Karun By: armi Date: 26 Þubat 2010, 20:21:27
KARUN
Kur´ân-ý Kerim´in üç âyetinde adý geçen, zenginlik ve zenginliðe dayalý büyüklenmenin simgesi olan kiþi. Hakkýnda çoðu Ýsrailiyyat kökenli olmak üzere birçok rivâyetler bulunduðu gibi; Tevrat´ýn ´Sayýlar´ kitabýnýn on altýncý babýnda bir kýssasý bulunan ´Korah´ýn da Karun ile ayný kimse olduðu görüþü yaygýn bulunmaktadýr.
Karun´un adýnýn geçtiði ve kýssasýnýn anlatýldýðý Kur´ân-ý Kerim âyetlerinin mealleri þöyledir:
"Andolsun ki, Musa´yý, mucizelerimiz ve apaçýk delillerle Firavun´a, Haman´a ve Karun´a gönderdik de, onlar, ´bu çok yalancý bir büyücüdür´ dediler" (Mü´min, 23/24);
"Karun´u, Firavun´u, Haman´ý da yok ettik. Andolsun ki, Musa, kendilerine apaçýk belgeler getirmisti de, onlar Yeryüzünde büyüklük taslamýþlardý. Oysa azabýmýzdan kurtulamazlardý" (el-Ankebut, 29/39);
"Gerçekten Karun, Mûsâ´nýn kavmindendi. Ama, onlara karþý azdý. Biz, ona öyle hazineler vermiþtik ki, anahtarlarý, güçlü kuvvetli bir topluluða aðýr geliyordu. Hani, kavmi ona ´Þýmarma; çünkü, Allah þýmaranlarý sevmez. Allah´ýn sana verdiði þeyde âhiret yurdunu gözet, dünyadan da payýný unutma. Allah´ýn sana ihsan ettiði gibi sen de ihsanda bulun. Yeryüzünde bozgunculuk isteme; çünkü, Allah, bozguncularý sevmez´ demiþti de, O, ´Bu servet bana, ancak, bende olan bilimle verilmiþtir´ diye cevap vermiþti. Bilmez mi ki, Allah, önceleri, ondan daha güçlü ve topladýðý þey daha fazla olan nice nesilleri yok etmiþtir. Suçlulardan suçlarý sorulmaz. Derken debdebe içinde kavminin karþýsýna çýktý. Dünya hayatýný isteyenler, ´Nolurdu, Karun´a verilen gibi bizim de olsaydý; doðrusu, bu, büyük bir hazdýr´ demiþlerdi. Bilgilendirilmiþ olanlar da, ´ Yazýklar olsun size; Ýnanan ve yararlý iþ isleyen kimseye Allah´ýn sevabý daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuþabilir´ demiþlerdi. Derken, kendisini de, konaðýný da yerin dibine geçirdik. Þimdi, Allah´tan baþka kendisine yardým edebilecek kimseler de yoktur. Kendini savunabilenlerden de olamamýþtýr. Daha dün onun durumuna imrenenler, "Vay, demek ki, Allah, kullarýndan dilediðinin rýzkýný geniþletiyor da, daraltýyor da. Eðer bize lûtfetmemiþ olsaydý, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki, kâfirler gerçekten kurtuluþa eriþmiyor´ demeðe baþladýlar" (el-Kasas, 28/76-82).
