Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Halvetiyye By: armi Date: 18 Þubat 2010, 20:01:45
HALVETÝYYE



Suhreverdiye´nin bir kolu, Kübreverdiyye´nin bir þubesi olan ve Þeyh Ebu: Abdullah Sirâcüddin tarafýndan kurulan tarikat. Sirâcüddin Ebu Abdullah´a Halvetiyye´nin birinci piri denilmektedir. Ebu Abdullah önceleri Tebriz yakýnlarýnda "Hoy" þehrinde, sonra Mýsýr´da ve oradan da Hicaza giderek ilmî çalýþmalarýna baþlamýþ; bir süre sonra Sultan Üveys´in dâveti üzerine Herât´a gelmiþ orada 750/1349, diðer bir rivâyette 800/1397 yýlýnda vefat etmitir.

Þeyh Sirâcüddin Ebû Abdullah´ýn yedi defa hacca gittiði, sahralarda dolaþýrken bir gün içi boþ ve çok büyük bir çýnar aðacý görüp, halvete niyetle kýrk erba´în´i bir biri ardýnca burada tamamladýðý, tesis ettiði tarikatýn adýna Halvetiye denilmesinin sebebinin de bu olduðu bilinmektedir.

Ebû Abdullah, gündüzleri boþ vakitlerini þeyhi Ali Muhammed b. Nuri el-Halvetî´ye hizmette geçirirdi. Gece yarýsýndan sonra daða çýkarak teheccüd namazýný orada kýlar ve tekrar zâviyesine dönerdi. Halifeleri: Seyfeddin, Ebû Yezid, Zâhirüddin ve yerine geçen Ali Emre´dir.

Ebû Abdullah´tan sonra Halvetiyye´de ismi geçen þeyh Seyyid Yahya eþ-Þirvâni el-Bakâvî ise, Þemah´ta doðmuþ ve Þirvan´da Bakü þehrinde vefat etmiþtir (869/1464). O´na tarikatýn ikinci piri de denilmektedir. Yahyâ Þirvânî; ilmiyle, dine baðlýlýðýyla ve takvâsýyla herkesin sevgi ve hürmetini kazanmýþtýr. Halvetiyye þûbelerinde okunan "Virdü´s-Seftâr" onun te´lif ettiði bir eserdir. Halifeleri: Dede Ömer Rûþenî, Alâaddin pir Þükrullah el-Ensârî, Habib el-Karamanî, Mehmed Bahaüddin Erzincânî´dir.

Halvetiyye Tarikatýnýn Özellikleri:


Abdullah Bosnevî, "Semaratü´lfuâd" adlý eserinde, halvet kelimesinin "hý" sýnýn, sivâ´dan kalb kuvvetine; "lâm"ýnýn zikir lezzetine; "vav´´ýnýn zâhir ve bâtýný korumak ile ahde vefâya; "te"sinin temkine; "ye´´sinin zorluklardan kolaylýða; "he"sinin ise müþahedeye delâlet ettiðini zikreder.

Halvetîliðin temeli zikrullahtýr. Ýnsan kendisini her türlü geçici heveslerden, dünya nimetlerinden kurtararak Hakk´a yönelmelidir. Zikrin amacý, Allah´tan baþka bir varlýðý düþünmemek, her varlýk türünde Allah´ý görmek, çokluktan kurtularak birliðe ulaþmaktýr. Buna vahdet-i vücûd denir. Zikir, biri gönülle, biri dille olmak üzere iki türlüdür. Ýnsan, elinde olmayan birtakým sebebler yüzünden kötülükle kaynaþan ruhunu zikr ile arýtýr; Allah´ýn tecellisi için bir ayna niteliðindeki gönül her türlü heves pasýndan temizler.

Halvetî tarikatýna girecek olanlar önce þeyhin katýna (huzur-ý pire) çýkarýlýr. Talipli, þeyhin katýnda diz çöker; bütün dünya varlýðýndan sýyrýlýr, yalnýz Allah´ý düþünmeye baþlar. Þeyh, kendisine gerekli bilgileri verir. Talipli bu sýrada baþýný sað omuzuna doðru götürüp "Lâilahe" der. Sonra, sol göðsü ortasýndan bir çizgi çeker gibi çevirip "Ýllallah" diye zikreder. Bunlarý söylerken, yüreðinin atýþlarýyla aðýzdan çýkan sözler arasýnda bir baðlantý kurar. Böylece bir yandan dil ile, bir yandan gönül ile zikir baþlar.

