Seferin Sebebi Olan Hadise By: sumeyye Date: 24 Þubat 2010, 16:43:22
Seferin Sebebi Olan Hadise
Benî Muharib ve Sa´lebelerie yapýlan savaþta alýnan esirlerden, Peygamberimiz Aleyhisselama Yesar adýnda bir köle düþmüþtü.[484]
Peygamberimiz Aleyhisselam, onun gizlice namaz kýlmakta olduðunu görünce, kendisini kölelikten azad etmiþti.[485]
Bundan sonra, Peygamberimiz Aleyhisselam Yesar´ý Cemmâ nahiyesi yaylýmýndaki develerini görüp gözetmekle görevlendirmiþti.[486]
Peygamberimiz Aleyhisselamýn Cemmâ yaylýmýnda yayýlan develeri 15 kadardý.[487]
Orada, yayýlan zekat develeri de vardý.[488]
Müslüman halkýn develeri de Cemmâ´da yayýlmakta idi.[489]
Peygamberimiz Aleyhisselamýn yanýna, Becîle kabilesinden,[490] Uraynelerden 8 kiþi gelmiþti.[491]
Bunlarýn dördü Uranîlerden, üçü Ükllerden,[492] birisi de Süleym oðullarýndandý.[493]
Uranîler, Kahtan; Ükller ise, Adnan soyundan idiler.[494]
Medine´ye gelen bu adamlar, açlýktan son derecede zayýflamýþlar, arýklamýþlar, neredeyse ölecek hale gelmiþlerdi.[495]
Çok hastalýklý ve sýtmalý idiler, karýnlan da þiþmiþti.[496] Sararmýþ, solmuþlardý.[497]
Bunlar, Peygamberimiz Aleyhisselama:
"Sana Ýslâmiyet üzerine bey´at edeceðiz!" dediler, bey´at ederek Müslüman oldular,[498] kelime-i tevhidi söylediler.[499]
Halbuki, onlar yalancý idiler. Müslüman olmayý özlerinden istiyor deðillerdi.[500]
Peygamberimiz Aleyhisselamýn Mescidinin Suffasýnda oturdular.[501]
Medine´nin havasýný kaldýramadýlar, daha çok hastalandýlar.[502] Vebaya,[503] dalak sancýsýna tutul-dular.[504]
Rivayete göre; onlarýn tutulduklarý hastalýk Medine hummasý (sýtmasý) idi.[505]
Onlar, Medine´den çýkýp gitmeyi istemeye baþladýlar:
Medine´nin yemekleri; abdest, gusül, cihad... kendilerinin hoþlarýna gitmedi, iþlerine gelmedi.
"Yâ Rasûlallah! Bizi barýndýr, yedir, geçindir![506] Yâ Rasûlallah! Bize süt bul!" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Siz Resûlullahýn develerinin yanýna gitmedikçe, size burada içirecek süt bulamam!" buyurdu.[507]
"Yâ Rasûlallah! Þu aðrýlar baþýmýza gelmiþ bulunuyor. Ýzin versen de, biz develerin yanýna gitsek?[508]
Yâ Rasûlallah! Bizler hayvan sahipleriyiz. Ekin ve arazi sahipleri deðiliz.[509] Medine´nin havasý bize aðýr geldi!" dediler.[510]
Hallerinden þikâyetlendiler.[511] Medine´nin dýþýnda bir yana gönderilip orada bakýlmalarýný istediler.[512]
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara:
"Ýsterseniz, siz zekat develerinin bulunduklarý yere kadar gidip onlarýn sütlerinden ve sidiklerinden* içebilirsiniz!" buyurdu[513] ve:
"Develerin sütlerinden ve sidiklerinden nasiplenmeniz için çobanýmýzla gidebilir misiniz?" diye sordu.
"Evet!" dediler, çýkýp gittiler.[514]
Üç ay kadar, develerin yanýnda kaldýlar.[515]
Develerin sütlerinden ve sidiklerinden içerek sýhhat buldular.[516] Benizleri yerine geldi.[517] Hastalýklarýndan kurtulup sýhhat bulduklarý zaman, çok semizlediler ve hatta, semizlemekten, karýn larýnda büklümler bile meydana geldi. [518]
O sýrada, Medine´de mum, yâni birsam denilen bir çeþit akýl bozukluðu hastalýðý da zuhur etmiþti.[519]
Mum; birsamla birlikte gelen humma hastalýðý olup, bunun yüzde ve bedende çiçek sivilcelerinden daha küçük sivilceler çýkan bir hastalýk olduðu da söylenmiþtir.[520]
Ýyileþip Medine´ye gelen bu adamlar:
"Yâ Rasûlallah! Medine´de þu mum hastalýðý zuhur etmiþ bulunmaktadýr. Bize izin verilse de, develerin yanýna dönsek?" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Olur! Gidiniz, orada bulununuz!" buyurdu.