Kur´ân-ý Kerim´in ayetlerine bakýldýðýnda Karun´a iliþkin olarak ilk belirlenecek bilgi, onun Hazreti Musa´nýn kavminde oluþudur. Ýkinci nokta ise, Firavun ve Haman ile bir iliþkisinin bulunuþu... Ayrýca, büyük zenginliði, kavminin karþýsýnda böbürleniþi, öðütlere kulak vermeyiþi, sonunda da Yüce Allah´ýn cezalandýrmasý ile-konaðýyla birlikte- yerin altýna geçiriliþi de göze çarpan diðer hususlar olmaktadýr. Kýssanýn bunlara ek olarak gözönünde bulundurulmasý gereken baþkaca önemli noktalarý da vardýr ve zaten bu önemli noktalar çerçevesinde yapýlacak bir irdeleme iledir ki, kýssanýn Yüce Allah´ýn kitabýnda zikrediliþ hikmetlerinden bir bölümünden yararlanmak mümkün olacaktýr. Bunlarý þöylece sýralamak mümkündür:
Hazreti Musa´nýn kavminden olan Karun, onlara karþý azmýþ, baþýna buyruk kimi davranýþlar içine girmiþtir. Onu bu noktaya getiren elinde tuttuðu zenginliðidir. Buna dayanarak böbürlenmekte, gösteriþler yapmaktadýr. Ama, bu kadarla da kalmasa gerek ki, kavminden bazý kimselerin uyarýsýna yol açmaktadýr. Anlaþýlýyor ki, Karun, elinde bulundurduðu maddî güce dayanarak kimi taleplerde bulunmaktadýr. Bu talepler ne olabilir? Sorunun yanýtý bellidir: Kavminden diðer kimseleri de kendisi gibi azmaða, kendisine uymaða çaðýrmak.
Üstelik bu çaðrýnýn kendisiyle sýnýrlý bir kiþisel çaðrý olmadýðýný da düþünmek gerekecektir. Âyetlerde Karun ile birlikte Firavun ve Haman´ýn da anýldýðýný gözönünde tutmak, baþkaca yorumlara da elvermektedir.
Þöyle düþünülebilir. Firavun´a gönderilen, Haman´a gönderilen Hazreti Musa, onlarla birlikte Karun´a da gönderilmiþ olduðuna göre, demek ki, bu üçünün azgýnlýkta ve bozgun çýkarýcýlýkta ortak bir yaný vardýr, bir iþbirliði içindedirler. Zaten hor ve hakir görülen, arada bir kýyýma uðratýlan, tam bir denetim altýnda tutulan Firavun dönemi Mýsýr´daki Ýsrailoðullarýndan herhangi birinin Firavun ve çevresiyle onlarýn iþine gelen bir iþbirliði kurmamýþ olmasý durumunda böylesine bir zenginliðe kavuþmasý da mümkün olmayacaðýna göre, açýktýr ki, Karun, kavminin karþýsýna debdebe ile çýkarak, onlarý da iþbirliðine çekmek için akýllarýný çelmeðe uðraþmaktadýr.
Kavminden kimilerinin Karun´a verilen gibisini kendileri için de isteyip, onu büyük bir haz saymalarý karþýsýnda, bilgi verilmiþ olan kimselerin inanç ve yararlý iþe Yüce Allah´ýn sevap vereceðini hatýrlatarak uyarýda bulunmalarý, iþte, bu çekiþmenin, bu propaganda ve karþý propagandanýn ipuçlarý olarak deðerlendirilebilir. Kavim, sabra çaðrýlmaktadýr.
Bu iþbirlikçilik ve kavmin diðer kimselerini de ayný iþbirliðine çaðrý, Karun´un içine düþtüðü azgýnlýðýn yalnýzca bir yüzüdür. Diðer yüzü ise, daha çarpýcý ve ilgi çekicidir. Özellikle de çaðdaþ düþünceler ve inanýþlar bakýmýndan ilginç olan bu olgu, bilgi ve servet iliþkisi bazýnda gözlemlenmektedir.
