Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Kasas suresi By: armi Date: 26 Þubat 2010, 20:25:45

KASAS SURESÝ




Kur´an-ý Kerîm´in yirmisekizinci sûresi. Mekke´de nazil olmuþtur. Seksensekiz âyet bin yüzkýrk bir kelime ve sekizbinbeþyüz harften ibarettir. Fâsýlalarý, nun, mim, lâm ve râ harfleridir.

Hz. Mûsa´nýn doðduðu andan itibaren yaþadýðý alýþýlmamýþ olaylar ve Firavun´a karþý verdiði mücadeleler, peþpeþe sýralanan bir dizi halinde, bu sürede geniþçe anlatýldýðýndan ve 23. âyette "el-Kasas" kelimesi geçtiðinden duayý bu sûrey´e "el-Kasas" ismi verilmiþtir. Kasas dilde, kýssa, hikaye ve rivayet anlamdadýr.

Ýbni Abbas ve Cabir´den rivayet edildiðine göre; Þuara, Neml ve Kasas sureleri Kur´an´da yer aldýklarý bu sýrayla nazil olmuþlardýr. Kasas suresinde Hz. Musâ (a.s)´ýn kýssasý geniþletilerek bir tarih özetlenerek, ayrýca Neml sûresinin son âyetindeki "...size âyetlerini gösterecek, siz de onlarý bilip anlayacaksýnýz... " va´di de bu Kasas Süresinde açýklanmýþtýr.

Þuarâ ve Neml surelerinden sonra, Hz. Musa ve Firavun kýssasýna Kasas suresinde tekrar ve daha geniþçe yer verilmesinin sebebi; Firavun´un Ýsrailoðullarýna yaptýðý iþkence ve zulüm ile Kureyþlilerin mü´minlere çektirdikleri cefa ve eziyetlerin birbirine son derece benzemeleridir.

Kasas Sûresinin konularý baþlýca þu dört baþlýk altýnda toplanabilir: Hz. Musa´nýn kýsasý, Hz. Musa´nýn kýssasýný takibeden hükümler, Karun´un kýssasý. Hepsinin ardýndan gelen son vaad.

Bu baþlýklar þöyle özetlenebilir.

1-
Firavun kavmine karþý egemenliðiyle övünüyor, alabildiðine böbürleniyordu. Hem istibdat ile toplumu birbirine kýrdýrýyor, hem de kendi geleceðinden endiþe ediyordu. Bu sýrada, þeytan fikirli yakýnlarýndan biri ona: "Senin mülkünü Ýsrailoðullarýndan doðacak biri yýkacaktýr" deyince büyük bir endiþeye kapýldý, zulüm ve kaba kuvvetini arttýrdýðý gibi, þu emri vererek bekçi ve casuslarýný dört bir yana saldý: "Ýsrailoðullarýndan doðacak bütün erkek çocuklarý boðazlayýn!" Bu sýrada Hz. Musa doðmuþ -onu korumayý Cenab-ý Hakk üzerine aldýðý için- Firavun ve azgýnlýðý kendi eþtiði çukura düþmeye baþlamýþtý.

Allah (c.c): "Biz Hz. Musa´nýn annesine onu korkmadan suya býrakmasýný, çünkü onu kendisine geri getirip peygamber seçeceðini vahyetti" (7). Dalgalar onu alýp Firavunun kapýsýna kadar getirdi. Karýsý onu görür görmez ýsýndý ve evlatlýk olarak edinip boðazlanmasýný önledi (9).

Ýþte, Yüce Allah´ýn zalim tâðutlara karþý ihlasla amel eden zayýflarýn lehine uyguladýðý bu sünnetini, Hz. Muhammed ve ashabý üzerinde de müþahede ediyoruz. Bu sünnet, Yüce Allah´ýn; yolundan sapan, azgýnlýk ve tuðyan eden, böylece insanlarý hidayet yolundan alýkoyan herkese uyguladýðý sünnettir.

Süt annesi sýfatýyla asýl annesine iade edilen Hz. Musa, bizzat Allah (c.c) tarafýndan, zulüm ve haksýzlýklara uðrayan sýnýfý hâkim kýlmak için büyütülüyordu. Hattâ tanýþtýðý bazý kimseler, zorda kaldýklarýnda kendisinden yardým istemeye bile baþladýlar. Böyle bir yardým için birisine bir yumruk vurarak-bilmeden- ölümüne sebep olunca, artýk göze batmýþ ve Ýsrailoðullarýndan olduðu anlaþýlmýþ olur. Kendisine bir komplo hazýrlandýðýný öðrenince, korkuyla þehirden çýktý. Medyen þehrinin yoluna girdikten sonra Allah´tan doðru yolu göstermesini ve zâlimlerden korumasýný diledi (5-20)

