Gazab By: armi Date: 16 Þubat 2010, 17:12:43
GAZAB
Nefsin hoþa gitmeyen birþey karþýsýnda intikam arzusuyla heyecanlanmasý; infiale kapýlmak, öfke, hýþým, hiddet, düþmanlýk ve saldýrýya meyleden saldýrganlýk hâli.
Fýkýh açýsýndan gazap hâlinde yapýlan iþlerde bazý istisnalar getirilmiþtir. Meselâ, gazap hâlinde kinaye sözlerle boþama, niyet olmadýkça geçerli deðildir. Kocanýn kýzarak eþine, babanýn evine git demesi gibi (Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ý Ýslâmiyye ve Istýlahât-r Fýkhýyye Kamusu, II,185). Hâkim, gazaplý iken hüküm veremez (Müslim, Akdiye,16). Ahlâkî yönden gazap hakkýnda þu buyruklar vârid olmuþtur: Hz. Peygamber (s.a.s.): "Gazap bütün kötülükleri kendinde toplar" buyurmuþtur (Ahmed b. Hanbel, 5/373). Baþka bir hadîsinde, "Gazap þeytandandýr" (Ahmed b. Hanbel, 4/226) buyurur.
Resulullah (s.a.s.) kendisinden öðüt isteyen birine: "Öfkelenmeyeceksin" buyurur (Buhârî, Edeb, 76). Gazaplanma durumunda bunun nasýl giderileceði hakkýnda da þöyle buyurur: "Biriniz gazaba geldiðinde abdest alsýn. Ayakta ise otursun, gazabý yine gitmezse uzansýn" (Ahmed b. Hanbel, I, 283; V,152; Ebû Dâvûd Edeb,11). "Gerçek yiðit, güreþte güçlü olan deðil, gazaba geldiðinde nefsine hâkim olandýr" (Buhârî, Edeb, 76; Müslim, Birr, 107,108; Ebû Dâvûd, Edeb, 3).
Bütün bu buyruklar Kur´an-ý Kerîm´deki þu emrin açýklamasýdýr: "O (koruna)nlar ki bollukta ve darlýkta Allah için harcarlar öfkelerini yutkunurlar, insanlarý affederler. Allah da güzel davrananlarý sever" (Âl-i Ýmrân, 3/134).
Muâz b. Cebel´den rivayet edilen bir hadiste Resulullah, huzurunda birbirine söven iki kiþiden birisinin yüzünde öfke belirince þöyle buyurmuþ: "Ben bir kelime biliyorum, eðer þu adam bunu söylerse öfkesi geçer. O kelime: Euzü billahi mine´þ þeytani´rracîm (kovulmuþ þeytandan Allah´a sýðýnýrým)dir" (Tirmizî, Daavât, 52).
Urve b. Muhammed es-Sa´dî bir adama öfkelenmiþ ve kalkýp abdest almýþ, sonra dönüp bir daha abdest almýþ ve Resulullah (s.a.s.)´in þöyle buyurduðunu nakletmiþtir:
"Gazap þeytandandýr, þeytan da ateþten yaratýlmýþtýr. Ateþ ancak su ile söndürülür. Biriniz kýzdýðýnýz zaman abdest alsýn"(Ebû Dâvûd, Edeb, 4).
Allahu Teâlâ´nýn buyurduðu gibi öfkesini yutkunmayan insanlarýn nasýl kötülükler iþledikleri, bir hiç yüzünden nasýl birçok cinayet iþlendiði ve kötülükten sonra öfkesi geçenlerin nasýl piþman olduklarý her zaman görülmektedir. Öfkeyle kalkan zararla oturur denilir. Haklý bir davada bile olsa gazabý yenip karþý tarafý affetmek en büyük meziyettir. Resulullah (s.a.s.)´in en güzel ahlâký böyledir. Ýslâm´da nefis için kýzmak yoktur. Mücadele ve mücahede Allah içindir. Hz. Ömer´in halifeliði döneminde bir sarhoþa rastlayýp had uygulatmasý üzerine sarhoþ ona sövmüþ, Hz. Ömer onu býrakarak þöyle demiþtir: "Beni gazaplandýrdý. Ceza verirsem nefsime yardým etmiþ olurum. Ben bir kimseyi nefsim için azarlayýp dövmeyi sevmem." Ayetlerde, herþeye raðmen gazaplanarak yapýlan bir günâh sonunda müminin hatasýndan dönmesi, tövbe etmesi emredilmekte; Allah´ýn tövbe edenleri affedeceði bildirilmektedir.
