Ýslam Tarihi
Pages: 1
Yeni Gazveler By: sumeyye Date: 18 Þubat 2010, 13:11:57
Yeni Gazveler





Zâtürrika´ Gazvesi

Gazvenin Adý, Mevkii, Tarihi ve Sebebi


Zâtürrika´ Nahl yakýnýnda, Sa´d ile Þukra arasýnda, üzerinde yama gibi kýrmýzý, siyah ve beyaz yer­ler bulunan bir daðýn adý olduðu için; [1]

Yahut arazi yamalý gibi siyahlý beyazlý bulunduðu için;[2]

Yahut mücahidler orada bayraklarýna yamalar koyduklan için;

Ya da orada Zâtürrika´ diye anýlan bir aðaç bulunduðu için;[3]

Yahut mücahidlerin sýcakta yürümekten ayaklarý yarýlýp ayaklarýna bez parçalarý sarmýþ olmalarýn­dan dolayý;

Bu gazveye Zâtürrika1 gazvesi denildiði bildirilmektedir.[4]

Süheylî´ye göre, sonuncu rivayet, en saðlam rivayettir.[5]

Nahl, Necd bölgesinde Salebe oðullarýnýn menzillerinden olup, Medine´ye iki günlüktür.

Zâtürrika1 da, Nahl´de, Kays, Fezare, Eþca1, Enmar kabilelerinin vadisi olan Þadh vadisindedir.

Sa´d ile Þukra arasý 3 günlüktür.[6]

Zâtürrika1 gazvesine Hicretin 4. yýlýnda Cumâdelûlâ´nýn bir kýsmý Medine´de geçirildikten sonra,[7] Peygamberimiz Aleyhisselamýn Medine´ye hicretinin 47. ayýnýn baþlarýnda, 10 Muharrem Cumartesi gecesi[8] veya Hicretin 5. yýlýnda,[9] Muharrem´in 10´undan sonra çýkýldý.[10]

Ticaret maksadý ile Necd bölgesinden Medine´ye gelen bir adamýn, Enmar ve Sa´lebe oðullarý kabilelerinin[11] ve Gatafan kabilelerinden Muharib ve Sa´lebe oðullarýnýn[12] Müslümanlarla çarpýþmak üzere yýðýnak yaptýklarýný gördüðünü haber vermesi üzerine,[13] Peygamberimiz Aleyhisselam, Medine´de yerine Ebu Zerri´l-Gýfârî´yi veya Hz. Osman´ý vekil býrakarak,[14] 400 veya 700 mücahidle bir­likte[15] Necd´de Gatafanlardan Muharib ve Sa´lebe oðullarýyla karþýlaþmak ve çarpýþmak üzere Medine´den yola çýktý.

Zâtürrika´da, Gatafanlardan büyük bir toplulukla karþýlaþýldý. Ýki taraf birbirine yaklaþtýlarsa da, aralarýnda bir çarpýþma olmadý.[16] Müþrikler, Ýslâm mücahidlerini görünce, çarpýþmaktan yüz çevirdil­er. [17] Dað baþlarýna kaçtýlar. [18] Peygamberimiz Aleyhisselamý öldürmek için fýrsat kollamaya baþladýlar.[19]

Zâtürrika´da namaz vakti girince, Ýslâm mücahidleri namazlarýný kýlarken düþmanýn saldýrýlarýna uðramaktan korktular.[20]

Korku halinde kýlýnacak namaz hakkýnda Kur´ân-ý Kerîm´de þöyle buyurulur:

"Yeryüzünde sefere çýktýðýnýz zaman, kâfirlerin size fenalýk (ansýzýn baskýn) yapacaðýndan endiþe ederseniz, namazdan kýsaltmanýzda size bir vebal yoktur.

Þüphesiz ki, kâfirler sizin apaçýk düþmanýnýzdýr.

Böyle, korku halinde, sen de içlerinde bulunup namaz kýldýracaðýn vakit, onlardan yalnýz birtakýmý seninle birlikte namaza dursunlar.

Silahlarýný da, üzerlerinde bulundursunlar.

Onlar bu suretle secde ettiler mi (bir rekat kýldýlar mý?), hemen sizin arka tarafýnýza geçsinler (namaza durur gibi, düþman karþýsýnda dikilip dursunlar, bir iþ iþlemesinler, sizi gözetsinler).

Bundan sonra, henüz namazlarýný kýlmamýþ olan öbür takým gelip seninle birlikte namazlarýný kýl­sýnlar.

Bunlar da, hem uyanýk davransýnlar, hem de silahlarýný elden býrakmasýnlar (namazlarýný silahlý olarak kýlsýnlar).

Çünkü, kâfirler, silahlarýnýz ile eþyalarýnýzdan gafil olmanýzý, böylece size baskýn yapmayý arzu ederler.

Eðer size yaðmur yüzünden eza verir yahut hasta bulunursanýz, namazda iken silahlarýnýzý üzerinizde taþýmamanýzda ise, size bir vebal yoktur.

Fakat, bu takdirde de, yine tedbirli olunuz (düþmanýnýzýn ansýzýn baskýn yapmamalarý için uyanýk bulununuz).

Þüphe yok ki, Allah kâfirleri hor ve hakir edici bir azap hazýrlamýþt]r."[21]

Abdullah b. Ömer der ki:

"Resûlullah Aleyhisselamla birlikte Necd´e doðru gazaya çýkmýþtým.

