Hased By: armi Date: 19 Þubat 2010, 21:39:34
HASED
Kýskanmak, çekememek, baþkasýnda olan saðlýk, zenginlik ve benzeri nimetlerden dolayý rahatsýz olarak o kiþiden o nimetin gitmesini istemek. Kalpte bulunan ve insaný kötülüklere sürükleyen en önemli ve gayri ahlâkî özelliklerden, hastalýklardan birisidir. Bilgisizlik ve tamahkârlýðýn birleþmesinden, kaynaþmasýndan doðar. En çok da tanýdýk ve akrabalar arasýnda kendisini gösterir:
Haset, çirkin huylarýn en zararlýlarýndandýr. Herkeste bulunmakla birlikte dereceleri farklýdýr. Kimi insanda haset duygusu bir an için gelip gider; kiminde ise iyice yerleþir, bütün benliðe hâkim olur ve gittikçe artar. Ýþte asýl üzerinde durulmasý gereken ve tehlikeli olan haset sonuncusudur. Ýmam Gazalî´ye göre haset ancak bir nimete karþý olur. Allah bir kimseye bir nimet baðýþladýðý zaman diðer insanda ona karþý iki türlü hal belirir. Birincisi, o nimeti çok görerek onun elinden gitmesini istemektir; buna haset denir. Hasedin tezâhürü de insanýn elindeki varlýðý, nimeti çok görmek ve yok olmasý halinde sevinmektir. Ýkinci hal ise ne varlýða sevinmek, ne de yok olmasýný istemektir. Buna karþýlýk o insanda bulunan nimetin kendisinde de bulunmasýný istemektir. Buna da gýpta denilir.
"Mü´min gýbta; münâfýk haset eder" sözü bu iki durumun farkým ve bulunduðu insanýn niteliðini ortaya koymaktadýr.
Haset, yani baþkasýnýn elinde bulunan bir nimetten hoþlanmayarak onun yok olmasýný istemek haramdýr. Ancak bir fâcir veya kâfirde bulunup fitne uyandýran, insanlar arasý iliþkilerin bozulmasýna, herkese eziyet edilmesine neden olan nimetin ortadan kalkmasýný istemek, bundan hoþnut olmamak haram ve günâh deðildir. Çünkü onun yok olmasýný istemek bir nimeti çekemeyerek yok olmasýný istemek deðil; bir fitne ve zulüm aracýnýn ortadan kalkmasýný istemek demektir.
Hasedin haram olmasýnýn sebebi Allah´ýn kullar arasýnda yaptýðý taksim ve takdire razý olmamayý, teslimiyet göstermemeyi ifade etmesi ve Kur´ân-ý Kerîm´de ifade ettiði gibi kâfirlerin özelliklerinden birisi olarak sayýlmasýdýr: "Size bir iyilik dokunsa, bu onlarý tasalandýrýr," size bir kötülük dokunsa, ondan ötürü sevinirler" (Âlu Ýmran, 3/120). Ehl-i kitabýn içlerindeki hasetlerin kendilerini nasýl bir yola sürüklediði de þöyle anlatýlmaktadýr: "Kitap sahiplerinin çoðu, gerçek kendilerine belli olduktan sonra sýrf içlerindeki hasetten ötürü sizi imanýnýzdan sonra küfre döndürmek isterler" (el-Bakara, 2/109). Kendilerine kitap ve ilim geldikten sonra insanlarýn birbirlerine düþmelerinin sebebi de haset olarak ifade edilmiþtir: "Onlar kendilerine ilim geldikten sonra sadece azalarýndaki çekememezlik yüzünden ayrýlýða düþtüler. Eðer belli bir süreye kadar (azabýn ertelenmesi hakkýnda) Rabbinden bir söz geçmiþ olmasaydý, aralarýnda hüküm verilir (iþlerileri bitirilir)di" (eþ-Þurâ, 42/14).
Hasedin dereceleri:
Ýmam Gazali hasedi baþlýca dört dereceye ayýrarak inceler:
1- Haset ettiðin kimsenin elindeki nimetin yok olmasýný istemektir. Bu nimet ister kendi eline geçsin, ister geçmesin, yeter ki haset ettiði kiþide bulunmasýn. Hasedin en kötü olaný budur.
2- Haset ettiði insanýn elindeki nimetin, kendi eline geçmesini istemektir. Bunun isteði o nimetin kendi eline geçmesi, amacý o nimete kendisinin sahip olmasýdýr.