Gittiler.[521]
Bu nankör adamlar, Harre nahiyesinde bulunduklarý sýrada, kâfirlik yoluna saptýlar.[522]
Sabahleyin, Peygamberimiz Aleyhisselamýn develerinin yanýna vardýlar, onlarý sürüp götürdüler.[523]
Peygamberimiz Aleyhisselamýn azadlýsý Yesar, yanýna birkaç kiþi alýp, onlara yetiþti.[524]
Gaddar adamlar çobanlarýn üzerlerine yürüdüler,[525] Yesar´ý yakaladýlar,[526] boðazladýlar.[527] Ellerini, ayaklarýný kestiler. Son nefesini verinceye kadar onun diline ve gözlerine diken batýndýlar, çekip gittiler.[528]
Amr b. Avf oðullarý kadýnlarýndan bir kadýn, merkebinin üzerinde oradan geçerken, bir aðacýn altýn da Yesar´ýn cesedini gördü. Kavminin yanýna dönünce, gördüðünü, onlara haber verdi.
Onlar da, Yesar´ýn ölüsünün bulunduðu yere doðru gittiler, ölüsünü Küba´ya getirdiler.[529] Küba´da gömdüler.[530]
Facianýn habercisi "Ýmdad!" diye seslenerek Peygamberimiz Aleyhisselamýn yanýna geldi[531] ve:
"Çobaný öldürdüler, develeri sürüp götürdüler!" dedi.
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Ey Allah´ýn süvarileri! Hayvanlarýnýza bininiz!" denilerek Ýslâm mücahidlerine seslenilmesini emret ti.
Süvariler hemen atlandýlar.[532]
Haber Peygamberimiz Aleyhisselama gündüzün baþýnda eriþmiþti.[533]
Peygamberimiz Aleyhisselam, canileri yakalamak üzere, arkalarýndan acele 20 süvari saldý.[534]
Süvari birliðine Kürz b. Cabir"i kumandan tayin etti.[535]
Kumandanlýða Saîd b. Zeyd´in tayin edildiði de rivayet edilir.[536]
Canilerin izlerini sürmek üzene, süvarilerin yanlarýna bir iz sürücü de katýldý. [537]
Peygamberimiz Aleyhisselam, süvari birliðini gönderirken, Ükl ve Uranîler aleyhinde:
"Ey Allah´ým! Onlara, yollarýný kör et! Yollarýný, tek deve yolundan daha dar ve çýkmaz et!" diyerek dua etti.[538]
Süvariler, Ükl ve Uranîlere, Münakka´nýn üst tarafýnda yetiþtiler.[539]
Münakka; Medine´nin doðusunda, Irak yolunda biryerdir.[540]
Ükl ve Uranîler, Harre´de yattýlar Sabaha çýkýnca, yemeklenini yediler
Ýslâm süvarileh, onlarýn ne tanafa savuþup gittiklenini bilemediler
O sýnada, deve küneði, kolu taþýyan bin kadýna rastladýlar, onu tuttular.
Kendisine:
"Yanýnda taþýdýðýn nedir?" diye sordular.
Kadýn:
"Bir cemaate rastlamýþtým. Onlar bir deve kesmiþlerdi, bunu bana onlan verdiler" dedi.
Ýslâm süvarileri:
"Þimdi onlar nerededir?" diye sordular.
Kadýn:
"Onlar þuradaki çölün kana taþlýðýndadýrian.
Onaya doðnu gittiðinizde, kendilerinin ateþlerinin tüttüðünü gürünsünüz!" dedi.
Ýslâm süvarileh hemen onaya doðnu gittiler.
Ükl ve Unanîlenin yemekten kalktýklarý sýrada onlarý kuþattýlar, teslim olmalarýný istediler.
Hiçbirini kaçýrmadan, hepsini esir ettiler,[541] baðladýlar, terkilerine alýp Medine´ye getirdiler
O sýnada Zegabe´de bulunan Peygamberimiz Aleyhisselamýn yanýna vandýlan.[542]
Ükl ve Unanîleni seyretmek üzene, Enes b. Malik ile bazý çocuklar da, süvarilerin ankasýndan, oraya geldiler.[543]
Gündüz epeyce ilenlemiþti.[544]
[484] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 290.
[485] Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 161.
[486] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 290.
[487] Vâkýdî, c. 2, s. 570, Ýbn Seyyid, c. 2, s. 90, Kastalânf, c. 1, s. 161.
[488] Ýbn Seyyid, c. 2, s. 90, Kastalânf, c. 1 , s. 161, Diyarbekrî, c. 2, s. 12.
[489] Müslim, Sahih, c. 3, s. 1296.
[490] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 290.
[491] Vâkýdî, c. 2, s. 569, Ýbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 93, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 205, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1296.
[492] Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 163, 233, Bu hân, Sahîh, c. 5, s. 70, Müslim, c. 3, s. 1297, 1298.
[493] Taberî, Tefsfr, c. 6, s. 207.
[494] Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 162.
[495] Ýbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 88.
[496] Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 161.
