Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Harut By: armi Date: 19 Þubat 2010, 21:33:59
HÂRUT ve MÂRUT



Kur´ân-ý Kerîm´de Bakara sûresinin yüz ikinci âyetinde adlan zikredilen iki kiþi. Kur´ân-ý Kerîm´de ayrýntýsýyla tanýtýlmadýðý için Hârut ile Mârut hakkýnda kesin ve net bilgilerden yoksunuz. Bu konuda birbirini tutmayan çeþitli rivâyetler ve yorumlar vardýr. Ancak Hz. Süleyman döneminde Babil´de yaþayan ve insanlara sihir öðreten iki kiþi olduklarý konusunda Ýslâm âlimlerinin çoðunluðu görüþ birliðindedir. Hârut ve Mârut´un kimler olduðu konusunda ortaya çýkan ihtilâfýn çeþitli nedenleri vardýr. Birincisi, bu iki kiþinin insan mý, melek mi yoksa þeytan mý olduðu tartýþmalý bir yöndür. Bu noktadan dört ayrý görüþ ileri sürülmektedir.

Cebrâil ile Mikâildir; iki kabîledir; Cebrâil ve Mikâil dýþýnda iki melektir; iki insandýr. Bu konuda ayrýntýya girmeden önce Kur´ân-ý Kerîm´deki sözkonusu âyete bakalým;

Bakara Sûresinin geniþ bir bölümünde yahudilerden sözeden âyetler onlarýn ne kadar inatçý bir kavim olduðunu, hak söz karþýsýnda kalplerinin ne derece katýlaþtýðýný anlattýktan sonra yüz ikinci âyetinde onlarýn Hz. Süleyman dönemine deðiniyor: "... Ve onlar Þeytanlarýn Süleyman´ýn mülkü aleyhine uydurduklarý þeylerin ardýna düþtüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece þeytanlar küf rettiler. Onlar insanlara sihri ve Babil´deki iki meleðe -Hârut ile Mârut indirilenleri öðretiyorlardý. Bu iki melek ise Biz ancak fitneyiz, sakýn küfretme´ demedikçe kimseye sihir namýna birþey öðretmezlerdi. Onlardan koca ile karýsýný ayýracak þeyler öðrendiler. Halbuki bunlar, Allah´ýn izni olmadýkça o sihirle kimseye zarar verici deðillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen Þeyleri öðreniyorlardý. Andolsun onlar sihri satýn alan kimse için âhirette hiçbir nasip olmayacaðýný biliyorlardý. Ne fena bir þey karþýlýðýnda nefislerini sattýlar. Þayet bilmiþ olsalardý" (el-Bakara, 2/102).

Konu yahudiler ya da Hz. Süleyman olmamasýna raðmen dönemin genel durumu bilinmeden Hârut ve Mârut tam mânâsýyla anlaþýlamaz. Hz. Süleyman öyle bir yetkiyle donatýlmýþtý ki Allah tarafýndan sadece insanlar deðil bütün hayvanlar ve cinleri de egemenliði altýna almýþ ve güçlü bir hükümdarlýk elde etmiþti. Allah´ýn ona verdiði bu üstünlük sebebiyle ona karþý olanlar "Süleyman´ýn sihir yaptýðýný, iþlerini sihirle yürüttüðünü" ortaya attýlar. Ayrýca toplumda sihirbazlar türedi ve sihir ilimleri geliþti. Sihirbazlar daha önce bilinmeyen þeyleri ortaya çýkardýlar ve peygamberlik iddiasýnda bulundular. Hz. Süleyman´a verilen gücün mucize olduðunu anlamayýp, bunu sihirle açýklayan topluma Allah, sihirle mucizenin ayný þey olmadýðýný göstermek için kendilerine sihir öðretmek üzere Hârut ve Mârut´u görevlendirdi.

Bu kýsa ön açýklamadan sonra Hârut ve Mârut hakkýnda ortaya atýlan görüþleri ele alabiliriz.

Hârut ile Mârut´un kimliði: Âyette onlardan "melekeyn" þeklinde bahsedilmektedir. Kelimenin Arapça telâffuzunu "melekeyn (iki melek)" þeklinde okuyanlara göre Hârut ile Mârut iki melektir. Bazý alimlerin görüþüne uyarak kelime "melikeyn" þeklinde okunursa o takdirde iki padiþah veya yetkili iki kiþi anlamý çýkar. Âyetin okunuþunda meþhur olan kýrâat "melekeyn" þeklindedir; ve onlarýn iki melek olduðu konusundaki görüþ daha kýzýl etlidir. Kelimeyi "melikeyn" olarak anlayanlar ise kendilerine göre delil getirmektedirler.

