Karmatiler By: armi Date: 26 Þubat 2010, 20:20:41
KARMATÝLER
Þiî gruplarýn en meþhurlarýndan biri.
Ýslâm mezhepleri arasýnda en çok ihtilafa sebep olan fýrkalardan biri
Þüphesiz ki Þia´dýr. Bu fýrkanýn mensuplarý zamanla kendi aralarýnda ayrýlýða düþmüþler ve deðiþik þubelere ayrýlmýþlardýr (ÝA. Çubukçu, Gazzali ve Batýnîlik, Ankara 1964, s. 29). Bunlardan biri de Ýsmailiyye´dir (Bernard Lewis, "Ýsmâilîler ", Ýslâm Ansiklopedisi, Ýstanbul 1977, c. V/2, s. 1120)
Ýsmâiliye fýrkasýnýn bir kolu olan (Hüseyin Atay, Ehl-i Sünnet ve Þia, Ankara 1983, s. 111) ve Ehl-i Beyt sevgisini istismar ederek kurduklarý gizli teþkilat sayesinde siyâsi nüfuz elde etmeyi amaçlayan ve neticede Sünnî akideyi ortadan kaldýrmayý planlayan Karmatilik hareketi (N. Çaðatay-Ý.A. Çubukçu, Ýslâm Mezhepleri Tarihi, Ankara 1965, c. I, s. 65, 68). Kûfe, Bahreyn ve Suriye olmak üzere üç deðiþik bölgede ortaya çýkmýþtýr (Doðuþtan Günümüze Büyük Ýslâm Tarihi, Ýstanbul 1986, c. III, s. 285).
Karmat ya da Karmatî kelimesinin menþei hakkýnda çeþitli görüþler ileri sürülmüþtür (Geniþ bilgi için bk. L. Massignon, "Karmatiler", ÝA, Ýstanbul 1977, c. VI, s. 353a; Büyük Ýslâm Tarihi, III, 287). Öyle anlaþýlýyor ki bu kelime adýný tarikatýn kurucusu olan Hamdan b. Karmat´tan almýþ olmalýdýr (Neþet Çaðatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Konya 1981, 66). Ancak bu sahsýn adýnýn Hamdan b. Eþ´as olduðu da rivâyet edilmektedir (Atay, a.g.e., 111). Kûfe yakýnlarýnda kendi baþýna derviþ hayatý yaþayan Hamdan, halkýn yoksulluðu ve Abbâsîler´in ülkede meydana getirdiði baskýdan yararlanarak "ortak mülkiyet" anlayýþýný amaç edinen bir tarikat kurdu. Zenginlerin malýný paylaþmayý ana ilke olarak benimseyen bu tarikat, kýsa sure içinde bütün Irak´ta yayýldý. Görünüþte dini, gerçekte ekonomik bir hüviyet taþýyan bu tarikatýn politik düþünceleri de vardý. Ýslâm Dini´nin getirdiði kurallarýn birçoðunu gereksiz sayýyor, özellikle Mazdekçiliðin görüþlerine uygun düþünceler ileri sürüyordu (Çaðatay, Ahilik, 66).
Nitekim beklenen ilk isyan Vasýt civarýnda (Kûfe) Hamdan ile baþladý (Massignon, a.g.e, VI, 353a). Hareket çöldeki Arap bedevilerinden destek görmemekle birlikte Sevâd köylüleri arasýnda geniþ bir þekilde yayýldý. Bu isyan özellikle her sene þahýs baþýna bir dinarlýk yeni bir vergi konulmasýna karþý bir tepki idi. Karmatiler´in bu hareketi yaklaþýk olarak on sene devam etti (277-288/890-901) (Büyük Ýslâm Tarihi, III, 287). Bu arada Büveydi Sultaný Samsâmüddevle tarafýndan Kûfe´yi istita etmek isteyen Karmatiler´e büyük kayýplar verdirilmiþtir. Samsâmüddevle´nin vurduðu bu darbe, onlarýn sonunu yaklaþtýran sebeplerden biri olmuþtur (H. Ýbrahim Hasan, Ýslam Tarihi, Çeviren: Ýsmail Yiðit, Ýstanbul 1986, IV, s. 312). Ýkinci Karmatî hareketi ise Bahreyn´de ortaya aþýktý (286/899). Ebû Said el-Cennâbý liderliðinde baþlayan hareket, bedevilerden ve bu mezhebe baðlý olanlardan birçoðunun da desteðiyle bir hayli güç kazandý (Ýbnu´l-Esir, el-Kâmil fi´t-Tarih Tercümesi, çeviren: Ahmet Aðýrakça, Ýstanbul 1986, VII, 410). Ebû Said zamanýnda Karmatiler´in hâkimiyetine girdi (ibnu´l-Esir, a.g.e, VIII, 74). Ahsâ ise müstakil bir devlet haline geldi.