[497] Halebî, c.3, s. 180, Zürkânf, c. 2, s. 173.
[498] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 186, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 43, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1297.
[499] Buhârî,Sahýh,c.5, s. 70, Zürkânf, c. 2, s. 172.
[500] Taberî, Tefsfr, c. 6, s. 207.
[501] Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 1 9.
[502] Ahmedb. Hanbel, c.3, s. 186, Buhârî, c. 8, s. 43, Müslim, c. 3, s. 1297.
[503] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 290, Vâkýdî, Megâzî, c. 2, s. 569, Ýbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 93.
[504] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 290.
[505] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 163, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Þerhi, c. 2, s. 173.
[506] Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Þerhi, c. 2, s. 173.
[507] Buhârî, Sahih, c. 8, s. 19.
[508] Ebu Avane´den naklen Zürkânf, Mevâhib Þerhi, c. 2, s. 173.
[509] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 170, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 70, Taberî, Tefsfr, c. 6, s. 206, Ýbn Kayyým, Zâdu´l-mead, c.2,s.135.
[510] Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 233, Taberî, Tefsfr, c. 6, s. 206, Ýbn Kayyým, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 1 35.
[511] Ahmed b. Hanbel, c.3, s. 186, Buhârî, c. 8, s. 43, Müslim, c. 3, s. 1297.
[512] Ýbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 88, 89, Halebî, Ýnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 189.
* Develer, çölde yavþan ve marsama otu yedikleri için onlarýn sidikleri ve sütleri, içilecek ilaçlarýn içine konulurdu (Ýbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 9). Deve sidiði, mide ishaline iyi gelirdi (Zürkânf, Mevâhib Þerhi, c. 2, s. 1 73).
[513] Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1296.
[514] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 186, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 43, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1297.
[515] Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 161.
[516] Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 186, Buhârî, c. 8, s. 43, Müslim, c.3, s. 1297.
[517] Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Þerhi, c. 2, s. 173.
[518] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 290.
[519] Müslim, Sahih, c.3, s. 1297.
[520] Ýbn Esîr, Nihâye, c. 4, s. 373.
[521] Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 179.
[522] Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 1 63, 233, Buhârî, c. 5, s. 70, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 179, Ýbn Kayyým, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 135, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 161.
[523] Vâkýdî, Megâzî, c. 2, s. 569, Ýbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 93.
[524] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, c. 4, s. 290, Vâkýdî, c. 2, s. 569, Ýbn Sa´d, c. 2, s. 93.
[525] Müslim, Sahîh, c.3, s. 1296.
[526] Vâkýdî, Megâif, c. 2, s. 569.
[527] Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1, s. 161, Zürkânf, Mevâhib Þerhi, c. 2, s. 175.
[528] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 290, Vâkýdî, Megâzî, c. 2, s. 569, Ýbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 93.
[529] Vâkýdî, Megâzî, c. 2, s. 93.
[530] Ýbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 5, s. 51 6.
[531] Taberî, Tefsfr, c. 6, s. 207, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 1 79.
[532] Taberî, Tefsfr, c. 7, s. 207.
[533] Ýbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 93, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 163, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 19, Müslim, Sahîh, c.3, s. 1296, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 130.
[534] Vâki df, M egâzf, c. 2, s. 569, Ýbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 93, Taberî, Târih, c. 3, s. 84 Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 21 0, Ýbn Seyyid, U yû nu´l-eser, c. 2, s. 89, Ý bn K ayy ý m, Zâdu´l -m ead, c. 2, s. 135, Zehe bf, M egâzf s. 295, Ebu´l-F idâ, c. 4, s. 17 9, E but -Tayyib, I kdu´s-simfn, c. 1, s. 254, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1 , s. 161.
[535] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 290, Vâkýdî, Megâzî, c. 2, s. 569, Ýbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 93.
[536] Vâkýdî, M egâzf, c. 2, s. 57 0, Ý bn Seyyi d, U yû nu´l-eser, c. 2, s. 89, K astal ânf, M evâhi b, c. 1, s. 161, S em hûdf, Vefâu ´l-vefâ, c. 1,s.31 3.
[537] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3,s.1 98, Müslim, c.3, s. 1298, E bu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 131 Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 4, s. 87, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 179.
[538] Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 88, Ýbn Kayy,m, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 136, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 180, Suyûtî, Hasâisü´l-kübrâ, c. 2, s. 22, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Þerhi, c. 2, s. 174.
[539] Ýbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 89.
[540] Semhûdf, Vefâu´l-vefâ, c. 4, s. 1 314.
[541] Vâkýdî, Megâzî, c. 2, s. 569.
[542] Vâkýdî, Megâzî, c. 2, s. 569, Ýbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 93.
[543] Vâkýdî, Megâzî, c. 2, s. 570.
[544] Buhârî. Sahih. c. 8. s. 20. Ebu Dâvud. Sünen. c. 4. s. 130.
M. Asým Köksal, Ýslam Tarihi, Köksal Yayýncýlýk: 5/242-247.