Haram By: armi Date: 19 Þubat 2010, 21:28:02
HARAM
Ýslâm dininde kesin olarak yapýlmamasý istenilen þey. Çoðunluk Ýslam hukukçularýna göre, haram; delâleti kesin olan âyetle mütevâtir ve meþhur hadisle veya zannî delil sayýlan âhâd haberle (haber-i vâhid) de sabit olur. Çünkü zannî deliller itikad konusunda huccet sayýlmazsa da, amel bakýmýndan huccet sayýlýr. Hanefilere göre ise, haram ancak kesin delille sabit olabilir. Bu da; âyet, mütevatir veya meþhur hadis kabilinden olur. Kur´ân´da þöyle buyurulur: "Diliniz yalana alýþmýþ olduðu için her þeye, "þu helaldir, bu haramdýr" demeyin" (en-Nahl, 16/116). Bu âyette, yasak edilen duruma düþülmemesi için, haberi vâhid gibi zannî bir delille, yapýlmamasý kesin olarak istenilen þeye "tahrimen mekruh" adýný verirler. Âyette þöyle buyurulur: " Ey iman edenler, size açýklanýnca, hoþumuza gitmeyecek þeyleri sormayýn..." (el-Mâide, 5/101). Hz. Peygamber þöyle buyurur: "Allah sizin için dedikoduyu, çok soru sormayý ve malý boþa harcamayý hoþ görmedi" (Buhârî, Ýstikrâz,19). Tahrimen mekruh, vacibin karþýtýdýr. Erkeklerin ipekli giymesi, altýn yüzük takýnmasý buna örnek verilebilir. Ýkincisi tenzihen mekruh adýný alýr ki, mendub´un karþýtýdýr.
Ebû Hanîfe (ö. 150/767), Ebû Yûsuf (ö.182/798) ve Ýmam Muhammed (ö. I89/805) zannî delille sabit olan yasaklara "mekruh" demekle yetinirlerdi (Muhammed Ebû Zehrâ, Usûlü´l-Fýkh, Dârû´l- Fikri´l-Arabî tab´ý, tsz., s. 42).
Allah ve Rasûlünün bir þeyi yasaklamasý þu tarzlarda olabilir:
1) Haramlýk lafzý ile. "Size, analarýnýz, kýzlarýnýz, kýz kardeþleriniz... (ile evlenmeniz) haram kýlýndý" (en-Nisâ, 4/23). "Vurularak öldürülmüþ, yukardan düþmüþ, boynuzlanmýþ ve canavar parçalayarak murdar ölmüþ olan hayvanlar... size haram kýlýndý" (el-Mâide, 5/3). Bu ve benzeri âyetlerde bir þeyin yasaklanmasý, açýkça "haram" lafzýyla ifade edilir.
2) Helallýðýn kaldýrýlmasý ile. "Artýk bundan sonra senin için baþka kadýnlar helal deðildir" (el-Ahzâb, 33/52). Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: " Müslüman bir kimsenin malýný onun gönül rýzasý olmaksýzýn almak helal olmaz" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 72).
3) Nehiy sîðasý kullanýlmakla. "Zinaya yaklaþmayýn, çünkü o, rezilliktir, kötü bir yoldur" (el-Ýsrâ;17/32).
4) Fiilden sakýnmayý ifade eden bir lafýzla. "Ey iman edenler, þarap, kumar, dikilitaþlar (putlar) ve þans oklarý sadece þeytanýn iþinden birer pisliktirler. Bunlardan kaçýnýn ki, kurtuluþa eresiniz" (el-Mâide, 5/90). Bu âyetteki "kaçýnýn" sözü, yaklaþmayý yasaklayarak, bir þeyin haram olduðunu belið bir ifade ile ortaya koymaktadýr.
