Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Fecr suresi By: armi Date: 14 Þubat 2010, 14:13:49
FECR SURESÝ




Kur´an-ý Kerîmin seksendokuzuncu suresi. Mekke´de inmiþtir. Otuz ayettir. Ýsmini, ilk ayetindeki ´fecr´ sözcüðünden almýþtýr. fâsýlasý Ra, Dal, Bâ, Nûn, Mim, Elif, Tâ harfleridir. Sûre, üç ana konuyu kapsar:

1- Âd, Semûd, Firavun kavimlerinin akýbetleri,

2- Ýnsanlarýn mala aþýrý düþkünlükleri,

3- Ahiret, ahirette rahmet ve hüsrana uðrayacaklar.


Sure, yemin ile baþlamaktadýr: "Andolsun fecre (tan yerinin aðarmasýna), on geceye, çifte ve teke, yürüyüp gitmeye yüz tutan geceye. Bunda (bu anýlan þeylerde) akýl sahibi için bir yemin var, deðil mi? (1-5).

Bu ayetlerin tefsiri hakkýnda ve özellikle "Çift" ve "tek" kelimeleri için birçok görüþ ileri sürülmüþtür Üzerine yemin edilen dört þeyin, Mekkeli kâfirlerin ahiretin ceza ve mükâfatýný inkârlarýyla ilgisi vardýr. "On´´dan kastedilen, ayýn otuz gecesinin her on gecesi; "çift" ve "tek"ten murad ise, kâinatýn bütün unsurlarýný kapsar. Günlerin devri, gece ile gündüz, ayný günlerinin tarihi olabilir. "Fecr", tan yerinin aðarmasý; "geçen gece", güneþin çýkmasýyla batmak üzere olan karanlýktýr. Bu dört þey, Kâdir-i Mutlak olan Allah´ýn hikmetinin en güzel delilleridir.

Allah, bu ayetlerde fecr vaktine, ayýn fârklý durumlar aldýðý gecelere yemin etmekte, böylece bu vakitlere dikkat çekmektedir. Baþka yerlerde de gündüze ve gündüzün çeþitli kýsýmlarýna-kuþluk vaktine, -ikinci vaktine- yemin etmektedir. Böylece zaman dilimlerinin tamamýna dikkat çekilmiþ olmaktadýr. Zaman, bütün olaylar için kaçýnýlmaz bir unsurdur. Geçmiþ olaylarýn hepsi zaman içerisinde akýp gitmiþtir. Geçen bir âný geri getirmek, hiç bir yaratýðýn imkâný dahilinde deðildir. Ýnsânoðlu, olaylarýn geçtiði mekân unsurunun farkýndadýr ama zamanýn akýp gidiþini çoðu zaman hesaba katmamakta, onu hatýrlamamaktadýr. Oysa her geçen an, insanýn ömründen geçmektedir; ömrünü eksiltmektedir. Ve akýp giden zaman içinde ne büyük olaylar gelip geçmiþtir:

"Görmedin mi Rabbin ne yaptý Âd ´ (kavmin)´e? Yüksek sütunlarla dolu Ýrem ´e? Ki þehirler arasýnda onun eþi yaratýlmamýþtý. Vâdide kayalarý oyan Semûd (kavmin)e? Ve kazýklar sahibi Firavun´a? (Kazýklarý çakýp ordusuna çadýrlar kurduðu veya insanlarý kazýða vurarak, iþkence ettiði için Firavun, bu sýfatlarý almýþtýr). Bunlar, ülkelerde azmýþlardý. Oralarda çok kötülük etmiþlerdi. Bu yüzden Rabbin, onlarýn üzerine azap kýrbacýný yaðdýrdý. Elbette Rabbin gözetleme yerindedir" (6-14).

Gece ve gündüzün nizâmý, ceza ve mükâfatýn varlýðýna delil gösterildikten sonra, onun muhakkak gerçekleþeceðini belirtmek için insanlýk tarihinden delil getirilmektedir. Ahirete iman etmeyenlerin akýbetine bir kaç misal zikredilmektedir.

