Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Harp emiri By: armi Date: 19 Þubat 2010, 21:32:23
HARP EMÝRÝ



Kur´ân-ý Kerim´de kendilerine Allah´ýn ve Rasûlü´nün çizdiði sýnýrlar içinde kalmak ve masiyette olmamak kaydýyla itaat edilmesi emrolunan (en-Nisa 4/59) "emir sahipleri´nden savaþ iþlerine bakan kumandan.

Herhangi bir devlette savunma meselesi hayatî meselelerden biridir. Özellikle Ýslâm gibi, Kur´ân´ýn da açýkça ifade ettiði üzere "habisin çok olduðu´ (el-Maide, 5/100), fitne ve fesadýn kol gezdiði bir dünyada iyiyi, güzeli ve adaleti temsil eden bir dinin kendini savunmasý gerektiði açýkça ortadadýr. Bunun yanýsýra, Hz. Ömer devrindeki Ýran savaþlarýnda Rebî´ Ýbn Âmir´in Sâsânî Ordularý baþkomutanýna söylediði gibi, "Ýslâm´ýn, insanlarý sahte dinlerin karanlýðýndan kendi aydýnlýðýna, kullara kulluktan Allah´a kulluða ve yerlerin basýklýðýndan göklerin enginliðine çaðýrmak için" gönderildiði de göz önüne alýnýrsa, bu gereklik daha da vazgeçilmez bir hal alacaktýr. Bu yüzden, Ýslâm´ýn en temel müeyyidelerinden biri olan Cihâd, daha Hz. Ömer devrinde bir müessese haline getirilmiþtir. Hz. Ömer, memleketin bütün insan gücünü, fiilen hizmet etmekte olanlar ve evlerinde oturmakla birlikte ihtiyaç halinde silâh altýna alýnabilecekler þeklinde iki ana bölüm halinde tek bir ordu yapmak fikriyle bir harp dairesi kurdurmuþtur (Þiblî Numanî, Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet Ýdaresi, II: 139-142).

Cihad göreviyle yükümlü her müslümanýn güç, yetenek ve liyakatine göre er veya çeþitli kademelerde komutan olarak oluþturduðu Ýslâm ordusunu baþkomutaný tarih boyunca daima halifeler olagelmiþtir. 19´uncu yüzyýlýn sonlarýna gelinceye, yani tüm karmaþýk yapý ve iliþkileriyle modern devletler ortaya çýkýncaya kadar, kendilerine "mü´minlerin emiri´ de denilen halifeler, harp dairesinin de baþkanýydýlar. Gerçi; halifelerin ordularýnýn baþýnda bizzat savaþlara katýlmalarý zorunlu deðildi. Rasûlullah (s.a.s)´ýn yaptýðý gibi, ya bizzat katýlýrlar, ya da tam yetkili harp emirleri tayin ederlerdi. Ýdarî olsun askerî olsun, hemen tüm devlet iþlerinin en yetkili ve sorumlu kiþisi olarak, Dârü´l-Ýslâm´ýn sýnýrlarýný korumak ve Ýslâm´ýn tebliðini yapmakla yükümlü bulunan halifeler (Maverdî, el-Ahkâmü´s-Sultaniyye, çev. A. Þafak s. 19), istiþare sonucu savaþ açmak veya sulh yapmak gibi askerî görevleri de uhdelerinde bulundurduklarýndan, kendi yerlerine tayin ettikleri harp emirleri de ordu politikasýný, harp sevk ve idaresini, barýþ yapma ve ganimetleri bölüþtürme gibi görev ve yetkilere sahip olurlardý.

Harp emirlerinin seçiminde yaþ, neseb ve zenginlik gibi unsurlarýn etkisi yoktur. Rasûlüllah´ýn Mute Savaþý´nda azatlýsý Zeyd Ýbn Hârise´yi ve vefatýndan az önce de Zeyd´in oðlu Üsâme´yi daha 18 yaþýndayken, içlerinde Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer gibi Ashab´ýn büyüklerinin de bulunduðu orduya kumandan tayin etmesi bunun en güzel örneklerindendir. Harp emirlerinde aranan þartlar, Halife´de aranan þartlara yakýndý: Adalet, ehliyet, takva, bilgi, hüner, cesaret ve saðlýk bunlarýn en baþta gelenleriydi (Maverdî, a.g.e., s. 6).

Halifeler, harbe gönderdikleri komutanlara emir ve tavsiyelerde bulunurlardý ki, Hz. Ebu Bekir´in Hz. Üsame´ye bu konudaki emirleri tarihin altýn sayfalarýndandýr: "Hýyanet etmeyiniz, arkadan vurmayýnýz. Ýnsan cesedi üzerinde tahribat yapmayýn. Çocuklarý, ihtiyarlarý ve kadýnlarý öldürmeyiniz. Yemiþ veren aðaçlara dokunmayýnýz. Yollarda manastýrlarda ibadet eden âbidlere, keþiþlere dokunmayýnýz." (Ö. R. Doðrul, Asr-ý Saadet, IV: 53). Ayrýca geniþ bilgi için bk. Cihad Emiri.


radyobeyan