Beni Nadir Yahudileri By: sumeyye Date: 16 Þubat 2010, 15:38:16
Beni Nadir Yahudileri
Benî Nadîr Yahudilerinin Medine´den Sürülme Sebepleri
1- Kureyþ müþrikleri, Medine´deki Benî Nadîr Yahudilerine, Bedir savaþýndan sonra bir yazý gön dererek, onda:
"Sizler silah ve kale sahibi bir toplumsunuz.
Siz bizim adamýmýzý yanýnýzda barýndýrmýþ, korumuþ bulunuyorsunuz!
Andolsun ki; siz ya onunla çarpýþýrsýnýz, ya da biz size þöyle þöyle yaparýz da, bizim ile kadýn larýnýzýn ayak bilezikleri arasýna birþey giremez!" dediler.
Benî Nadîr Yahudileri, bu yazýyý alýnca, Peygamberimiz Aleyhisselama suikast düzenlemeye karar vererek:
"Sahabilerinden otuz kiþi çýksýn, bizim bilginlerimizden de otuz kiþi çýksýn! Seninle bizim aramýzda ki filan yerde buluþulsun! Bilginlerimiz seni dinlesinler.
Eðer onlar seni doðrular, sana iman ederlerse, hepimiz sana iman ederiz!" diye haber gönderdiler.
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam otuz sahabisiyle birlikte istenilen yere gitti.
Benî Nadîr Yahudileri de, otuz bilginleri ile oraya geldiler.
Peygamberimizi Aleyhisselamý, önünde ölmeyi göze almýþ, ölmeyi özleyen otuz sahabisinin içinde görür görmez, menfur emellerini gerçekleþtiremeyeceklerini anladýlar ve:
"Ýki taraftan, otuzardan altmýþ kiþi! Aramýzda nasýl söz birliði olabilecek?!
En iyisi; sen ashabýndan üç kiþi çýkar, biz de bilginlerimizden üç kiþi çýkaralým. Bilginlerimiz seni din lesinler.
Eðer onlar sana iman ederlerse, hepimiz sana iman ederiz! Seni doðrularýz!" dediler.
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam üç sahabisiyle birlikte Benî Nadîr Yahudilerinin yur duna doðru hareket etti.
Benî Nadîr Yahudilerinin temsilcileri, Peygamberimiz Aleyhisselamý öldürmek için yanlarýna hançer almýþlardý!
Fakat, Benî Nadîr Yahudilerinden iyi halli, hayýr öðütlü bir kadýn, Müslüman olan kardeþinin oðluna gidip, Benî Nadîr Yahudilerinin bu menfur emellerini haber verdi.
O da, Benî Nadîr Yahudilerinin yurduna varmadan Peygamberimiz Aleyhisselama yetiþip bunu haber verince, Peygamberimiz Aleyhisselam oradan geri döndü.[1]
2- Amr b. Ümeyye Bi´r-i Maûne´de Ýslâm irþad birliðini Âmir oðullarýnýn þehit ettiklerini sanarak onlar
dan öç almak maksadýyla Âmirîlerden iki kiþiyi öldürmüþtü ki, onlarýn diyetlerinin ödenmesi gerekiyordu.
Çünkü, onlar Medine´ye gelerek Peygamberimiz Aleyhisselamla görüþmüþler, Peygamberimiz Aleyhisselam da onlara eman ve dokunulmazlýk taahhüdünde bulunmuþtu.[2]
Benî Nadîr Yahudileri, Benî Âmirlerin de müttefiki idiler.[3]
Medine´de yapýlan umumî muahedeye göre de, bütün Medineli Yahudiler diyet ödeme halinde Peygamberimiz Aleyhisselama yardým etmekle mükellef bulunuyorlardý .[4]
Bunun için, Peygamberimiz Aleyhisselam; Medine´ye hicretinin otuzyedinci ayýnýn baþýnda, Rebiülevvel ayýnda, Cumartesi günü, yanýnda Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Ali.Zübeyrb. Avvam, Talha, Sa´d b. Muaz, Useyd b. Hudayr ve Sa´d b. Ubâde olduðu halde Küba mescidine gidip orada namaz kýldýktan sonra, Benî Nadîr Yahudilerinin yurduna gitti.
