Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Humus By: armi Date: 22 Þubat 2010, 16:26:05
HUMUS




Bir þeyin beþte biri. Ýslâm ordusu ile kâfirler arasýnda meydana gelen cihad harekatý esnasýnda elde edilen ganimet mallardan veya yerin altýndan çýkarýlan define ve madenlerden alýnýp hak sahiplerine verilmek üzere beytu´l-mâle konan beþte bir miktar anlamýnda bir Ýslâm hukuku terimi.

Ýslâm dini toplumda yoksulluk problemini kökünden çözecek gerekli tedbirleri almýþtýr. Mü´minler arasýnda hibe, karz ve tasadduk gibi gönüllü yardýmlaþmalar teþvik edilirken zekât, öþür ve humus gibi devlet eliyle belirli kaynaklardan alýnýp hak sahiplerine verilecek ekonomik potansiyeller de oluþturulmuþtur. Ýslâm´ýn zengin ve yoksul kesimi arasýndaki tabii dengeyi kurabilecek güçteki bu sosyal yardýmlaþma kurumlarý uygulandýklarý devirlerde olumlu fonksiyon ifa etmiþlerdir.

Ýslâm hukuku açýsýndan beþte bir (humus) uygulamasý iki alanda cereyan eder.

1) Savaþ ganimetlerinden alman humus.

Kur´ân´da þöyle buyrulur: "Eðer Allah´a ve hak ile batýlýn ayrýldýðý gün, iki ordunun bu biri ile karþýlaþtýðý (Bedir savaþý) günü kulumuza indirdiðimize inanmamýþsanýz, bilin ki, ganimet olarak aldýðýmýz herhangi bir þeyin beþte biri Allah´a, Rasûlüne, O´nun hýsýmlarýna, yetimlere, yoksullara ve (karþýlýksýz kalmýþ) yolcuya aittir. Allah her þeye hakkýyla kadirdir" (el-Enfal 8/41).

Savaþ sýrasýnda, düþmandan ele geçirilen ganimet mallarýn beþte dördü Allah yolunda cihâd eden savaþçýlara taksim edilir. Geri kalan beþte bir ise, âyet-i kerimede belirlenen sýnýflara daðýtýlmak üzere ayýrd edilir. Bu beþte birin (humus) daðýtým þekli konusunda iki görüþ vardýr:

Meþhur olan bu görüþe göre; ayrýlan humus kendi içinde beþ hisseye bölünür. Birinci hisse Hz. Peygamber (s.a.s)´e aittir. Kendisi bunu istediði þekilde sarf edebilir. O, bunun bir bölümünü ailesinin geçimi, geri kalanýný ise toplumun yararý için harcardý. Ýkinci hisse, Hz. Peygamber (s.a.s)´in hýsýmlarýndan Haþimoðullarý ve Muttaliboðullarý´na aittir. Hz. Peygamber´e bunlarla ayný derecede hýsým olan Abduþsemsoðullarý ile Nevfeoðullarý ise, bu hisseden bir þey almazdý. Çünkü bu sonuncular Mekke döneminde Hz. Muhammed (s.a.s)´e ve O´na destek olan amcasý Ebû Talib ve ailesine karþý uygulanan ekonomik ambargo sýrasýnda müþriklerle iþbirliði yapmýþlardý. Geri kalan üç hisse ise; yetim, miskin ve muhtaç duruma düþmüþ yolcuya aittir. Hz. Peygamber´in saðlýðýnda yapýlan taksim þekli bundan ibarettir.

