Kapitalizm By: armi Date: 26 Þubat 2010, 20:15:14
KAPÝTALÝZM
Batý dünyasýnda feodalizmin çöküþünden bu yana egemen olan ekonomik sistem. Anamalcýlýk, Sermayecilik, Serbest Piyasa Ekonomisi, Serbest Giriþinin Ekonomisi adlarýyla da anýlýr. Liberal sistem, serbest ticaret, karma ekonomi deyimleri de kapitalizmi belirtir. Kapitalist ekonominin temel özelliði üretim araçlarýnýn büyük çoðunluðunun özel ellerde bulunmasý ve üretimle gelir bölüþümüne önemli ölçüde piyasalarýn iþleyiþinin yön vermesidir.
Kökleri ilkçaða kadar uzanan kapitalizm Ortaçaðýn sonlarýna doðru Avrupa´nýn belirli bölgelerinde geliþmeye baþladý. Ancak bir sistem olarak yerleþmesi onaltýncý yüzyýldan sonra gerçekleþti. Onaltý, onyedi ve onsekizinci yüzyýllarda Ýngiliz kumaþ sanayisindeki büyüme kapitalizmin geliþimini hýzlandýrdý. Kapitalizm öncesi sistemlerde üretimin tüketimi aþan bölümünün üretim kapitalitesinin geniþletilmesi amacýyla kullanýlmasýyla ayrýlýyordu. Birçok tarihsel etmen de bu geliþmeyi pekiþtirdi. Onaltýncý yüzyýldaki reform hareketinin çabasýný aþaðýlayan geleneksel ahlâkýn etkilerini kýrarken çok çalýþma ve tutumlu olmaya da dini bir temel kazandýrdý. Artýk ekonomik eþitsizlik zenginlerin de ahlâklý olabileceði gerekçesiyle rahatça savunuluyordu.
Kapitalizmin geliþmesine katkýda bulunan diðer bir etmen de Avrupa´da deðerli maden arzýndaki artýþ ve bunun sonuncunda fiyatlarýn yükselmesi oldu. Bu dönemde fiyatlar ücretlerden daha hýzlý arttýðýndan enflasyondan en çok sermaye sahipleri yararlandý. Ýlk kapitalistler (1500-1750) Merkantilist dönemde güçlü ulusal devletlerin ortaya çýkmasýnda da yararlandýlar. Bu devletlerin izlediði ulusal güçlenme politikalarý bir örnek para ve hukuk sistemleri gibi iktisadi geliþme için gerekli temel toplumsal þartlarýn oluþmasýný ve sonuç olarak aðýrlýðýn devletten özel teþebbüse kaymasýný saðladý.
Ýngiltere´de onsekizinci yüzyýlda kapitalist geliþmenin odaðý ticaretten sanayiye kaydý. Önceki yýllarda saðlanan sermaye birikimi, Sanâyi Devrimi sýrasýnda teknik bilginin sanayiye uygulanmasý yolunda kullanýldý. Adam Smith (1723-1790) "Uluslarýn Zenginliðinin Nedenleri ve Kaynaklarý Üzerine bir inceleme" adlý eserinde klasik kapitalizmin ideolojisini ortaya koydu. Smith, toplumlarýn geliþmesini Marksist kurama benzer biçimde çeþitli aþamalara ayýrýyordu. Buna göre toplumlar avcýlýk, göçebeliðe dayalý tarým, feodal çiftçilik ve ticari karþýlýklý baðýmlýlýk aþamalarýndan geçerler. Her aþamanýn kendine özgü kurumlarý vardýr. Sözgelimi avcýlýk aþamasýnda mülkiyet olmadýðý için adlî kurumlara gerek yoktu. Ama toplumsal çevrenin büyümesiyle birlikte düzenli ordularýn yanýsýra özel mülkiyetin ve çeþitli ayrýcalýklarýn korunmasýný aracý olarak devlet kurumu geliþti. Böylece daha karmaþýk bir örgütlenme ortaya çýktý. Ücretleri loncalarýn yerine piyasalarýn belirlediði, özel giriþime devletçe konan kýsýtlamalarýn kalktýðý son aþama ise sonradan serbest rekabet kapitalizmi olarak adlandýrýlan "kusursuz özgürlük" aþamasýdýr. Bu aþamada bireylerin tutkularý doðrultusunda kendi durumlarýný iyileþtirmeye yönelik faaliyetlerini toplumsal bakýmdan yararlý sonuçlara dönüþtüren mekanizma rekabettir. Örneðin bireylerin rekabete dayalý mücadelesi sayesinde mallarýn fiyatlarý, geçici sapmalar dýþýnda üretim maliyetini denk düþen doðal düzeylerde oluþur. Ulusal servet ise toplumun üç ana sýnýfýný oluþturan iþçiler, toprak sahipleri ve sanayiciler arasýnda gene ortak yararý en yüksek düzeye çýkarýlacak biçiminde ücret rant ve kâr olarak bölüþülür. Dolayýsýyla kendi kendine iþleyen ve kendini sürekli olarak düzelten piyasa mekanizmasý devlet müdahalesi olmadan toplumsal düzenliliði saðlar. Bireylerin kendi çýkarlarý peþinde koþmasý ulusal zenginliði de artýrýr. Ekonomideki üretkenlik artýþýnýn temeli ise emeðin iþ bölümüdür. Bireyler iþbölümü sayesinde bir yandan kendi verimliliklerini artýrýrken ayný zamanda toplumsal üretkenliðin de artmasýna katkýda bulunur. Rekabetçi sistemin isleyiþini engelleyecek ayrýcalýklara ve devletin müdahalelerine izin verilmediði sürece ulusal zenginlik durmadan büyüyecek, toplum kendiliðinden en iyi noktaya ulaþacaktýr.
