Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Hilm By: armi Date: 21 Þubat 2010, 19:55:42
HÝLM (Hilim)




Yumuþak huyluluk, yumuþak karakterlilik, sakin tabiatlýlýk, nefsi hakim olma hali.

Nefsi ve tab´ý, gazabýn heyecanýndan alýkoymak.

Nefsini kýzgýnlýðýn heyecanýndan koruyan, hilm sahibi olan kimseye "halîm" denir. Halîm, Kur´an-ý Kerîm´de çeþitli âyetlerde Allah Teala´nýn sýfatý olarak geçer. Çok sabýrlý, isyanlarýna raðmen isyan eden kiþilere cezâ vermekte aceleci olmayan, gazabýn kendisini kýzdýrmadýðý, bir dalâlete düþenin düþüncesizliðinin, bir asînin isyan etmesinin kendisini öfkelendirmediði, af ve teennî sahibi kimse gibi anlamlara gelir. Halîm aym zamanda, güçlü kuvvetli olduðu halde affeden, ceza vermekte acele etmeyen, teennî gösteren kimsedir. Cezâlandýrmaktan âciz olarak affeden kimse ise, hilm sahibi olamaz. Bu gibilere halîm denilmez.

Hilm "bulûð çaðý" manâsýna gelmekte olan "hulüm" ile ayný köktendir. Çünkü ancak bu çaða ve yaþa eriþen kimse, hilm vasfým taþýyabilir. Çocukluk çaðlarýnda iken bu vasfýn dile getirilip zikredilmesi mümkün deðildir. Zira, yukarýda ifade edildiði gibi hilm, güçlü olmayý gerektirmektedir.

Hilm Kur´ân-ý Kerîm´de zikredildiði ayetlerin birinde þöyle geçer: "Doðrusu, zevâl bulmasýn diye, gökleri ve yeri tutan Allah´týr. Eðer onlar zevâle uðrarsa, O´ndan baþka andolsun ki onlarý kimse tutamaz; muhakkak ki O Halîm´dir, Gafûr´dur" (el-Fâtýr, 35/41). Surede bu âyetten önce geçen iki âyet ile, bundan sonra gelen âyette, inkâr edenlerin davranýþlarý anlatýlmaktadýr. Kullarýný kendisine karþý isyan içinde gördüðü halde, O, halîm sýfatýyla onlara muamele ediyor, sabýr gösteriyor, suçtan vazgeçme imkâný veriyor. Arkasýndan, bu inkârdan dönenleri bir maðfiretin beklediðini ilân ediyor. Ýþte bundan dolayý, "Halîmdir, Gafûr´dur" buyurmuþtur.

Hilm; Kur´an-ý Kerîm´de mühlet verme, yumuþak davranma anlamlarýna gelmek üzere de kullanýlmýþtýr (el-Ýsra, 17/43-45).

Allahu Teâla´nýn hilm sýfatý Kur´ân-ý Kerîm´de aþaðýda zikredilen þu hadise ve davranýþlardan sonra geçmektedir. Aðýz alýþanlýðý ile yapýlan yeminler (el-Bakara, 2/225); Kocasý ölen kadýnlara, iddet müddetleri bitmeden önce yapýlan evlenme teklifleri (el-Bakara, 2/235); Verilen sadakalarý minnet ederek boþa çýkarmak, sevâbýný yok etmek (el-Bakara, 2/263); Allah Teala´nýn emirlerini güç yettiðince yerine getirmek, cimrilikten sakýndýrmak, Allah yolunda harcayýp sarfetmek (et-Teðâbün, 64/17); Mü´minlerden cihad etmekten ve savaþtan geri dönenler (Âlu Ýmrân, 3/155); Bildirilen mîras paylarýna riâyet etmek (en-Nisâ, 4/12), Rasûlullah (s.a.s)´in eþlerinin kendisine karþý davranýþlarý (el-Ahzâb, 33/51), dînî hükümlerde zorluða götürecek lüzumsuz sorularýn Hazreti Peygamber (s.a.s)´e tevcih edilmesi (el-Mâide, 5/101) vb. Maddeler halinde zikrettiðimiz bu âyetlerde geçen hilm cezalandýrmakta aceleci olmamak, affetmek ve müsamahakârlýk etmek anlamýndadýr.

Tolerans diye de ifade edilen müsamahakârlýðý (hilm´a) dînî esaslardan fedakârlýk etme þeklinde anlamak ve yorumlamak doðru deðildir. Zira buna kimsenin yetkisi yoktur. Dîn, Allah´ýn dîni; o esasýn uygulanmasýný isteyen de Allah´týr. Yapýlan bir kötülük veya ayýp, þayet toplumu ilgilendiriyorsa, onu hoþ görmeye ve affetmeye çalýþma, o hususta halîm-selîm davranma hakký kimseye verilmemiþtir. Hazreti Aiþe (r.a) Peygamber efendimiz´in hilm anlayýþýný ve müsamahasýný anlatýrken þahsî hiç bir meselesinden, uðradýðý zararlardan dolayý kimseyi incitmediðini, hiç bir kimseden intikam almaya kalkmadýðýný belirttikten sonra der ki: "Allah´a ait bir hak ayaklar altýnda çiðnenirse, onu hiç affetmez, hemen o kimseden Allah adýna intikam alýrdý" (Müslim, Fedâil, 79).

Hilm sahibi ve hoþgörülü olmak, büyük gönüllerin iþidir. Kendinden emîn, yaptýðýnýn doðruluðundan þüphe etmeyen ve ilâhî hikmet gereði, insanoðlunun çeþitli hazýmsýzlýk ve zaaflarla malûl olduðunu bilen asîl ve güçlü insanlar halîm ve müsamahakâr olabilirler. Yüce Peygamberimiz, olgunluðun yüce doruðunda bulunduðu için þahsýna karþý yapýlan kalabalýklarý hilmle ve tebessümle karþýlamýþtýr.

Ýslâm Tarihi´nde Hz. Osman´ýn (r.a) sýfatýnýn "halîm" olduðu bilinmektedir.


radyobeyan