Hz. Peygamber´den sonraki humus uygulamasýný þöylece tesbit edebiliriz:

a) Ebû Hanîfe´ye (6. 150/767) göre, Hz. Muhammed´in vefatýndan sonra kendisinin ve hýsýmlarýnýn humustan hissesi sona ermiþtir. Ancak yoksul düþerlerse kendilerine bu pay verilmeye devam edilir. Yani, onlar bu takdirde diðer yoksullar gibi muâmele görürler. Zengin durumda bulunanlara bundan herhangi bir þey verilmez. Bu takdirde humusun tamamý, diðer üç grup olan yetim, miskin ve yolculara daðýtýlmak üzere beytülmale konulur.

b) Ýmam Mâlik´e (Ö. 179 795) göre, savaþ ganîmetlerinin beþte birinin kimlere daðýtýlacaðý konusunda Ýslâm Devlet baþkaný takdir yetkisine sahiptir. Ýsterse, âyette sayýlan sýnýflarýn tümüne, dilerse bir bölümüne verebilir.

c) Ýmam Þâfiî (Ö. 204/819) ve Ahmed bin Hanbel´e (ö. 241/855) göre, ganîmetlerin beþte biri, yine Hz. Peygamber hayatta imiþ gibi beþ´e eþit parçaya bölünür. Hz. Peygamber´e isabet edecek olan pay; toplumun yararý, savaþ araç ve gereçleri alýmý için harcanýr.

Ýkinci görüþe göre humus, âyet-i kerimede belirtildiði üzere altý hisseye bölünür. Birinci hisse Allah´a aittir ki Peygamberimiz (s.a.s) bunu Kâbe´nin masraflarý için ayýrýyordu. Geri kalan beþ hisse ise yukarýda belirtildiði þekilde taksim edilir. Birinci görüþe göre Allah ve Peygamberin hisseleri bir tek hissedir (Fahruddin er-Razi, Mefatîhu´l-Ðayb, XV, 164/165).

Bu konuda çeþitli hadisler nakledilmiþ olup bir tanesi þöyledir: Ubade (r.a) der ki: Peygamber Efendimiz savaþlarýn birinde bir koyun aðýlýnýn yanýnda askere namaz kýldýrýp selâm verdikten sonra ayaða kalktý ve iki parmaðýnýn arasýna bir yün parçasýný alarak þöyle dedi: "Bu, sizin ganimetlerinizdendir. Benim sizinle birlikte bu ganimetlerde beþte birden (humus) baþka bir hissem yoktur. Humus da yine size geri verilmektedir. Binaenaleyh siz de bir ipliði veya dikilmiþ bir çaputu yahut bunlardan daha küçük veya daha büyüðünü dahi yerine koyun ve hainlik yapýp (haber vermeden) bir þey almayýn. Zira hainlik dünya ve ahirette sahipleri için ayýp (ve rüsvaylýk)´týr. Allah yolunda yakýn ve uzak olan düþmanlarla savaþýn ve Allah yolunda kýnayýcýlarýn kýnamalarýna aldýrýþ etmeyin. Hazarda ve seferde Allah´ýn koyduðu cezalan infaz edin; Allah yolunda cihad edin; zira cihad, cennet kapýlarýndan büyük bir kapýdýr ki Allah sizi onunla üzüntü ve kederden kurtarýr" (Ahmed b. Hanbel, 5, 316).

Buhârî, Sahihinde, "Ýman" kitabýnýn kýrkýncý babýný humusa ayýrarak "Humusu ödemenin imandan olduðuna dair bab" þeklinde baþlýk atmýþ ve buna dair uzunca bir hadis zikretmiþtir.

2) Rikaz denilen madenler ile definelerden alman humus:

Peygamberimiz (s.a.s) bir hadis-i þeriflerinde þöyle buyurmaktadýr: "Hazinelerde humus vardýr" (Buhârî, Musâkât, 3).

Bu hadisten de anlaþýldýðý üzere yer altýnda bulunan hazinelerden de humus alýnýr. Hazineler ise üç kýsma ayrýlýr: Ýslâmî döneme ait hazineler, cahiliyye (Ýslâm´dan önceki) döneme ait hazineler ve þüpheli hazineler. Bunlarýn Ýslâmî hükümlerini þöylece özetlememiz mümkündür:

Öþre veya haraca tabi arazi içerisinde bir müslüman veya zimmî tarafýndan bulunup erimeye elveriþli bulunan madenler ile eskiden gayr-i müslimler tarafýndan gömülmüþ olan defineler, gerek çok ve gerek az olsun, vergiye tabidir. Binaenaleyh bunlarýn beste biri beytülmâl namýna alýnýr; geri kalaný da o araziye malik olanlara verilir. Þayet o arazi sahipsiz ise geri kalan miktar onlarý bulanlara aittir. Sahralar, daðlar ve mevat denilen ölü arazi sahipsiz sayýlýr. Bunlarýn tarýma elveriþli olanlarý, ya öþür arazisi (öþriyye) haraç arazisi (haraciyye) durumundadýr.

