Hutbe By: armi Date: 22 Þubat 2010, 16:48:24
HUTBE
Konuþma, cemaate konuþma yapmak, Allah´a hamd, Rasûlüne salat ve selam getirmek ve müminlere duadan ibaret olan bir zikirdir. Hutbe farzdýr ve Cuma ve bayram namazlarýnýn yerine getirilme þartlarýndan birisidir.
Cuma ile ilgili, "Ey iman edenler, cuma günü namaz için çaðýrýldýðýnýz zaman hemen Allah´ý zikretmeye koþun ve alýþ-veriþi býrakýn" (Cuma, 62/9). Âyette sözü edilen zikr bilginlere göre hutbedir veya hutbe ile birlikte namazdýr. Buna göre hutbe de Cuma namazý gibi farzdýr ve hutbe okunmayan Cuma namazý eda edilmiþ sayýlmaz (Molla Hüsrev, Dürerü´l Hukkâm, Ýstanbul 1307, 1, 138). Ayrýca ümmetin bu konuda icma´ý da bulunmaktadýr. Çünkü Hz. Peygamberden günümüze kadar, cuma namazlarý hutbeli olarak kýlma gelmiþtir.
Hutbe´nin Cuma günü ve namazý için son derece ayrýcalýklý ve önemli bir yeri vardýr. Hatta Hazreti Âîþe´den Cuma namazýnýn sýrf hutbeden dolayý iki rekat olduðu rivayet edilmiþtir. Hutbe´nin bir takým þartlarý ve edebleri bulunmaktadýr. Bunlar sünnete göre belirlendiði için önce Hz. Peygamber (s.a.s)´in hutbede izlediði yolu ve bazý hutbelerini bilmekte yarar vardýr.
Ýlgili rivayetlere göre Hz. Peygamber hutbeye çýktýðýnda çok defa heyecanlanýr gözleri kýzarýr, sesi yükselir ve bir orduyu uyarýrmýþçasýna sert bir edâ ile kýyametin yakýnlýðýndan ve mutlaka kopacaðýndan söz ederdi."Emmâ ba´dü" dedikten sonra "sözün en hayýrlýsý Allah´ýn kitabýdýr, yolun en hayýrlýsý Muhammed´in yolu dur, iþlerin en fenasý uydurulup dine katýlanlardýr ve her bid´at sapýklýktýr" derdi. Yine, "Ben her mü´mine kendisinden daha yakýnýmdýr. Kim vefat eder de geride borç ve bakýma muhtaç çoluk çocuk býrakýrsa bu bana aittir, benim borcumdur" buyururdu.
Hutbesine Allah´a hamd, sena ve þehadetle baþlar ve yukarýdakilere benzer sözler söylerdi. Hutbeyi kýsa okur, namazý uzatýr, Allah´ý çok anar ve sözcükleri az, anlamý derin ifadeler seçmeye özen gösterirdi. "Kiþinin hutbesinin kýsa, namazýnýn uzun olmasý, dinî anlayýþýnýn bir iþaretidir" buyururdu.
Hutbede Ashabýna Ýslâm´ýn esaslarýný öðretir, gerektiðinde onlara bazý þeyler emreder, bazý þeyleri de yapmamalarýný söylerdi. Nitekim hutbe okurken camiye giren adama iki rekat namaz kýlmasýný emretmiþ, halkýn omuzlarýna basarak ilerleyen birisine de "böyle yapma, otur" demiþtir. Bir soru sorulduðunda veya baþka bir nedenle konuþmasýný keser, soruya cevap verir, sözlerine sonra devam ederdi. Gerekirse minberden iner, sonra tekrar çýkar ve hutbesini tamamlardý. Nitekim Hz. Hasan ve Hüseyin için hutbeyi bölmüþ, minberden inmiþ, onlarý alýp tekrar minbere çýkmýþ ve konuþmasýna dönmüþtür. Cemaat içinde ihtiyaç sahibi birisini gördüðü zaman halký onun yardýmýna çaðýrýr, yardýmlaþmaya teþvik eder, Allah´ý andýkça þehâdet parmaðý ile iþaret eder, ellerini kaldýrýp yaðmur duasý yapardý.