3- Baþka birisindeki nimetin aynýsýnýn veya benzerinin kendisinde de olmasýný istemesidir. Eðer kendi eline geçmeyecekse, onun elinde de olmamasýný arzu etmesidir.,
4- Baþka birisinde bulunan nimetin benzerinin kendi elinde de olmasýný istemesi, fakat hased ettiði kiþideki nimetin yok olmamasýný istemesidir. Ýþte hasedin bu son derecesi eðer sýrf dünyalýk nimetler ise affedilmiþtir. Eðer din hususunda ise tavsiye edilmiþtir. Çünkü bu, hayýrda yarýþma buyruðunun kapsamýna girmektedir.
Hasedin ortaya çýkmasýna bir çok sebepler vardýr. Bunlarýn baþlýcalarý þunlardýr:
1. Düþmanlýk. Bu, hasedin en önemli sebeplerinden birisidir. Kur´ân´da þöyle buyurulmaktadýr: "Onlar sizinle karþýlaþtýklarý zaman "inandýk" derler. Kendi baþlarýna kaldýklarý zaman size karþý öfkeden parmaklarýný ýsýrýrlar. De ki, "Öfkenizden ölün. Þüphesiz Allah göðüslerin özünü bilir" (Âlu Ýmran, 3/119). Böyle kin ve düþmanlýk sebebiyle ortaya çýkan hased çok kere çekiþme ve kavgalara da yol açar, hayat boyunca devam eder, hileli yollarla nimetin izalesine gidilir, insanýn þerefi ile oynanýr ve gizli iþlerinin açýða çýkarýlmasý için çaba harcanýr.
2. Teazzuz. Bir kiþinin üstünlük taslamasý karþýsýnda diðer bir kiþinin aðýrýna gitmesidir. Kiþinin, emsallerinden, mevki, ilim veya servet sahibi olan birisinin kendisine karþý kibirlenmesi halinde bunu hoþgörü ile karþýlayamadýðý için hased etmesidir.
3. Doðrudan doðruya kendisinin kibirlenmesinden, karþýsýndaki insaný küçük görüp onu kendine hizmet etmesi ve bütün arzularýnda kendi emrinde olmasý isteðinden kaynaklanan haseddir. Müþriklerin "Kur´ân iki þehrin birinden bir büyük adama indirilmeli deðil miydi" (ez-Zuhruf; 43/31), demeleri böyle bir hasedin ifadesidir.
4. Þaþkýnlýk ve hayranlýk. Kur´ân, geçmiþ ümmetlerden bahsederken, onlarýn kendileri gibi bir insanýn risâlet, vahiy ve Allah´a yakýnlýk gibi bir mevkiye ulaþmasýna þaþtýklarýný ve bunun sonucu olarak haset ettiklerini anlatýr: "Siz de bizim gibi birer insansýnýz" (Yâsin, 36/15); "Bizim gibi iki insana mý inanacaðýz?" (Mü´minun, 23/47) ve "Kendiniz gibi insana itaat ederseniz hüsrana uðrayacaðýnýzdan hiç þüphe yoktur" (Mü´minun, 23/34).
5. Amacýna ulaþamama korkusu. Kiþilerin belli bir amaca ulaþmak konusunda birbirine üstünlük saðlama arzularýna dayanýr. Diðerinin amacýna ulaþmasýna yardýmcý olan her nimet, diðeri için bir hased kaynaðýdýr.
6. Makam ve mevki sevgisi, önderlik isteði. Sözgelimi bir kimsenin bir ilim dalýnda parmakla gösterilen tek adam olmayý istemesi, bu konuda kendisine rakip olabilecek veya göz diktiði yere ulaþmýþ kimselere hased etmesinin baþlýca nedenidir. Sürekli övülmek ve üstün gelmek isteðinde olan kimse, "iþte bu adam kendi sahasýnda zamanýn en büyüðüdür, eþi ve benzeri yoktur" denildiðinde nasýl sevinirse, baþka bir kimsenin kendisine ortak gösterilmesi, yerini almasý hafinde de kýskançlýk duyar, hased eder.
7. Kötü huyluluk ve Allah´ýn kullarýna verdiði nimetlere karþý cimrilik. Kiþinin mal, önderlik sevgisi ve derdi olmamakla birlikte; ona Allah´ýn nimetler verdiði, iyi huylarla donattýðý bir kimseden söz edilince bundan rahatsýz olur, hased eder. Buna karþýlýk birisinin içinde bulunduðu zorluk ve çektiði sýkýntýlardan söz edildiðinde de sevinç duyar. Böylesi kimseler baþkalarýnýn kötü durumda olmalarýný sever ve Allah´ýn lütuflarýna karþýlýk cimrilik gösterirler.
