Felak suresi By: armi Date: 14 Þubat 2010, 14:15:22
FELÂK SÛRESÝ
Kur´an-ý Kerîm´in yüzonüçüncü suresi.
Kur´an´ýn son sûresi olan Nâs suresi ile birlikte bu iki sûreye "Muavvizeteyn"* (sýðýnma sureleri) denilir. Bunlarýn Mekkî mi Medenî mi olduklarýna dair herhangi kesin bir rivayet yoktur.
Felâk suresi beþ ayettir. Konusu, yaratýklarýn þerri, hased ve sihirdir. Nüzûl sebebi hakkýnda da deðiþik bilgiler verilmiþtir. Bunlardan en yaygýn olanýnda; Lebid b. Asam adlý bir yahudi büyücü Hz. Peygamber (s.a.s.)´e onu yok etmek için büyü yaptý. Melekler Allah Resulu´ne büyüyü bildirdi. Cebrâil de Muavvizeteyn sûrelerini Cenab-ý Allah katýndan getirerek, onu büyüden kurtardý. Mu´tezile mezhebi, Hz. Peygamber´e büyü tesir etmez diyerek bu görüþü reddetmektedir .
Felâk suresinin fasýlasý Dal, Be, Kaf harfleridir. "Be", ortada yalnýz olarak tam manasýyla bir fâsýla harfidir.
"De ki: Sýðýnýrým tanyerini aðartan Rabb´a " (1)
"De" emri sadece Resulullah´a deðil, bütün mükelleflere þâmildir. Veya "ey Resulum, kendine ve herkese þöyle dua etmelerini söyle" demektir: "Tanyerini aðartan Rabb´a sýðýnýrým. "
"Sýðýnma" fiili, müminlerin bir þeyden korktuklarýnda bunlarýn þerrinden ancak Allah´a sýðýnmalarýný ifade eder. Hz. Meryem, Hz. Nuh, Hz. Musa´nýn da dualarýnda Allah´a sýðýndýklarý baþka ayetlerde zikredilmiþtir (Meryem, 19/1 8; Hud, 1 1/47; el-Bakara, 2/67). Hadis-i þeriflerde de her tehlike ve þerre karþý Allah´a sýðýnmaya dair ma´lûmat pek çoktur. Hz. Âiþe´nin rivayetiyle bunlardan en meþhuru þöyledir: "Allah´ým cehennemin fitnesinden, zenginlik ve fakirliðin þerrinden sana sýðýnýrým.´´
Felâk´ýn manasý, yaygýn tefsire göre sabah demektir. Araplar, günün doðmasýna "felakü´s-subh" derler. Yýrtmak, yarmak en fazla kullanýlan anlamlarýdýr. Lugatlarda "felâk" kelimesinin anlamlarý þöyle belirtilmektedir: Âdemden yarýlýp çýkan bütün yaratýklar, tan, sabah, aydýnlýk, fecr, iki tepe arasýndaki düzlük, suçlularýn hapishanede ayaklarýna vurulan tomruk (falaka), cehennem veya cehennemde bir kuyunun ismi, çanak dibinde kalan süt artýðý, ekþiyip kesilmiþ süt, subuh, enhar, mutlak yaratma, bütün mahlukatýn içinde bulunduðu þeyi yýrtarak çýkmasý, eksik ve muhtaç oluþuyla Rabb´e sýðýnma zorunluðu.
Bu birinci ayeti tefsir eden ayet þudur: ´´Taneyi ve çekirdeði yaran þüphesiz Allah´týr. Ölüden diriyi ve diriden ölüyü çýkarýr. Ýþte Allah budur, nasýl yüz çevirirsiniz? Tanyerini aðartan {Fâlikü´e Esbâh) geceyi dinlenme zamaný, güneþ ve ayý vakit ölçüsü kýlandýr. Bu, Aziz ve Alým olanýn nizâmýdýr" (el-En´âm, 6/95-96). "Rabb" Allah´ýn sýfat ismidir. Terbiye eden, yetiþtiren anlamýnda kullanýlmasý, sýðýnma olayýnýn uygun düþmesi içindir. Müfessirlerin çoðunluðu "felâk" kelimesine sabah manasýný vererek âyeti þöyle tefsir etmiþlerdir: Felâk´da, zulmet sonrasýnda nur, darlýktan sonra geniþlik, kapanmadan sonra açýlma manalarýna iþâret etmek üzere ancak Rabbe sýðýnarak O´nun bütün þerlerden kurtarýp koruyacaðýna dair bir ilâhý va´di hatýrlatarak havf ve recâyý takviye ve Rabbe itaat ile ona iltica ettiren bir þevklendirme vardýr. Felâkýn zikri, sabahýn kýyamet gününden bir misal olmasýdýr ki, ölümün kardeþi olan uykudan uyanýlan kabir benzeri evlerden alelacele çýkarak rýzýk için sabahlarý yeryüzüne daðýlan insanlarýn halini tasvir etmektedir.
