Hata By: armi Date: 19 Þubat 2010, 21:54:16
HATÂ
Ýnsanýn düþünüþünde ve amelî bir iþinde yaptýðý yanlýþ hareket; sehiv; dikkatsizlik yüzünden yapýlan sehiv; hedefe eriþemeyiþ. Bir terim olarak hatâ, kasýt unsuru taþýmayan bir söz veya fiil olup, asýl iradeye aykýrý olarak vukû bulur. Hatâ kelimesi ve türevleri Kur´ân´da yirmi iki kadar âyette kullanýlýr. Çoðulu hatâyâ´dýr.
Ýslâm ceza hukuku ile ilgili olarak âyette; "Hatâ dýþýnda bir mü´min diðer bir mü´mini öldüremez. Kim bir mü´mini hatâ ile öldürürse, bir mü´min köle azat etmesi, bir de ölünün ailesine diyet vermesi gerekir" (en-Nisâ, 4/92) buyurulur. Günlük hayatta kiþinin söz ve fiillerindeki hatâlarý için Allah´a dua etmesi istenir: "...Ey Rabbýmýz, eðer unutacak veya yanýlacak olursak, bizi sorumlu tutma..." (el-Bakara, 2/286). Þu âyette, kiþinin yanlýþlýktan sorumlu olmadýðýna iþaret edilir: "Çocuklarý yanlýþlýkla babalarýndan baþka birinin adýyla çaðýrmanýz hâlinde size bir günâh yoktur. Fakat bunu kasten yaparsanýz günaha girersiniz" (es-Secde, 33/5). Hatâ ile günâh birbirinden : farklý terimlerdir. Âyette: "Kim bir hatâ yapar veya günâh iþler de sonra onu suçsuz birinin üzerine atarsa, þüphesiz o, iftira ve apaçýk bir günâh yüklenmiþ olur" (en-Nisâ, 4/112). Çeþitli âyetlerde hatâya düþmenin aðýr bir günâh olmamakla birlikte çirkin bir hal olduðuna da yer verilmiþtir. Âyetlerde þöyle buyurulur: "Yûsuf´a dönerek: "Yusuf, sen bu olayý görmemiþ ol"; Karýsýna da, " Sen de iþlediðin günâhtan ötürü tevbe et. Þüphesiz sen günâh iþleyenlerden (hatâ edenlerden) oldun" (Yûsuf,12/29). "Onun irinden baþka yiyeceði de yoktur. Onu ancak, günahkârlar (hatâ edenler) yer" (el-Hakkâ, 69/36, 37).
Hadiste þöyle buyurulur: "Þüphesiz Allah, ümmetimden, hatâ, unutma ve yapmaya zorlandýklarý þeyi (n hükmünü) kaldýrmýþtýr" (Buhârî, Talâk, II, Ýlim, 44, Þurût,12 Enbiyâ, 27; Ýbn Mâce, Talâk, 16-20).
