Kabe By: armi Date: 24 Þubat 2010, 22:16:12
KÂBE
Mekke þehrinde Mescid-i Haram´ýn ortasýnda yaklaþýk 13 m. yüksekliðinde, 12 m. boyunda ve 11 m. geniþliðinde taþtan yapýlmýs dört köþe bir bina. Haccýn sebebi ve bütün müslümanlarýn kýblegâhý olan Kâbe, yeryüzünde yapýlmýþ olan ilk mukaddes mabettir. Buna Beytullah ve Beyt-i Atik de denir Kur´an-ý Kerim´de; "Ýnsanlar için yeryüzünde kurulan ilk ev, Mekke´de bulunan mübarek ve alemler için hidayet kaynaðý olan Kabe´dir" (Alû Ýmran, 3/96) buyurulur.
Hz. Peygamber, Ashab-a Kiramdan Ebu Zer (r.a)´in sorularýna cevap olarak yeryüzünde ilk inþa edilen mescidirý "Mescid-i Haram", ikinci inþa edilenin"Mescid-i Aksa" olduðunu ve bu ikisi arasýnda kýrk yýl süre bulunduðunu beyan buyurmuþtur (Buhârî, Enbiyâ. 10).
Yukarýdaki ayet ve hadis-i þerif, yeryüzünde yapýlan ilk mescidin Kâbe olduðunu açýkça ortaya koymaktadýr.
Kur´an-ý Kerim´de Kâbe´yi inþa edenin Hz. Ýbrahim ile oðlu Ýsmail olduðu bildirilir.
Bu iki peygamberin Hicaz bölgesine intikali þöyle olmuþtur. Hz. Ýbrahim Filistin yöresinde peygamberlik görevini yürütürken, ilk eþi Sâre ile sonradan evlendiði Hacer arasýndaki duygusal rekabet ve kýskançlýk sonucunda Hz. Hacer´i baþka bir yöreye yerleþtirmesi gerekti. Hz. Ýbrahim, Hacer´i ve süt emmekte olan küçük çocuklarý Ýsmail (a.s)´i alarak þimdiki Zemzem kuyusunun bulunduðu yere getirdi. Henüz Mekke þehri ve o yörede insan yoktu. Bir kýrba su ve bir miktar yiyecekle onlarý orada býrakýp, Filistin´e dönmek isteyince; Hz. Hacer, bu hicretin Allah´ýn emri ile olup olmadýðýný sordu. Hz. Ýbrahim; vahiyle býraktýðýný söyleyince Hacer; "Allah kulunu zayi etmez, gidebilirsin" diyerek tevekkül ve teslimiyet gösterdi. Bir kadýn ve kucaðýnda süt emen, bebek yaþtaki çocuk, çölün ortasýnda, insanýn bulunmadýðý bir yorede yalnýz kalýyordu.
Ýbrahim (a.s) oradan ayrýlýrken þöyle dua etmiþti: "Ey Rabbimiz! Soyumdan bazýlarýný, muharrem ve mukaddes evinin yanýndaki çorak vadiye, namaz kýlmalarý için yerlestirdim. Rabbimiz! insanlarýn kalblerini onlara meylettu. Onlarý meyvelerle rýzýklandýr ki, Sükretsinler" (Ýbrahim, 14/37).
Hz. Hacer, Safa ile Merve tepesi arasýnda su aramak için gidip gelirken, Cenâb-ý Hakk´ýn bir ikramý olarak, oðlu Ýsmail´in bulunduðu yerden su kaynamaða baþlamýþtý. Bunu gören Hz. Hacer, suyun akýp gitmesini önlemek için set yapýyor ve suya "zem zem (dur, dur)" diye sesleniyordu. Kýsa süre sonra kuþlarýn hareketinden suyun varlýðýný anlayan seyahat hâlindeki Cürhümî kabilesi, yolunu deðiþtirerek oraya gelmiþ, Hz. Hacer onlara su almalarý için izin verirken, onlar da Hacer´in ve çocuðun gýda ihtiyacýný üstlenmiþlerdi Ýþte buraya yerleþen Cürhümîler Mekke þehrinin ilk kurucularý ve ilk halkýný teþkil etmiþlerdir (bk. ez-Zebîdî, Tecrid-i Sarih, Terc. Kamil Miras, Ankara 1984, VI, 13 vd.)
