Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Kaf suresi By: armi Date: 25 Þubat 2010, 21:39:23
KÂF SURESÝ




Kur´an-ý Kerim´in ellinci sûresi. Kýrkbeþ âyet; üçyüzyetmiþbeþ kelime ve bindörtyüz yetmiþyedi harftir. Fasýlalarý be, cim, dâl, râ, sâd ve zý harfleridir Mekke´de inen sûre, ismini baþýndaki hurûfu mukatta´*dan olan "kâf" harfinden almaktadýr.

Sûre, ölümden sonra diriliþ konusunu iþlemekte olup burada ele alýnan meselelerin hepsi bu konuyla içiçedir.

Konu iþlenirken meseleler þöyle sýralanýr:

a- Müþriklerin ölümden sonra dirilmeyi inkâr etmeleri.

b- Ölümden sonra dirilmenin delilleri.

c- Ölümden sonra dirilmeyi inkâr eden geçmiþ kavimlerin baþýna gelen musibetler.

d- Ölüm ve diriliþ.


Sûre, kâf harfinden sonra Kur´an´a yemin ile baþlar. Ardýndan müþriklerin inkârý þöyle dile getirilir: "Biz öldükten ve toprak olduktan sonra mý dirileceðiz? Bu dönüþ uzak (bir ihtimal) dir" (3).

Ölümden sonraki diriliþin delilleri anlatýlýrken, görünen âlem yani þehâdet âleminden misaller verilir. Deliller serdedilirken kuru mantýk metodu takip edilmez Akýlla birlikte hal ve duyguya da hitap edilir Böylece anlatým canlýlýk kazanýr. Asýmda Kur´an´ýn anlatým metodu budur. Zaten insanýn duygularýndan arýnmýþ olarak salt mantýkla hüküm vermesi ve bir sonuca varmasý hemen hemen imkân dýþýdýr.

Deliller özet olarak þöyle serdedilir:

Göðe bakmýyorlar mý? Onu nasýl bina ettik? Yýldýzlarla süsledik. Yeri yaydýk, göz alýcý çeþit çeþit bitkiler ve aðaçlar bitirdik. Yükseklerden yaðmur yaðdýrarak âdeta yeri diriltip canlandýrdýk.

Bütün bunlarý hiç yoktan vareden Allah, elbette onlara yeni bir hayat vermeye de kadirdir.

Bu deliller belirtildikten sonra münkirlerin geçmiþlerinden örnekler verilir. Kur´ân´ýn geçmiþlere dair verdiði her misal, þimdiki zamana ve geleceðe uzanan bir projektör durumundadýr. Kur´an´ýn tarihi yorumlamasýnda insanlar; inananlar ve inanmayanlar þeklinde bir ayrýma tâbi tutulurlar.

Bu arada muhataplara þu husus hatýrlatýlýr: "Andolsun ki insaný Biz yarattýk ve nefsinin kendisine ne fýsýldadýðýný biliyoruz. Hem Biz ona þah damarýndan daha yakýnýz. (O insanýn her þeyini bilmemize raðmen) bir sað tarafýnda, biri sol tarafýnda oturmuþ iki meleðin (onun) amelini yazmakta olduðunu hatýrla. O bir söz söylemeye görsün yanýnda (hemen yazan) hazýr bir gözcü vardýr" (16-18)

Metinde geçen "rakib" ve "atid" kelimeleri meleklerin ismi deðildir. Bu kelimeler meleklerin sýfatýdýr. Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadislerinde böyle buyurmuþtur: Muhakkak ki kiþi Allah´ý razý edecek bir kelime söylediðinde onun nereye ulaþacaðýný tahmin bile edemez. Allah Teâlâ razý olduðu bu sözü yazar ve hesap günü karþýsýna çýkarýr. Yine kiþi Allah´ý gazablandýran bir söz söyler ve bu sözün nereye varacaðýný tahmin bile edemez. Ama Allah onun aleyhinde gazabýný yazar ve karþýlaþacaðý gün onu karþýsýna çýkarýr (Buhâri Rikâk 23 Müslim Zühd 49 50; Ahmed b. Hanbel 11, 236). Alkame bu hadis hakkýnda "Beni nice sözleri söylemekten alýkoyan bu hadistir" demiþtir.

Bu canlý gerçeðin ýþýðý altýnda hayatýmýza devam etmemiz, yaptýðýmýz her hareketin, söylediðimiz her sözün, saðýmýzda veya solumuzda kaydeden kâtipleri bulunduðunu ve bizim hesabýmýza deftere iþlendiðini ve Allah´ýn huzuruna çýktýðýmýz gün onun hiçbir kýrýntýsýnýn kaybolmayacaðýný bilip gözönünde bulundurarak yaþamamýz yeterlidir.

Bu hatýrlatmadan sonra ölüm gündeme getirilir. Ölümün zikrediliþi, insaný irkilten bir konudur. Geçmiþ ve geleceði düþünmekten gâfil olan insana ölüm hatýrlatýldýðýnda ister istemez bu probleme yönelme mecburiyetini hisseder.

Ölümün umulmadýk bir zamanda gelebileceði hatýrlatýlýr. O zaman piþmanlýðýn bir faydasý yoktur. Âhirete azýk hazýrlama dönemi son bulmuþtur. Kötülerin varacaðý yer Cehennem olacaktýr ve onlar Cehennem´e atýldýðýnda Cehennem; Daha var mý? deyip canlý bir varlýk gibi konuþacaktýr.

Muttakilere de her türlü nimetlerle bezenmiþ Cennet vardýr. "Muhakkak ki bunda, kalbi olan yahut þâhit olarak kulak veren kimse için âhirette bir öðüt vardýr" (37)

Bu arada hitap Peygamber´e ve dolayýsýyla bütün mü´minlere yöneltilir: Þu inanmayanlarýn dediklerine sabret, sen Rabbini anmaða devam et. Bir gün gelecek, sûr´a üfürülecektir. Herkes yaptýðýnýn hesabýný verecektir. "Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardýndan O´nu tesbih et. Bir münadinin yakýn bir yerden çaðýracaðý güne kulak ver. O gün bu hak sayhayý iþiteceklerdir. Ýþte bu çýkýþ günüdür" (40-42). Bu âyet-i kerimelerde gökyüzü ile ilgili deliller sýralanarak Hz. Peygamber´e hitaben kulluk yapmasý istenmektedir. Bu deliller Allah´ý tesbih ve hamd ile ilgilidir. Bundan dolayý Hz. Peygamber´e Allah´ý tesbih etmesi emredilmektedir. "Biz onlarýn dediklerini çok iyi biliriz. Sen onlarýn üzerinde bir zorba deðilsin. Tehdidimden korkanlara Kur´an´la öðüt ver" (45). Kur´an kalpleri tutar, yerinden oynatýr sarsar. Allah´tan korkan hiç bir kalp Kur´an´ýn öðütlerine karþý çýkmaz. Bundan dolayý Hz. Peygamber´e sûrenin bu son âyetinde Kur´an´la insanlara öðüt vermesi istenmiþtir. Nitekim sûre ilk âyetinde de Kur´an´a yeminle baþlamýþtýr.


radyobeyan