Karmatî faaliyetinin en büyük merkezi durumuna gelen Bahreyn´de güçlü ve iktisâdî bakýmdan baþarýlý ve dayanýklý bir devlet kuran Karmatiler (C.E. Bosworth, Ýslâm Devletleri Tarihi, çevirenler: E. Merçil-M. Ýpþirli, Ýstanbul Tarihsiz, s. 89). Fatýmîler´den de manevî yardým alarak Baðdat´da ikâmet eden Abbâsi halifelerine korkulu günler yaþattýlar(Çaðatay-Çubukçu, Ýslam Mezhepleri Tarihi, I, 68). Nitekim Halife Mu´tezid tarafýndan gönderilen el-Abbâs Amr el-Ganavý ve kuvvetleri, Ebû Said ve Maiyyeti tarafýndan yenilgiye uðratýldý (287/900) (Ýbnü´l-Esîr, VII, 414-415).
Ebû Said´den sonra Karmatiler´in basýna küçuk kardeþi Ebû Tahir Süleyman geçti (301/914) (ibnü´l-Esîr, VIII, 74). Süleyman zamanýnda da Basra (311/924) ve Kûfe (312/925) Karmatiler´in eline geçti. Mekke yolunun Karmatiler tarafýndan tehdit edilmesi sebebiyle müslümanlar o yýl haclarýný edâ edemediler (Ýbnü´l-Esir, VIII, 122, 131-132). Birkaç sene sonra Mekke´deki hâcýlara saldýran Karmatiler, müslümanlarý kýlýçtan geçirdiler ve Hacerü´l-Esved´i yerinden söküp Hecer´e götürdüler (317/930) (Ýbnü´l-Esir, VIII, 173). Yaklaþýk yirmiiki sene burada kalan mübârek taþ nihayet Fatýmî halifesi Mansur´un hususi emri ile Mekke´ye iade edildi (339/951) (ibnu´l-Esir, VIII, 417).
Abbâsi halifeleri Karmatiler´le baþa çýkamadýlar ve Büyük Selçuklu Sultaný Melikþah´dan yardým istemek zorunda kaldýlar (Çaðatay, Âhilik, 67). Nitekim Melikþah, Türkmen reislerinden Artuk Bey´i Ahsâ ve Bahreyn bölgelerinde isyan halinde bulunan Karmatiler´i te´dip etmek vazifesiyle Hulvan (Luristan)´a gönderdi (469/1077). ilk seferinde baþarýlý olamayan Artuk Bey, daha sonra tertiplediði bir seferle Karmatiler´i itaat altýna almaya muvaffak oldu (Ali Sevim, "Sultan Melikþah Devrýnde Ahsâ ve Bahreyn Karmatiler´ine Karþý Selçuklu Seferi", Belleten, Ankara 1960, c. XXIV, sayý 94, s. 217-218, 224).
Diðer taraftan Fatýmî Halifesi Aziz, Suriye ve Filistin bölgelerini Karmatiler´den istirdad için çalýþýyordu. Remle yakýnýndaki Tavvahin Nehri kýyýsýnda Halife Aziz komutasýndaki Fatýmiler ile Hasan A´sam komutasýndaki Karmatiler ve onu destekleyen Alptekin komutasýndaki Türkler arasýnda yapýlan þiddetli savaþta Karmatiler ve Alptekin hezimete uðradý. Dýmeþk tekrar Fatýmîler´e geçti. Böylece Halife Aziz, Karmatiler´i tekrar Fatýmî camiâsýna almaya muvaffak oldu. Karmatiler 458/1066 tarihinde Üval adasýndaki ve 470/1077 tarihinde de Bahreyn´deki devletleri, Sünnîler tarafýndan ortadan kaldýrýlýncayâ kadar Fatýmîler´e baðlý kaldýlar (H. Ýbrahim Hasan, Ýslâm Tarihi, IV/5, 312).
Bahreyn´de Karmatî devletinin baþýnda bir hükümdar bulunuyor ve halk, altý kiþilik bir meclis tarafýndan yönetiliyordu. Bunlar oruç tutmuyor ve namaz kýlmýyorlardý. Bir kiþi fakirleþtiði veya borçlandýðý zaman toplum fertleri tarafýndan yapýlan yardýmlar sayesinde eski haline gelebiliyordu. Bölgeye gelen yabancý bir zanaatkârýn yerleþmesi için gerekli para derhal bulunuyor ve hatta fakirlerin evlerinin tamir masraflarý devlet tarafýndan karþýlanýyordu (Bernard Lewis, Tarihte Araplar, çev. Hakký Dursun Yýldýz, Ýstanbul 1979, s. 133-134). Devlet teþkilatý bazý yönlerden komünizme benziyordu. Sözgeliþi vergiler toplanýyor ve toplumun fertleri arasýnda ihtiyaçlarýna göre bölünüyordu (Boswarth, Ýslâm Devletleri Tarihi, s. 90).
