El-Gaffar By: armi Date: 16 Þubat 2010, 16:37:29
El-GAFFÂR
Çok örten ve perdeleyen manasýna gelen Allah´ýn (c.c.) sýfatlarýndan biri. Arapça -ðafere- örttü, perdeledi, baðýþladý fiilinden mübalaðalý ism-i fâildir. Allah´ýn sýfatý olarak þu anlamlara gelir:
Günâhlarý çok örten, maðfireti çok olan, kullarýnýn günâhlarýný pek çok baðýþlayan Yüce Allah.
"Hiç þüphe yoktur ki ben; tövbe ve iman edenleri, iyi amel iþleyenleri, sonra da doðru yolda (ölünceye kadar) sebat edenleri elbette çok yarlýðayacaðým" (Tâhâ, 20/82).
Bu ayetteki Gaffâr kelimesinin meâli "çok yarlýðayýcýyým´ dýr. Fakat ayný manaya gelen ve ayný kökten olan Gafur ism-i þerifi Kur´ân-ý Kerîm´de daha fazla geçmektedir.
Cenâb-ý Hak; Gafûr-Gaffâr ve Rahîm olduðunu birçok ayet ve hadislerde haber vermektedir.
"Ey Muhammed, kullarýma haber ver ki; hakikaten ben, çok yarlýðayýcr, kemâliyle esirgeyiciyim" (el-Hicr, 15/49).
"De ki: Ey kendilerinin aleyhinde (günahta) haddi aþanlar, Allah´rn rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahlarý maðfiret eder. Þüphesiz ki O, çok maðfiret edici, çok esirgeyicidir" (ez-Zümer, 39/53).
Resulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
"Hayatým kudret elinde olan Allah´a yemin olsun ki, siz günah iþlemezseniz. Allah sizi dünya sahnesinden giderir ve (sizin yerinize) baþka bir ümmet getirir: Onlar, günah iþlerler sonra Allah´tan baðýþlanmalarýný isterler. Allah da onlarý maðjiret eder, baðýþlar" (Müslim, Tevbe,1 1 ; Tirmiî, Cennet, 3).
Meþhur bir hadîs-i kutsîde þöyle buurulmaktadýr:
"Ey kullarým, hiç þüphesiz ki siz, gece-gündüz hata iþliyorsunuz. Ben ise bütün günahlarr maðfiret ederim. O halde benden baðýþlanmanýzý isteyiniz sizi baðýþlayayým"(et-Tâc, V,148).
Maddî kir ve pisliklerden temizlemek için su ve sabunu vasýta kýlan Allah (c.c.) ruh ve kalpleri günah kirlerinden temizlemek izin de Gafûr ve Gaffâr isimlerinin tecellisini maðfirete ve baðýþlamaya sebep kýlmýþtýr. Bu isimler, günahlarýn varlýðýný ister. Onun için Hz. Peygamber (s.a.s.), " Eðer siz, hiç günah iþlemezseniz Allah sizi yeryüzünden giderir" buyurdu. Her insan az veya çok günah iþler. Günah iþlemeyen; günahtan korunmuþ (mâsum) kiþiler yalnýzca peygamberlerdir. Fazilet; hatada ve günah iþlemekte ýsrar etmemek, Gaffâru´z-Zunûb olan (günahlarý çok baðýþlayan) Allah´ýn rahmet kapýsýný tövbe ile çalmak, O´ndan maðfiret talep etmektir.
Allah, kendisine þirk koþmanýn dýþýndaki bütün günahlara maðfiret edeceðini bildirmektedir:
"Þüphesiz ki Allah, kendisine þirk koþulan günahý baðýþlamaz. Þirkin dýþýndaki günahlarý, dilediði kimse için maðfiret eder. Kim Allah´a þirk koþarsa muhakkak ki o, uzak bir sapýklýkla sapmýþtýr" (en-Nisâ, 4/116).
Mümin, tövbe ve maðfiret ile ilgili olarak daima korku ile ümid arasýnda bulunmalýdýr. Müslüman, ne kadar ibadet ederse etsin, Allah´ýn azabýndan güven içerisinde olamaz; ne kadar günahkar olursa olsun Allah´ýn maðfiretinden ve baðýþlamasýndan ümidini kesemez. Bundan dolayýdýr ki; vitir namazýnýn son rekâtýnda okunmasý vacib olan kunut dualarýnýn sonunda "Ya Rabb; rahmetini umar, azabýndan korkarýz" diye dua edilmektedir. Yine ayný prensip ve kaideden hareketle Ýslâm, ibadete teþvik ile günahlardan caydýrmak için azap ile korkutmaktadýr. Yani müslüman cennetle müjdelenmiþ, cehennemle korkutulmuþtur.
Bu korku; Allah´ýn sevgisinden, O´nun maðfiretinden ve rahmetinden mahrum olma korkusu ve endiþesidir. Korku ile ümid arasýndaki dengenin korunmasý Ýslâmî akîde gereðidir. Zira Gaffâr olan yüce Allah ayný zamanda Kahhâr´dýr.
radyobeyan