Hatâ hâlinde Allah hakký ile ilgili günâhýn kalktýðýnda görüþ birliði vardýr. Meselâ, kýble yönünü araþtýrdýðý halde, isâbet edemeyip namazýný baþka yöne doðru kýlan kimse, daha sonra namazýný yeniden kýlmaz ve günahkâr da olmaz. Müctehid ictihadýnda yanýlsa bile sevaba nâil olur. Hadiste þöyle buyurulur: "Hâkim ictihad yaparak hükmedip, bunda isabet ederse, onun için iki mükâfat vardýr. Ýctihadla hükmedip de yanýlýrsa, onun için bir mükâfat vardýr" (Buhârî, Ý´tisam,, 21; Müslim, Akdiye,15; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 187). Yalnýz peygamberler mâsûmdur. Günâh iþlemez söz ve fiillerinde yanýlmazlar. Peygamber söz ve fiillerinde yanýlýrsa Allah ona doðruyu gösterir. Peygamberlerden baþkasý için böyle bir teminat yoktur. Bir müctehidin ictihadý yanýlma ihtimali ile birlikte gâlip zanna dayanýr. Müctehid mutlaka kendi görüþünün doðru olduðunu iddia edemez. Onun devamlý olarak isabet etmesi gerekmez. Hatâ etmesi de mümkün ve muhtemeldir. Bu yüzden, Ebû Hanife; "Bu bizim ulaþtýðýmýz en iyi sonuçtur. Kim bundan daha iyisine ulaþýrsa ona uysun" demiþtir. Ýmam Þâfiî´nin de þöyle dediði nakledilir: "bir hadis görürseniz ona sarýlýn ve benim görüþümü terk edin" (M. Ebû Zehrâ, Usûlü´l-Fýkh, s. 400, 401). Mu´tezile´ye göre, her müctehid ictihadýnda isabet etmiþ sayýlýr. Çünkü, Allah nezdinde hüküm müctehidin ictihadýna tâbidir. Aksi halde insanlarýn güç yetirilemeyecek yükümlülüklerle karþý karþýya bulunmasý gerekir (Ö. N. Bilmen, Ýstilâhât-ý Fýkhýyye Kamusu, I, 243). Ýmamiyye, Mutezile´nin bu görüþünü takip ederek kendi müctehidlerinin yanýlmadýðýný söylerler ve onlarý mâsum (günâhsýz günâh iþlemez) sayarlar (Seyyid Hüseyin Tabatabâî, Shi´ite Ýslâm, Houston, Inc.1979, s. 190-211; Ýran Anayasasý, madde, 12; Said Ýsmâîl, Hakîkatü´l-Hýlâf beyne Ulemâi´l-Þîa ve Cumhur Ulemâi´l-Müslimîn, Carbondale, s. 12, 13).
Hatâ, kul haklarýný düþürmeye elveriþli deðildir. Bu yüzden bir kimse baþkasýnýn malýný yanlýþlýkla telef veya istihlâk etse tazmin etmesi gerekir. Yanýlarak yapýlacak boþama geçerlidir. Çünkü boþama arzusu kalple ilgili olup baþkasýnýn buna muttalî olmasý güçtür. Ýmam Þâfiî´ye göre, hatâ ile boþama geçerli olmaz. Çünkü yanýlanýn kastý yoktur. Hatâ yolu ile suç iþleyene yalnýz mâlî sorumluluk vardýr. Bedenî ceza gerekmez. Hatâ ile bir mü´mini öldürene diyet ve keffâret cezasý gerekir (en-Nisâ, 4/92); kýsas gerekmez. Hatâ ile yaralamalarda da kýsas deðil maddî tazminat uygulanýr.
Hatâ üçe ayrýlýr. Fiilde hatâ: Belli bir hedefe atýp, yanlýþlýkla bir þahsý öldürmek veya yaralamak gibi. Kasýtta hatâ; Av hayvaný zannederek ateþ edilmesi, sonradan insan olduðunun anlaþýlmasý. Bu iki kýsma giren hatâ mâlî yükümlülükleri kaldýrmaz. Fakat bedenî cezalarý kaldýrýr. Takdirde hatâ: Buna örnek olarak doktorlarýn yaptýðý bazý hatâlar zikredilebilir. Teþhiste hatâ ile verilen ilaç, hastanýn ölümüne sebep olsa; yanlýþ teþhisle bir uzuv kesilse; ameliyat sýrasýnda yapýlan bir hatâ sonucu hasta ölse, bütün bunlar takdirde hatâ sayýlýr. Doktor o hastalýðýn mütehassýsý ise ve elinden gelen bütün gayret ve ihtimamý göstermiþse sorumluluk terettüb etmez (M. Ebû Zehrâ, a.g.e, 354-355). Hanefîlere göre hatâ ile yapýlan akitler geçerlidir. Ancak yanýlma, karþý tarafýn yalan ve hilesi sonucu meydana gelmiþse akdi bozma imkâný olabilir.
radyobeyan