Karmatiler, Fatýmî Halifesi Mustansýr devrinde yýkýldýlar. Onlarýn ortadan kaldýrýlmalarý iki safhada gerçekleþtirildi. Birincisi, Ehl-i Sünnet mensuplarýnýn gerçekleþtirdiði bir dizi isyandan sonra 458/1066 yýlýnda Uval Adasý, Bahreyn Karmatileri´nin hâkimiyetinden çýktý ve Abbâsilerin hâkimiyetine girdi. ikincisi, Bahreyn´deki Sünniler, Karmatiler´e karþý isyan eden Abbâsi taraftarlarýnýn etrafýnda toplanarak, Ahsâ þehrinin kuzeyinde Karmatiler´i kuþattýlar. 470/1078 yýlýnda yapýlan Hendek savaþýnda onlarý yendiler. Bu savaþ, tarihin en önemli savaþlarýndan biri sayýlýr. Çünkü bu yaklaþýk iki asýr boyunca özellikle Abbâsi Devleti için korku ve heyecan kaynaðý olan Karmatî Devletinin ortadan kalkmasýna sebep olmuþtur (H. Ýbrahim Hasan, a.g.e, IV/5, 314).
Bahreyn´de iktidarý ele geçirmeye ve bir devlet kurmaya muvaffak olan Karmatiler, burasýný hilâfete karþý bir asýrdan fazla bir propaganda ve askeri harekât üssü olarak kullandýlar (Bernard Lewis, "Ýsmâililer", ÝA, V/2, s. 1121a).
Diðer bölgelerde ise Karmati faaliyetleri þu þekilde geliþmekteydi:
Þam´da bir grup bedevî Hz. Hüseyin´in soyundan geldiðine inandýklarý Zikreveyh´e bey´ât ettiler (289/902) (Ýbnu´l-Esir, VII, 426). Hareket desteðini Suriye ve lrak çöllerindeki göçebelerden ve özellikle bir zamanlar Emevi idaresinin dayanaðý olan Kelb kabilesinden almaktaydý (Büyük Ýslâm Tarihi, III, 289). Fýrat Nehri kenarýnda Zikreveyh ve Abbâsi ordusu ile yapýlan savaþý Karmatiler kazandýlar (293/906). Ertesi sene, Horasan hacýlarýnýn yolunu keserek birçoðunu öldüren ve hacýlara karþý son derece zâlimce davranan Zikreveyh, yapýlan bir savaþta öldürülerek ortadan kaldýrýlmýþtýr (ibnü´l-Esir, VII, 455, 458, 461). Böylece bütün Irak bölgesindeki Karmatiler te´dip edilmiþtir. Daha sonra Zikreveyh´in oðlu Yahya´nýn liderliðinde ayaklanan Karmatiler, Kûfe´den Þam´a giden yol üzerinde ticâri hâkimiyet kurdular ve Þam´da bulunan bir Tolunoðullarý Ordusu´nu maðlup ettiler (Büyük Ýslâm Tarihi, III, 290).
Bunun üzerine halife Muktefi, Karmatiler´e karþý mücadeleyi desteklemek amacýyla bizzat kendisi Rakka´ya gitti. Tolunîlerle yapýlan iþbirliði neticesinde kýskaç altýna alýnan Karmati kuvvetleri daðýtýlarak Suriye ve Irak çölleri üzerinde hükümet otoritesi yeniden tesis edildi (a.g.e, III, 291). Bir müddet sonra Suriye Karmatiler´i, yaptýklarý bir dizi harekâtla Suriye-Irak çöllerine sýnýr olan bütün þehir halkýný yýldýrdýlar ve iki sene müddetle Mekke´den dönen kervanlar da dahil, buradan gelip geçen bütün kervanlara saldýrýp yaðmaladýlar. Yapýlarý savaþta Zikreveylî yaralý olarak ele geçirildi. Nihayet onun ölümü ile de Suriye´deki isyan sona ermiþ oldu (a.g.e, III, 293).
Karmatiler Yemen´de de geniþ ölçüde faaliyette bulunmuþlardýr (Çaðatay-Çubukçu, I, 69). 266 (879)´dan itibaren Mansur el-Yemen tarafýndan idâre edilen Karmatî Hareketi, mahalli Zeydî reislerin mukavemeti karþýsýnda baþarýlý olamadý (Massignon, VI, 354a).
