Huri By: armi Date: 22 Þubat 2010, 16:29:51
HÛRÎ, HÛRÝLER
Gözleri iri ve siyahý çok siyah, beyaz kýsmý da çok beyaz kýzlar. Arapça´da "hûr" kelimesi "havrâ"nýn çoðulu. Türkçe´de teklik gibi ve çok kere bu ifadeyi taþýyan nisbet "î" si ile "hûrî" þeklinde kullanýlýr.
"Hûrileri" ifade edene Kur´ân âyetlerinde geçen "îyn", "ayn" (göz) dan türemiþ bir kelime olup iri gözlü kadýnlara atfen kullanýlýr.
Istýlah olarak "hûrî", Cenâb-ý Allah´ýn, cennetliklere vadetmiþ olduðu güzel kýzlardan her biridir.
"Hûrîler"in yaratýlýþlarý, vücut yapýlarý ve güzellikleriyle ahlâkî yapýlarý hakkýndaki bilgileri, Kur´ân âyetleriyle hadislerden öðrenmekteyiz.
"Müttakiler güvenli bir yerde; bahçelerde ve pýnar baþlarýndadýrlar. Ýnce ipekten ve parlak atlastan giyinerek karþýlýklý otururlar. Böylece biz onlarý, siyah iri gözlü hûrîlerle evlendirmiþizdir" (ed-Duhan, 44/54).
"Müttakilere kurtuluþ, baþarýya ulaþma, bahçeler, baðlar, göðüsleri tomurcuklanmýþ yaþýt (kýz)lar ve dolu dolu kadehler vardýr" (en-Nebe´, 78/31-34)
"Onlar koltuklara yaslanýp kurularak, birçok meyveler ve içecekler isterler. Ve yanlarýnda da bakýþlarýný yalnýzca eþlerine çevirmiþ (utangaç bakýþlý) yaþýt dilberler vardýr" (es-Sâd, 38/51, 52).
"Biz ceylan gözlüleri defterleri saðdan verilenler için inþa etmiþiz (yeniden yaratmýþýz)dýr. Onlarý bâkire, eþlerine düþkün ve hepsini bir yaþta kýlmýþýzdýr" (el- Vâkýa, 56/35-38).
Yukarýdaki âyetlerde geçen "yaþýt"lardan maksat, hepsinin ayný yaþta olmasý ya da eþlerine yaþýt olmalarý þeklinde her iki anlama da gelebilir.
Ýþte dünyada iken hayatýný Allah´ýn emir ve yasaklarýna uygun olarak düzenlemiþ, O´nun rýzasýný kazanmak için her türlü sýkýntý, eza ve cefaya katlanarak dininden asla taviz vermemiþ, müstekbirlere boyun eðmemiþ, her zaman zulme ve zalimlere kar~ý baþ kaldýrmýþ salih ve mutlu kullara Allah´ýn ikramý...
"Orada huylarý güzel, yüzleri güzel kadýnlar vardýr" (er-Rahmân, 55/70).
"Orada utangaç bakýþlý öyle kadýnlar vardýr ki, bundan önce kendilerine ne bir insan ne de bir cin dokunmamýþtýr" (er-Rahmân, 55/56).
"Ve sedeflerinde saklý inciler gibi iri siyah gözlü esler" (el-Vâkýa, 65/22, 23).
Kadýnýn en önemli özelliði onun hayasý ve iffetidir. Bu yüzden Allahu Teâlâ cennet nimetlerini açýklarken kadýnýn güzelliðinden önce hayasýný ve iffetini zikretmiþtir.
Yukarýdaki ikinci âyetten, Cennette cinlerden salih erkeklerle salih kadýnlarý da olacaðý anlaþýlýyor. Bu kadýnlar, týpký insanlardan saliha kadýnlar gibi, cinlerden erkeklere eþ olacaklardýr. Nitekim onlara daha önceden hiçbir erkek dokunmamýþ olacaðý gibi, insanlardan salih kadýnlara da hiçbir erkek dokunmamýþ olacaktýr.
Peygamber (s.a.s) de Cennet ehlini þu þekilde tasvîr etmektedir.
"Cennet ehlinden her birinin iki kadýný vardýr ki, vücutlarýnýn þeffaflýðýndan baldýr kemiklerinin ilikleri etinin üstünden görünür. Ehl-i Cennet arasýnda ne ihtilaf vardýr ne de düþmanlýk; gönüller sanki bir gönül, sabah akþam Allah´ý tesbih ederler" (Buhârî, Bed´ül-Halk, 59, Sýfâtü´l-Cenne).
Þu kadar var ki, dünyada iken iman etmiþ ve salih kullar sýnýfýna girmiþ kadýnlar "hûrîler"den de üstündürler. Çünkü onlar bir taraftan þeytanlarýyla, diðer taraftan nefisleriyle mücadele etmek zorundadýrlar. Onlar, bu mücadelede galip gelerek, Hakk´ýn rýzasýný kazanmýþ ve Cennete girmeyi hakketmiþlerdir. Hûrîler ise kendi amelleri dolayýsýyla cennete girmiþ deðiller. Allah onlarý, diðer nimetler gibi Cennet ehli için yaratmýþtýr. Peygamber (s.a.s)´in aþaðýdaki hadisi bunu teyid etmektedir.
Ümmü Seleme, Peygamber (s.a.s)´e bir gün "Ya Rasûlüllah! dünyada ki kadýnlarý mý, yoksa Cennetteki hûrîler mi daha iyidir?" diye sorar. Rasûlüllah (s.a.s); "Dünyadaki kadýnlarýn üstünlüðü, yüzün astara üstünlüðü gibidir" diye cevap verir. Ümmü Seleme; "Niçin" deyince O, þöyle cevap verir; "Dünyadaki kadýnlar namaz kýldýklarý, oruç tuttuklarý ve birçok ibadetlerde bulunduklarý için" (Tabarânî´den naklen; Mevdûdî, Tefhîmü´l-Kur´ân Terc., VI. 81).
radyobeyan