Ekonomi
Pages: 1
Amerikan Ekonomisinin Tarihi By: ecenur Date: 20 Þubat 2010, 00:33:41
Amerikan Ekonomisinin Tarihi


Modern Amerikan ekonomisinin kökleri Avrupalý yerleþimcilerin ekonomik kazaným elde etmeye çabaladýklarý XVI., XVII. ve XVIII. Yüzyýllara uzanýr. Yeni Dünya bundan sonra sýnýrlý ölçüde baþarýlý bir koloni ekonomisinden küçük ve baðýmsýz bir çiftlik ekonomisine ve giderek de çok karmaþýk bir endüstri ekonomisine dönüþtü. Birleþik Devletler bu evrim sýrasýnda büyümesine ayak uyduracak daha da karmaþýk kurumlar geliþtirdi. Hükümetin ekonomideki rolü ise her dönemde görülmekle birlikte genelde arttý.

Kuzey Amerika´nýn ilk yerleþimcileri Amerika Yerlileriydi. Bu halkýn günümüzde Bering Boðazý´nýn bulunduðu bölgedeki bir kara köprüsünden geçerek 20.000 yýl önce Asya´dan Amerika´ya geldikleri sanýlmaktadýr. (Amerika´ya ilk ayak basan Avrupalý kaþifler Hindistan´a geldiklerini düþündükleri için yanlýþlýkla bu halka "Hintliler" demiþlerdi.)

Bahis konusu yerli halk bazan kabileler ve bazan da kabile konfederasyonlarý halinde örgütlenmiþti. Kendi aralarýnda ticaret yaptýklarý halde diðer kýtalardaki halklarla ve hatta Avrupalý yerleþimciler gelinceye kadar Güney Amerika´daki yerli halkla bile pek az temaslarý bulunuyordu. Geliþtirdikleri ekonomik sistem ise onlarýn topraklarýna sonradan yerleþen Avrupalýlar tarafýndan yok edilmiþtir.

Amerika´yý ilk "keþfeden" Avrupalýlar Vikinglerdi; fakat, 1000 yýlýnda gerçekleþen bu olay büyük ölçüde gözden kaçtý. O günlerde Avrupa toplumunun en büyük kesimi hala tarýma ve toprak mülkiyetine baðlý bulunmaktaydý. Ticaret, Kuzey Amerika´nýn daha çok araþtýrýlmasýný ve orada yerleþilmesini teþvik edecek oranda önem kazanmamýþtý.

Ýspanya bayraðý altýnda denizcilik yapan bir Ýtalyan olan Kristof Kolomb Asya´ya ulaþan bir güneybatý geçidi bulmaya çýktý ve 1492´de bir "Yeni Dünya" keþfetti. Bunu izleyen 100 yýl boyunca Avrupa´dan yola çýkan Ýngiliz, Ýspanyol, Portekizli, Hollandalý ve Fransýz kaþifler altýn, zenginlik, onur ve zafer peþinde Yeni Dünya´ya doðru yelken açtýlar.

Buna karþýn Kuzey Amerika´nýn vahþi bölgeleri ilk gelen kaþiflere pek az altýn ve ondan da az zafer sunduðu için çoðu orada kalmadý. Kuzey Amerika´ya yerleþenler daha sonraki yýllarda gelenlerdi. Bir gurup Ýngiliz 1607´de, daha sonra Birleþik Devletler olacak olan ilk kalýcý yerleþim birimini kurdular. Adý Jamestown olan bu birim günümüzdeki Virginia eyaleti topraklarýnda bulunuyordu.

KOLONÝLEÞTÝRME


Ýlk yerleþimcilerin yeni bir vatan aramalarýna yol açan çeþitli nedenleri vardý. Massachusetts´e yerleþen "Pilgrim"ler dinsel baskýdan kaçmak isteyen dindar ve soðukkanlý Ýngilizlerdi. Virginia benzeri diðer kolonilerse temelde ticaret giriþimleri olarak kurulmuþtu; ancak, çok kez dindarlýkla ticari çýkar el ele yürüyordu.