´´Yaratýklarýn þerrinden´´ (2).
Bütün yaratýklar þer(kötülük) iþleyebilirler. Allah bütün yaratýklarý üzerinde galib olduðundan, bizim bilmediklerimizi bildiðinden ancak O´na sýðýnarak, hiçbir þeyin karþý çýkmasýna güç yetiremeyeceði yüce bir Hakîm´e sýðýnýlmýþ olmaktadýr.
Ser kelimesi, zarar, noksan, eziyet, keder için de kullanýlýr. Hastalýk, açlýk, savaþ ve ölüm, ateþte yanmak, evlâdýn ölümü, gibi somut ve âfâkî veya küfür, þirk, her çeþit günah ve zulüm gibi þerlerle her çeþit ruhî ve nefsî olan enfüsî þerlerden Allah´a sýðýnýrým demektir. Bu âyette genel olarak þerler zikredildikten sonra, en fazla sakýnýlacak bazý þerlere geçilmektedir:
"Ve ortalýðý kaplayan karanlýðýn þerrinden," (3).
"Gâsýk" kelimesi de, "felâk" kelimesi gibi birçok mana ile tefsir edilmiþtir. Esas manasý karanlýk demektir. Bunun masdarý olan "gâsak, gusûk, gâsekan" kelimeleri lügatta þiddetli karanlýk, dolgunluk, akmak, dökülmek, soðukluk, korkaklýk manâlarýnda verilerek dolmak, akmak, dökülmek manalarýna tekabül etmektedir. Bu suretle gecenin zulmeti hücum edip dolarak pek karanlýk olmaya masdar gâsak, gâsakan, gûsuk denildiði gibi, ilk koyu karanlýða da isim olarak gâsak denilir ve gâsak felâka tekabül ettirilerek gasaktan felâka, gecenin kararmasýndan sabahýn aydýnlýðýna kadar anlamý çýkar. Vâkab kelimesi ise, yüksek yerlerden sellerin aktýðý çukurlar, dahil olmak, kaplamak demektir.
Suçlar genellikle gece karanlýðýnda iþlenir, þeytan oynayacaðý oyunlarý karanlýkta daha rahat oynar; kuruntu, vesvese, korku ve tasa geceleri kaynaþýr. Eziyet verici, zehirli, yýrtýcý hayvanlar da gece ortaya çýkarlar. Anarþistler geceyi bekler, cinayetler genelde geceleri iþlenir. Bu sebeple gecenin þerrinden Allah´a sýðýnýrým. Fecri getiren Allah´a. Güneþ battýktan sonra her tarafa daðýlan þeytanlara karþý karanlýk bitinceye kadar çocuklarýn eve toplanmasý, hayvanlarýn kapatýlmasý bir sünnettir.
Bazý tefsirlerde gâsak, þiddetli zulmet, gecenin þerri olarak alýnarak, gece ansýzýn gelip çatan arýza ve hayalet gibi belâ ve musibetlere teþmil edilmiþtir. Bazýlarý da "gasýk"ý kamer (ay) ve ayýn tutulmasý ve kaybolmasý þeklinde almýþlardýr. Ay tutulmasý ve mihak zamanýný müneccimler zayýf bulur, sihirbazlar da sihirlerini o zaman icra ederler. Bu manâda þerrin gecenin karanlýðýnda ortaya çýkmasý kastedilir.
