Kabz By: armi Date: 25 Þubat 2010, 21:23:41
KABZ
Avuçlama, sahip olma, teslim alma, yakalama, dürme, alma, kanat çýrpma. Bir þeyi teslim almak, ona sahip olmak, ele almak ve el koymak anlamýnda bir hukuk terimi. (Âyetlerdeki anlamý için bk. el-Bakara, 2/245, 283; et-Tevbe, 9/67; el-Furkân, 25/46; Tâhâ, 20/96; el-Mülk, 67/19; ez-Zümer, 39/67).
Tasavvufî bir terim olarak kabz takallüs, sýkýlma, sýkýþma anlamlarýnda olup, yayýlma, açýlma, iç açýlmasý demek olan "bast" ýn zýddýdýr. Kabz, korku (havf) duraðýna tekabül eden ruhî bir haldir. Ýnsanda bu sýkýntý hâlini meydana getirenin Allah olduðu kabul edilir.
Es-Sarrâc bu iki terimi þöyle tarif eder: "Kabz ve bast yüce ve rûhî iki hal olup, ariflere mahsustur. Allah onlarý sýktýðý zaman, yemek, içmek ve eðlenmek gibi caiz olan þeylerden ve gýdalarýn bir kýsmýndan alýkoymada etkili olur. Ariflerin gönlünü açtýðý zaman da, kendilerini korumayý üzerine almak sûretiyle, o câiz olan þeyleri yine kendilerine iâde eder. Kabz arifin öyle bir hâlidir ki, kendisine bu durumda marifetullahtan baþkasýna elveriþli bir mekân býrakýlmamýþtýr" (Kitâbü´l-Lüma´, nþr. Nicholsun, s. 342). Orta ça; hristiyan tasavvufunda kabzýný karþýlýðý olan terim, Fransýzca "desolation" dur. Bu kelime sözlükte; yýkýklýk, haraplýk, büyük keder, büyük iç sýkýntýsý anlamlarýna gelir (Ý. Hami Daniþmend, Cirand Dictionnaire Francais Terc., Ýstanbul tv. I, 361).
Kur´an´da; "insanýn gönlünde, iþlerinde ve rýzkýnda darlýk meydana getiren de, geniþlik ve bolluk veren de Allah´týr" (el-Bakara, 2/245) buyurulur. Kabz bir hukuk terimi olarak; bir þeyi almak, onu teslim almak, ona el koymak demektir. Kur´an´da, vadeli borçlanmalarda, borcun yazý ile tesbitini bildiren ayetîn devamýnda; "Eðer yolculukta iseniz ve yazýcý da bulamazsanýz, teslim alacaðýnýz rehinler de yeter" (el-Bakara, 2/283) buyurudur. Burada, "makbûza" kelimesi kabz kökünden ism-i mef´ul olup, "kabzedilmiþ, teslim alýnmýþ" anlamýna gelir.
Hadis-i þeriflerde, satýn alýnan bir þeyin, teslim alýnmadan önce, üçüncü bir þahsa satýþý yasaklandýðý için, akitlerde veya alma hakký doðan þeylerde fiilen veya hükmen kabz önemli bir prensiptir (Buharý, Bul u, 54, 55; Müslim, Buyu´, 29, 32, 34, 35, 39, 41; Ebû Davud, Buyû´, 65).
Satým akdinde teslim; satýlaný alýcýnýn iktidar alanýna geçirmek demektir. Bu teslim alma iþlemine kabz denir. Teslim, satýcýnýn, akitten doðan borçlarýndandýr. Alýcý da kabz ile yükümlüdür. Alýcý kabz ile, satýn aldýðý malda tasarrufa muktedir hâle gelir (el-Kâsânî, Bedâyîu´s-Sanâyi´, V, 244; bkz. et-Tehânevî, Keþþâfu lstýlâhati´l-Fünûn, 126, 1198).
Menkul mallarýn kabzý, alýcýya bu malda tasarruf imkânýnýn saðlanmasýyla gerçekleþir. Gayrimenkullerin teslimi, alýcýnýn içine girmesi veya arsayý görecek þekilde yakýnýnda durmasý, yahut da kapý anahtarlarýna sahip olmasý ile tamam olur. Ancak ölçü, tartý veya standart olup sayý ile alýnýp satýlan mislî mallarýn kabzý, ölçülerek, tartýlarak veya sayarak, satýlanýn tamamýný teslim almakla gerçekleþir (el-Kâsânî, a.g.e, V, 234; Ýbn Abidîn, Reddü´l-Muhtâr, IV, 43; ez-Zühaylî, el-Fýkhu´l-Ýslâmî fî Uslûbihi´l-Cedîd, Dýmaþk (ty), 213, 214; Mecelle mad. 262, 277).
Türk Borçlar Kanununa göre, teslim, menkullerde zilyedliðin nakli ile gerçekleþir. Gayrimenkullerde zilyedliðin nakli yanýnda, tapulu yerler için tapu siciline tescîl de þarttýr (Feyzioðlu, Borçlar Hukuku, Ýstanbul 1970, I, 171, 174).
radyobeyan