Cuma günü, gerekiyorsa biraz bekler, cemaat toplanýnca mescide girer, cemaata selam vererek minbere çýkar, minbere çýkýnca yüzünü kýbleye çevirerek dua etmez, yüzünü halka çevirerek otururdu. Hazreti Bilal ezan okuyunca da kalkýp hutbesine baþlardý.
Ýbn Hiþâm´ýn nakline göre Rasûlüllah (s.a.s)´in ilk hutbesi þöyledir: "Hamd ü senadan sonra: Ey insanlar! Kendiniz için hazýrlýk yapýn. þüphesiz biliyorsunuz ki her biriniz ummadýðýnýz bir anda ölecek, sürüsünü çobansýz býrakacak, sonra da Rabbi, arada perdeci ve tercüman olmaksýzýn ona þöyle diyecektir:"Sana Rasûlüm gelip dini teblið etmedi mi? Ben sana mal verip ihsanda bulunmadým mý? Sen kendin için buraya ne hazýrladýn?" Kul, saðýna soluna bakar, hiç bir þey göremez. Sonra önüne bakar, cehennemi görür. Kim yarým hurma ile de olsa bu ateþten kendini koruma gücüne sahipse hayýr iþlesin. Bunu da bulamayan güzel söz söylesin. Çünkü bu sebeple bir hayýr on´dan yediyüz´e kadar katlanarak mükafatlandýrýlýr. Allah´ýn selam, rahmet ve bereketi üzerinize olsun."
Yine Ýbn Hiþam´a göre Hz. Peygamber´in ikinci hutbeleri de þöyledir: Allah´a hamd ve senadan sonra: "Sözün en güzeli Allah´ýn kitabýdýr. Allah´ýn, gönlünü onunla (Kur´an´la) süslediði, küfürden sonra Ýslâm´a soktuðu Allah´ýn kitabýný diðer beþeri sözlere tercih eden kimse þüphesiz kurtuluþa ermiþtir. O, sözün en güzeli ve en üstünüdür. Allah´ýn sevdiðini seviniz, Allah´ý bütün gönlünüzle seviniz. Allah´ýn kitabýndan ve Allah´ý anmaktan usanmayýnýz; gönüllerinize bundan býkkýnlýk gelmesin. Çünkü bu, Allah´ýn bütün yarattýklarýndan seçilip süzülmüþtür. Allah ona "seçtiði amel", bu ibadeti yapanlara "seçtiði kul" ve sözler arasýnda "en iyi söz" adýný vermiþtir. Ýnsanlara verilenler arasýnda haram ve helâl de vardýr. Allah´a kulluk edin ve O´na ortak koþmayýn. Ona tam manasýyle saygý gösterin. Aðzýnýzla söylediklerinizin iyi olanlarýnda Allah´a sadakat edin, ilahî ruh ile aranýzda seviþin; birbirinizi sevin, Allah kendisine verilen sözün bozulmasýna gazab eder. Allah´ýn selamý üzerinize olsun."
Müctehid ve bilginler gerek Cuma hakkýndaki hadisleri, gerek Rasûl aleyhisselamý uygulamasýný göz önüne alarak hutbenin esasýný teþkil eden rükünler ile sahih bir hutbede uyulmasý gereken þartlarý ve hutbenin adabýný tesbit etmiþlerdir.
Hutbenin rüknü:
Hutbenin rüknü Cenab-ý Hakk´ý zikirden ibarettir. Hutbe iki bölümden oluþur: Birinci hutbe müslümanlara vaz ve nasihat ikinci hutbe müslümanlara duadýr. Her birinde Allah´a hamd ve sena Allah´ýn birliðine, Hz. Muhammed´in Peygamberliðine þehadet ve Peygambere salavât vardýr. Hanefi fakihleri "Allah´ýn zikrine koþunuz" (el-Cuma´a, 69/2) âyetindeki hükmün mutlak olduðunu ve namazý da hutbeyi de kapsamýna aldýðýný söylerler.