Haramýn Çeþitleri:
Bir þeyin haram kýlýnmasýnýn esasý, o þeyin zararlý olmasýdýr. Yasaklanan bir þeyin zararlý yönü fazladýr. Helal kýlýnanlarýn ise faydalý yönü üstündür. Bir haramdaki zarar ya bizzat yasaklanan fiilin kendisinden kaynaklanýr veya dolaylý yoldan bir sebebe dayanýr. Buna göre haram, doðrudan ve dolaylý yoldan olmak üzere ikiye ayrýlýr.
a) Bizzat haram (haram bizatihi): Allah ve Rasûlünün geçici bir sebebe dayalý olmaksýzýn baþtan itibaren ve temelden haram kýldýðý fiildir. Zina, hýrsýzlýk, ölü hayvan eti satma, evlenme engeli bulunanlarla evlenme gibi. Bunlardaki zarar, kendi bünyelerindeki kötülüðe dayanýr. Doðrudan haramlar; genel olarak korunmasý zarûrî olan beþ þeyi zedeleyen ve onlara zarar veren fiil ve hareketlerdir. Bu beþ þey: Can, mal, akýl, din ve nesildir. Caný; öldürme yasaðý, malý; hýrsýzlýk, aklý; içki yasaðý, dini; Ýslamî esaslarý temelinden bozan davranýþlarýn yasaklanmasý ve nesli de; zina yasaðý korumuþ olur.
b) Dolaylý haram (haram li gayrihi): Temelde meþru olduðu halde, haram kýlýnmasýný gerekli kýlan geçici bir durumla baðlantýlý olan fiildir. Bu bizzat haram deðildir, fakat bizzat haram olan bir þeye vâsýta olmaktadýr. Meselâ; bir kadýnýn avret yerine bakmak haramdýr, çünkü zinaya sebep olmaktadýr. Zina ise bizzat haramdýr. Faizli satýþ haramdýr, çünkü faiz bizzat haramdýr. Bir menfaat karþýlýðý borç para vermek haramdýr, çünkü faizciliðe götürür, bu ise haramdýr. Birbirine mahrem olan iki kadýný bir nikâh altýnda birleþtirmek haramdýr, çünkü bu, ikisi arasýndaki hýsýmlýk baðýnýn, sýla-ý rahmin kopmasýna sebep olur. Halbuki Cenab-ý Hak, "..Allah´tan ve hýsýmlýk baðlarýný koparmaktan sakýnýn..." (en-Nisâ, 4/1) buyurarak sýla-ý rahmin devam ettirilmesini kesin olarak istemiþtir (bk. en-Nisa, 4/36; er-Ra´d,13/25; en-Nahl,16/90; er-Rûm, 30/38; Muhammed, 47/22, 23). Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: "Bir kadýn halasý, teyzesi, erkek kardeþinin kýzý veya kýz kardeþinin kýzý üzerine nikâh edilemez; eðer siz bunlarý yaparsanýz, hýsýmlýk baðlarýný koparmýþ olursunuz" (Buhâri, Nikâh, 27; Müslim, Nikâh, 37, 39). Sýla-i rahmin kesilmesi bizzat haramdýr, buna sebep olabilecek fiil ve davranýþlar da dolaylý yoldan yasaklanmýþtýr (Muhammed Ebû Zehra, Usûlü´l-Fýkh, Dâru´l-Fikri´l-Arabîtab´ý, tsz., s. 43; Zekiyüddin Þa´ban, Usulü´l-Fýkh, Terceme: Ýbrahim Kâfi Dönmez, Ankara 1990, s. 216, 217):
Dolayýsýyla haram, kimi zaman da ârýzî bir halden ötürü olur. Gasbedilmiþ bîr toprak üzerinde namaz kýlmak, Cum´a namazý için ezan okunurken alýþ-veriþ etmek gibi. Aslýnda alýþ-veriþ bizzat haram deðildir. Fakat Kur´ân´da; "Ey iman edenler, Cum´a günü namaz ipin çaðrýldýðýnýz vakit, Allah´ý anmaya koþun ve alým satýmý býrakýn" (el-Cum´a, 62; 9) buyurulduðu ve insaný namazdan alýkoyduðu için, yalnýz sýnýrlý bir süre için yasaklama yoluna gidilmiþtir. Baþkasýnýn dünür olduðu bir kýzla evlenmek de caiz deðildir, ancak ilk dünür olan vazgeçer veya kendisine olumsuz cevap verilmiþ bulunursa, bu yasak kalkar. Hadiste þöyle buyurulur: "Sizden biriniz din kardeþinizin dünürlüðü üzerine dünürlük göndermesin. Ancak, dünür gönderen ondan önce vazgeçer veya kendisine izin verirse bu durum müstesnadýr. "(Buhârî, Nikâh, 45, Büyû´, 58, Þurût, 8; Müslim, Büyû´, 8, Nikâh, 38, 39, 42). Aslýnda evlilik güzel bir þeydir ve Ýslâm´da teþvik edilmiþtir. Ancak burada, baþkasýnýn kurmaya çalýþtýðý güzel münasebetleri engelleme ve bozma söz konusu olduðu için, böyle bir kýzla evlenmek geçici olarak caiz görülmemiþtir (Hamdi Döndüren, Delilleriyle Ýslâm Hukuku, Ýstanbul 1983, s. 169-171).
