Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Hulle By: armi Date: 21 Þubat 2010, 20:27:56
HULLE-HULLECÝ



Yeni ve güzel elbise, astarlý elbise, kadýn, silah. Bir Ýslâm hukuku terimi olarak; üç talakla boþanmýþ olan bir kadýnýn, eski kocasýna yeniden dönebilmesi için, üçüncü bir erkekle usûlüne göre evlenip, ölüm veya boþanma ile bu ikinci evliliðin sona ermesi ve kadýnýn eski kocasýna helâl hâle gelmesi iþlemi demektir.

Ýslâm hukuku kocaya mutlak boþama yetkisi vermiþtir. Kadýn da tefvîz (bk. Tefvîz-i talak) yoluyla boþama yetkisine sahip kýlmabilir. Prensip olarak, karýsýný boþayan onunla yeniden birleþebilir. Ric´î (cayýlabilir) talakla boþama hâlinde iddet süresi içinde, yeniden nikâh akdine gerek olmaksýzýn evlilik devam edebilir. Üç defa boþanmýþsa artýk kadýnýn bir üçüncü erkekle muteber bir þekilde evlenmesi ve bu ikinci evliliðin talak, fesih veya ölümle ortadan kalkmýþ olmasý þarttýr. Ýþte koca ile eski karýsý arasýndaki, bu geçici yasaðý ortadan kaldýrmaya yönelik muâmelelere tahlîl; "helâl kýlma", "helâlleþtirme" veya "hulle" adý verilir.

Hulle´nin dayanaðý âyet ve hadistir.

Kur´ân-ý Kerîm´de; boþamanýn iki defa olduðu, bundan sonra, ya iyilikle tutmak veya güzellikle salývermek gerektiði belirtildikten sonra (el-Bakara, 2/229) bir sonraki âyette þöyle buyurulur: "Yine erkek, karýsýný (üçüncü defa olarak) boþarsa, ondan sonra kadýn kendinden baþka bir erkeðe nikâhlanýp varýncaya kadar ona helâl olmaz. Bununla beraber, eðer bu yeni koca da onu boþarsa onlar (birinci koca ile ayný kadýn) Allah´ýn sýnýrlarýný ayakta tutacaklarýný zannederlerse (iddet bittikten sonra tekrar) birbirine dönmelerinde her ikisi hakkýnda bir sakýnca yoktur" (el-Bakara, 2/230).

Bu âyette ve Ýslâm´ýn diðer hükümlerine göre, meþrû bir hullenin þartlarý þunlardýr:

1) Bir defada veya ayrý zamanlarda üç kere boþanan kadýn iddetini tamamlayacak.

2) Bundan sonra, baþka bir erkekle, sahih nikâhla evlenecek

3) Evlendiði ikinci kocasýyla zifaf meydana gelecek.

4) Ölüm veya boþama suretiyle bu ikinci evlilik sona ermiþ bulunacak.

5) Kadýn, ikinci kocadan olan iddetini tamamlamýþ olacak.

Ancak bu þartlar yerine geldikten sonra bir erkeðin üç defa boþadýðý karýsýyla yeniden evlenmesi mümkündür (el-Cassâs Ahkâmü´l-Kur´ân, Âsitâne, thk. Muhammed es-Sâdik, Dâru´l Mushaf, Kahire, ts., ll, 88, 89; Mehmed Zihni, Münâkehât ve Mufârekât, Ýstanbul 1324/1906, s. 43-45).

Ýslâm´dan önceki Arap toplumunda erkek, karýsýný dilediði kadar boþar ve yeniden ona dönebilirdi. Evlilik yuvasýný zayýf düþüren bu uygulamayý Ýslâm üçle sýnýrladý. Üç defa boþanan eþlerin artýk barýþma ve evlilik hayatýný sürdürme arzularý azalmýþ demektir. Buna raðmen yine de evlenmek isterlerse, yuvayý Ýslâmî ölçüler içinde sürdürme konusundaki kanaatleri güçlü ise, hulle´den sonraki devrede yeniden evlenmeleri mümkün ve câizdir.