Hutbenin þartlarý:
Vakit içinde olmak, Namazdan önce, Hutbe niyetiyle Cemaat huzûrunda okunmak (yani hutbe okunurken üzerine cuma farz olanlardan bir kiþi bile olsun, cemaatýn olmasý gerekir). Hutbe ile namaz arasý baþka bir þey ile kesilmemeli (Molla Hüsrev Düreru´l-Hukkâm, Ýstanbul 1307, 1, 138; Ýbn Abidin, Reddül-Muhtar, Terc A. Davutoðlu, Ýst, 1983111, 304 vd.).
Hutbenin sünnetleri:
Hatip, hutbeye baþlamadan önce minber tarafýnda bulunmak. Minbere çýktýðýnda cemaate dönüp oturmak ve okunacak ezaný dinlemek. Hatibin huzurunda ezan okumak. Ezandan sonra, hatip cemâat karþýsýnda her iki hutbeyi ayakta okumak.
Birinci hutbeye Allah´a hamd-ü senâ, "El-Hamdü li´llâh." ile baþlamak
Þehadeteyni "Eþhedü en lâ ilahe... ve eþhedü enne Muhammedun..." okumak ve Peygambere salavat getirmek. Müslümanlara dünya ve ahiretlerine yarayacak, onlarý dünya ve ahirette saâdete kavuþturacak vaaz ve nasihatlarda bulunmak. Kâfirlerin zulmünden kurtarmasý için dua etmek.
Eûzü-Besmele ile bir âyet okumak. Hutbeyi ikiye ayýrmak ve iki hutbe arasýnda az bir miktar oturmak.
Ýkinci hutbede de, evvelki hutbe gibi, hamdele, salvele ile baþlamak. Ýkinci hutbede Müslümanlara maðfiretle afiyet ve cihad´ta baþarýlý olmalarý için de dua etmek. Her iki hutbeyi kýsa okumak. Ýkinci hutbede sesi kýsmak. Hutbeyi, cemaâtin iþitebileceði bir sesle okumak. Hutbe okunurken cemâat baþka bir þeyle meþgul olmayýp yalnýz hutbeyi dinleyecektir. Hutbe anýnda söz söylemek veya söyleyene sus demek, ve yahut namaz kýlmak tahrimen mekruhtur. Hutbede hazýr bulunanlarýn iki tarafa bakmalarý da mekruhtur (el-Fetâvâ´l Hindiyye, Beyrut, 1400,1,146, 147).
Her ne suretle olursa olsun Cuma´ya gidemeyen kimselerin o gün þehir dahilinde ve cemaâtle namaz kýlmalarý tenzîhen mekrûhtur. Fakat Cuma namazý kýlýnmayan köylerde ve bâdiyelerde bulunanlarýn Cuma günü öðle namazýný cemâatle kýlmalarý kerâhetsi} olarak câizdir.
Özrü olanlarýn Cuma günü öðle namazýný Cuma namazý kýlýndýktan sonraya býrakmalarý sünnettir. Cuma namazý kýlýnmadan kýlarlarsa tenzihen mekrûhtur.
Ýmama teþehhütte ve yahut sehiv secdesinde yetiþebilmiþ olanlar, imam selam verdikten sonra Cuma´yý tamamlarlar. Cuma namazýnýn herhangi bir anýnda secdesinin teþehhudünde bile olsull, imama yetiþebilenler, Cuma namazýna yetiþmiþ sayýlýrlar. Birinci ezaný iþitenlerin alýþ veriþi býrakýp Cuma´ya koþmalarý vâcibdir.
Cuma günü, Müslümanlar için bir bayramdýr. Onun için Perþembe akþamýndan itibaren Cuma hazýrlýðý yapmak, çoluðunu, çocuðunu yýkayýp temizlemek, týrnaklarýný kesmek, Cuma için yýkanmak Ýslâm âdâb ve ahlakýndadýr. Câmiye giderken temiz elbiselerini giymek, güzel kokular sürünmek de böyledir. Bunlara çok dikkat etmek lâzýmdýr. Hz. Peygamber (s.a.s) bunlara çok önem vermiþtir. Her Cumâ günü Cumâ için gusletmenin fazîleti hakkýnda Peygamberimizin emir ve tavsiyeleri pek çoktur.