Nakk´ý zikretmenin üç ayrý yolu vardýr: Ýstiðfâr, salavât ve esmâ-i seb´a. Bunlarý tamamlayan mürid, tarikat kurallarýna göre halifelik makamýna yükselir. Tarikat, Esmâ-i Seb´a; yedi isim kalbi tasfiye, her an Kelime-i Tevhidi dilden düþürmemek; mâsivadan uzaklaþýp, zikr-i Celâl ile meþgul olmaktýr. "Esmâ-i Seb´a"; "Lâilaheillallah, Allah, Hû, Hakk, Hayy, Kayyûm, Kahhâr"dýr. Bunlara "Vehhab, Fettâh, Vâhid, Ehad ve Samed" ismi þeriflerini ekleyenler de vardýr.

Halvetiyyede Zikir:

a)
Mürid diz çöküp, kýbleye karþý oturduktan ve mâsivâyý hatýrdan çýkardýktan sonra, Allahu Teâlâ´yý düþünmeye baþlar. Önce baþý sað omuz tarafýna çevirir "Lailahe"; sonra sol tarafa çevirip "illallah" der. Bunu otuz üç veya yüz altmýþ beþ defa tekrarlar. Hemen bütün tarikalarda bu zikir esas kabul edihniþtir. Yedi isimden önce "Lailaheillallah"la devam edilir. Tevhîd kelimesinin sýrlarý keþfolunmaya baþlayýnca ism-i Celâle geçilir.

b) Hakký zikre, istiðfâr ile baþlanýr

"Estaðfirûllah ellezi Lailahe illa hüve´l-Hayyu´l-Kayyum ve etûbu ileyh" yüz kere tekrarlanýr.

c)
Daha sonra yüz kere "Salavât" getirilir.

Halvetiye tarikatýna intisab etmiþ bir mürid þeyhinin yakýnýnda bulunmadýðý takdirde "Esma-i Seba´nýn" tamamýna devam etme durumunda kalabilir. Bu hallerde mürid bu yedi ismi yüz bine vardýrmak mecburiyetindedir. Bu vazifeleri noksansýz yerine getirip hilâfete hak kazanabilir.

Halvetiyye Tarikatýnda yedi makam geçerli olup bunlar tamamlanýnca Kemâle erme olayýnýn gerçekleþtiðine inanýlýr. Bu makamlar þunlardýr: Nefs-i emmâre, Nefs-i levvâme, Nefs-i mülhime, Nefs-i mutmainne, Nefs-i radiyye, Nefs-i mardiyye, Nefs-i kâmile.

Halvetiyyenin Þubeleri: Diðer birçok tarikatlarda olduðu gibi, Halvetiyyenin de bir hayfi kollan vardýr: En önemlileri þunlardýr:

a) Ruþeniyye Tarikatý: Dede Ömer Ruþenî´nin (ö. 892/1487) kurduðu koldur.

b) Cemâliyye Tarikatý: Muhammed Hamidüddin Cemâlî el-Bekrî (ö. 899/1494)´nin oluþturduðu kol.

c) Ahmediyye Tarikatý: Ahmed Þemseddin (ö. 910/1504)´nin önderliðini yaptýðý Halvetiyyenin koludur.

d) Þemsiyye Tarikatý:
Þemseddin Ahmed b. Ebi´l-Berekât Muhammed b. Hasan ez-Zilî (ö. 1006/1597)´nin kurduðu kol.

Muhiddin Ibnü´l-Arabînin fikir ve düþüncelerinden kaynaklanan çeþitli tasavvufi görüþleri ihtiva eden tarikat "Vahdet-i Vücud" görüþünü aksettirmektedir. Özellikle Halvetiyyenin Mýsýiyye þubesinin kurucusu olan Niyâzî el-Mýsrî el-Malatyavýnin görüþleri ibnü´l-Arabî´nin Vahdet-i Vücud görüþünün tekrarlanmasýndan baþka bir þey deðildir. Vahdet-i vücüd´un en çok iþlendiði ve inanýldýðý tarikadlardan biri Halvetiyye´dir.

Þamil ÝA



radyobeyan