Ancak üçlü boþamadan sonraki hulle þartý veya cezasý taraflara aðýr geldiði için, gerçekte 5-6 ay gibi iddet sürelerinden önce gerçekleþemeyecek olan hulleyi, anlaþmalý yollarla çok kýsa süreye sýðdýrma uygulamalarý görülmüþtür. Ýþte Ýslâm´a saldýrmak için tenkid malzemesi olarak kullanýlan ve bazýlarýnca hûlle-i þer´iyye kapsamýnda deðerlendirilmek istenen hulle, bu sonuncusudur.

Üçlü boþama ile karýsýný boþayan koca, baþka bir erkekle anlaþýr, o da nikâhtan hemen sonra kadýný boþayacaðýný taahhüd ederse, acaba bu þekildeki anlaþmalý evlilik karýyý ilk kocasýna helâl kýlar mý? Bu konuda, Ýslâm hukukçularý arasýnda görüþ ayrýlýðý vardýr.

Hanefiler dýþýndaki çoðunluk Ýslâm hukukçularýna göre, anlaþmalý nikâh geçersizdir. Kadýn, bununla ilk kocaya helâl olmaz. Dayandýklarý deliller þunlardýr

Hz. Peygamber, anlaþmalý nikâh yapana (muhallil) ve yaptýrana (muhallelün leh) lânet etmiþ ve birincisine "kiralýk teke" tabirini kullanmýþtýr (Ýbn Mâce, Nikâh, 33; Tirmizi, Nikâh, 28; Nesaî, Talâk, 13; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 83, 87, 93).

Abdullah bin Abbas (Ö. 68/687), Hz. Peygamber´e, anlaþmalý nikâh yapanýn (muhallil) durumunu sormuþ O, söyle cevap vermiþtir: "Hayýr, ancak isteyerek yapýlacak nikâh helâl kýlar, hileli nikâh deðil, Allah´ýn kitabý ile alay da deðil. Sonra, ikinci erkeðin kadýnla cinsel iliþkide bulunmasý da gerekir" (et-Tâc, II, 313). Rýfaael Kurazî´nin karýsý Hz. Peygamber´e gelmiþ ve "Rifâa beni kesin olarak üç talakla boþadý. Ben de Abdurrahman b. Zubeyr (Ö. 72/691) ile evlendim. Ancak onda ki de (cinsel uzuv) çaput çýktý" demiþtir. Hz. Peygamber (s.a.s) tebessüm ederek; "Yani yeniden Rifaa´ya mý varmak istiyorsun? Ama sen, bunun (Abdurrahman´ýn) balcaðýzýndan (cinsel organý), o da senin balcaðýzýndan tatmadýkça olmaz" buyurmuþtur (Buharý, Libâs, 23, Talâk, 7,37; Ebû Dâvûd, Talâk, 49; Nesâf, Talâk, 9; Ýbn Mâce, 32; Mâlik, el-Muvatta, Nikâh, 7, 18). Burada, bir sahâbe kadýnýn kocasý ile ilgili en mahrem konuyu açýkça sorduðu ve Nebi (s.a.s)´in de bu soruyu normal karþýlayarak hükmü ne ise Onu bildirdiði görülmektedir.

Hanefilere ve bazý Þafiîlere göre ise; anlaþmalý nikâh mekruhtur. Bâtýl deðildir. Hulle için konuþulan "þu kadar süre, þu kadar para karþýlýðý evli kalma, ondan boþanma þartýyla evlenme vb. þartlar yok sayýlýr ve nikâh sürekli olarak meydana gelir. Hadîslerde, anlaþmalý nikâh yapana "muhallil"; helâl kýlýcý, meþrû hâle getirici denmesi, akdin sahih olduðunu gösterir. El-Evzâîden þöyle dediði rivâyet edilmiþtir: "Anlaþmalý nikâh yapan ne kötü yapmýþtýr, ancak bununla birlikte bu nikâh câizdir" (Muhammed Ali es-Sâbûnî, Revâiu´l-Beyân Tefsîru Âyâti´l-Ahkâm, 2. baský, Dýmaþk 1397/1977, I, 341).

