Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Hicabe By: armi Date: 20 Þubat 2010, 15:01:09
HÝCÂBE




Kâbe kapýcýlýðý, perdeciliði ve anahtarlarýnýn korunmasý ve elde bulundurulmasý ile ilgili olan görev.

Buna Sidânet veya Hicâbet de denilmesine raðmen "hicâbe" genel kabul gören bir adlandýrmadýr. Bunun yardýmcýsýna da sedânet denilmektedir.

Kâbe, ilk olarak Hz. Ýbrahim ve oðlu Hz. Ýsmâil tarafýndan inþa edilmiþtir (el-Bakara 2/27). Yine, Kur´ân, insanlar için ilk olarak te´sis edilen mâbedin Kabe olduðunu beyan etmektedir (Âlu Ýmran, 3/96). Mekke ve Kâbenin müslümanlarýn merkezî toplanma yeri olduðunu Kur´ân þöyle belirtir. "Ýnsanlarý hacca çaðýr... uzak yollardan sana gelsinler" (el-Hacc, 22/27). Allah Kâbe´nin ilk muhafýzlýðýný ve hacýlarýn koruyuculuðu görevini Hz. Ýsmail´e vermesi neticesi daha sonralarý ortaya çýkacak alan "Rifâde" (hacýlara yemek vermek görevi), liva (bayraktarlýk), sikâye (hacýlara su daðýtmak), gibi faaliyetlerin temellerinin atýlmasý saðlanmýþtýr. O zaman Kâbe´de siyâsî iþler Cürhüm kabilesinin elinde bulunuyordu. Hz. Ýsmail ise, Kâbe´nin deðiþik hizmetlerine bakýyordu; perde ve örtü iþleri de ondan soruluyordu.

Kâbe´nin anahtarlarýný muhafaza etmek için hicâbe görevini yürüten þahsýn emri altýnda diðer bazý görevliler de hizmet görür bunlar hicab eden sorulurlardý (Ýbnü´l-Hiþâm, es-Sirâtu it-Nebeviyye, I, 80, 83). Bu görevi elinde bulunduran þahýs, en yüksek makama eriþmiþ sayýlýrdý. Hz. Peygamber (s.a.s)´in beþinci dedesi olan Kusay b. Kilâb´dan önce ve sonra, bu görevin ele geçirilmesi konusunda çeþitli mücâdele ve savaþlar çýkmýþ, ancak Kusay, bu görevi oðlu Abduddâr´a býrakarak ayrýlmýþtýr. Bu görevi Haþim, Abdumenâf, Abdu´þ-Þemsoðullarýnýn da almak istemeleri sonucun da onlarýn baþarýya ulaþamamalarý ve hüsranlarýyla sonuçta bu kabileler arasýnda anlaþmaya gidilerek hicâbe görevi Abduddâr oðullarýna býrakýlmýþ ve Ýslâm´ýn ilk yayýlýþ günlerine kadar da onlarda kalmýþtýr. Mekke´nin müslümanlar tarafýndan fethi h. 8 (M. 630)dan sonra Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe´nin anahtarlarýný yine Abduddar oðullarýndan Osman b. Talha´ya vermiþ, bu zat, Hac, Umre veya ziyaret için gelenlere Kâbeyi açmakla görevlendirilmiþtir.

Kabe´deki diðer görevlerinde, Hicabe ile alakasý vardýr. Bunlardan Sikâye, cahiliye devrinde Mekkeye gelen hacýlara içilecek su te´mininden ibaret olup, buna "zemzem kuyusundan alýnan su" veya zemzem suyu denirdi. Bu su olmayýnca uzak yerlerden hurma ve üzüm suyu getirilerek hacýlara daðýtýlýrdý. Bu görevi Abdulmenaçoðullarý, Hâþimoðullarý ve Abdulmuttaliboðullarý yerine getirir olmuþlar, bunlarýn zemzem kuyusunu bulmasýyla Kâbeye su taþýma iþi son bulmuþtur. Son olarak Ebû Talib´ten kardeþi Abbâs bu görevi devralmýþtýr.

Rifâde: Mekke´ye gelen hacýlarýn fakir olanlarýný doyurup onlarý güzel izzet ikramda buunmak ve sýcak bir yuva olmak amacýný güden bir görev olup Kusay tarafýndan ortaya çýkarýlmýþtýr. Bu gelenek Ýslâm´dan sonra da uzun bir süre devam etmiþtir.

Kýyade; Kureyþ´in Ukab (karakuþ) denilen bir sancaðýdýr. Savaþ zamanlarý dýþarý çýkarma, saklama, bakým onarým gibi iþlerin yerine getirilmesiyle görevliydi. Bu bayraða "liva" da denirdi. Bu görevi Mekke´nin fethine kadar Ebû Süfyan yerine getirmiþtir. Bunlardan baþka Mekke´de Nedve veya Darü´n-Nedve teþkilatý, meþveret, sifâret (gönderilecek elçilerde heyet baþkaný) hükümet (hakem) nezaret (taþýnan eþya kontrolü) görevlerini yerine getiren ayrý ayrý sorumlular bulunuyordu.

Henüz kabile asabiyetini atamamýþ, bedevî Arablarýn teþkilat bakýmýndan ne kadar disiplin içinde olurlarsa olsunlar mutlaka içlerinde bir sapma olayý görülmüþ ve cahiliyet hayatýnýn vermiþ olduðu korkunç bunalýmda insanlar bir türlü huzurlu bir ortama kavuþamamýþlardýr.

Ýslâm´ýn geliþiyle gerçek hüviyetine bürünerek hayata konmuþ ve devlet idaresini Allah´ýn hüküm ve kanunlarýnýn bekçileri olan müslümanlar almýþ, iþte o zaman müslüman olsun-olasýn bütün insanlar huzur ve mutluluk içerisinde, güvenli bir hayat ortamýna kavuþmuþlardýr. Din olarak "Ýslâm" onlar için yeterli olmuþtur.


radyobeyan