi caizdir. Baþkalarý adýna yapýlan bu iþler, vekâlet, kefâlet, vesâyet ve velâyet gibi bölümlere ayrýlýr. Bu konularýn biri diðerinden farklý olduðu için böylece dört beþ kýsýna ayrýlmýþ olabilir. Baþka bir deyiþle ifade edecek olursak, kefîl, vekîl, vasî ve velî baþkalarý adýna akid yapan ve bu akdin gereðini yerine getiren þahýslardýr. Ýþte kefil de baþkasýnýn üzerinde olan bir borç veya bir hakkýn saðlanmasýný üstlenen þahsa denir.

Kefalet, âyet ve hadisle sabittir. Kur´an-ý Kerim´de "Zekeriyya´yý ona (Meryem´e bakmaya) memur etti" (Âlu Ýmrân, 3/37). (Yani Zekeriya (a.s) Meryem´i kendi ailesine kattý, himayesine aldý, ona kefil oldu demektir). "Hükümdarýn su kabýný kaybettik, onu getirene bir deve yükü bahþiþ verilecek, buna ben kefil oluyorum" dediler (Yûsuf, 12/72), buyurulmaktadýr. Hz. Peygamber de bir hadislerinde "ben ve yetime kefil olan, Cennette beraberiz" (Buhârý, Talâk, 25) buyurmuþlardýr.

Hz. Peygamber (s.a.s) geldiði zaman halk biribirine kefil oluyordu ve Rasûlü Ekrem Efendimiz buna bir þey söylemeyip tasvip buyurdular (es-Serahsî, el-Mebsût, 19/161).

Kefâlet bir akid olduðu için, alacaklý, borçlu ve kefilin bu iþe rýza gösterip kefil olma teklifinin taraflarca kabul edilmesi gerekir.

Teberru ve baðýþ yapma ehliyetine sahip olmayan kimseler kefil olamazlar. Kefil olacak kimse de teberru ehliyetinin bulunmasý þarttýr (Mevsili, el-Ýhtiyâr, II, 167; ayrýca bk. "Kefâlet" mad.).


radyobeyan