Ýslam Tarihi
Pages: 1
Seferin Tarihi By: sumeyye Date: 16 Þubat 2010, 15:22:10
Seferin Tarihi


Peygamberimiz Aleyhisselam; Hubeyb b. Adiyy ile arkadaþlarýnýn þehit edilmelerinden sonra[200] Mekke´ye gönderdiði Amrb. Ümeyye ile Ensârî arkadaþýna, öldürmekfýrsatýný bulurlarsa[201] Ebu Süfyan b. Harb´i öldürmelerini de emir buyurdu.[202]

Ýbn Hiþam´ýn güvenilir ilim adamlarýndan rivayetine göre, Amr b. Ümeyye der ki:

"Hubeyb ve arkadaþlarýnýn þehadetlerinden sonra, Resûlullah Aleyhisselam beni Mekke´ye gön derdi ve benimle birlikte Ensardan bir zâtý da* gönderdi ve bize:

´Gidiniz de, Ebu Süfyan b. Harb´i öldürünüz!´ buyurdu.

Ben arkadaþýmla birlikte yola çýktým.

Benim binit olarak devem vardý. Arkadaþýmýn devesi yoktu, kendisinin ayaðý da rahatsýzdý.

Onu da deveme bindirdim.

Ye´cec´e kadar vardýk.

Ýki dað arasýnda, aðaçlýk bir yerde devemizi baðladýk.

Biz de daðýn yamacýnda siperlendik.

Arkadaþýma:

´Kalk, Ebu Süfyan´ýn evine varalým.

Ben öldürmek için ona saldýrýrým.

Eðer aramýzda çarpýþma olduðunu görür veya herhangi birþeyden korkarsan, sen hemen dönüp devene atla, Medine´ye kavuþ, Resûlullah Aleyhisselamýn yanýna var, olaný biteni ona haber ver! Sen þimdi benim yanýmdan ayrýl, beni kendi halime býrak!

Ben bu þehri çok iyi bilir, içerisinde cesaretle, bacaklarý sývayarak gezebilirim! dedim.

Birlikte Mekke´ye girdik.

Kartal kanadýný andýran hançerim yanýmda bulunuyordu. Onu, bana karþý gelen insaný öldürmek için hazýrlamýþtým.

Arkadaþým, bana:

´Kabe´yi yedi defa tavaf edip iki rekat tavaf namazý kýlmak suretiyle iþe baþlasak olmaz mý?1 dedi.

Kendisine:

´Ben Mekkelileri senden daha iyi bilirim. Onlar karanlýk basýnca, evlerinin çevresine su serperler, orada otururlar. Ben onlarý ayaklan sekili attan daha iyi tanýrým!´ dedim.

Nihayet, Kabe´ye vardýk.

Onu yedi kere tavaf ettik. Ýki rekat da tavaf namazý kýldýktan sonra, Kabe´den çýktýk.

Kureyþ topluluklarýndan bir topluluðun yanýndan geçerken, içlerinden bir adam* beni tanýdý ve en yüksek sesiyle:

´Ýþte! Amr b. Ümeyye!´ diyerek baðýrdý.

Bunun üzerine, Mekkeliler üzerimize üþüþtüler ve:

´Vallahi, Amr hayra gelmemiþtir! O hiçbir zaman kötülükten baþka birþey için gelmez!* dediler ve beni ve arkadaþýmý aramaya koyuldular.

Arkadaþýma:

´Koþ haydi! Korktuðum þey baþýmýza geldi iþte! Artýk adamýn [Ebu Süfyan´ýn] yanýna varmaya yol bulmak mümkün deðil! Sen hemen kendini kurtarmaya bak!´ dedim.

Hýzla koþarak daða çýktýk.

Mekkeliler de daða çýkmaya ve bizi aramaya baþladýlar.

Biz daðýn tepesine doðru yükselince, bizi yakalamaktan ümitlerini kestiler.

Biz de, geri dönüp, daðda bir maðaraya girdik.

Maðaraya girince, maðaranýn aðzýný taþlarla kapatýp izleyicilerden gizlendik. Gecemizi maðaranýn içinde geçirdik.

Bizi izleyenler, yakalamaktan âciz kalýnca, geri döndüler.

Arkadaþýma:

´Vallahi, onlar bizi bu gece ve gündüzün akþama kadar arayacaklardýr´ dedim.

Maðarada bulunduðumuz sýrada, atý için ot biçen Osman b. Malik b. Ubeydullah, maðaramýzýn kapýsýna kadar gelip dikildi.