Bayram Hutbesi:
Bayram namazý, üzerine Cum´a namazý farz olan her yükümlüye vaciptir (el-Merginânî, el-Hidâye, Kahire 1965, 1, 85).
Bayram namazýndan sonra hutbe okunmasý ve onun dinlenmesi ise sünnettir. Ebû Saîd (r.a)´den yapýlan rivâyete göre; o þöyle demiþtir: "Rasûlüllah (s.a.s), ramazan ve kurban bayramý günü musallaya çýkardý. ilk önce namaza baþlar, sonra bitince kalkar cemaatin karþýsýna geçerdi. Cemaat saflarýnda oturmuþ olduðu halde onlara vaaz eder, tavsiyelerde bulunur ve onlara emirler verirdi. Eðer herhangi bir tarafa asker göndermek isterse gönderir, emredeceðini emreder, sonra dönerdi." Ebu Said (r.a) devamla þöyle demiþtir: "Ýnsanlar, Medine emiri olan Mervan´la birlikte kurban veya ramazan bayramýna çýktýðýmýz zamana kadar bu þekle devam ettiler.
Mervan´la namazgâh´a çýkýnca Kesir ibni´s-Salt´ýn yaptýðý minber karþýmýza çýktý. Mervan namaz kýlmadan önce minbere çýkmak istedi. Elbisesini çektim. O da benden kurtularak minbere çýktý. Namazdan önce hutbe okudu. Ben de; "Vallahi sünnete uygun olan þekli deðiþtirdiniz" dedim. Mervân; Ey Ebu Saîd, senin bildiðin devir geçti, dedi. Ben de; Vallahi benim bildiðimden daha hayýrlý bir þey bilmiyorum, dedim. Mervân: Namazdan sonra cemaat oturup bizi dinlemiyor. Ben de hutbeyi namazdan önceye aldým, dedi " (Buhârý, ldeyn, 6/, 26, Zekât, 44, Hayz, 6; Müslim, Ýdeyn, 13; Nesaî, Ýdeyn, 20).
Bayram namazlarýnda hutbe arasýnda imamýn oturmasý hakkýnda varid olan rivâyetlerin hepsi zayýftýr. Nevevî þöyle demiþtir: "Hutbenin tekrarý hakkýnda bir þey sabit olmamýþtýr. Hutbeye Allah´a hamd ile baþlamak müstehabdýr. Rasûlüllah (s.a.s)´den bunun dýþýnda bir þey iþitilmemiþtir." ibn Kayyým demiþtir ki: "Rasûlullah (s.a.s) bütün hutbelerinde Allah´a hamd ile baþlardý. Bayram hutbelerine tekbirle baþladýðýna dair ondan bir hadis rivâyet edilmemiþtir. ibn Mâce´nin Sünen´inde, Rasûlüllah (s.a.s)´in müezzini Saide (r.a)´den yaptýðý rivâyete göre; "Nebi (a.s) hutbenin bölümleri arasýnda tekbir alýrdý, ve bayram hutbelerinde tekbiri çoðaltýrdý." (Ýbn Mâce, Ýkâme, 158). Böyle yapmasý tekbirle açtýðýna delâlet etmez. Bayram hutbelerinde ve yaðmur duasýnýn baþlangýcýndaki tekbirinde âlimler ihtilaf etmiþlerdir. Dendi ki; "her ikisine de tekbirle baþlar". Yine baþka bir görüþe göre "yaðmur duasý hutbesine istiðfar ile baþlar". Bazýlarý ise; "her ikisine hamd ile baþlar" demiþlerdir." þeyhu´1-Ýslâm Takýyuddin ibn Teymiyye þöyle demiþtir; "Doðru olan hamd ile baþlamaktýr. Çünkü Rasûlüllah (s.a.s) þöyle buyurdu: "Elhamdülillah ile baþlanmayan her iþ noksandýr." Rasûlüllah (s.a.s) hutbelerin hepsine "Elhamdülillah" ile baþlardý. Bir çok fakihlerin Rasûlüllah´ýn yaðmur duasý hutbesine tekbirle baþladýðýna dair sözleri hakkýnda Nebî (a.s)´dan asla bir sünnet yoktur. Aksine sünnet bunun tersini gerektiriyor. O da Rasûlüllah (s.a.s)´in bütün hutbelerine "Elhamdülillah" ile baþladýðýdýr " (bk. Ebû Dâvud, Nikâh, 32; Ýbn Mâce, Ýkâme, 158; Nesaî, Cum´a, 24; A.b. Hanbel, Müsned, 1, 392, 393, 432).