Düþmanýn hizasýna geldik. Onlara karþý saf baðladýk.

Namaz vakti gelince, Resûlullah Aleyhisselam, bize namaz kýldýrmak üzere namaza durdu.

Mücahidlerden birtakýmý da, Resûlullah Aleyhisselamla birlikte namaza durdular.

Öbür takýmý ise, yönlerini düþmana doðru çevirdiler.

Resûlullah Aleyhisselam, yanýnda bulunanlarla birlikte rükua vardý ve iki kere secde yaptý.

Sonra, onlar, henüz kýlmamýþ olan takýmýn yerine çekildiler.

Bu sefer, ötekiler de gelip Resûlullah Aleyhisselamýn arkasýna durdular.

Resûlullah Aleyhisselam, onlarla da bir rüku ve iki secde yaptý. Sonra, selam verdi.

Bundan sonra, o iki takýmýn her biri nöbetleþe namaza durup kendi kendilerine birer rüku ve iki secde daha yaptýlar.[22]

Abdullah b. Ömer:

"Korku ve düþmanýn bundan da ziyade olduðu zamanlarda, namazýný ister binitli, ister yaya, ayak üzeri (rükusuz ve secdesiz) olarak imâ ile kýl!" demiþtir.[23]

Benî Muharib ve Gatafanlardan Gavres isimli kiþinin, Peygamberimiz Aleyhisselamý bu gazvede öldürmeye teþebbüs ettiði bildirildiði gibi, [24] ayný teþebbüsün daha önce Gatafan gazvesinde ve Du´sur diye anýlan kiþi tarafýndan yapýldýðý ve sonradan kendisinin Müslüman olduðu da bildirilir. Hâdisenin nasýl cerayan ettiði hakkýndaki bilgi için, oraya bakýnýz.[25]

 
[1] Vâkýdî, Megâzî, c. 1, s. 395, Ýbn Sa´d, Tabak âtü´l-kübrâ, c. 2, s. 61, Belâzurî, Ensâbu´l-eþrâf, c. 1 , s. 340, Taberî, Târih, c. 3, s. 39, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 372, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 174, Yakut, Mu´cemu´l-büldân, c. 3, s. 56, Zehebî, Megâzî, c. 200, Ýbn Haldun, Târîh, c. 2, s. ks. 2, s. 29.

[2] Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 371, Süheylf, Ravdu´l-ünüf, c. 6, s. 241 , Yakut, Mu´cemu´l-büldân, c. 3, s. 56, Ýbn Seyyid, UyÜnu´l-eser, c. 2, s. 52.

[3] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 3, s. 214, Yakut, Mu´cemu´l-büldân, c. 3, s. 56, Ýbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 52, Zehebî, Megâzî, s. 201, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 83, Kastalânf, Mevâhibü´l-ledünniye, c. 1 , s. 138.

[4] Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 181 .

[5] Süheylf, Ravdu´l-ünüf, c. 6, s. 242.

[6] Semhûdf, Vefâu´l-vefâ, c. 4, s. 131 9.

[7] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam , c. 3, s. 213, Taberî, Târîh, c. 3, s. 39, Ýbn Hazm, Cevâmiu´s-sfne, s. 182, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 370, Zehebî, Megâzî, s. 200, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 83, Ýbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 28, Kastalânf, Mevâhib, c. 1 , s. 137.

[8] Vâkýdî, c. 1, s. 395, Ýbn Sa´d, c. 2, s. 61, Beyhakî, c. 3, s. 371, Zehebî, s. 200.

[9] Belâzurî, c. 1, s. 340, Taberî, c. 3, s. 39, Kastalânf, c. 1, s. 1 37.

[10] Belâzurî, c. 1, s. 340.

[11] Vâkýdî, Megâzf, c. 1, s. 395, Ýbn Sa´d, Taba kât, c. 2, s. 61, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 371, Ýbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 53, Zehebî, Megâzî, s. 201.

[12] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 3, s. 214.

[13] Vâkýdî, Megâzî, c. 1, s. 395, Ýbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 61, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 371, Ýbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s. 53, Zehebî, Megâzî, s. 201.

[14] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 3, s. 214, Ýbn Hazm, Cevâmiu´s-Sîre, c. 1 83, Ýbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 28.

[15] Vâkýdî, c. 1, s. 396, Ýbn Sa´d, c. 2, s. 61, Beyhakî, c. 3, s. 371 , Ýbn Seyyid, c. 2, s. 53, Zehebî, s. 201, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 83.

[16] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 3, s. 214.

[17] Belâzurî, Ensâbu´l-eþrâf, c. 1, s. 340.

[18] Vâkýdî, Megâzî, c.1, s. 396, Ýbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 61 .

[19] Belâzurî, Ensâbu´l-eþrâf, c. 1, s. 340.

[20] Ýbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 61.

[21] Nisa: 101-102.

[22] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 1 50, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 226, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 574, Nesâf, Sünen, c. 3, s. 171-173, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 379.

[23] Müslim, Sahîh, c. 1, s. 574.

[24] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 3, s. 215-216, Ýbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 61-62, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 364, 365, Taberî,Târîh, c. 3, s. 40, Ýbn Hazm, Cevâmiu´s-Sîre, s. 183, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 374-376, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 174, Ýbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s. 52, Zehebî, Megâzî, s. 201 -202, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 84-85.

[25] M. Asým Köksal, Ýslam Tarihi, Köksal Yayýncýlýk: 4/341-344.



radyobeyan