Bizzat haram ile dolayýsýyla haram veya bir ârýz sebeble haramýn hükümleri:
a) Bizzat haramýn hükmü, fiilin temelden gayri meþrû sayýlmasýdýr. Mükellef bu fiili iþlerse herhangi bir hukuki sonuç doðurmaz. Ýþleyen bakýmýndan bir suç teþkil edeceði için, sadece günah ve dünyevî ceza sorumluluðu söz konusu olur. Fiili hiçbir olumlu sonuç baðlanmaz ve ulaþýlmak istenen menfaat fiilin sahibi için hak olarak ortaya çýkmaz. Meselâ; zina fiili, nesep ve mirasçýlýðýn sâbit olmasý için sebep teþkil etmez. Hýrsýzlýk fiili de, hýrsýza, çalýnan mal üzerinde mülkiyet hakký vermez. Yasak fiil akitlerle ilgili ise, akit bâtýl olur ve hukuki sonuçlarýný doðurmaz. Meselâ; murdar et, þarap veya domuz eti için yapýlan satým akdi Ýslâm hukuku nazarýnda bâtýldýr. Mahrem hýsýmlardan birisi ile yapýlan evliliðe, meþrû evliliðe ait olan mirasçýlýk ve nesebin sübutu gibi sonuçlar baðlanamaz. Çoðunluk Ýslâm hukukçularýna göre, ayrýca zina cezasý da uygulanýr. Ebû Hanîfe ise, nesebin sahih ve sabit olmayacaðýný kabul ederken, nikâh þüphesinden dolayý, baþka bir deyimle, eþlerin nikâh akdine güvenerek cinsel temasta bulunmalarýný dikkate alarak, ayrýlýk tarihinden önceki birleþmelere bir ceza gerekmediðini söyler (Ebû Zehra, a.g.e., s. 44, 45; Hamdi Döndüren, a.g.e., s. 251 vd.).
Akit, dolayýsýyla veya arýz bir sebeple, haram sayýlmýþsa, bâtýl olmaz. Meselâ; çoðunluk Ýslâm hukukçularýna göre, Cum´a namazý vaktinde yapýlan bir akit geçerlidir. Baþkasýnýn dünür olduðu kýzla evlenme akdi de böyledir. Bu akitler sadece günaha sebep olur. Fakat hukuki sonuçlarýný da doðururlar. Hanbelileler, Zâhirîlere göre ise kökeninde yasak bulunan bu gibi akitler geçerli deðildir. Yine, gasbedilmiþ bir toprak üzerinde kýlýnan namaz sahihtir; ancak baþkasýnýn malýný gasbetme günahý devam eder. Faizli alýþ-veriþler de hanefilere göre fâsittir.