Zenginliði ile böbürlenen Karun´a, kavmi, "Allah´ýn sana verdiði þeyde ahiret yurdunu ara" uyarýsýnda bulunur. Karun ise, "Bu servet, ancak, bende olan bir bilimle verilmiþtir " der ve kýssanýn son âyetinde ise, Yüce Allah´ýn dilediðinin rýzkýný geniþleteceði, dilediðinin rýzkýný ise daraltacaðý ölçüsü vurgulanýr. Bu üç noktayý bir arada irdelediðimizde yapýlabilecek belirlemeler þunlardýr:
Kavmi, Karun´un servetinin Allah vergisi olduðunu hatýrlatýnca, Karun, bu sözlere karþýlýk, servetinin kendisinde bulunan bir bilgiden ötürü olduðunu öne sürerek hem Allah vergisini dýþlamaða kalkýþmýþ, hem de "servet ve bilgi" arasýnda bir baðlantý kurmuþtur. Bu ifade, bugünkü ekonomizm hastalýðýna yakalanmýþ olanlarýn, ´ekonomi dini inananlarýnýn büyük bir hazla tekrarlayýp durduklarý cümlelerin aynýsýdýr. Ve, Yüce Allah, serveti ve imkâný kendisinden bilmeyip de, bilgisinin verimi sayan Karun´u, ondan önce de daha güçlü ve daha çok toplamýþ olan kimseleri yok ettiðini belirterek, muaheze etmektedir.
Burada, belirtildiði gibi, çaðýn, bu çaðýn hastalýðýnýn tanýsý gözlenebileceði gibi, ´servet´i kendi bilgi ve becerilerinin verimi sayanlar için bir de azab ve felâket uyarýsý bulunmaktadýr.
Anlaþýlýyor ki, Karun´un yerin dibine geçirilmek suretiyle helâkine yol açan azaba uðratýlmasýnýn sebeblerinden biri, onun bir iþbirlikçi olarak Firavunla dayanýþmasý ve bu doðrultuda azmýþ olmasý olduðu gibi, diðeri de Yüce Allah vergisi olan zenginliðini kendindeki bilgiye baðlayarak bir bakýma bilgiyi tanrýlaþtýrmýþ olmasýdýr.
Tevrat´ta anýlan Korah adlý kimsenin Karun´la ayný kiþi olduðu görüþü yaygýn olmakla birlikte, Kur´ân-ý Kerim ile Tevrat bir arada mütalaa edildiðinde bu kaný geçerliliðini yitirmektedir.
Kur´ân-ý Kerim´in verdiði bilgilerin ýþýðýnda olaya bakýldýðýnda, Karun´un Ýsrailoðullarýnýn Mýsýr´dan çýkýþýndan önce yaþayýp helâk olduðuna kail olmak gerekiyor. Bunun sebebi ikidir:
Birincisi, Samiri kýssasýnda açýkça görüleceði gibi, Ýsrailoðullarý, Mýsýr´dan çýkýþlarýndan sonraki zamanlarda zenginlik, debdebe ve altýna karþý pek ilgi duymamýþlar, hatta, Samiri´nin çaðrýsý üzerine ellerinde bulunan ziynet eþyalarýný onun yaktýðý ateþe atmýþlardýr. Bu psikolojiyi yaþayan insanlarýn bir baþkasýnýn zenginliði karþýsýnda "bu büyük bir hazdýr" imrenmesi içine girdiðini düþünmek mümkün deðildir. Ayrýca, çýkýþ halinde habire konup göçen ve gerçekten de alabildiðine periþanlýk içinde günler geçiren bir topluluk içinde ve toplulukla birlikte herhangi bir kimsenin anahtarlarýný güçlü bir topluluðun taþýdýðý hazinelerini götürmesini varsâymak için de yeterli tutanak yoktur. Yere geçirilen konaða iliþkin ifadelerin bir çadýrý anlatmada kullanýlamayacaðýný da gözönünde tutarsak, bu durum daha belirginleþir.