Hz. Ýbrahim zaman zaman Hicaz´a gelmiþ, oðlu Ýsmail büyüyünce, birlikte Kâbe-i Muazzama´yý inþa etmiþlerdir. Kur´an-ý Kerîm´de olay þöyle anlatýlýr:
"Bir zaman Biz, Ýbrahim´e Kâbe´nin yerini gösterip þöyle vahyettik: Bana hiç bu þeyi ortak koþma. Evim olan Kâbe´yi tavaf edenler, civarýnda oturanlar, rükû edenler ve secdeye varanlar için temizle" (el-Hac, 22/26).
Kâbe inþa edilirken Hz. Ýsmail çevreden taþ taþýr, Hz. Ýbrahim de Kâbe´nin duvarlarýný örerdi. Duvarlar yükselip yerden eriþilmez olunca Hz. Ýsmail halen "Makam-ý Ýbrahim" adý ile ziyaret edilen taþý getirdi. Hz. Ýbrahim bu taþý iskele olarak kullandý. Ebû Kubeys daðýndan getirilen ve "Hacer-i Esved (siyah taþ)" adý verilen taþ da, tavafa baþlama yerine iþaret olmak üzere, halen bulunduðu köþeye yerleþtirildi. Mabed´in duvarlarý yükselince, Hz. Ýbrahim ve Ýsmail þöyle dua ettiler:
"Ey Rabbimiz! Bunu bizden kabul buyur. Þüphesiz ki, Sen çok iyi iþiten ve çok iyi bilensin. Rabbimiz! Ýkimizi de sana teslim olan kýl. Soyumuzdan da Sana teslim olan bir ümmet meydana getir. Bize ibadetimizin yollarýný göster. Tövbemizi kabul et. Þüphesiz Sen, tövbeleri çok kabul eden ve çok merhamet edensin. Ey Rabbimiz! Soyumuzdan vücuda getireceðin Ýslâm ümmetine kendi içlerinden bir Peygamber gönder ki, onlara Sen´in ayetlerini okusun, kitabýný, hikmetini öðretsin, onlarý günahlardan temizlesin. Þüphesiz Sen, her þeye galipsin, hüküm ve hikmet sahibisin" (el-Bakara, 2/127-129).
Hz. Ýbrahim´in duasý kabul olmuþ, Cenâb-ý Hak O´nun soyundan Hz. Muhammed´i son peygamber olarak göndermiþtir. Hz. Peygamber´in bu duayý kastederek; "Ben, babam Ýbrahim´in duasýna ve kardeþim Ýsa´nýn müjdesine, annemin de rüyasýna mazhar olmuþumdur" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 127, 128, V, 262) buyurduðu nakledilir.
Diðer yandan Ýbn Ucre (r.a)´nin rivayet ettiði bir hadiste; Ýslâm ümmetinin bütün namazlarda, "tehiyyât" ve "Allahümme salli-bârik" dualarýný okuyarak, Hz. Ýbrahim´e ve nesline hayýr-duada bulunmalarýnýn, Hz. Ýbrahim´in bu eski duasýna karþý bir teþekkür niteliðinde olduðu belirtilmiþtir (ez-Zebîdî, a.g.e., VI, 18, 19).
Kâbe´yi ilk inþa edenin Hz. Âdem (a.s) olduðu, Hz. Ýbrahim´in ise oðlu Ýsmail ile birlikte Nuh tufanýndan sonra ayný temeller üzerinde onu ikinci defa inþa ettikleri de nakledilmiþtir (ez-Zebidi, a.g.e, VI, 13).
Kâbenin inþasý bittikten sonra, Allah tarafýndan Hz. Ýbrahim´e bütün insanlarý haccetmek üzere davet etmesi emredilmiþtir. "Ýnsanlarý hacca davet et ki gerek yaya olarak ve gerekse uzak yollardan gelen çeþitli vasýtalarla sana varsýnlar" (el-Hacc, 22/27).
