Habis By: armi Date: 17 Þubat 2010, 17:21:26
HABÎS
Bozuþmuþluk, kokuþmuþluk ve deðersizlik nedeniyle kendisinden iðrenilen þey; Kur´anî anlamýyla ise, itikadî bâtýl, sözde yalan ve davranýþlarda çirkinlik demektir.
Cenâb-ý Allah, þu imtihan dünyasýnda iyinin kötüden, güzelin çirkinden ve temizin kirliden ayrýlmasý için izafî gerçekler ve birtakým þerlerde yerleþtirmiþtir. Ýnsanlarýn ve hayvanlarýn gýdalarýný aldýklarý yiyecekleri metabolizma sindirimle ayrýþtýrýr ve yararlýlarýný ve temizlerini alarak hayatýn kaynaðý hâline getirirken, iþe yaramaz olan posalarýný ise dýþarý atar. Bu bakýmdan, posasý var diye ne hayata gýda olan yiyecek ve içeceklere itiraz edilir, ne de insan yemek ve içmekten vazgeçebilir. Hatta öyle ki, metabolizma gýda olacak bölümle posayý ayýrma iþleminden bir lezzet alýr ve yaptýðý bu iþlem sonucu hayatiyet ve canlýlýk kazanýr. Yine, sözgelimi altýn madeni toprakta som altýn þeklinde bulunmaz; belki o çok kýymetli altýnýn bir gramýný elde etmek için kilolarca aðýrlýktaki taþ-toprak fazlasý diðer tarafa ayrýlýr. Aynen bunun gibi, insanýn yaratýlýþýna da, bedenî, zihnî ve kalbî melekelerini iþletsin, hem bu çalýþmasýnýn sonucunda manevî bir zevk duysun ve hem de sonuçta altýn olan gerçek insaniyetini elde etsin diye birtakým þerler, posa olup atýlacak nitelikler yerleþtirilmiþtir. Yaratýlýþýndaki bu aslî deðil, þerlere ve çirkin görülen yönlere meyleden insan, sonunda inancýyla, sözüyle ve davranýþlarýyla altýn niteliðini yitirip, posa yýðýný hâline gelir; buna karþýlýk, insana yakýþýr zihnî ve kalbî bir mücâhedeyle þer cihetine galip gelen insan ise, mücâhedesinin derecesine göre belli ayar da altýn olur. Ýþte, fýtratýn ve kalb-i selîmin de onayladýðý bu altýn özellikler, itikad, söz, davranýþ ve sonuçta bizzat insanýn kendisi- Kur´an´da "tayyib´ kelimesiyle nitelenir ve kökü yerde saðlam, dallarý göklerin derinliðine uzanmýþ ve her yýl meyvesini düzenli veren bir aðaca benzetilirken; posa olan özellikler ve posalaþmýþ insanlar ise, kökünü kurtlarýn kestiði veya hiç kök atamamýþ, gövdesi sürünüp duran ve dolayýsýyla meyve vermek þöyle dursun, ancak yakýlacak odun özelliði kazanmýþ bir aðaca benzetilir; böyle bir aðaç ve bu aðacýn hâli de "habîs´ kelimesiyle adlandýrýlýr (Ýbrahim 14/24-26).
Bu baðlamdan olmak üzere, gönüle ferahlýk ve zihne açýklýk veren "tayyib´ beldenin ve topraðýn bitkisi, ürünü, meyvesi Allah´ýn izniyle en tatlý ve yararlý þekilde çýkarken; "habîs´, yani çürümüþ, kokuþmuþ ve biteklik özelliðini kaybetmiþ belde ve toprakta ise çer-çöpten baþka birþey bitmez (el-A´râf 7/58). Ýyi-kötü tüm yönleri ve hâdiseleriyle hayat insanlar için, altýný tortusundan ve taþ-topraktan ayýran bir kazan gibidir ve bu kazanda kaynayan insanlarýn "tayyib´iyle" habis´i birbirinden ayrýlýr; "tayyib"le "habis", bir baþka deyiþle "temiz"le "murdar" bir arada bulunamaz (el-Mâide 5/100). Zinâ ve zinâ iftirasý gibi ameller "habîs´ amellerdir ve habislere yakýþýr; mü´minler ise tertemiz olarak her türlü habislikten uzaktýr; bu nedenle habis kadýnlar habis erkekler tayyib kadýnlar da tayyib erkekler içindir (en-Nur 24/26). Resulullah da müminlere habislere haram kýlarken, tayyibleri helâl kýlar; dolayýsýyle her helâl tayyib, her haramsa habîstir (el-A´raf 7/157).
radyobeyan