Arkadaþýma:

´Vallahi, bu, Malik´in oðludur! Eðer o bizi görecek olursa, muhakkak Mekkelilere haber verir; yakalanýrve öldürülürüz!´ dedim.

Hemen yanýna çýkýp, kendisini memesinin altýndan hançerledim!

Osman b. Malik hançerlenince öyle bir çýðlýk kopardý ki, çýðlýðýný Mekkelilere duyurdu.

Hcýýýcýý duý ýufj maydý dddký ycýýýýýc yýýdýýýý.

Arkadaþýma:

´Yerinde dur, hiç kýmýldama!´ dedim.

Mekkeliler sesi takip ederek Osman´ýn bulunduðu yere kadar geldiler, onu ölmek üzere buldular.

´Vâh senin baþýna gelene! Kim vurdu sana?1 dediler.

´Amr b. Ümeyye!1 dedi ve öldü.

Mekkeliler bulunduðumuz yeri ondan öðrenmek imkânýný bulamadýlar.

´Vallahi, biz zaten onun hayýr için gelmediðini biliyorduk!´ dediler*

Ölen adamlarýyla uðraþmalarý, bizi aramaya devam etmelerine engel oldu.

Ölüyü oradan yüklenip götürdüler.[203]

Arkadaþýma:

´Akþama kavuþursak, kurtulduk demektir!´ dedim.[204]

Maðarada iki gün bekledik.

Bizi aramalarý sona erince, geceleyin maðaradan çýkýp Ten´im´e vardýk. Hubeyb´in asýldýðý daraðacý Ten´im´de bulunuyordu.

Arkadaþým, bana:

´Hubeyb´i daraðacýndan indirmek istemez misin?´ dedi.

´Nerededir o?´ diye sordum.

Arkadaþým:

´Ýþte, o, þu gördüðün yerdedir!´ dedi.

´Olur! Ýndireyim onu daraðacýndan! Yalnýz, sen bana müsaade et ve yanýmdan uzaklaþ!´ dedim.

Hubeyb´in cesedini bekçiler kuþatmýþlar, bekliyorlardý.[205]

Bekçilerin yanýndan geçerken, onlardan biri:

´Vallahi, bu geceki gibi, Amrb. Ümeyye´nin yürüyüþüne benzeyen bir yürüyüþ daha görmedim! Eðer kendisi Medine´de olmamýþ olsa, muhakkak bu odur, derdim´ dedi.

Kendi kendime:

´Amr b. Ümeyye odur iþte!´ dedim.[206]

Ensârî arkadaþýma:

´Eðer sen birþeyden korkarsan, hemen deveye giden yolu tut, onun üzerine atla, Resûlullah Aleyhisselama kavuþ, olan bitenleri ona haber ver!´ dedim.

Ben de hemen daraðacýnýn yanýna vardým. Ýplerini çözdüm. Hubeyb´in cesedini sýrtýma aldým.

Vallahi ben kýrk arþýn (adým) yürümem iþtim ki, andýma düþen bekçiler gelip bana kavuþtular!

Cesedi hemen yere býraktým.

Cesedin yere düþtüðü zaman çýkardýðý sesi hâlâ unutmam ýþý m di r![207]

Sonra, cesedin üzerine, ayaðýmla çabuk çabuk toprak ittim.[208]

Sanki yer onu yutuvermiþti.[209]

Bekçiler beni yakalamak için arkamdan hýzla takip ettiler.

Ben Safra1 yolunu tutunca, yoruldular, geri döndüler.

Arkadaþým devenin yanýna varýp üzerine bindi, Peygamber Aleyhisselama kavuþtu. Ýþimiz hakkýn da kendilerine bilgi verdi.

Ben de, yürüyerek Galil´e geldim. Galil´in en yüksek kýsmýna kadar çýktým. Mekke yakýnýnda bulu nan Dacnan daðýndaki bir maðaraya girdim.

Yayým ve oklarým yanýmda idi.

Maðarada bulunduðum sýrada, yanýma Di´l b. Bekroðullarýndan, bir gözü kör, uzun boylu, kendisine ait davarý sürüp götüren bir adam geldi.

Beni görünce:

´Kim bu adam?´ diye sordu.

´Bekir oðullarýndan bir adamým´ dedim.

O da:

Ben de, Di´l oðullarýnýn Bekir oðullarýndaným!´ dedi ve yanýnýn üzerine uzanýp yattý.

