Kaparo By: armi Date: 26 Þubat 2010, 20:13:41
KAPARO
Alým ve satýmdan vazgeçmeyi önlemek için verilen pay akçesi.
Arapçaya baþka dilden geçen arabûn veya urbân kelimesi kaparo anlamýnda kullanýlýr. Ödünç vermek, öne geçmek, hediye vermek demektir. Urbûn satýþý bir terim olarak; bir malý satýn alan kimsenin, satýcýya bedelden bir bölümünü, akit gerçekleþirse, bu verilen meblaðýn satýþ bedeline mahsup edilmek, gerçekleþmezse hibe (baðýþ) sayýlmak üzere vermesidir. Bu, kendisinde alýcý için seçimlik hak bulunan bir satým akdidir. Akit gerçekleþirse kaparo, satýþ bedelinden bir cüz olur. Eðer alýcý, akdi yapmaktan vazgeçerse, kaparoyu kaybedecektir. Burada muhayyerlik süresi belirlenmemiþse, bir zamanla sýnýrlý deðildir. Akit, satýcý bakýmýndan ise baðlayýcýdýr. Hanbelîlere göre, alýcýnýn muhayyerlik hakký için belli bir süre tesbit edilmesi gereklidir.
Ýslâm hukukçularýnýn çoðunluðuna göre verilen kaparo yanmak üzere yapýlacak satým akdi sahih deðildir. Hanefilere göre bu akit fasit, diðerlerine göre ise batýldýr. Zira Hz. Peygamber kaparolu satýþý yasaklamýþtýr. Ancak bu konudaki hadislerin zayýf olduðu belirlenmiþtir (eþ-þevkânî, Neylü´l Ývtâr, V, 153; Mâlik, el-Muvatta´, II, 151). Yasaðýn sebebi; garar, risk, baþkasýnýn malýný ivazsýz olarak yeme, yani sebepsiz zenginleþme ve akitte iki fasit þartýn bulunmasýdýr. Bu þartlar dan birisi hibe þartý, ikincisi alýcý akde razý olmazsa, satýþtan vazgeçme þartýdýr. (eþ-þevkânî, a.g.e, Bidâyetü´l-Müctehid, II, 161).
Ahmed b. Hanbel kaparolu satýþý câiz görür. Delil hadistir. Zeyd b. Eslem´den þöyle dediði nakledilmiþtir: "Rasûlüllah (s.a.s)´a kaparolu satýþýn hükmü sorulmuþ, o, bunu helâl kýlmýþtýr" Bu hadiste senedi bakýmýndan tenkit edilmiþtir (es-Þevkânî, a.g.e, V, 153). Nâfi´ b. Abdilhâsis, Halife Ömer için Safvân´dan dörtbin dirheme cezaevi olarak kullanýlmak üzere Mekke´de bir bina satýn alacaktý. Ancak Hz. Ömer´le görüþecek; o razý olursa, akit kesinleþecek, Ömer razý olmazsa, Safvân´a dörtyüz dirhem tazminat verilecekti, Hz. Ömer´e danýþýlýnca o, bu þartý kabul etti. (Ýbnü´l-Kayyim, Ý´lâmü´l-Muvâkkiîn, III, 401)
Günümüz ticaret iþlemlerinde, zaman kazanmak, düþünmek, araþtýrmak, malýn baþkasýna satýlmasýna engel olmak gibi amaçlarla, bir miktar kaparo verilerek satýcý ile ön baðlantý yapýlmaktadýr. Akit gerçekleþirse kaparonun satýþ bedeline mahsup edilmesi gerekir. Alýcý, sözleþmeden vazgeçerse kaparonun geri iade edilmesi en güzelidir. Eðer sözleþmede, satýþ gerçekleþmezse kaparonun geri verilmeyeceði belirlenmiþse; bu cezâi þart niteliðindedir. Satýcý, bekleme ve malýný baþkasýna satmama karþýlýðýnda böyle bir tazminatý istemektedir. Kâdi Þurayh, þu sözüyle kaparolu satýþý câiz gördüðünü belirtmiþtir: "Bir kimse, zorlama olmaksýzýn kendi isteðiyle kendi aleyhine bir þart koysa, bu onun aleyhine sâbit olur." (Ýbnü´l-Kayyim, a.g.e., III, 400; ez-zühâylî, el-Fýkhü´l-Ýslâmî ve Edilletüh, Dýmaþk 1985, IV, 211)
Kaparolu satýþýn lehinde ve aleyhinde hadisler zayýf olduðuna göre, örf deliline dayanarak, bu çeþit satýþlarý geçerli kýlmak mümkündür. Çünkü satým akdi gerçekleþtiði taktirde alýcýnýn bunda yararý vardýr. Sözleþme ifa edilmezse, bekleme ve malý baþkasýna satmama yüzünden de satýcýnýn zararý söz konusudur. Bunu, kaparolu satýþý fasit akit saydýðý düþünülürse, taraflar akit gerçekleþmeyince verdiklerini geri alabileceklerdir. Ancak kaparo karþýlýklý rýza ile geri alýnmamýþ bulunursa, fasit akit hükümleri uygulanýr (bk. Fasit akit)
radyobeyan