Madenlerden yakut, zümrüt, firuze, kireç gibi erime ve basýlma kabiliyeti bulunmayan þeylerden humus alýnmaz. Bunlar bulunduklarý yerin sahibine aittir. Þayet sahibi olmayan memleket arazisinde bulunmuþlarsa tamamen beytülmâle ait olurlar.

Ebû Hanife´den bir rivayete göre bir kimsenin, kendi mülk hanesi ile öþriyye ve harâciyye olmayan mülk arazisinde bulduðu madenler tamamen kendisine ait olup, bunlardan humus alýnmaz. Ebû Hanîfe´den baþka bir rivayet ile Ebu Yusuf ve Muhammed´e göre bu tür madenlerden de humus alýnýp beytülmâle verilir.

Cahiliyye devrine ait olan definelerin humusu beytülmâle, geri kalaný da bulunduðu arazi, fetih sýrasýnda Devlet baþkaný tarafýndan kime verilmiþ ise ona veya onun mirasçýlarýna ait olur. Mirasçýsý yoksa tamamen beytülmâle verilir. Fakat bu define, dað ve sahra gibi sahibi olmayan bir yerde bulunursa, maden hükmünde olup beþte biri beytülmâle, geri kalaný ise bulan kimseye verilir. Velev ki bu kimse zimmî olsun. Þayet bu kimse müste´men ise bu define ona býrakýlmaz. Eðer defineyi devletin izniyle çýkarmýþ ise, sözleþme þartlarýna göre amel olunur.

Müslümanlara mý, cahiliyyeye mi ait olduðu þübhe edilen bir define, cahiliyyeden sayýlýp onun hükümlerine tabi olur. Bir görüþe göre bu define hakkýnda "lûkata" (buluntu mal) hükümleri icra edilir.

Bir müslüman veya zýmmî, daru´l-harp´te bir maden veya define bulsa bundan beytülmâl namýna bir þey alýnmaz. Fakat kuvvet ve menaa (savunma) sahibi bir topluluk, daru´l-harp´te böyle bir maden veya define elde etseler bunlarýn humusu beytülmâle ait olur.

Denizden çýkarýlan inciler, mercanlar ve saire süs eþyasýndan bir þey alýnmaz; bunlar tamamen bulup çýkaranlara aittir. Velev ki bunlar, vaktiyle insanlar tarafýndan denizde bir define olarak saklanmýþ altýn ve gümüþ kabilinden olsunlar. Bu mesele Ebû Hanîfe ve imam Muhammed´e göre böyledir. Ebu Yûsuf´a göre ise bütün bunlarýn humusu beytülmâle aittir.

Denizden çýkarýlacak balýklardan vergi almamayacaðý hususunda bütün müctehidler ittifak etmiþlerdir (Ömer Nasuhî Bilmen, Hukuk Ýslâmiyye ve lstýlahatý Fýkhýyye Kamusu, l V, 104-106)

Humus, beytülmâl´in önemli bir gelir kaynaðýný teþkil etmektedir. Zira beytülmâle toplanan mallar dört kýsma ayrýlýr: l) Humus (her iki kýsmiyle); 2) Sadaka ve öþürler; 3) Haraç, cizye vb. gelirler; 4) Hiç varisleri olmayan ölünün mallariyle, sadece kocanýn veya sadece karýnýn varis olduðu durumlarda bunlarýn hisselerinden geri kalan mal (Þemsuddin es-Serahsî, el-Mebsut, III, 17-18).


radyobeyan