Ýbadetler konusunda fâsit-bâtýl ayýrýmý yapýlmaksýzýn bir ibadetin ya sahih ya da gayri sahih olmak üzere iki durumda bulunabileceði konusunda görüþ birliði vardýr. Çoðunluk Ýslâm hukukçularýna göre bu prensip akitler için de geçerlidir. Hanefîlere göre ise, bir akdin rükünlerinde bir eksiklik bulunursa bu âkit olur ve hukukî bir sonuç doðurmaz. Bir satým akdinde icap, kabul veya satýlan mal unsurlarýndan birisinin bulunmamasý gibi. Eðer eksiklik akdin þartýnda, yani vasýflarýndan birinde ise, sebep teþekkül etmiþ olur ve bu buna bazý hukuki sonuçlar terettüp eder. Meselâ; vadeli satýþta vade tarihinin belirlenmemesi akdi fâsit kýlar. Bu eksikliðin giderilerek, akdin sahih hale getirilmesi mümkündür.
Çoðunluk Ýslâm hukukçularýna göre ise, bir akitle ilgili nehiy bulunur veya Allah ve Rasulü tarafýndan emredilen þartlarda bir eksiklik olursa akit geçersizdir. Çünkü yasak bulunan yerde akit yapmak Allah´a isyandýr. Böyle bir akit zarara sebep olmuþsa cezayý gerektirir. Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: " Kim, bizim emrimize uymayan bir iþ yaparsa merdud´tur. Kim dinimize, onda olmayan bir iþ sokarsa merdud´tur" (Buhârî, Ý´tisâm, 20, Büyû´, 60, Sulh, 5). Onlar hakkýnda yasak bulunduðu için faiz ve müþriklerle yapýlan evlenme akdinin bâtýl olduðuna hükmetmiþlerdir (Bu yasaklar ve iki tarafýn delilleri için bk. el-Bakara, 2/221, 275; Gazzalî, el-Mustasfâ Bulak, Mýsýr,1322, II, 31; Pezdevî, Usûl, Keþfü´l-Esrâr kenarýnda, Ýstanbul 1308, I, 66; Ýbnü´l-Hümâm, et-Tahrîr, Kahire 1316-1317, I, 329).
Yüce Allah dünyayý ve semalarý yaratmýþ ve insanoðlunun hizmetine sunmuþtur. Bütün bu nimetlerden yararlânmada asýl olan bunlarýn mübah olmasýdýr. Þu âyetler yararlanmada cevazýn genel olduðunu bildirir: "O, Allah, semalarda ve yerde ne varsa hepsini sizin emrinize amade kýldý" (el-Câsiye, 45/13). "O, yeryüzünü size boyun eðecek bir þekilde yaratandýr. Arzýn omuzlarýnda yürüyün ve onun rýzkýndan yeyin" (el-Mülk, 67/15). Ancak bu genel yararlanma hakký âyet ve hadislerde yer alan ve haramlarý bildiren hükümlerle sýnýrlandýrýlmýþtýr. Haram veya helalleri belirleme hakký Allah ve Rasûlüne aittir. Ýnsanlara böyle bir yetki verilmediði âyette þöyle ifade edilir: "Ey iman edenler! Allâh´ýn size helal kýldýðý güzel ve temiz þeyleri kendinize haram kýlmayýn ve sýnýrý aþmayýn" (el-Mâide, 5/87). "Dilleriniz yalana alýþtýðý için "bu helaldir", " þu haramdýr" demeyiniz. Sonra Allah´a karþý yalan uydurmuþ olursunuz. Allah´a karþý yalan uyduranlar ise kurtuluþa eremez" (en-Nahl,16/116). Kendi düþüncesine göre, helalleri haram saymaya çalýþan kimseleri Cenab-ý Hak þöyle uyarýr: " Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarýný öldürenler ve Allah´ýn kendilerine verdiði rýzký, Allah´a iftira ederek haram kýlanlar ziyana uðradýlar, saptýlar. Onlar doðru yola gelici de deðildirler" (el En´am, 6/140).
Kur´ân´da haram olduðu bildirilen baþlýca yiyecek ve davranýþlar þunlardýr:
"Allah size ancak ölüyü, kaný, domuz etini ve Allah´tan baþkasý adýna kesilen hayvanýn etini haram kýldý. Saldýrmadan ve sýnýrý aþmadan, darda kalanýn üzerine ise bir sakýnca yoktur" (el-Bakara, 2/173).
