Garamet By: armi Date: 16 Þubat 2010, 16:44:41
GARÂMET
Zarar, ziyan, alýþ-veriþte zarar etmek, zimmetinde olup da edasý gereken þeyi ödemek anlamýnda bir Ýslâm hukuku terimi.
Ýslâm´da bir kimse malýný, kâr ekleyerek satabileceði gibi, hiç kârsýz, hatta zararýna da satabilir. Zararýna satýþ çeþitli amaçlar için yapýlýr. Meselâ alýcýya yardýmda bulunma, malý bir an önce paraya çevirme ve müþteriyi dükkana alýþtýrma gibi... Ancak satýcýnýn sýkýþýk durumundan, samimiyetinden veya malýn gerçek deðerini bilmeyiþinden yararlanarak, malý deðerinin çok altýnda bir fiyatla satýn almaktan sakýnmak gerekir. Çünkü Hz. Peygamber, darda kalan kimsenin bu durumundan yararlanarak onunla alýþ-veriþi yasaklamýþtýr. (Ahmed b. Hanbel, I,116). Diðer yandan, Ashabý kirâm da malýn deðerini bilmeyen satýcýyý uyararak, malý gerçek deðeri üzerinden satýn almayý tercih etmiþlerdir. Böyle bir uyarmayla, gerçekte beþyüz dirheme alabileceði atý, sekizyüz dirheme satýn alan Cerir b. Abdillah el-Becellî (Ö. 51/671) bunun sebebini soranlara þu cevabý vermiþtir: "Biz alýþ-veriþte hile yapmayacaðýmýz hususunda Allah Resulu´ne söz verdik" (Ýbn Hazm, el-Muhalla, Mýsýr 1389 H., IX, 454 vd, mesele: 1464).
Kârýn meþrû olmasý, riziko yüzündendir. Hiç zarar etmemek veya zarara katlanmayý kabul etmeksizin ana paraya maktû ilâve yaparak almak faiz muamelesi demektir.
Garâmetin bir diðer anlamý; borçlu olmadýðý halde baþkasýnýn borcunu yüklenme, tazmin sorumluluðunu üzerine almadýr. Meselâ, kendisine bir mal emanet (vedîa) olarak býrakýlan kimse kasýt veya ihmali olmadýkça bu malýn telefinden sorumlu tutulamaz. Bazý durumlarda emanet, tazmin yükümlülüðüne (garâmete) dönüþür. Meselâ, emanetçinin malý korumayý terketmesi gibi. Çünkü o, akitle emaneti korumayý üzerine almýþtýr. Bunu yapmaz ve emanet helâk olursa, kefâlet (garâmet) yoluyla malýn bedeli ondan tazmin edilir. Emanet býrakýlan kiþi malý, aile fertlerinden olmayan veya emanete ehil bulunmayan kimseye vermesi hâlinde telef olursa tazmin yükümlülüðü doðar.
Emanet mal, kullanmakla telef olsa, yine tamir edilmesi gerekir.
Emanet malla yola çýkmak: Eðer, yol güvenli olur ve hal sahibi de yasak koymamýþsa yolculukta emaneti yanýna alabilir: Bu taktirde teleften sorumlu tutulmaz.
Emaneti inkâr veya kendi malýna, ayrýlmayacak þekilde karýþtýrmasý hâlinde tazmin yükümlülüðü olur (es-Serahsî, el-Mebsût, IX, 110, 116 vd.; el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi´, VI, 212; Ýbnûl-Hümam, Fethu´l-Kadîr, VII, 93; Ýbn Âbidin Reddû´l-Muhtâr, IV, 519; Ýbn Rüþd, Bidâyetü´l-Müctehid, II, 307, Ýbn Kudâme, el-Muðnî, VI, 401).
Baþkasýna kullanmasý için emanet (âriyet) býrakýlan malýn telef olmasý hâlinde de yukarýdakilere benzer sebeplerle tazmin (garâmet) sorumluluðu doðar (el-Kâsânî, a.g.e., VI, 218 vd.; Ýbn Âbidîn, Reddu´l-Muhtâr,IV, 527).
radyobeyan