Ýngiltere´nin daha sonra Birleþik Devletler olacak olan kolonileri kurup yürütmekteki baþarýsý, büyük ölçüde, imtiyazlý þirketler kullanmasýndan kaynaklanýyordu. Ýmtiyazlý þirketler, ekonomik kazaným peþinde olan ve belki de Ýngiltere´nin ulusal amaçlarýný gerçekleþtirmek isteyen hissedar (genellikle tüccarlar ve zengin toprak sahipleri) guruplarýydý.

Þirketlerin özel sektör tarafýndan finanse edilmesine karþýlýk Kral her projeye ekonomik haklarýn yaný sýra siyasal yetkiler ve yargý yetkileri tanýyan bir imtiyaz ya da baðýþ veriyordu. Buna karþýn koloniler genelde hemen kar saðlayamadýklarý için Ýngiliz yatýrýmcýlar çok kez imtiyazlarýný yerleþimcilere devrettiler. O günlerde pek anlaþýlmamýþtý ama bunun siyasal sonuçlarý çok büyük oldu. Koloniciler kendi yaþamlarýný, kendi toplumlarýný ve kendi ekonomilerini kurmaya býrakýldýlar; bu gerçekte yeni bir ulusun temellerinin atýlmasý anlamýna geliyordu.

Ýlk kolonilerin zenginliði tuzakla kürk hayvaný yakalamaya ve kürk ticaretine dayanýyordu. Massachusetts´te balýkçýlýk ta temel bir zenginlik kaynaðýydý. Buna karþýn, kolonilerdeki halk genelde küçük çiftliklerde yaþýyor ve kendi kendine yeterli oluyordu. Birkaç küçük kentte ve North Carolina, South Carolina ve Virginia´daki büyük çiftliklerde temel gereksinim mallarýnýn bir kesimi ve lüks maddelerin hemen hepsi tütün, pirinç ve çivit karþýlýðýnda ithal ediliyordu.

Koloniler büyüdükçe destek endüstrileri geliþmeye baþladý. Çeþitli býçký evleri ve tahýl deðirmenleri ortaya çýktý. Koloniciler önceleri balýkçý tekneleri ve sonradan da ticaret tekneleri yapmak için tersaneler kurdular. Küçük demir döküm atölyeleri de açtýlar. XVIII. Yüzyýl´a gelindiðinde bölgesel ekonominin biçimi ortaya çýkmýþtý; New England kolonileri gönenç yaratmak için gemi yapýmýna ve denizciliðe dayanýyordu; Maryland, Virginia ve Carolinalar´daki çoðunlukla köle çalýþtýrýlan büyük çiftliklerde pamuk, pirinç ve çivit üretiliyordu; New York, Pennsylvania, New Jersey ve Delaware´deki orta koloniler de deniz yoluyla mal ve kürk taþýmacýlýðý yapýyorlardý. Köleler dýþýndaki bireylerin yaþam standardlarý yüksekti; gerçekten de Ýngiltere´dekini bile aþýyordu. Ýngiliz yatýrýmcýlar çekilmiþ olduklarý için meydan koloniciler arasýndaki müteþebbislere kalmýþtý.

1770´e gelindiðinde Kuzey Amerika kolonileri, hem ekonomik hem de siyasal açýdan I. James döneminden beri (1603-1625) Ýngiltere politikasýna egemen olmuþ bulunan ve giderek yükselen özyönetim akýmýnýn bir parçasý konumuna gelmeye hazýrlardý. Ýngiltere ile aralarýnda vergileme konusunda ve diðer baþka alanlarda anlaþmazlýklar çýktý; Amerikalýlar Ýngiliz vergilerinde ve yasal düzenlemelerinde özyönetim taleplerini karþýlayacak biçimde deðiþiklik yapýlacaðýný umuyorlardý. Ýngiliz hükümetiyle olan sürtüþmelerin onlarla genel savaþa ve kolonilerin baðýmsýzlýðýna yol açacaðýný pek az kiþi düþünüyordu.

XVII. ve XVIII. Yüzyýllar´da Ýngiltere´deki siyasal kargaþa dönemlerinde olduðu gibi Amerikan Devrimi de (1775-1783) hem ekonomik hem siyasaldý ve Ýngiliz filozofu John Locke´nin Sivil Hükümet Üzerine Ýkinci Ýnceleme´sinden (1690) açýkça alýnmýþ olan "vazgeçilmez yaþam, özgürlük ve mülkiyet haklarý" cümleciðini toplanma çaðrýsý olarak kullanan orta sýnýf tarafýndan destekleniyordu.