Onlara göre sihir, "küfür" olarak tanýmlandýðýna göre meleklerin sihir öðretmesi mümkün deðildir. Bir diðer görüþleri de Allah´ýn melekleri yeryüzüne insan suretinde indirdiði, buna göre Hârut ile Mârut melek dahi olmuþ olsalar onlarýn insan þeklinde yaþayýp sihir öðretmeleri gerekmektedir. Onlarla iliþki içinde olan insanlar da onlara birer melek deðil insan olarak yaklaþmaktadýrlar. Bu durumda da onlarýn melek olduklarýný söylemeye gerek yoktur. Bu iki görüþün ilki, yani onlarýn melek olduðu þu nedenlerden dolayý daha kuvvetli görüþtür. Âyetin okunuþunda meþhur kýrâat "melekten´dir. Diðer yönden Allah melekleri insan þeklinde indirir. Nitekim Cebrâil (a.s) Peygamberimize Dýhyetü´l-Kelbi (r.a)´ýn görünümünde insan þeklinde gelirdi. Sihrin küfür olduðu, bu nedenle de meleklerin sihirle uðraþmayacaklarýna gelince, sihirle uðraþan ve bunu kötüye kullanan topluma, kötüye kullanýlmayan sihri öðretmek üzere iki melek görevlendirilmiþtir. Diðer yönden sihirle insanlarý yoldan çýkarmaya çalýþan sihirbazlara karþý onlarý korumak için, sihirbazlarýn kendi yöntemleriyle karþý çýkabilsinler diye sihir öðreten iki melek gönderildi. Bunlar varsayýmdýr, ancak meleklerin sihirle uðraþmalarýnýn küfür olmadýðýný izah içindir. Çünkü sihrin zararýndan sakýnmak için sihir öðrenmek ve öðretmek küfür deðildir.

Hârut ile Mârut sihir öðrenmek için kendilerine gelenlere " Biz ancak bir imtihan vesilesiyiz (fitneyiz). Sakýn küfretme" demedikçe hiçbir kimseye sihir öðretmiyorlardý. Bu noktada da iki görüþ var. Birincisi, âyeti doðrudan doðruya anlayanlara göre melekler insanlara küfretmemeleri þartýyla sihir öðretiyorlardý. Buna karþý çýkanlar ise, "o iki meleðe indirilen þey sihir deðil, þeriat, din ve hayra davettir" demektedir; "Onlar hiç kimseye bunu öðretmiyorlar, aksine en þiddetli biçimde insanlarý bundan nehyediyorlardý."

Diðer bir nokta da "Onlardan karý ile kocanýn arasýný ayýracak þeyler öðrendiler" cümlesinin yorumunda farklýlýklar vardýr.

Bir kýsým Ýslâm alimine göre âyetteki "karý ile kocayý ayýran " þey sihiri öðrenmek ve yapmaktýr. Karý kocadan herhangi biri sihire bulaþtýðý anda kâfir olacaðý için nikâh kendiliðinden düþer. Yani buradaki ayrýlýk hukuki bir durumdur ve dinen zorunludur. Diðer görüþe göre ise bu ayýrma, karý koca arasýndaki sevgiyi yok edecek türde bir sihir çeþididir. O kiþiler sihiri kötü yönde kullanarak toplumda bozgunculuk çýkardýlar. Hattâ bunda o derece ileri gittiler ki karý kocayý birbirinden ayýracak yollar geliþtirdiler.

Bu konuda daha baþka efsane ve Ýsrailiyyat türünden görüþler de vardýr ve tefsir kitaplarýna kadar girmiþtir. Ancak burada onlara deðinmek saf Ýslâmî düþünceleri bulandýrmaktan baþka bir iþe yaramayacaðý için anlamsýzdýr.

Deðiþik görüþleri inceledikten sonra kuvvetli olan görüþ doðrultusunda konuyu özetlemek gerekirse þunlar söylenebilir. Hârut ve Mârut Hz. Süleyman döneminde Babil´de insan þeklinde ortaya çýkan, insanlarý "küfür"e düþmemeleri, kötülük için kullanmamalarý þartýyla insanlara sihir öðreten, insanlarýn bu yolla imtihan olmalarýna vesile olan iki melektir. Sihir ilmini kötülük ve küfür yolunda kullanan fâsýk insanlar ve þeytanlarýn aksine Hârut ve Mârut insanlardan onu kötülükte kullanmamalarý konusunda söz alýyor, sonra öðretiyorlardý.


radyobeyan