Medyen´de evlenip, sekiz veya on sene çalýþarak mihrini ödedikten sonra, Mustaz´aflarý azgýnlarýn baskýsýndan kurtarmak için, ailesini de alarak dönüþ yoluna koyuldu. Yolculuðunda uzaktan bir ateþ gördü ve ailesine ateþ getirmek ya da yol soracaðý bir kimse bulmak ümidiyle ateþe doðru gitti. Ancak "Ateþe doðru gelince, o mübarek vâdinin sað tarafýndan yeralan aðaçtan; "Ey Musa, þüphen olmasýn ki ben, âlemlerin Rabbý olan Allah´ým" diye seslenildi" (30). "Ve asâný yere atýver, denildi. Musa asânýn kývrak bir yýlan gibi hareket ettiðini görünce arkasýný dönüp uzaklaþtý, geri dönüp bakmadý." (Allah Teâla) "Yâ Musa beri gel, korkma. Çünkü emniyetle olanlardansýn!" (buyurdu) (31). "Elini koynuna sok da kusursuz beyaz (ve parlak) çýksýn). Korkudan (yana açýlan) kollarýný da (indirip) toparla. Ýþte bu iki (mûcize) Firavun ve cemaatýna, Rabbinden iki kesin belgedir, çünkü onlar fasýklar topluluðudur" denildi" (32). Kardeþi harun Peygamber ile Firavun´a giden Hz. Musa, "... Bu uydurulmuþ bir büyüden baþkasý deðildir. Biz evvelki atalarýmýzdan bunu iþitmedik" (36) cevabýyla karþýlaþýr. Kavmini de hidayetten engellemekle birlikte Rabbü´l-âlemin ile alay etme küstahlýðýný da gösterir:

´...Ey Haman! Haydi benim için çamurun üzerine ateþ yak (tuðla piþir bunlarla) da bana büyük bir kule yap. Belki ben Musa´nýn tanrýsýna çýkar bakarým. Aslýnda onu yalancýlardan sayýyorum ya!.. "(38). "Bunun üzerine Biz onu da askerlerini de yakalayýp denize fýrlatýverdik... Bak zalimlerin âkýbeti nice oldu"(40).

Ýþte Yüce Allah´ýn kanunu budur.

2- Kýssayý takip eden âyetlerden özetle þu konular anlaþýlmaktadýr:

a)
Tuhaftýr ki, Allah (c.c) Hz. Musa´yý Firavun´un elinden su ve dalgalarla korumuþ, Firavun´u ise-Hz. Musa´nýn davetini inkârý üzerine- yine suda boðmuþtur. Ayaklarýnýn altýndan akmasýyla övündüðü sular kendini yutuvermiþti.

Ayrýca Firavun´u iktidarýndan uzaklaþtýran çocuk, bizzat Firavun´un ve karýsýnýn yardýmýyla beslenip büyümüþ, Firavun kimi beslediðinin farkýna bile varamamýþtýr. Öyleyse kim Allah´a baþkaldýrýp plânlarýný bozabilir?

b) Hz. Muhammed (s.a.s)´den takriben ikibin sene önceki târihî olaylarýn Kasas Sûresinde bu kadar açýk ve doðru biçimde anlatýlmasýnýn bir sebebi de, onun peygamberliðine delil olmasýdýr. Çünkü o, okuma-yazma bilmeyen bir ümmî idi. Mekkeli müþrikler Hz. Muhammed´in böyle ikibin yýllýk bilgileri öðrenebileceði beþerî bir kaynak olmadýðýný biliyorlardý. Öyleyse nereden öðreniyordu? (44-46).

c) Hz. Musa ve Ýsrailoðullarýný Firavun´a galip getiren Allah Hz. Muhammed (s.a.s) ile ashabýný da güçlü müþriklere karþý galip getirecektir (57-58)

3-
Kasas suresinin 76-86 ayetlerinde anlatýlan Kârun kýssasýnda ise mal ve bilgilerle övünmenin, sadece anahtarlarýný bile taþýmanýn kuvvetli bir ekibe zor geldiði hazinelerle gururlanmanýn ve bunlarý kendi emeðiyle kazandýðýný sanmanýn kötü sonucu açýklanmaktadýr.

Neticede Ýlâhi kudret iþe el atýyor, Kârun´u da hazinelerini de yere batýrýyor.

Ýsrailoðullarýný uzun süre ezen Firavun´un da, bilgi ve mal varlýðý ile emrine alýp sömüren Karun da ilâhi kudret ile helâk olmuþlardýr. Her ikisinde de askerî bir güç olmakla beraber, ihlaslý insanlar acze düþünce, meseleyi doðrudan ilâhî kudret halletmiþtir.

4- Kasas suresinin son bölümünde müþriklerin Rasûlüllah´a niçin inanmadýklarý ele alýnmaktadýr: "Tevhid inancýný benimseyerek, dinî, siyasî ve ekonomik üstünlüðümüzün sonu olur bu!.. Gidebileceðimiz bir yer de kalmaz."

Allah (c.c) bunlarýn gerçek yüzlerini hikmetli bir þekilde sergileyip, onlarýn bu derin hastalýklarýna þu çareyi teklif etmiþtir: "Ýþte Âhiret yurdu.. Biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyi ve bozgunculuk çýkarmayý istemeyenlere (armaðan) kýlarýz. Güzel (kârlý) sonuç takva sahiplerinindir" (83)

"Ve Allah ile birlikte baþka bir ilah daha edinip tapma... O´ndan baþka ilah yoktur. O´ndan baþka her þey helâk olacaktýr. Hüküm O´nundur. Ve O´na döndürüleceksiniz" (88).


radyobeyan