Hz. Ýbrahim Ebû Kubeys daðýna çýkýp dört bir yana seslenerek Allah´ýn Kâbe´yi hacc ve ziyaret etmeyi insanlara farz kýldýðýný bildirdi (ez-Zebidi, a.g.e, VI, 20, 21).
Hz. Ýbrahim bu ilâný yaptýktan sonra Cebrail aleyhisselâm gelerek, kendisine "Safâ" ile "Merve"yi ve Harem-i Þerif´in sýnýrlarýný göstermiþ, ayýrýcý alâmet olmak üzere de birer taþ dikmesini önermiþti. Daha sonra hac menâsikini (gerekli bilgilerini) öðreterek, ihramlý bir þekilde Mina´ya ve yollarda "tehlîl" ve "telbiye" getirilerek Arafat´a varýldý. Vakfe´den sonra Müzdelife´ye, oradan da Mina´ya getirdi, kurban kestirdi ve þeytan taþlama (remyu cimâr) yaptýrdý. Kýsaca haccýn bütün menâsikini öðretti. Haccýn bu usul ve erkâný, Hicaz halkýna Peygamber olarak gönderilen Ýsmail (a.s) tarafýndan da ümmetine öðretildi. Daha sonra Ýshak peygamber Mekke´ye gelerek, büyük kardeþi Hz. Ýsmail ile birlikte hac yaptý.
Bundan sonra yakýn ve uzak beldelerden ziyaretçiler Hicaz´a gelerek Beytullah´ý ziyarete baþladýlar. Ýslâm´dan önceki dönemlerde Yemenlilerin ve bazý Ýran (Fürs) hükümdarlarýnýn Kâ´be-i Muazzama´yý ziyaret ettikleri, hatta Hz. Peygamber´in dedesi Abdulmuttalib Zemzem kuyusunu temizletirken çýkarýlan iki tane altýn geyik heykelinin Ýran (Fürs) kurbanlarýndan olduðu nakledilmiþtir (ez-Zebîdî, a.g.e, VI, 21).
Kâbe, o tarihten günümüze kadar bir çok defa tamir görmüþtür. Nitekim Hz. Peygamberin büyük dedesi Kusay zamanýnda tamir edilen Kâbe, Hz. Peygamberin gençliðinde de Kureyþ tarafýndan tamir edilmiþ bu arada Hacer-i Esved´i yerine koyma hususunda aralarýnda ihtilaf çýkmýþ ve bu þeref Hz. Peygamber´e nasip olmuþtur.
Daha sonra Abdullah b. Zübeyr zamanýnda, Emevî hükümdarlarýndan Abdülmelik zamanýnda tamir edilen Kâbe Osmanlý sultanlarý I. Ahmed ve IV. Murat zamanlarýnda da tamir edilmiþtir. Osmanlý sultanlarýndan sonra Suud hükümeti de Kâbe´nin bakým ve tamiriyle ilgilenmektedir.
Ýlk zamanlar Kâbe ile ilgili görevler Ýsmail (a.s) tarafýndan yürütülmüþtür. Ardýndan onun oðluna geçmiþ, sonra Cürhümîlere ve daha sonralarý çeþitli kabilelere geçerek sýk sýk el deðiþtirdikten sonra bu vazifeleri nihayet Kureyþ kabilesi üstlenmiþtir. Hatta önceleri Kâbe civarýnda ev yapmak saygýsýzlýk sayýlýrdý. Kâbe bakýmý Kureyþ´e geçtikten sonra bu anlayýþ yýkýlmýþ ve Kusay tarafýndan Kâbe civarý ilk defa kabilelere göre parsellenerek evler yaptýrýlmýþtýr.
Böylece Hz. Peygamber´in dedelerinden Kusay zamanýnda Mekke ilk defa þehir olarak medenî bir hüviyete bürünmüþ oldu. Þüphesiz Kâbe´nin çevresinde insanlarýn bulunmasý daha eskilere dayanýr. Ancak tavaf alaný dýþýnda kalan kýsýmlarýn parsellenerek mahallelerin oluþturulmasý Kusay zamanýnda gerçekleþmiþtir.