"Vurularak öldürülmüþ, uçurumdan düþmüþ, boynuzlanmýþ ve canavar parçalayarak ölmüþ olan hayvanlar -henüz ölmeden usulüne göre kesmeniz dýþýnda-, dikili taþlar üzerine boðazlanan hayvanlar ve fal oklarýyla þans aramanýz size haram kýlýndý" (el-Mâide, 5/3).
"Ey mü´minler!, þarap, kumar, dikili taþlar (putlar), Þans oklarý, þeytan iþi bir pisliktir. Bunlardan kaçýnýn ki, kurtuluþa eresiniz" (el-Mâide, 5/90).
"De ki, bana vahyolunanlar arasýnda, yiyen kimse için haram kýlýnmýþ bir þey bulamýyorum. Ancak, murdar ölmüþ hayvan veya akmýþ kan yahut domuz eti ki bütün bunlar pistir, yahut da Allah´tan baþkasý adýna kesilmiþ bir fýsk (hayvan) olursa bu durum müstesnadýr. Ama kim darda kalýrsa, baþkasýnýn hakkýna saldýrmamak ve zaruret sýnýrýný da aþmamak üzere (bunlardan yiyebilir). Çünkü Rabbin baðýþlayandýr, esirgeyendir" (el-En´âm, 6/145).
"Kim Allah´ýn haramlarýna saygý gösterirse, o hareketi Rabbinin yanýnda kendisi için iyidir. Size açýklananlar dýþýndaki hayvanlar sizin için helal kýlýnmýþtýr. Artýk o putperestlik pisliðinden ve yalan sözden kaçýnýn" (el-Hacc, 22/30).
Aile hukuku ile ilgili haramlardan bazýlarý da Þunlardýr: Bir kimse ile arasýnda ebedi mutlak evlenme engeli bulunan hýsýmlar âyette þöyle ifade edilir: "Size analarýnýz, kýzlarýnýz, kýz kardeþleriniz, halalarýnýz, teyzeleriniz, erkek kardeþin kýzlarý, kýz kardeþin kýzlarý, sizi emziren analarýnýz, süt kýz kardeþleriniz, kayýn valideleriniz, gerdeðe girdiðiniz karýlarýnýzdan olup, evlerinizde bulunan üvey kýzlarýnýz eðer henüz gerdeðe girmemiþseniz üzerinize bir vebal yoktur - kendi sulbünüzden gelen oðullarýnýzýn karýlarý ve iki kýz kardeþi bir nikah altýnda toplamanýz haram kýlýndý" (en-Nisâ, 4/23).
Bu âyetin hükmüne göre üç mutlak evlenme engeli ve ebedi haramlýk ortaya çýkmaktadýr. Kan hýsýmlýðý, sýhri hýsýmlýk ve süt hýsýmlýðý.
a) Kan hýsýmlýðý: Bir erkeðe nesep veya hýsýmlýk sebebiyle dört grup kadýn haram olur,Bunlar; usûl: Annesi ve nineleri gibi, Fürû; kýzý ve ilânihaye Torunlarý gibi, Kardeþleri ve kardeþin îlâhiyhâye çocuklarý gibi, Dede ve ninelerin ilk fürûu; hala, teyze, büyük hala ve büyük teyze gibi...