Anlaþmalý evlilik gerçekte ilk kocaya gerekli teminatý saðlamaz. Ýkinci koca, nikâh akdinden sonra fikir deðiþtirerek, boþamaktan vazgeçse buna çare bulunmaz. Ancak kadýn da boþama yetkisi almýþsa, (tefvîz-i talâk) bunu kullanabilir (Ömer Nasuhî Bilmen, Hukuk-ý Ýslâmiyye ve Ýstilâhâtý Fýkhýyye Kâmusu, 1. baský, Ýstanbul 1967, II, 109).

1917 Tarihli Osmanlý Hukuk-ý Aile Kararnâmesi (H.A.K) 15. maddede: "Bir kimse üç talak ile boþadýðý kadýnla, beynûnet-i kat´iye (kesin ayrýlýk) devam ettikçe yeniden evlenemez". 118. maddede ise; "Beynûnet-i kat´iye, karýsýnýn iddeti bittikten sonra hulle maksadý olmaksýzýn, baþka bir kocaya varýp, cinsel temastan sonra ondan ayrýlmasý ve iddetinin de tamamlanmasý ile ortadan kalkar" hükümleri yer almaktadýr.

1961 tarihli, Pakistan Aile Hukuku Kararnâmesi de benzer hükümler ihtiva etmektedir (bk. 1951 tarihli Ürdün Kanunu Madde 12; Suriye Medeni Kanunu Mad. 36; Fas Medeni Kan. Mad. 39/3; Irak Medeni Kan. Mad. 13).

Türk Medeni Kanununda boþama sayýsý ile ilgili bir evlenme engeli yoktur. Buna göre, bir kimse defalarca boþadýðý karýsý ile yeniden evlenebilir. Ancak T.M.K.da boþama bir takým sebeplere (bk. T.M.K. Mad. 129-134). baðlandýðý için uygulamada defalarca boþanýp evlenene ender rastlanýr. Diðer yandan, genellikle artýk geçinme ve bir arada yasama imkâný kalmayan eþler boþanýr. Bunlarýn yeniden barýþýp evlenmeleri pek nâdirdir.

Ýslâm hukukunda boþanma, özellikle erkek bakýmýndan çok kolaylaþtýrýldýðý için, bu yola sýkça baþvurulur ve boþama irâdesi usûlüne uygun olarak açýklanýr açýklanmaz hukukî sonuçlarýný doðurur. Açýklanan iradeden rucû da mümkün olmaz. Beþerî hukuklarda ise, boþanma davasý sonuçlanýncaya kadar davacý eþ her zaman davadan vazgeçebilir.

Üç talâk hakkýnýn bir defada kullanýlmasý sonucunda, boþayan eþ piþmanlýk duyarsa, boþadýðý eþiyle arasýna hulle engeli girmektedir. Bu durum, kýskanç kocayý çileden çýkarmakta, probleme çare bulmak için bilim adamlarýnýn kapýsýný aþýndýrmaktadýr. Bu arada konunun inceliklerini bilmeyen kimselere de fetva için baþvurulabilmektedir .

Ýþte, boþama iddetlerini gözetmeden, kýsa sürede hileli evlenme ve boþanma yolu hulle´yi kötüye kullanýlýr hâle getirmiþtir. Ancak Ýbn Teymiyye (Ö. 728/1327) ve Ýbnü´l-Kayyim el-Cevziyye (Ö. 751/1350) gibi bazý fakihler bir defada yapýlan üç boþamayý, bir boþama sayarak, boþanmada karþýlaþýlan sertlikleri yumuþatma yoluna gitmiþlerdir (Deliller hakkýnda geniþ bilgi için bk. Hamdi Döndüren, Ýslâm Hukuku, 2. baský, Ýstanbul 1983, s. 365 vd.).


radyobeyan