Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Hurafe By: armi Date: 22 Þubat 2010, 16:28:54
HURAFE, HURAFECÝLÝK




Uydurulmuþ hikâye ve rivayet. Bu hikâye ve rivayetleri aktarýna ve benimseme tutumu. Bunlar genellikle dinin bir parçasý veya gereði olarak aktarýla geldiði gibi, benimseyenlerce de dindenmiþ gibi benimsenmiþ olan, gerçekteyse dinle ilgisi bulunmayan, sonradan katýlmýþ hikâye ve rivayetlerdir .

Hurafenin bu durumuna açýklýk getirebilmek için, dine sonradan katýlan diðer unsurlarý anlatan kelimelere, kavramlara da kýsaca deðinmek gerekecektir. Bunlarý þöylece sýralayabiliriz:

a. Bid´atler
: Kur´ân-ý Kerim ve Sünnet´te bulunmayan ve Ashabca da bilinmeyen, özellikle din esaslarýna iliþkin sonradan çýkma kimi ibadet ve davranýþ biçimleri ve inanca yönelik yorumlar. Mevlit okutmak, Kur´ân-ý Kerîm´in "mahlûk" olup olmadýðýný tartýþmak gibi...

b. Ýsrailiyyat: Kur´ân-ý Kerîm´deki kýssalarýn yorumu ve benzeri durumlarda ayrýntýya iliþkin bilgi vermiþ olmak adýna Kitab-ý Mukaddes, özellikle Tevrat ve Tevrat yorumlarýndan aktarýlan bilgiler. Ehli kitap rivayetleri...

c. Batýl Ýnançlar:
Dinde kesinlikle yeri olmayan, fakat günlük hayatta dinin bir parçasýymýþ gibi gösterilen ve gerçekte dindýþý olan, hatta dinin özüne ters düþen kimi inanç ve davranýþ biçimleri. Nazar boncuðu takmak gibi . . .

d. Esâtîr:
Eski batýl dinlerin inanç ve yorumlarýndan olup da, halkýn arasýnda sürüp giderken, müslümanlaþma sýrasýnda "Müslümanlaþtýrýlarak" dine katýlan mitolojik hikâyeler, efsaneler . . .

e. Hurafeler:
Ýsrailiyyat ve esâtîrden olmadýðý halde bütünüyle sonradan uydurulan ve genellikle Ýslâm´ýn gerçeðiyle baðdaþmaz batýl inançlarý veya çarpýk davranýþ biçimlerini telkin eden hikâyeler.

Nitekim, "hurafe" kelimesinin kökeni de, bu tür bir olayýn adlandýrýlmasýyla iliþkilidir. Hurafe, gerçekle, Arap kabilelerinden Uzle´ye mensup bir þahsýn adý olup, anlattýðý inanýlmayacak þeylere de (onun adýna izafetle) ´hadis-i Hurafe´ denilmiþtir. (Ferit Devellioðlu, Osmanlýca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Hurafe Kelimesi).

Ýbarede geçen "hadis-i Hurafe"nin anlamý, "Hurafe´nin çýkardýklarý, uydurduklarý, ortaya attýklarý, söyledikleri bütünüyle temelsiz hikâyeler"dir. Yukarýda sýralanan dine sonradan katýlmýþ þeylerden "hikâye" türündeki Ýsrailiyyat´tan bir bölümü Tevrat´ta vardýr. Bir bölümü ise Tevrat tefsirlerinde olup, bunlar ya esatîrden alýnma ya da bütünüyle uydurmadýr. Tevrat´ta bulunanlarýn bir bölümünün de

Tevrat´ýn yeniden yazýlmasý sýrasýnda katýlmýþ olmasý mümkündür. Bu itibarla, Ýsrailiyyat´ýn büyükçe bir bölümünün gerçek Tevrat´la ilgisi olmadýðý cihetle hurafe olarak deðerlendirilmesi yanlýþ olmayacaktýr. Semavî kökenli olmayan batýl dinlerin mitolojisinden kaynaklanma esatîr´in ise, apaçýk bir hurafe olarak deðerlendirilmesi gerekir. Çünkü, bu dinlerdeki her þey insanlarýn uydurmasýdýr. Bunlara ek olarak, sonraki yýllarda yeni yeni uydurulan hikâyeler de, hep, hurafe sýnýfýna dahildir.

Hurafecilik´e gelince
: Bu deyim, ilk bakýþta hurafeleri benimsemek gibi görünüyor olsa da, boyutlarý bu kadar deðildir. Tabiin -hatta Ashabýn son dönemi- devrinden itibaren, camilerde halka öðüt verenlerden kimileri daha çok dinleyici bulup, çýkar saðlamak için anlattýklarýný hikâyelerle süslemeðe baþlamýþlar ve bu arada Ýsrailiyata baþvurmakla yetinmeyip, kendileri de kimi hikâyeler uydurur olmuþlardýr. Gerek hadis ve gerekse tefsir tarihlerinde kendilerinden "kýssacýlar" olarak söz edilen bu kiþiler, halkýn dinin özünü unutarak hikâyelerle oyalanmasýna yol açtýklarý için dine büyük zarar vermiþlerdir. Hurafecilik, iþte o günden bu yana sürüp gelmiþtir.


radyobeyan