Hutbeye çýkarken okunan duâlarýn bir aslý yoktur. Bid´atir. Asil duâ hutbenin kendisidir. Hatib ilk sünneti kýlýnca. hutbeye çýkar. minberin durumuna göre uygun bir basamakta oturur iç ezaný dinler. Sonra ayaða kalkarak birinci hutbenin metnini okur:
El-hamdü lillahi rabbi´l alemin. Vessaletü vesselemü ala rasulina muhammedin ve ala alihi vesahbihi ecmain. Neþhedü enlailahe illallahü veneþhedü enne seyyidina vemevlana muhammeden abdühü verasuluhu ibadellahi ittegû vellezine um vadýûhu. Ýnnellahe meallezinettegû vellezine hüm muhsinûne. Galellahü teaüla fi kitabihilkerimi.
Bundan sonra eûzü-besmele ile birlikte hutbenin konusuna uygun bir âyet ve bazý hadisleri okunur, mü´minlere öðüt verilir ve birinci hutbe þöyle bitirilir:
Ela inne ehsenel kelami ve ebleðannizami kelamüllahilmülki´l azizi´l allemi kema galellahü tebareke veteala fil´kelami, ve iza gurie´l gurânu festemîu lehu veensitu leallekum türhamune. Eûzü billahi mine´þ þeytanirracimi bismillahirrahmanirrahim.
Hatib, bundan sonra her hutbenin sonunda konu ile ilgili bir âyet-i kerime okur ve oturur ve ellerini açarak sessizce söyle bir dua yapar: tebarekellahü lena veleküm veliseirilmüminine velmüminâti bifazlihi ve rahmetihi innehü garibün mühibü´d deaveti
Hatib, bu duadan sonra ayaða kalkar ve sesli olarak aþaðýdaki ikinci hutbeyi okur:
Elhamdülillahi hamdelkamiline vessaletü vesselamü ala rasûlinâ muhammdün ve ala alihi ve eshabihi ecmaîn. Te´zîmen linnebiyyihi ve tekrimen lifehameti þeni þerefin safiyyetin fegale azze ve celle min gailin muhbiran ve âmiran innallahe ve malaiketühü yusallune alennebiyye ya eyyehellezine emenû sallû aleyhi vesellimu teslimen, allahümme salli... kema salleyte... ilh.. allahümme barik... ilh..
Hatib, sonra ellerini açar ve sesini biraz alçaltarak þu duayý okur:
Allahümme ve erza anilerbeatilhulafai seyyidina ebi bekrin veumera ve usmane ve aliyyi zevissidgi velvefei vebegiyyetilaþereti ve âli beytilmustafe ve anilensari velmuhacirine vettebiine ile yevmilcezai. Allahümmeðfir lilmüminine velmüminati velmüslimine velmüslimati allahümme rabbena etina fiddünya haseneten ve filahirati haseneten ve gýna azebennar birahmetike ya erhamerrahimine ve selamün alel mürseline velhamdülillahi rabbil alemin.
Hatib, daha sonra gizlice "eûzübesmele" çeker ve yüksek sesle aþaðýdaki âyet-i kerimeyi okuyarak minberden iner ve Cuma namazýný kýldýrýr.
Ýnnallahe ye´mürü biladli velihsani ve îtei zilgurbâ ve yenha anil fehþai velmunkeri velbeðyi yeizuküm lealleküm tezekkürun.
Anlamý: "Þüphesiz ki Allah, adaletli davranmayý, iyilikte bulunmayý ve akrabalara yardým etmeyi emreder. Fuhþu, kötülüðü ve zulmü yasaklar. Allah, sizlere düþünüp yapasýnýz diye öðüt verir" (en-Nahl, 16/90).
Þâmil ÝA.
radyobeyan