Onlarý toplantý yerlerinde buldu, yanlarýna oturdu.[5]
Benî Nadîr Yahudileri:
"Olur ey Ebu´l-Kasým![6] Ýstediðin yardýmý yaparýz![7] Sen hele bir otur bakalým. Biz sana yemek yedirelim.[8] Senin için bir derlenip toparlanalým" dediler.[9]
Peygamberimiz Aleyhisselam; Benî Nadîr Yahudilerinin evlerinden bir evin duvarýnýn dibine otur du.[10]
Hz. Ebu Bekir Peygamberimiz Aleyhisselamýn saðýna, Hz. Ömer soluna, Hz. Ali de önüne oturdu.[11]
O sýrada, Benî Nadîr Yahudileri bir tenhaya çekilip Peygamberimiz Aleyhisselamý öldürmeyi aralarýnda konuþtular ve:
"Siz onu þu bulunduðu halden daha elveriþli bir halde asla bulamazsýnýz!
Hemen þu evin damýna çýkarak onun üzerine bir kaya atýp ondan bizi kurtaracak, rahata kavuþtu racak kim var?" dediler.[12]
Huyey b. Ahtab da:
"Ey Yahudi topluluðu! Muhammed, ashabýndan on kiþiyi bile bulmayan kimselerle yanýnýza gelmiþ bulunuyor.
Þimdi þu evin dibinde bulunduðu sýrada damdan bir kaya parçasýný býrakýn, kendisini öldürün!
O öldürülünce, Kureyþlilerden, onun yanýna gelip katýlmýþ olan yakýn sahabileri daðýlýr giderler!
Evs ve Hazrec´den, þurada müttefikleriniz olan kiþiler kalýr, bir gün gelir, onlara da istediðinizi yaparsýnýz!" dedi.[13]
Benî Nadîr Yahudilerinden biri olan[14] Amr b. Cahhaþ b. Ka´b:[15]
"Bu iþ için ben varým[16] Ben hemen evin damýna çýkar, onun üzerine kaya parçasýný atar, býrakýrým!" dedi.[17]
[1] Ýmam Zührî, Megâzî, s. 72-73, Abdumezzak, Musannef, c. 5, s. 359-360, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 156-157, Beyhakî,Delâilü´n-nübüwe, c. 3, s. 179, Vâhidî, Esbâbu´n-nü zül, s. 278-279, Zehebî, Megâzî, s. 119-120, Ebu´l -F id â, Tefsîr, c. 4, s. 330 -331 , Semhûdi, Vefâu´l-vefâ, c. 1, s. 297-298.
[2] Ýbn Ýshak,Ýbn Hiþam, Sîre,c.3, s. 1 95-199.
[3] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam , c. 3, s. 199, Vâkýdî, Megâzî, c. 1, s. 364, Ýbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 57, Taberî, Târih, c. 3, s. 37.
[4] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 2, s. 1 47-1 50, Ebu Ubeyd, Kitâbu´l-emvâl, s. 290-297.
[5] Vâkýdî, Megâzî, c. 1,s.364.
[6] Ebu Nuaym , Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 489.
[7] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, c. 3, s. 199, Vâkýdî, c.1 ,s. 364, Ýbn Sa´d, c. 2, s. 57, Taberî, c. 3, s. 37, Ebu Nuaym, c. 2, s. 489,Beyhakî, c. 3, s. 354, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 173, Ýbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 48, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâyeve´n-nihâye, c. 4, s. 75.
[8] Vâkýdî, Megâzî, c. 1, s. 364, Ebu Nuaym, c. 2, s. 490, Zehebî, Megâzî, c. 121.
[9] Ebu Nuaym , Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 489.
[10] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sine, c. 3, s. 1 99, Vâkýdî, Megâzi, c. 1, s. 36 4, Taberi, Târih, c. 3, s. 37, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve,c. 3, s. 354, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 1 73, Ýbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 48, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 75.
[11] Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 489.
[12] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, c. 3, s. 199, Taberî, c. 3, s. 37, Beyhakî, c. 3, s. 354, Ýbn Seyyid, c. 2, s. 48, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 75.
[13] Vâkýdî, Megâzî, c.1, s. 364, Ebu Nuaym, Delâil, c. 2, s. 491.
[14] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 3, s. 199.
[15] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 3, s. 199, Vâkýdî, Megâzî, c. 1, s. 364.
[16] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, c. 3, s. 199, Beyhakî, c. 3, s. 354, Ýbn Seyyid, c. 2, s. 48.
[17] Vâkýdî, Megâzî, c.1, s. 364-365, Ebu Nuaym, Delâil, c. 2, s. 491.
M. Asým Köksal, Ýslam Tarihi, Köksal Yayýncýlýk: 4/277-280.