b)Sihri hýsýmlýk: Sýhriyet, evlilik yoluyla meydana gelen bir hýsýmlýktýr, Sonrada boþanma veya ölümle evlilik sona erse bile sýhri hýsýmlýk ortadan kalkmadýðý için, bu mutlak bir evlenme engeli teþkil eder, Sýhri hýsýmlar dört grupta toplanabilir:1)Üvey kýzlar: Bir erkek dul bir kadýnla evlenir ve cinsel iliþkide bulunursa, bu kadýnýn önceki kocasýndan olan kýzlarý veya torunlarý, bu üvey babaya ebedi olarak haram olur, 2) Kayýn valideler: Mücerred nikâh akdi sonucunda, damatla kayýn valide ve hanýmý tarafýndan nineleri arasýnda ebedi evlenme engeli doðar, 3) Baba ve dedenin karýlarý; Bir kimse üvey anne veya nineleriyle ebedi evlenemez, Âyette þöyle buyurulur: "Babalarýnýzla evlenmiþ olan kadýnlarla evlenmeyin. Ancak câhiliyet devrinde geçen geçmiþtir" (en-Nisâ, 4/22). 4) Gelinlerle evlenme yasaðý vardýr, Âyette þöyle buyurulur: "Kendi sulbünüzden gelmiþ oðullarýnýzýn karýsý... size haram kýlýndý " (en-Nisâ, 4/23). Ancak Ýslâm´da evlatlýk muâmelesi yasaklanmýþ, evlatlýðýn boþayacaðý kadýnla, evlat edinen erkeðin evlenebileceði esasý benimsenmiþtir. Ýlk uygulama, Hz, Peygamber´in evlatlýðý Zeyd´in boþadýðý Zeynep binti Cahþ´la olan evlenmesidir (bk. el-Ahzâb, 33/37).
c) Süt hýsýmlýðý: Ýslâm hukuku kan ve sýhriyet yoluyla hýsýmlýktan baþka, yabancý bir kadýndan süt emme yoluyla bir hýsýmlýk çeþidi daha kabul etmiþtir. Sütle kurulan bu bað, çocukla süt ana ve diðer bazý hýsýmlar arasýnda evlenme engeli doðurur (bk. el-Bakara, 2/233; en-Nisâ, 4/23; Buhârî, Þehâdât, 7, Nikâh, 21; Müslim, Radâ,1).
Kendini Allah´ýn yerine koyarak helalý haram, haramý helal yapan kimseler hakkýnda yüce Allah þöyle buyurur: "Onlar, hahamlarýný, papazlarýný ve Meryemoðlu Ýsa Mesih´i, Allah´tan baþka Rabler edindiler. Halbuki onlar, ancak bir olan ve kendisinden baþka ilâh bulunmayan Allah´â ibadet etmekle emrolunmuþlardý. Allah, onlarýn koþtuklarý ortaklardan münezzehtir" (et-Tevbe, 9/31). Bu âyet nâzil olduktan sonra, daha önce Hýristiyan olarak Þam´a gitmiþ bulunan Adýy b. Hatim et-Tâi Medine´ye geldi ve Hz. Peygamber´e âyeti okuyarak; hýristiyanlarýn rahip ve hahamlarýna ibadet etmediklerini, dolayýsýyla burada ne anlatýlmak istendiðini sordu. Nebî (s.a.s.) þöyle buyurdu: "Onlar helalý haram, haramý helal yaptýlar. Hýristiyanlar da onlara uydular. Ýþte bu, onlara ibadet etmeleridir" (Ýbn Kesîr, Muhtasaru Tefsîri Ýbn Kesîr, Ýhtisar ve tahk, Muhammed Ali es-Sâbûnî, Beyrut, 1402/1981, II, 137).
Ýslâm kötü, pis ve zararlý bir takým þeyleri, kötü fiilleri yasaklamakla kalmadý, kötülüðü kökünden yok etmek için harama götüren yollarý ve vesileleri de haram kýlmýþtýr. Yukarýda, dolaylý haram (haram li gayrihi) kýsmýnda temas ettiðimiz gibi, harama düþürecek sebepler de yasaklanmýþtýr. Yaban bir kadýnla bir erkeðin kimsenin gelemeyeceði kapalý bir yerde baþbaþa kalmasý, kadýnlarýn tahrik edici süs ve giysilerle dýþarý çýkmalarý, müstehcen yazý, resim ve müziðin yasaklanmasý bunlar arasýnda sayýlabilir.
Þüpheli þeylerden kaçýnmak da harama karþý bir tedbirdir. Hadislerde þöyle buyurulur: "Helâl açýktýr, haram da açýktýr. Bu ikisi arasýnda þüpheli birtakým iþler vardýr" (Buharî, Büyû´, 3). "(Þüpheli þeylerden) senin gönlünü rahatsýz eden þeyi býrak, rahatsýz etmeyeni yap" (Tirmizî, Kýyâme, 60).
radyobeyan