Nisan 1775´teki bir olay savaþý baþlattý. Massachusetts´in Concord kentindeki bir koloni silah deposunu ele geçirmek isteyen Ýngiliz askerleri Koloni milisleriyle çatýþtýlar. Kim olduðu bilinmeyen birinin ateþ etmesi üzerine sekiz yýl sürecek bir savaþ patladý. Kolonicilerin çoðunluðunun baþlangýçtaki amacý belki de Ýngiltere´den siyasal ayrýlma deðildi; fakat, varýlan kesin sonuç baðýmsýzlýk ve yeni bir devletin, yani Birleþik Devletler´in yaratýlmasý oldu.

YENÝ ULUSUN EKONOMÝSÝ


1787´de kabul edilen ve günümüze kadar yürürlükte kalan ABD Anayasasý pek çok bakýmdan yaratýcý bir dehanýn eseridir. Bir ekonomik yasa olarak, Maine´den Georgia´ya ve Atlas Okyanusu´ndan Mississippi Vadisi´ne uzanan tüm ülkenin birleþmiþ ya da "ortak" bir Pazar oluþturduðu hükmünü getirmiþtir. Eyaletlerarasý ticarete hiçbir gümrük resmi ya da vergi uygulanamaz.

Anayasa uyarýnca Federal hükümet yabancý ülkelerle yapýlan ve eyaletler arasýnda yürütülen ticareti düzenleyebilir, tekdüze iflas yasalarý çýkarabilir, para basabilir ve deðerini ayarlayabilir, aðýrlýk ve uzunluk ölçüsü birimlerine iliþkin standardlar koyabilir, postaneler ve anayollar açabilir ve patentler ve telif haklarýný düzenleyen kurallar getirebilir. Yukarýda deðinilen son hüküm, "fikri mülkiyet"in ilk günlerden baþlayarak tanýndýðýný gösteriyordu ve bu konu XX. Yüzyýl sonlarýnda yapýlan ticaret görüþmelerinde büyük bir önem kazanacaktý.

Ülkenin Kurucu Atalarý´ndan biri ve ilk maliye bakaný olan Alexander Hamilton, federal hükümetin yeni doðmuþ endüstrilere açýk destek saðlayarak ve ithalata koruyucu gümrük tarifeleri uygulayarak onlarý beslemeye yönelik bir ekonomik kalkýnma stratejisi uygulanmasýný savunuyordu. Ayrýca, kolonilerin Baðýmsýzlýk Savaþý sýrasýnda yüklendikleri kamu borçlarýný üstlenmek amacýyla bir ulusal banka yaratýlmasý için de federal hükümeti zorluyordu. Yeni hükümet Hamilton´un belirli önerilerine direndiyse de sonuçta gümrük tarifelerini Amerikan dýþ politikasýnýn temel bir ögesi yaptý ve bu tutum yaklaþýk XX. Yüzyýl ortalarýna kadar sürdürüldü.

Amerikalý çiftçiler baþlangýçta bir ulusal bankanýn yoksullar aleyhine varsýllara hizmet edeceðinden korktular; fakat, ilk Birleþik Devletler Ulusal Bankasý 1791´de kuruldu, 1811´e kadar çalýþtý ve o tarihte yerine bir baþka banka oluþturuldu.

Hamilton Birleþik Devletler´in ekonomik büyümesinin çeþitlendirilmiþ ulaþtýrma, imalatçýlýk ve bankacýlýk aracýlýðýyla sürdürülmesi gerektiðine inanýyordu. Hamilton´un politikadaki rakibi Thomas Jefferson ise felsefesini sýradan bireylerin siyasal ve ekonomik zulme karþý korunmasýna dayandýrmýþtý. Özellikle küçük çiftçileri "en deðerli vatandaþlar" olarak övüyordu. Jefferson 1801´de baþkan oldu (1801-1809) ve merkeziyetçilikten daha çok arýndýrýlmýþ bir tarým politikasý uygulamaya yöneldi.


radyobeyan