Kalpten hasedi atmanýn yollan: Hased daha önce de ifade edildiði gibi kalbin en büyük hastalýklarýndandýr. Kalp hastalýklarý ise ancak ilim ve amel ile tedavi edilebilir. Hased hastalýðýný tedavi edebilmek için öncelikle hasedin din ve dünya için getirdiði zararlarý bilmek, bu hususta ilim sahibi olmak gerekir. Üstelik hased, kendisine hased edilen kimseye zarar getirmez. Bu nedenle kiþinin kendine düþman olmasý anlamýna gelen hasedden kurtulmak için, hasedin þu zararlarýný iyice anlamalýdýr:
Hased eden, Allah´ýn yaptýðý taksim ve takdire rýza göstermiyor, onun iradesine karþý geliyor demektir. O´nun bizce gizli olan hükümleri ile mülkünde gerçekleþtirdiði adalete kýzmak, onu çirkin bulmak anlamýna gelmektedir. Bu ise, kiþinin tevhidin özüne ters düþmesinden, dolayýsýyla imanýnýn zedelenmesinden baþka bir þey deðildir. Hasedden vaz geçmek için onun bu zararýný bilmek bile yeterlidir. Fakat bunun yanýnda hased eden kimsenin bir mü´mini aldatmak, ona nasihat etmeyi terketmek, mü´minleri sevmek yolundaki Ýslâm´ýn açýk emirlerini terketmek, mü´minlerin zarara uðramalarý halinde bundan en çok sevinecek olan þeytan ve kâfirlerle birleþmiþ olmak gibi hiç de küçümsenmeyecek suç ve günâhlarý iþlemiþ olacaðý unutulmamalýdýr.
Bütün bu özellikleriyle kalbin saflýðýný ve temizliðini gideren bir pislik olan hased, ateþin odunu yakýp yok etmesi gibi insanýn iyi huy ve amellerini giderir, yok eder (Ebû Dâvud Edeb 44; Ýbn Mâce, Zühd 22).
Hased eden kimsenin içinde sürekli bir ateþ yanar. Bu ateþ onu yakar, yavaþ yavaþ eritir. Çünkü birisine hased edildikçe Allah onun nimetini artýrýr. Onun nimetinin artmasý da hasedçinin hasedini, dolayýsýyla rahatsýzlýk ve sýkýntýsýný çoðaltýr. Hasedçinin göðsü daralýr, uykusu kaçar. Amansýz bir hastalýða düþer. Bu ise ancak kiþinin düþmanlarýnýn isteyebileceði bir durumdur. hased edilenin periþanlýðý istenirken, hasedçi periþan olur. Bunun yanýnda hased edilen kimsenin durumunda bir bozulma, bir kötüleþme olmaz. O halde, kiþi bir âhiret hesabý ve korkusu çekmese bile, aklýn gereði olarak bu yararsýz azaptan kurtulmayý istemelidir. Üstelik âhirette neden olacaðý ceza da unutulmamalýdýr. Öyleyse insanýn âhirette Allah´ýn gazabýna çarpýlmak istemesinden, azaba uðramak için çalýþmasýndan daha akýl dýþý ne olabilir?
Hasedin amelle tedâvî edilmesine gelince; amel ile hasedi tedâvî etmenin yolu, onun isteklerini yerine getirmeyerek, hatta aksini yaparak ona hükmetmesini öðretmektir. Sözgelimi içindeki hased duygusu birisini kötülemesini istediðinde kiþi, bunu þeytanýn kendisi için hazýrladýðý tuzaða düþmek demek olduðunu anlayarak tersini yapmalý onu övmelidir. Kendisinden birisine karþý kibirli davranmasýný istediðinde karþý koyarak tevazu göstermeli; vermemeyi fýsýldadýðýnda, vermelidir. Kiþinin bu davranýþlarý, karþýsýndaki insaný memnun eder ve onun tarafýndan sevilmesine neden olur. Bu þekilde karþýlýklý sevgi baþlar ve zamanla hased hastalýðý yok olur. Baþtan zorla yapýlan bu davranýþlar zamanla insanýn kiþiliði doðasý hafine gelerek kökleþir. Doðal olarak þeytan bu geliþmeden hoþnut olmayacak, olumlu geliþmeyi engellemek isteyecektir. Bu davranýþýnýn güçsüzlüðünden, korkusundan ileri geldiðini öne sürerek onu iðfal etmeye çalýþacaktýr. Fakat mü´min þeytanýn vesvesesine kendisini kaptýrdýðýnda sapacaðým, ziyana uðrayacaðýný unutmamak zorundadýr.
radyobeyan