Ýkincisi, maddenin baþýnda ilk sýraya alýntýladýðýmýz âyette, "Firavun, Haman ve Karun" sýralamasý varken, ikinci sýradaki âyette sýralama "Karun, Firavun ve Haman" þeklindedir. Ýlkinde peygamberin gönderildiði kimseler sýralanmakta; ikincisinde ise, helâk olanlar. Ýlkinde küçükten büyüðe bir sýralama varken, ikincisinde bu yoktur. Bu farklýlýk, Karun´un Firavun´dan önce helâk edildiðini belirleyebileceðimiz bir açýklýk getirmektedir. Firavun, Ýsrailoðullarý´nýn Mýsýr çýkýþý sýrasýnda helâk olduðuna göre, Karun, demek ki, Mýsýr´daki dönemde helâk edilmiþtir.
Kur´ân-ý Kerim´in yorumlarýnýn bu doðrultuya elverici olmasýna karþýn, Tevrat, Karun diye kabul edilen Korah´ýn helâkinin Mýsýr´dan çýktýktan sonra olduðunu anlatýr. Sayýlar kitabýnýn 16. babýnda hikâye edilen Korah olayýnda, üstelik, Korah´ýn zenginliðinden filan da söz edilmemektedir. Olay, Korah ve avanesinin Hazreti Musa´ya kâhinlik için baþkaldýrýsý biçiminde geliþir. Kavmin yanýnda daha iyi bir konum ve daha geniþ yetkiler istenmesi için Korah ve kendisi ile birlikte bulunanlar Hazreti Musa´ya karþý çýkmýþlar ve bunun sonucunda da o, onun adamlarý, evinin halký ve çadýrý yerin altýna geçirilmiþtir. Ýki olay arasýnda örtüþen yan, yalnýzca, yerin altýna geçirilme olmaktadýr. Bu ise, diðer farklýlýklar gözönünde tutulduðunda Karun ile Korah´ýn ayný kiþi olduðunu söylemek için yeterli olmayacaktýr. Mümkündür ki, yere geçirme suretiyle helâk hem Karun için, hem de Korah için gerçekleþmiþ olsun. Zenginliðiyle azan ve çevresini de azdýrmak isteyen, bununla da kalmayýp, servet i kendi bilgisine baðlayarak Allah´ýn vermiþ olduðu gerçeðini dýþlayan iþbirlikçi Karun ile Hazreti Musa karþýsýnda riyaset davasýna kalkýþan Korah, biri Mýsýr´dan çýkýþ öncesi, diðeri Mýsýr´dan çýkýþ sonrasý, ayrý ayrý, ayný azaba uðratýlmýþ olabilirler.
Rivâyetlere gelince: Biraz Kur´ân-ý Kerim´den, biraz Tevrat´tan alman bilgilere epeyce eklemeler ve yakýþtýrmalar yapýlarak, Karun hakkýnda çok detaylý bilgiler aktarýlmýþtýr. Bir bölümünün akýl ve mantýk kabûl eder yaný bile yoktur. Çoðu da, Tevrat´tan çok Yahudi sözlü anlatýmlarýna dayanan Ýsrailiyyat ürünüdür ve bunlarla Tevrat arasýnda bile büyük çeliþkiler bulunmaktadýr. Kendi içinde çeliþik olan bölümler de cabasý.
Rýzkýn Allah´tan olduðunu hatýrlatan. Zenginliði kendi bilgisinin verimi sayan. Firavunla iþbirliði yaparak kendi kavmini sömüren, ezen... Hazreti Musa´nýn çaðrýsý karþýsýnda da düzenlediði gösterilerle kavmi kendi yanýna çekip iþbirlikçisi bulunduðu kimselerin safýna katýlmaða çaðýran. Bütün bunlarý yapan ekonomi bilgini ve de kavmine karþý Firavun iþbirlikçisi bir insanýn helâkinin anlatýlmasý yoluyla insanoðlunun helâkini gerektiren durumlardan haber veren Kur´ân-ý Kerim´in Karun hakkýnda anlattýðý bilgi bundan ibarettir. Ötesi Ýsrailiyattýr.
radyobeyan