Ýslâm ahlâký, kötülüðe iyilikle muamele etmeyi, bunun ancak sabredenlere mahsus bir meziyet olduðunu vazeder (Fussilet, 41 /34-35). Fevrî ve fanatik hareketler hoþ karþýlanmamýþtýr. (el-Hucurât, 49/5). Sabredip suç baðýþlamanýn iþlerin en hayýrlýsý olduðu Allah´ýn emridir (en-Nahl,16/126; eþ-Þûrâ, 42/43).
Aþýrý gazap aklýn öyle bir afetidir ki, en lâtif varlýðý bile mecnun hâline getirip hunhar bir hayvana dönüþtürebilir. Hiddet; akýl ve idrakin yerine heyecan, dürüstlüðün bitiþi, gözlerin görmemesi, kulaklarýn duymamasý demektir ve böyle birini ne din, ne kanun ne de nasihatçýlarýn sözleri engelleyemez. Hiddetle baþlayan, cinnet geçirerek kötülük yapar, sonra da piþman olur.
Hz. Ýsa (a.s.)´a, "Âlemde en zorlu ve þiddetli olan þey nedir?" diye sorulduðunda o þöyle buyurmuþtur: "Herþeyden þiddetli olan Allah´ýn gazabýdýr. Ondan cehennemler bile bizim gibi titrer" demiþtir. "Bundan kurtuluþ yolu nedir?" diyene de: "Kendi gazabýný terk" demiþtir.
Gazap, kiþiye edebi kaybettirir; edeb kaybolunca da insanýn yapamayacaðý rezillik yoktur. Çoðunlukla hiddetlenmenin zararý sahibine aittir. En kötü gazap hâli tez geçip geç gidendir. Bu, kiþiyi intikamcý yapar ve helâkýna sebep olur.
Rahmet Peygamberi ve en güzel ahlâký tamamlamak üzere gönderilmiþ olan Hz. Muhammed (s.a.s.) mü´minlerin imanca en olgun olanlarý ahlâkça en iyi olanlarýdýr demiþtir.
Allahu Teâlâ´ya mahsus olan sýfatlardan Rahmet ve Gadap ise mahlukatýn sýfatlarý gibi deðildir. Bu sýfatlar birçok ayet-i kerimede zikredilmektedir (el-Bakara, 2/61, 90; Âl-i Ýmrân, 3/112; el-A´râf, 7/71, 152, 154; el-Mâide, 5/60; el Feth, 48/6, en-Nur, 24/9).
Kur´an-ý Kerîm´in ilk suresi ve bir özeti sayýlan el-Fâtiha suresinde "Bizi doðru yola ilet. Nimet verdiklerinin yoluna. Kendilerine gazap edilmiþ olanlarýn ve sapmýþlarýn yoluna deðil " (el-Fâtiha, 1/5-7) buyurulmaktadýr. Allah haddi aþanlara, isyancýlara, dini inkâr edenlere gazap üstüne gazap göndermiþtir. Bunlarýn kýssalarý Kur´an´da gayb haberleri þeklinde bildirilmiþtir. Gazap edilenler son olarak yahudiler ve hristiyanlar; daha geniþ anlamda doðru yoldan sapanlardýr. Allah´ýn gazabý, geçmiþ inkârcýlarýn baþýna türlü þekillerde gelmiþtir: Onlarý yakalayýveren bir çýðlýk, bir yer sarsýntýsý, ebâbil kuþlarý, kasýrga, dað gibi deniz dalgalarýnda boðulma...
Bir kutsî hadiste ise Allah þöyle buyurur: "Rahmetim, gazabýmý geçmiþtir" (Buhârî, Tevhîd, 55).
radyobeyan