Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Gerici By: armi Date: 16 Þubat 2010, 17:32:24
GERÝCÝ-GERÝCÝLÝK




Geriye dönmek isteyen, geride kalan dönemi ve bu dönemin deðer yargýlarýný benimseyen, özleyen kiþi ve bu kiþinin niteliði. Gerici ve gericilik kavramlarý mürteci ve irtica kelimeleriyle de dile getirilir.

Gericilik, kavram olarak zamansal bir geriye dönüþ isteðini de içermekle birlikte, temelde deðerlerle ilgilidir. Bu nedenle savunduðu deðerlerin geçmiþe, geride kalan bir döneme ait olup olmamasý deðil; bu deðerlerin mahiyeti, niteliði kiþiyi gerici ya da mürteci yapar. Bu temel anlamýna karþýlýk Ýslâm toplumlarýnýn Batýlýlaþmasýndan, Batýlý câhilî deðerlerin egemenliði altýna girmesinden sonra gerici ve gericilik deyimleri Ýslâm dýþý yönetimler ve iþbirlikçisi kimseler tarafýndan tam tersi anlamda, siyasal ve ideolojik bir suçlama ve sindirme aracý olarak kullanýlmaya baþlandý. Gerçek anlamdaki gericiler, siyasal güçlerine dayanarak bu kullanýmla Ýslam´ý topluma yeniden hâkim kýlma mücâdelesi veren müslümanlara gerici, mürteci; Ýslâm´a da gericilik, irtica nitelikleri yamamaya çalýþmaktadýrlar.

Gericiliðin temel nitelikleri, câhiliye kavramýnýn ihtiva ettiði anlamlarla ifade edilebilir. Bunlar, Râðýb el-Ýsfehânî izlenerek söylenirse; bilgisizlik, gerçek dýþý ve yanlýþ inanç, yanlýþ davranýþ olarak tesbit edilebilir. Kur´an´a göre bilgisiz insanlar kiþisel arzu ve hevâlarý peþinde koþar; diledikleri gibi yaþamak, istedikleri gibi kanunlar koymak isterler ve bu nedenle doðru yoldan saparlar (el-En´âm, 6/119). Diðer bir özellikleri de hevâlarýna uygun çeþitli ideolojiler (emaniy, ümniye) geliþtirmek (el-Bakara, 2/78) ve bunu yaparken zanlarýna dayanmaktýr (el-En´âm, 6/116). Bu etkenler câhilî bir sistem, bir hayat, düþünce ve inanç biçimi oluþturur. Bu sistemin temel özelliði þirktir. Þirk, ya Allah´ýn ilâhlýðýný, Rablýðýný, Melikliðini tanýmama ya da Allah´a bu ve benzeri konularda ortaklar tanýma biçiminde kendini gösterir. Þirkin toplum hayatýndaki baþlýca pratik sonuç ve iþaretleri evrende ve insan hayatýnda Allah´tan baþka bir yaratýcý, öldürücü, tasarruf edici, boyun eðilecek, sevilecek, korkulacak, tevekkül edilecek, hüküm ve kanunlar koyacak varlýk, kiþi ya da kurumlar tanýmaktýr. Þirkin davranýþlar alanýndaki sonucu ise, bu tür kiþi ve kurumlarýn koyduklarý kanun ve kurallara gönüllü olarak boyun eðmek, itaat etmektir. Baþka bir ifade ile Kur´an´ýn öngördüðü inanç, düþünce ve hayat biçiminin dýþýnda beþerî istekler, ideolojiler ve zanlara dayalý bilgiler doðrultusunda oluþturulan toplumsal düzenler, þirk düzenleri, eþ deyiþle câhiliye düzenleridir. Böyle bir toplum modeli peþinde koþan insan, bu model ister geçmiþte uygulanan bir model olsun, ister henüz uygulanma imkaný olmayan bir tasarý olsun; adý ister Demokrasi, ister Sosyalizm; isterse Komünizm ya da Faþizm olsun, gericidir, mürtecidir.