Ýslâmiyetten önce Mekke þehir devletinin görev üniteleri Kâbe ile ilgili vazifeleri þöyle sýralayabiliriz:
1. Sidânet: Kâbe´nin perdedarlýðý, anahtar koruyuculuðu ile hâciblik görevi idi. Bu görevi yürütmek en büyük þeref sayýlýrdý (bk. Hicâbe).
2. Þikâyet: Mekke´ye gelen hacýlara tatlý su saðlama ve Zemzem kuyusu ile ilgilenme görevi idi.
3. Ridâne: Mekke´ye gelen hacýlarýn fakirlerine yemek ikrâm etmek, onlarý barýndýrýp aðýrlamak görevi idi.
Bir de Mekke emirliðine baðlý bazý görevler vardý ki bunlar da Kâbe ile ilgili görevlerle iç içe ele alýnmaktadýr. Bunlarý da þöyle sýralayabiliriz:
1. Ukâb (Kýyâde): Savaþlarda bu adla anýlan sancaðý taþýma görevi olup ya görevlendirilen veya bunu korumakla yükümlü olan kiþi taþýrdý.
2. Nedve: Bir nevi toplantý yeri idi; savaþ, barýþ, düðün vb. önemli her mesele burada görüþülür, karara baðlanýrdý. Buraya herkes deðil, aile gruplarýnýn kýrk yaþýndan büyük olan baþkanlarý katýlýrdý. Bu toplantý yeri ilk defa Kureyþli Kusay tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Tavaf alanýnýn yakýnýnda onun evinin bir kýsmý olup, Dârü´n-Nedve olarak anýlýyordu. Dârü´n-Nedve Mekkelilerin parlamentosu idi.
3. Sefâret: Elçilik görevi.
4. Taþýnacak eþyalara müsaade verme görevi.
5. Savaþ araçlarýný koruma görevi.
6. Putlarýn önünde fal oklarýný çekme görevi.
7. Zemzem kuyusunun temizlenmesi ve tekrar hizmete sunuluþu.
Kâbe´nin doðudaki köþesine "Rükn-i Hacer-i Esved" veya "Rükn-i Þarkî", batý köþesine "Rükn-i Þâmî", güney köþesine "Rükn-i Yemânî", kuzey köþesine de "Rükn-i Irakî" denir.
Kâbe´nin kuzeybatý duvarý (Rükn-i Irakî ile Rükn-i Þâmî arasý)nýn karþýsýndaki zeminden 1 m. kadar yüksek ve 1,5 m. kalýnlýðýndaki yarým daire þeklindeki duvara "Hatîm" denir. Bu duvar ile Beytullah arasýndaki boþluða "Hicr-i Kâbe, Hicr-i Ýsmail veya Hatîra" adý verilir.
Hz. Ýbrahim´in yaptýðý Kâbe binasýna bu kýsým da dahildi.
Hz. Muhammed (s.a.s.)´in peygamber olarak gönderilmesinden beþ yýl kadar önce Kureyþ kabilesi tarafýndan Kâbe tamir edilirken malzeme yetmediði için bu kýsým dýþarýda býrakýlmýþtýr. Kâbe´ye dahil olduðu için tavafýn bu duvarýn dýþýndan yapýlmasý vacip görülmüþtür. Hz. Hacer´le, oðlu Hz. Ýsmail´in "Hicr" mevkiine defnedildiði rivayet edilir (bk. ez-Zebîdî, a.g.e, VI, 17-20).
Kâbe´nin üzerine yaðan yaðmur sularýnýn aktýðý oluk (Mi´zab-ý Kâbe) "Altýn Oluk" diye bilinir.
Kâbe´nin kapýsý, binanýn kuzeydoðusunda Rükn-i Hacer´i Esved ile Rükn-i Irakî arasýnda zeminden iki metre kadar yüksekliktedir. Duvarýn kapý ile Hacer-i Esved arasýnda kalan kýsmýna "Mültezem" denir. Kâbe´nin etrafýný çevreleyen ve içerisinde namaz kýlýnan kýsma Mescid-i Haram denir. Yeryüzünde bulunan en faziletli mescid Mescid-i Haram´dýr.
radyobeyan