Hamdan´ýn erkek kardeþi Me´mun da Ýran topraklarýnda ortaya çýktý. Bu sebeple Ýran Karmatileri´ne "el-Me´muniyye" adý verilmiþtir (el-Ýmam Ebû Mansur Abdulkahir b. Tahir b. Muhammed, el-Baðdâdi, el-Fark Beyne´l-Firak, s. 259). Birçok kaynak Mýsýr´daki Fatýmî Devletini kuran Ubeydullah el-Mehdi´nin Karmatî dâilerinden büyük ölçüde istifade ettiðini yazmaktadýrlar (Çaðatay-Çubukçu, I, 69).
Karmatiler´den bir grup Multan þehrini (Pakistan) istilâ ettiler. Sultan Gazneli Mahmud onlara hücum ederek geri püskürtmeye muvaffak oldu (396/1006) (H. Ýbrahim Hasan, IV/5, 314).
Horasan´daki hareket ise 260 (873)´da Rey þehrinde Halaf ile baþlamýþtýr. Bu arada Cürcan emiri Karmatiler´e katýlmýþtýr. Merv ve Deylem´e yayýlan hareket kýsa bir müddet sonra gerilemiþ ve ancak Doðu Horasan´da sýnýrlý bir þekilde tutunabilmiþtir (Massignon, VI, 354a). Karmatî akidesi, esasýný Þiîliðin Mehdilik fikirlerinden alýyordu. ilhamýný ise muhtemelen baþlangýçta, Suriye ve Arabistan çöl bedevileri arasýnda yayýlmýþ olan Ýsmâilî propagandasýndan almýþtý (Bosworth, 89). Tarikatýn kurucusu olan Hamdan b. Karmat, bu düþüncelerini yaymak için davetçiler yetiþtirdi ve bunlarý ayrý ayrý ülkelere gönderdi. Bunlar Kur´ân´ý ve Hadisleri kendi anlayýþlarýna göre yorumlarlar, tarikata girmek isteyenleri sekiz mertebeden geçirirlerdi. Bu mertebelerin herbirinde Kur´ân ve Hadis yorumu, namaz ve orucun býrakýlmasý, þarabýn haram olmayýþý, kalbin temiz tutulmasý, Hz. Muhammed (s.a.s) ile Hz. Ali (r.a)´yi sevmenin gerekliliði, tarikata para yardýmýnda bulunmanýn yüceliði ve tarikatýn bütün sýrlarý öðretilir, son gece de kendi aralarýnda kadýnlý-erkekli dini bir tören yapýlýrdý (Çaðatay, Ahilik, 67). Karmatiler´e göre kýble Kudüs´tür. Hac yapmak isteyen kimse Mekke´ye deðil Kudüs´e gitmelidir. Dinlenme günü pazardýr. Cuma günü çalýþmak gerekir. Þarap ve sair sarhoþ edici içkiler helâldir. Yýlda iki gün oruç tutulur: Nevruz (21 Mart) ve Mihrican (16 Eylül)´de birer gün oruçlu olmak yeterlidir (a.g.e, 66).
Karmatiler tenâsuha inanýrlar (Çaðatay-Çubukçu, I, 59). Bunlarýn inançlarýna göre cennet, dünyadýr. Dünyada rahat, mutlu ve geçimi yerinde olan bir kiþi cennettedir. Gerçek cennet insanýn derin bir zevk ve keyf içinde yaþamasýdýr (Çaðatay, Ahilik, 66).
Karmatilik hareketinin belli-baþlý vasýflarý ise þunlardýr:
1- Ýlmî: Arap dilinin yabancý, özellikle Yunan menþeili fen ýstýlahlarýný geliþtirmesine yardýmcý olmasý.
2- Siyâsî: Hilâfetin Hz. Ali (r.a) âilesine ait olduðunu ileri sürerek bunu halk arasýnda yaymaya çalýþmasý, dolayýsýyla Sünnî akideyi yýkma teþebbüsü.
3- Dinî: Bütün din, ýrk ve sýnýflara uygun akýl, hoþgörü ve eþitliðe dayanan bir akaidi kabul etmeleri. Özellikle batýda tesir icra eden bu hareket farmasonluðun geliþmesinde önemli rol oynamýþtýr (Massignon, VI, 353a; Mehmed Ali Aynî, "Karmatlara dair yazýlmýþ kitaplar", Darülfünun Ýlâhiyat Fakültesi Meemuasý, Ýstanbul 1929, sene 3, sayý II, s. 103).
Sünnî Ýslâm akidesini saptýrmak, bozmak ve hatta ortadan kaldýrmak hususlarýnda Ýslâm dünyasýnýn baþýna büyük gaileler açan Karmatiler, arkalarýnda kendilerini hayýrla anan bir topluluk býrakmayarak tarih sahnesinden çekildiler.
radyobeyan