Gerici ve gericilik kavramlarý Ýslâmî terminoloji içerisinde mürteci ve irtica kavramlarýnýn yanýsýra mürted-irtidâd, münâfýk-münâfýklýk, fâsýk-fýsk, taðý-tuðyân, mücrim-cürm gibi baþka kavramlarla da anlam iliþkileri içindedir. Bir Ýslâm toplumunda câhili eðilimler, önlemler içindeki kiþi, itikadî ve amelî durumuna göre mürted, münâfýk, fâsýk gibi adlar alýr. Ýslâm´ýn öngördüðü inanç ve toplum yapýsýný kabul ettiði halde sonradan bunu reddederek herhangi bir câhilî inanç sistemini, toplum modelini benimseyen kiþi, Ýslâm´la bütün baðlarýný keserek geriye dönmüþ, irtidâd etmiþ, mürted olmuþtur. Ýrtidâd, gericiliðin en kesin ve açýk biçimini oluþturur. Câhili inanç esaslarýný terketmeden çeþitli nedenlerle Ýslâm´ý benimsemiþ görünen ve hayatýný müslümanlar arasýnda sürdüren münafýklar da gericidirler. Bunlar, içlerinde taþýdýklarý inançlarý ve bu inançlarýn yansýmasý olan gerici eðilimleri zaman zaman davranýþlarýnda, düþünce ve hayat biçimlerinde göstermek zorunda kalýrlar. Gericiliðin bu biçimi gizli, ama Ýslâm toplumu için en tehlikeli olamdýr. Ýrtidâd ve münâfýklýk boyutlarýna ulaþmayan kimi gericilik biçimleri de kiþinin Ýslâm hüküm ve kurallarý karþýsýndaki tutumu; benimseyerek sürdürdüðü câhiliye gelenek, görenek ve davranýþlarýna göre fýsk, tuðyân, cürm gibi çeþitli adlarla ifade edilir. Bütün bunlar kiþiyi Ýslâm´ýn doðru ve aydýnlýk yolundan saptýrýcý ve belli bir cezayý gerektirici gerici davranýþý belirtirler.

Ýslâm´ýn deðerler açýsýndan baktýðý gerici ve gericilik kavramlarýna çaðdaþ câhil ve gerici dünya daha çok zamansal açýdan, eskilik-yenilik, gerilik-ilerilik kavramlarýnýn yedeðinde bakar. Buna göre gerici, yeni olana direnerek eski olaný korumaya çalýþan ya da tarihin tekerleðini geriye döndürmeye çalýþan kiþi. Bu tanýma göre gerici, ilericinin karþýsýnda yeralýr ve gericilik bilgisizlik, tutuculuk, saðcýlýk gibi kavramlarla iliþkilendirilir. Taným, doðal olarak eski olanýn kötülüðü, yeni olanýn iyiliði kabulüne dayanmaktadýr. Buna göre müslümanlar gerici, Ýslâm da gericiliktir. Bu yargý þöyle açýklanýr: "Kendilerinin deðerli bulduklarý düzeni ve kurumlarý deðiþime karþý þiddetle savunan muhâfazakârlar, bu uðraþlarýnda baþarýsýzlýða uðradýklarý takdirde, bir kýsmý yeni beliren düzeni evrenin iþleyiþinin kaçýnýlmaz sonucu olarak kabul edecektir. Fakat eski ideallerini hâlâ benimsemekte devam eden maðlup olmuþ muhâfazakâr ister istemez bir "gerici´ olacaktýr. Yeni geliþen dünyayý tenkid edecek ve gelecekte, eskiden varolmuþ olduðuna inandýðý "altýn bir çaðý´ tekrar yaþamak için harekete geçecektir" (Ahmet Yücekök, Türkiye´de Din ve Siyaset, s. 90).

Alýþýlmýþ Batýlý bakýþý yansýtan bu deðerlendirmenin, yanlýþlýðý, tutarsýzlýðý açýktýr. Çünkü belli bir inanç biçiminin ve buna baðlý deðerler düzeni ile toplum modelinin zaman bakýmýndan önce ya da sonra oluþu, onun iyilik ya da kötülüðünün, gerilik ya da ileriliðinin ölçütü olamaz. Ýslâm´ýn Türkiye´de terkedilmiþ bir inanç ve toplum modelini temsil etmesi, doðal olarak, onun kötülük ve geriliðini göstermez. Bu nedenle Türkiye´de ya da dünyanýn herhangi bir yerinde mevcut sistem yerine Ýslâm´ý öngören, Ýslâm´ý geçirmeye çalýþan müslümana gerici denemez. Müslümanlar, toplumu tarihin belli bir zamanýna döndürme amacý peþinde deðillerdir. Tam tersine, insanlarýn, içinde bulunduklarý koþullara göre oluþturduklarý bir inancý ve toplumsal düzeni deðil, zaman ve mekanýn üstünde bir kaynaktan gelen ve bütün zamanlar için geçerli olan evrensel bir inanç ve deðerler düzenini amaçlamaktadýrlar. Bu inanç ve deðerler düzeni ise Garaudy´nin deyiþiyle "bilim, teknik, millet, para, cinsellik, büyüme gibi sahte tanrýlar üretilerek oluþturulan politeizm (çok tanrýcýlýk) üzerine kurulan çaðdaþ uygarlýðýn iflasýnýn artýk iyice anlaþýldýðý günümüzde bütün insanlýðýn önünde duran kurtarýcý tek seçenektir" (Ýslâm ve Ýnsanlýðýn Geleceði, s. 29). Dolayýsýyla müslümanlarýn gerici, Ýslâm´ýn gericilik gibi gösterilmesi, Kur´an´ýn terimleriyle söylenirse zanlarýna dayanan, hevâlarý ve ideolojileri (ümniye) peþinde koþan sapkýn kiþilerin câhilî deðerlendirmelerinin bir iþaretinden baþka birþey deðildir.


radyobeyan