Fransýz Devrimi ve Napoleon Savaþlarý´nýn feodalizmin kalýntýlarýný silip süpürmesinden sonra Smith´in önerdiði politikalar giderek daha çok uygulamaya konuldu. Ondokuzuncu yüzyýlda siyasal liberalizmin baþlýca politikalarý serbest ticaret, saðlam para (altýn standardý), dengeli bütçe ve sosyal yardýmlarýn son derece kýsýtlý tutulmasý biçiminde kendini gösteriyordu.
I. Dünya Savaþý kapitalizmin geliþmesinde bir dönüm noktasý oldu. Savaþtan sonra uluslararasý piyasalar daraldý, altýn standardýnýn yerini uluslararasý para birimi aldý, bankacýlýk alanýnda hegemonya Avrupa´dan ABD´ye geçti, Afurika ve Asya uluslarý sömürgeciliðe karþý baþarýlý mücadelelere giriþtiler ve dýþ ticaretin önündeki engellere yenileri eklendi. 1929 Büyük Bunalýmý pek çok ülkede devletin ekonomiye karýþmamasýný öngören kapitalizmin ünlü "býrakýnýz yapsýnlar" politikasýna son vererek bir süre kapitalist sistemin geleceðine iliþkin þüpheleri artýrdý. Ama II. Dünya Savaþý´ndan sonra Amerika, Avrupa ülkeleri ve Japonya´daki baþarýsý sistemin yaþama gücünü sürdürdüðünü göstermekle kalmayarak Son yýllarda doðu bloðu ülkelerini de etkileyerek komünizme karþý sürdürdüðü rekabette önemli ölçüde baþarý kazandý.
Günümüzde en yaygýn ve güçlü ekonomik sistem durumundaki kapitalizm, felsefi temelleri, kurallarý, amaçlarý ve sonuçlarý bakýmýndan Ýslâm´ýn tam karþýsýnda yer alýr. Kapitalizmin temelini maddecilik oluþturur. Ýnsana öngördüðü biricik amaç maddi zenginliðe ulaþmak ve bunu dilediðince tüketmektir. Bu amaca ulaþmak isteyen bireye sýnýrsýz bir özgürlük tanýr. Bu nedenle aþýrý ölçüde bireycidir. Ýnsan ve toplum hayatýnda belirleyici olarak kabul ettiði tek ilke piyasa þartlarý ve rekabettir. Fýrsatçýlýk ve acýmasýzlýk ise onun ahlâk kurallarýdýr. Hep daha çok kâr yapmaya yönelttiði insanlar tutkularý yönünde hiçbir engelle karþýlaþmamalýdýr. Bütün bunlar kapitalizmi insanlýk dýþý bir sistem durumuna götürmüþtür. Bireye tanýdýðý sýnýrsýz özgürlük ve kabul ettiði "býrakýnýz yapsýnlar" kuralý doðal olarak en çok sermaye sahiplerinin iþine yaradýðý için büyük kitlelerin yoksullaþmasýna, sömürülmesine yol açmýþtýr. Kapitalistin doymak bilmeyen mülkiyet tutkusu kapitalizmi, sýnýrlarýný aþarak dünya ölçüsünde yayýlmaya ve özellikle yoksul ülkelerin doðal kaynaklarýný yaðmalamaya götürmüþtür. Bu nedenle kapitalizm Ýslâm gözünde zulmün ve sömürünün ortadan kaldýrýlmasý gereken baþlýca nedenlerinden birisidir.
radyobeyan