Neo-Klasik Ekonomi By: ecenur Date: 19 Þubat 2010, 00:29:22
Neo-Klasik Ekonomi
Ýngiltere´de Alfred Marshall, Fransa´da Léon Walras ve Avusturya´da Carl Menger etrafýnda oluþan okullarý içine alan bir genel düþünce çerçevesidir. Neo-klasik ekonominin en önemli özelliði piyasa olaylarýyla ilgili geniþ kategorileri kiþisel düþüncelere indirgemesi, ekonomi biliminin alternatifler arasýnda sübjektif seçim yapmanýn, kiþinin temel aksiyonuna baðlý bulunduðunu iddia etmesidir.
Neo-klasik ekonomi, deðer teorisi konusunda 19. yüzyýlýn sonlarýna doðru ortaya çýkan marjinal devrim ile baþlamýþtýr. Neo-klasik ekonomi tek bir düþünce okulu deðildir, yukarýda adý geçen üç tanýnmýþ ekonomistin etrafýnda oluþan alt-okullarýn karýþýmýdýr. Bu alt-okullarýn ortak yanlarý, piyasa süreçlerini koordine eden özellikleri piyasada kiþilerin planlarý ve sübjektif deðerleriyle açýklamaya verdikleri aðýrlýktýr. Kiþiler piyasada teknolojik bilgi, sosyal alýþkanlýklar ve uygulamalarla kaynaklarý n kýtlýðý gibi zorlayýcý faktörlerin etkisi altýnda deðerlendirme yapmaktadýr.
Ýngiltere´de Marshall´ýn 1885´te Cambridge Üniversitesi politik ekonomi kürsüsüne atanmasý Cambridge Okulu´nun baþlangýcýný oluþturmaktadýr. Bu Neo-klasik ekonomi varyantý klasik ekonominin geçmiþteki katkýlarýna, özellikle David Ricardo ve John Stuart Mill´in katkýlarýna süreklilik getirmiþtir.
Marshall 1890´lý yýllarda yayýnlanan Principles of Economics adlý kitabýnda, mallarý n normal fiyatlarýný belirleyen kuvvetlerin sanayiler içinde yaþam kavgasý veren firmalar çerçevesi içinde arz ve talep vasýtasýyla açýklanabileceðini ispat etmiþtir. Marshall´ýn taraftarlarý A.C. Pigou, D.H. Robertson, Ralph Hawtrey ve bir dereceye kadar John Maynard Keynes´ten oluþmaktadýr.
1930´lu yýllarda Keynes eski üstadýnýn aleyhine dönmüþ ve sübjektif deðerlendirmelerin koordinasyonu bozan süreçlere, iþgücü iþsizliðine ve sermayenin eksik kullanýlmasýna yol açabileceðini vurgulamýþtýr. Fransa´da Walras 1874´te yayýnladýðý Elements of Pure Economics adlý kitabý ile genel denge okuluna kurmuþtur.
Vilfredo Pareto´nun 1896-1897 yýllarýnda yayýnladýðý Cours d´Economie Politique kitabýyla bu okul Ýsviçre´nin Lausanne þehrinde geliþmiþtir. Diðer taraftan Walras´ýn bazý öðretileri A.L. Bowley´in Mathematical Groundwork of Economics (1924) kitabý aracýlýðýyla Ýngiltere´ye geçmiþtir.
Marshall gibi, Walras ve okulu piyasa fiyat belirlenmesinin arz ve talebiyle meþgul olmuþtur; fakat Walras Marshall´dan ileri giderek bütün piyasalarýn eþ-anlý olarak dengede olabileceði matematik þartlarý incelemiþtir. Avusturya´da Carl Menger 1871´de yayýnladýðý Principles of Economics kitabýyla Avusturya Okulu´nu kurmuþtur.
Viyana Üniversitesi profesörlerinden Friedrich von Wieser, Eugen von Böhm-Bawerk ve daha sonra Ludwig von Misse ve Friedrich A. von Hayek onun öðretilerini geniþletmiþlerdir. Marjinalist ekonominin temel konusu kiþinin bir malýn veya hizmetin deðerini tahmin ederken o birimden vazgeçmesi halinde tatmin edilmemiþ en düþük deðerdeki kullanýma baðlýdýr.
Jevons, Marshall ve Walras kiþinin mülkiyetinde bulunan arz miktarýyla hissedilen sübjektif tatminin þiddeti arasýndaki iliþkiyi kabul etmiþlerdir. Fakat her tercihin vazgeçilen bir fýrsat ile ilgili olduðu fikrini geliþtiren Avusturya Okulu ve daha sonra 1930´lu yýllarda London School of Economics´teki ekonomistler olmuþtur. Bundan hareketle Neo-Klasik Okul her harcama yönünde, harcanan marjinal dolarýn saðladýðý tatminin eþit olmasý halinin bulunmasý için sürekli karþýlaþtýrma ve ikameler yolu ile piyasada rasyonelliði tanýmlamýþtýr. Fiyatta bir yükselme sonunda ikame mekanizmasý harekete geçmekte, pahalý malýn yerine daha ucuz alternatifler ikame olmaktadýr.