Karanlýðýn bütün soyut ve somut manalarýyla þerri barýndýrmasý anlamýnda, maddî ve manevî þer ve zararlarýn, gam ve kederin de kara talih ve karanlýkla vasýflandýrýlmasýyla "gecenin þerrinden, yýldýzlarýn kaybolmasýyla gelen karanlýðýn þerrinden, kamerin tutulmasýnda ve kaybolmasýnda gelen þerden* Allah´â sýðýnýrým" demektir.
"Düðümlere üfürenlerin þerrinden," (4).
Burada "Neffâsâtý fi´l-ukad" ifadesindeki ukad, ukdenin çoðuludur ve düðüm demektir. Nefese; üflemek çoðulu neffâse´dir. Bunu "allâme" kalýbýnda anlarsak anlamý "çok üfleyen erkek", diþi siðada alýrsak "çok üfleyen kadýnlar" demektir. Nefese´nin çoðulu "Nüfus ve cemaatler" demekte olabilir, çünkü Araplar nüfus ve cemaat kelimesini diþil (müennes) kullanýrlar. Burada düðüme üflemek müfessirlerin çoðuna göre "sihir" demektir. Ayetin anlamý, "sihirbazlarýn þerrine karþý fecri getiren Rabbe sýðýnýrým" olur. Zemahþerî´ye göre ise bunun anlamý, kadýnlarýn kurnazlýðý ve hileleridir. Kur´an, sihri küfür saymýþtýr (el-Bakara, 2/102). Sihir haramdýr ve yedi büyük günahtan (þirk, öldürmek, fâiz, yetim malý yemek, zina iftirasý, cihaddan kaçmak, sihir) biridir. Neffâsât, üfleyici karýlar anlamýnda cadýlara veya kadýnlarýn hilelerine þâmildir. Mana þudur: Ýpliklere düðümler atýp onlara üfleyen (tükrükleyen) rukye ve efsun yapan cadýlarýn veya nefislerin veya cemaatlerin þerrinden, fitneci kadýnlardan, nefsin hayvaný isteklerinden, þehvet ve gadabýn þerrinden Allah´a sýðýnýrým. Sihrin aslýnda bir gözbaðcýlýk olduðu baþka ayetlerde açýklanmýþtýr. Sihir, þeytâný bir oyun olarak insanlarý etkiler, korkutur. Sihrin þerrinden Allah´a sýðýnýrým demekle Felâk ve Nâs surelerini okumak sihre karþý durmak demektir.
´´Ve hased eden hasedçilerin þerrinden´´ (5).
Hased, Allah´ýn bazý kullarýna lütfettiði nimetler karþýsýnda kýskançlýk duygularýna kapýlarak o kullarýn bu nimetlerden mahrum olmasýný dilemektir. Bu þer bir niyet ve fiildir. Hasedçinin þerrinden Allah´a sýðýnýrým.
Sahih hadislerde Hz. Peygamber´in yatarken Ýhlâs, Felâk ve Nâs surelerini okuyarak ellerinin içine üflediði sonra baþýndan ve yüzünden baþlayarak üç defa elinin eriþtiði kadarýyla bütün vücudunu sývazladýðý bildirilmiþtir. Müslümanlar da onu her þeyde örnek aldýklarý gibi bu sünnete uymuþlar, beþ vakit namazlarda Muavvizeteyn okumuþlar ve Allah´a emrettiði þekilde bütün þerlerden sýðýnmýþlar ve Allah onlarý þerlerin her çeþidinden korumuþtur (Seyyid Kutub, F; Zýlâli´l-Kur´an, XVI, 441-447; Mevdûdî, Tefhîmu´l-Kur´an, VII, 322-326; Mehmed Vehbi, Hulâsatü´l-Beyân, XV, 6619-6626, Ömer Nasuhi Bilmen, Kur´an-ý Kerîm´in Türkçe Meâli Alisi ve Tefsiri, VIII, 41 17-41 19; Ýbn Kesir, Hadislerle Kur´an-ý Kerîm Tefsiri, XV, 8809-8824; M. Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur´an Dili, VIII, 6367-6409).
Ynt: Felak suresi By: Kaan8/B Date: 20 Ocak 2015, 19:15:40
Cok guzel bir sure ben ezberledim .Allah herkeze ezberlemeyi nasip etsin insallah
radyobeyan