Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Fidye By: armi Date: 15 Þubat 2010, 22:36:28
FÝDYE




Esiri veya herhangi bir kiþiyi içine düþtüðü durumdan kurtarmak için verilen mal veya para, kurtulmalýk.

Ýbadette meydana gelen bir noksanlýða karþýlýk olarak verilen mal ve bedele de fidye denir (es-Sabûni Revâlû´l-Beyân Tefsir-û Ayâti´l Ahkâm, I, 189) veya baþka bir tarifle: "Fidye, bir þeyin yerinde geçerli olmak üzere verilen bedel demektir" (Elmalýlý Muhammed Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur´an dili, I, 631).

Meselâ oruç tutamayacak kadar hasta olan bir müslüman tutamadýðý her güne karþýlýk bir fidye verir. Bu, oruç yerine geçerli bir bedeldir. Fitre´nin miktarý ne ise fidyenin miktarý da odur.

Ýbâdetlerden oruç hakkýndaki fidye, ayetle sabittir:

"O size farz kýlýnan oruç, sayýlý günlerdir. O günlerde sizden kim hasta, yahut seferde olurda oruç tutmazsa, tutamadýðý günler sayýsýnca, sýhhat bulduðu veya yolcu olmadýðý baþka günlerde oruç tutar. Fazla ihtiyarlýk veya aðýr hastalýk gibi sebeblerle oruç tutmaya gücü yetmeyenler üzerine, bir yoksul doyuracak kadar fidye vermek lâzýmdýr..." (el-Bakara, 2/184).

Ayetin açýk ifadesinden de anlaþýldýðý gibi oruç hakkýndaki fidye; hastalýk ve ihtiyarlýk gibi bir mazeret dolayýsýyla eza ve kazaya imkân bulunmadýðý zaman verilir. Fidyesini verse, sonrada oruç tutabilecek duruma kavuþsa, evvelâ verdiði fidyelerle yetinemez, tutamadýðý oruçlarý kaza gerekir. Bu durumda; kaza etmeden ölürse, oruç borcunun ödenmesi için varislerine vasiyette bulunmasý gerekir. Sýhhatine kavuþmadan vefât edecek olsa verdiði fidyeler kâfi gelir, vasiyette bulunmasý gerekmez.

Savaþ esirlerini serbest býrakma karþýlýðýnda alýnan fidye de ayetle sabittir.

´´Onun için o küfredenlerle (savaþta) karþýlaþtýðýnýz zaman boyunlarýný vurun. Nihâyet onlarý güçsüz bir duruma düþürdüðünüz vakit baðý sýký tutun. (Ondan) sonra da ya iyilik yapýn yahut fidye alýn " (Muhammed, 47/4).

Ayetteki "baðý sýký tutun" ifadesinin anlamý onlarý esir alýn demektir.

Savaþ esirleri hakkýnda yapýlacak muamelede Ýslâm, devlet baþkanýna geniþ yetkiler vermiþtir. Ýslâm Devletini ve müslümanlarýn yararýný esas alýr. Esirin hayatta kalmasý zararlý ise idam edilir. Maslahata uygunsa fidye karþýlýðý serbest býrakýlýr veya karþýlýklý esirleri mubadele eder yahut da salývermeyip köleleþtirilmesini emreder. Ýslâm Devlet Baþkaný bütün bu yetkilerini, diðer meselelerde olduðu gibi Ýslâm; esaslara göre kullanýr. (el-Ýhtiyar li Ta´lili´l-Muhtar, IV, 197).

Bir müslüman namazýný kýlmamýþ, sonra da olan kaza etmeden vefat ederse, her vakit namaz için bir fitre miktarý fidye verilir. Bu kimse vasiyette bulunmuþsa býraktýðý malýn üçte birinden vasiyeti yerine getirilir, bulunmamýþsa varisler isterse bu fidyeyi verir, isterse vermez.

Ancak, iskat-ý salât hakkýnda, yani kýlýnmayan namazlarýn fidyesini vermek husûsunda Kur´an ve Sünnet´de bir nass ve hüküm yoktur. Yalnýz Ýmam-ý Muhammed´in "Ziyadât" isimli kitabýnda kendisinden bu hususta bir ictihad nakledilir. Bu ictihâdýn da Ýmam-ý Muhammed tarafýndan yapýlýp yapýlmadýðý kesin olarak bilinmemektedir. Onun için bu görüþü alan bütün âlimler, kýlýnmayan namazlarýn karþýlýðýnda verilen fidye sebebiyle o kimsenin af olacaðý husûsunda kesin bir hüküm verememektedirler. Yalnýz "verilen fidyeler ve-fakirlere yapýlan yardýmlardan dolayý baðýþlanmasý Allah´ýn rahmetinden umulur" derler.


radyobeyan