Marshall´ýn tanýmýný yaptýðý ikame prensibine göre fiyat yükseldikçe kiþisel talep asla artmamaktadýr. Bu prensibe bir numaralý talep kanunu denmiþtir. Ýkinci talep kanunu, piyasanýn uyum saðlamak için gerektirdiði zaman ne kadar uzunsa, ikame etkisinin o kadar büyük olduðunu ifade etmektedir. Ýkame kavramý sosyal bilimlerin en radikal fikirlerinden biridir ve ulusal ihtiyaçlarýn sabit olduðunu iddia edenleri eleþtirmek için kullanýlmýþtýr. Arz kýsmýnda üreticiler, piyasada yaþamlarýný devam ettirmek için bir arz miktarýný en ucuz üretme yolunda, kaynaklar arasýnda ikamelerde bulunmaktadýrlar.
Marshall´ýn geliþtirmiþ olduðu firmalar ve endüstriler modelinde, beklenmedik talep kaynaklarýna baðlý olarak üretimi tedrici þekilde ayarlama mecburiyeti çerçevesinde, firmalar kýsa dönemde kapasitelerini daha yoðun bir þekilde kullanacak ve uzun dönemde kapasitelerini deðiþreceklerdir. Zaman geçtikçe firmalar hem büyüklük, hem de organizasyon bakýmýndan daha esnek hareket edebilmekte, arz ve talep arasýndaki denge daha esaslý bir þekilde oluþmaktadýr.
Ekonomik organizasyonla ilgili yeni þekillerin öðrenilmesinin ve keþfedilmesinin ölçek ekonomilerine yol açtýðý öne sürülmüþtür. Birinci arz kanununa göre fiyat ne kadar büyük olursa, arz miktarý ndaki artýþ da o kadar büyük olmaktadýr. Ýkinci arz kanununa göre belirli bir fiyat artýþýna tekabül eden arz miktarý artýþý, piyasanýn uyum saðlamasý için geçen zaman ne kadar uzunsa o kadar fazla olacaktýr.
Neo-Klasik ekonomide baþka kaynaklarla bir arada kullanýlan bir kaynaðýn deðerini tespit ederken marjinal prodüktivitelerine bakýlmaktadýr. Bir kaynaðýn marjinal prodüktivitesini bulmak, diðer faktörleri sabit tutmak ve söz konusu faktörün miktarýný deðiþtirmek suretiyle üretimde meydana gelen deðiþmeleri tespit etmek gerekir. Faktörün bir birimini azaltmak suretiyle üretim ne kadar artarsa, faktörün marjinal ürünü o kadar büyük olacaktýr.
1898´de Phillip Wicksteed, pozitif veya negatif ölçek ekonomileri mevcut olmadýðý takdirde, her faktöre marjinal ürünü kadar bir pay verildiðinde bütün faktörlerin ortak ürüne tamamen daðýtýlmýþ olacaðýný göstermiþtir. 1920´li yýllarda Neo-Klasiklerden Paul ve Douglas, 1960´lý yýllarda Robert Solow Amerika´da kiþi baþýna gelirin büyümesine emek, sermaye ve inovasyonun katkýkatký larýný ölçebilmek için faktör fiyatlarý teorisini kullanmýþlardýr.
Douglas, 1934 yýlýnda yayýnladýðý Theory of Wages kitabýnda iþçilerin milli gelirden aldýðý nispi payýn zaman içinde deðiþmiþ olduðunu tespit ederek, kapitalizmin geliþmesiyle iþçi sýnýfýnýn daha az bir pay alacaðý yolundaki Marksist iddiayý büyük çapta çürütmüþtür.
Neo-Klasik ekonomi politikasý analizinin büyük bir kýsmýný ekonomik etkinlikle ilgili özel bir kavrama baðlamaktadýr. A politikasýnýn belirli bir amaç için B politikasýndan daha az kaynak gerektirdiði gösterilirse, bu takdirde A politikasý B politikasýna tercih edilmekte ve daha etkin olduðu ifade edilmektedir. Piyasa fiyatlarýnýn deðer indeksleri olduðunu varsaymakla, Neo-Klasik ekonomistler programlarýn maliyet ve faydalarýný deðerlendirmektedir. Maliyetlerine göre daha fazla fayda saðlayan politikalar ekonomik bakýmýndan daha etkilidir.
Ýsrail Kirzner, Murray Rothbard ve Ludwing Lachmann gibi modern Avusturya Okulu temsilcileri, fýrsat maliyetinin ölçme teþebbüslerine karþý çýkmakta, piyasa fiyatlarýnýn denge fiyatlarý olduðu varsayýmýnýn yanlýþ olduðunu iddia etmekte, böylece maliyet-fayda analizinin metodolojik temelini reddetmektedirler.
Özet olarak denebilir ki, Neo-Klasik Okul çeþitli kavramlar çerçevesinde piyasanýn iþlemesini arz ve talep kuvvetleriyle açýklamaktadýr. Ekonomik etkinlik kavramýyla Neo-Klasik ekonomi, hükümet politikalarýndan bazýlarýnýn israf sayýlabileceðini, daha ucuz alternatifler göstermek suretiyle ispat etmeye çalýþmaktadýr.