Yüksek sesle teganni ediyor ve:

´Ben sað oldukça ne Müslüman olurum, ne de Müslümanlarýn dinine göre hareket ederim!´ diyordu.

Ona, içimden:

´Biraz sonra, Müslüman olmamayý görür, öðrenirsin!´ dedim.

Adam çok geçmeden uyudu, uykuya daldý, horlamaya baþladý.

Yavaþça kalkýp yanýna vardým. Kendisini hiç kimsenin hiç kimseyi öldürmediði kötü bir öldürüþle öldürdüm: Yayýmýn baþýndaki demiri onun sað olan gözüne dayayýp kafasýndan öbür tarafa çýkýncaya kadar, yayýmýn üzerine yüklendim!

Bundan sonra, maðaradan çýktým, kartal gibi kanatlanýp geniþ yolu tuttum ve kurtuldum.[210]

Mekke yolunda bir menzil olan Arc´a geldim.[211]

Sonra, Mekke ile Medine arasýnda sarp ve yokuþ yerdeki Rakûbe yolunu tuttum. Medine´ye iki gecelik uzaklýkta ve Müzeynelere ait bir yer olan Naký´a indim.

Resûlullah Aleyhisselamýn neler yaptýðýný öðrenmek maksadýyla Kureyþ müþriklerinin Medine´ye yolladýklarý Mekkeli iki adama Naký´da rastlayýp kendilerini tanýdým ve:

´Ben sizi esir edeceðim!´ dedim.

Bana:

´Biz mi esir olacaðýz sana?!´ dediler.

Hemen onlardan birini okla vurup öldürdüm ve ötekine:

´Esir ol!´ dedim.

Esir olunca, ellerini sýkýca baðladým, Medine´ye geldim.

Medine´de Ensarýn yaþlýlarýndan bazýlarýnýn yanlarýndan geçip giderken, onlar:

Ýþte, vallahi Amr b. Ümeyye!´ dediler.

Çocuklar onlarýn sözünü iþitince, geldiðimi Resûlullah Aleyhisselama koþup haber verdiler.

Ben esirimi yayýmýn kiriþiyle baþparmaðýndan sýkýca baðlamýþtým.

Peygamber Aleyhisselam, onu görünce, azý diþleri görününceye kadar güldü.

Sonra, benden, bütün olan bitenleri sordu. Ben de kendilerine naklettim.

´Hayra eresin! diyerek bana hayýr dua etti."[212]
[/color]


[200] Ýbn Hiþam. Sîre.c. 4, s. 282, Taberî, Târih, c. 3, s. 32, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 169.

[201] Ýbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 94, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 335, Ýbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 70.

[202] 196.Ýbn Ýshak,Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 282, Ýbn Sa´d, c. 2, s. 94, Taberî, Târih, c. 3, s. 32, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 335, Ýbn Esîr, c. 2, s. 169, Ýbn Seyyid, c. 2, s. 112, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 70.

* Cebbar b. Sahr (Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 282) veya Seleme b. Eþlem (Ýbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 293).

* Muaviye b. Ebu Süfyan, Ýbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 94).

* Gerçekten de, Amr. B. Ümeyye, Cahiliye devrinde elinden her kötülük gelen cin gibi bir adamdý. ( Taberi Tarih, c. 3, s. 32).

* Ebu Süfyan da, bunu söyleyenler arasýnda idi (E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 70).

[203] Taberî, Târih, c. 3, s. 32.

[204] Ýbn Ýshak, Ýbn Hiþam, Sîre, c. 4, s. 283.

[205] Taberî, Târih, c. 3, s. 32, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3,s. 336, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2,s. 170 , Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 70.

[206] Taberî, Târih, c. 3, s. 32, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 336, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 170, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 70.

[207] Taberî, Târih, c. 3, s. 32, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 336, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 170, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 70.

[208] Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 9, s. 213, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 70.

[209] Taberî, Târih, c. 3, s. 31, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 332, Ýbn Esîr, c. 2, s. 1 70, Zehebî, Megâzî, s. 191 , Ebu´l-Fidâ, c.4, s. 67.

[210] Taberî, Târih, c. 3, s. 32-33, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 336-337, Ýbn Esîr, Kâm il, c. 2, s. 170.

[211] Ýbn Ýshak, Ýbn Hisam, Sîre, c. 4, s. 283.

[212] Taberî, Tâ rîh, c. 3, s. 33, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 336-337, Ýbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 170, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 70-71 , Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 459.

M. Asým Köksal, Ýslam Tarihi, Köksal Yayýncýlýk: 4/268-273.



radyobeyan