Harbi By: armi Date: 19 Þubat 2010, 21:28:43
HARBÎ
Müslümanlarla aralarýnda antlaþma bulunmayan gayr-i müslimlerin ülkesinde yaþayan kimse hakkýnda kullanýlan bir Ýslâm hukuku terimi. Harbî; kelime anlamý itibarýyla harbe mensub savaþa ait manasýna gelse de kastedilen "dâru´l-harb´e ait" anlamýndadýr. Harbî gayr-ý müslimlerin yurdunda yaþayan þahýs demektir.
Müslüman olmayanlarýn müslümanlarla olan münasebetlerinde hukukî statüleri üç bölümde incelenir.
Zimmîler; Müslümanlarýn memleketinde cizye vererek yaþayanlar. Müste´men (pasaportlu) daru´l-harpte yaþayan bir þahsa izin ve emân alarak müslümanlarýn memleketine girdiðinde ona emniyet ve güven verilmiþ olur ki buna müste´men adý verilir.
Üçüncü grup harbîdir. Harbî olan þahýslarýn hukukî durumu da ikiye ayrýlýr. Daha önce Ýslâm dininden haberdar olan harbîler; bunlarýn memleketinde Ýslâm yaygýn olup duyulmuþtur. Bu takdirde bunlarla savaþa baþlamadan önce onlarý Ýslâm´a davet etmek gerekmez. Önceden Ýslâm´dan, Ýslâm´ýn harp gayesinden haberdar olmasý onlar için "davet-i hükmiyye" kabul edilir. Ancak (yine de Ýslâm´a) davet edilmeleri daha uygundur. Bunu kabul etmedikleri takdirde cizye vererek Ýslâm ahdinin himayesini kabul etmeleri kendilerinden istenir. Müslümanlarýn harp için elveriþli ortamý ve vakti kaçýrma gibi bir endiþeleri varsa hiç davet etmeden saldýrabilirler.
Daha önce Ýslâm dininden haberdar olmayan harbîler, bunlara savaþa baþlamadan muhasara sýrasýnda davet yapýlýr ve onlara Ýslâm anlatýlýr. Bu davete de "dâvet-i hakikiyye" denilir. Düþmanlar müslümanlarýn memleketine saldýrýrsa onlara davet yapýlmasý gerekmez. Çünkü bu düþmanýn cüretinin artmasýna, müslümanlarýn zaman ve moral kaybýna neden olur.
Dâru´l-Harb´e cihad için giden müslümanlarýn, bir Ýslâm beldesinin düþman tarafýndan istilâ tehlikesi varsa ve o beldenin düþmana karþý koymasýnýn mümkün olmadýðýný bilirlerse o Ýslâm beldesine yardým etmeleri gerekir. Çünkü böyle bir durumda müslümanlara yardým farz-ý ayn olmuþ olur ve def´i zarar celb-i menfaat´tan mukaddem bulunur, yani zararý gidermek fayda saðlamakta önemlidir.
Bir harbî (düþman)´nin Ýslâm´a girmesi kendisi ile savaþýlmasýna engel olur. Çünkü Ýslâm´a girmesiyle istenen gerçekleþmiþ oluyor.
Harbînin müslüman olduðunun kabul edilmesi þu üç yoldan birisiyle mümkündür: Açýkça Ýslâm´a girdiðini itiraf edip söylemesi; Cemaatla namaz kýlmasý gibi müslüman olduðuna dalalet eden bir alametin bulunmasý, tebâiyyet yoluyla müslüman olduðunun kabul edilmesi; bir çocuðun anasýna babasýna veya bulunduðu Ýslâm ülkesine dayanacak müslüman sayýlmasý.
Harbî, Dâru´l-harbde Ýslâm´a girdikten sonra, Ýslam ülkesine hicret etmeden önce bulunduðu memleket müslümanlar tarafýndan alýndýðý takdirde elindeki menkul mallar kendisine býrakýlýr; gayr-i menkulleri ise ganimet sayýlýr.
Harbî, Ýslâm´a girip henüz daru´l-harbde iken bir müslüman tarafýndan bilerek veya hata yoluyla öldürülecek olursa öldüren yani katil diyet ödemez, yalnýz keffaret vermesi yeterlidir.
radyobeyan