Âd kavmi, Hûd peygamber´i yalanlamýþtý. Âd Kavmi´ne Ýrem denilir. Bunlar Sâmý ýrkýndan Hz. Nuh´un oðlu Ýrem´den gelmiþlerdi. Onlarýn bir kolu da Semûd´dur. Âd kavmi, yüksek binalar inþa eden bir kavimdi ve yeryüzünde büyüklük taslayanlardandý. Dünyada eþi olmayan benzersiz, þanlý, güçlü bir milletti. Daðlarý yontarak evler yapmýþlardý. Firavun da muhteþem ehramlar yaptýrmýþtý. Onlar, asýrlardýr yeryüzünde kazýk gibi durmaktadýr. Firavun da haddi aþanlardan, defalarca ilâhý davet kendisine iletilmesine raðmen bile bile büyüklenen, hatta kendini tanrý ilân eden bir sapýk ve azgýndý. Ad kavmi ile Firavun ve hanedaný insanlara çok kötülük ettikleri ve hidayetten saptýklarý için Allah´ýn azabý onlara hak olmuþtu. Bu azabla helâk oldular. Onlar, Allah´ýn kâinatýn hâkimi ve gözetleyicisi olduðunu bilmezlikten geliyorlardý, gâfildiler, fesad ve fitne çýkarýyorlardý kendi kendilerine zulmediyorlardý, bile bile azabý çaðýrýyorlardý. Þýmardýlar, Allah´ý unuttular, ayetleri bile bile inkâr ettiler: Helâklarý da onlarýn bu azgýnlýðýndan kaynakladý.

Geçen zaman, gece karanlýðý gibi bu büyük olaylarý örtmüþtür. Ama aklý olan, bunlarý hatýrlamalý ve onlardan ibret almalýdýr.

Gündüz iþlenmiþ olsun, gece iþlenmiþ olsun, Rab Teâlâ yapýlan þeylerin hepsinden haberdardýr. Zulmedip yeryüzünde fesat çýkaranlarýn uðrayacaðý âkýbet, yukarýdaki âyetlerde anlatýlanlarýn âkýbeti gibi olacaktýr. Ne var ki insanlarýn çoðu bundan gaflet içindedir:

"Fakat insan böyledir; Rabbi, ne zaman kendisini imtihan edip ona ikramda bulunursa, ona nimet verirse: ´Rabbim bana ikram etti´ der. Ama Rabbi, onu imtihan edip rýzkýný daraltýrsa: ´Rabbim beni küçük düþürdü (periþan etti)´ der. Hayýr, doðrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. Yoksula yemek vermeðe (birbirinizi) teþvik etmiyorsunuz. Malý da pek çok seviyorsunuz" (15-20)

Mal, mülk insan için bir imtihandýr. Þeref ve zilletin ölçüsü daima mal, para, mülk olmuþtur. Oysa Allah, insanlarý þükürde veya nankörlükte, sabýrda, isyanda, masiyet ve itaatte dener. Asýl olan iyiliktir. Gözünü mal hýrsý bürümüþ kötü ahlâklý kiþiler, yetimin malýný yerler, yoksulu doyurmazlar. Kendileri yedirmedikleri gibi, baþkalarýný da teþvik etmezler. Mirasý hakça deðil, zorbalýkla ele geçirirler; helâl-haram, hak-bâtýl olup olmadýðýna bakmazlar.

Bu ayetlerde insanlarýn mala düþkünlüðü anlatýlýyor. Aslýnda malýn azlýðý da, çokluðu da insan için bir imtihan vesilesidir. Malý kullanma hususunda da Allah´ýn kendisini gözetlediðini insan bilmelidir. O halde akýl sahibine yaraþan, mal ve dünyaya olan bu aþýrý tutkudan vazgeçmektir. Çünkü bir gün gelecek, malý kendisine fayda vermeyecektir:

"Hayýr, (bu yaptýðýnýz doðru deðildir). Yer çarpýlýp parçalandýðý zaman, melekler sýra sýra olduðu halde, Rabbin geldiði zaman. Ki cehennem de o gün getirilmiþtir. Ýþte o gün insanlar anlar, ama artýk anlamýnýn kendilerine ne faydasý var? (O zaman insan): ´Ah, keþke ben, bu hayatým için (iyi iþler yapýp) gönderseydim: ´ der. O gün Allah´ýn (vereceði) azabý hiç kimse veremez. Onun (vuracaðý) baðý kimse vuramaz; Ey, huzura eren nef s! Razý edici ve râzý edilmîþ olarak Rabb´ine dön! (iyi) kullarýn arasýna gir! Cennetime gir!"(21-30).

Mala açgözlülüðünüz, dünya hayatýna dalmýþlýðýnýz, size hesap gününü unutturur. Yaptýklarýnýz karþýlýksýz mý kalacak sanýyorsunuz? Hesap günü, yaptýklarýnýzdan dolayý piþman olacaksýnýz, ama iþ iþten geçmiþ olacak. Resullere uymamakla ne büyük hata ettiðinizi anlayacaksýnýz, ancak artýk cehennem size hak olmuþtur. Oysa bakýn, iyi kullarýma da ben cenneti va´detmiþtim, Onlar, inanýp iyi amellerde bulundular; hak dine iman edip, yahýýz bana ibâdet ettiler; tam bir kalp imaruyla bana baðlandýlar; benim rahmetimi umdular. Ýþte, onlarý cennetime koymam haktýr.


radyobeyan