Fasit nikah By: armi Date: 14 Þubat 2010, 14:08:01
FÂSÝT NÝKÂH
Sýhhat þartlarýndan birisi bulunmaksýzýn akd olunan nikâh rükün veya meydana gelme. (Ýn´ikad) þartlarýndan birisi eksik bulunursa, nikâh bâtýl olur. Temyiz gücüne sahip olmayan küçüðün veya akýl hastasýnýn bizzat nikâh akdetmesi, gelecek zaman sýygasý kullanarak evlenme, kýz kardeþ, hala ve teyze ile evlenme, baþka bir erkeðin karýsýyla bilerek evlenme, müslüman kadýnýn gayr-i müslim erkekle evlenmesi gibi, akitler bâtýldýr.
Ýslâm hukukçularýna göre, ibadetler konusunda fesatla butlan arasýnda bir fark yoktur. Namaz fâsit oldu veya bâtýl oldu, terimleri ayný þeyi ifade eder. O da "namaz bozuldu" demektir. Muamelat konularýnda ise, çoðunluk hukukçular fesat ve butlaný eþ anlamlý kabul ederken, hanefiler bu iki terime farklý sonuçlar baðlamýþtýr. Hanefilere göre; bir akitte icap, kabul ve üzerinde akit yapýlan þey gibi, akdin rükünlerinden ve temel unsurlarýndan birisi eksik olursa veya bunlarý tamamlayan þartlarda bir kusur bulunursa akit bâtýl olur. Eðer hükmü tamamlayan veya hükümle ilgili olan bir þart eksikse, akit fâsit olur, bâtýl olmaz. Meselâ bir alým-satým akdinde ödenecek olan para miktarýnýn veya ödeme vadesinin bilinmemesi gibi, hükmün uygulanmasý sýrasýnda, anlaþmazlýða yol açabilecek eksiklikler yüzünden akit fasit olur. Bu eksiklik giderilince akit sahih hâle gelir. Çoðunluk hukukçulara göre ise, yasaklama söz konusu olduðu halde akit yapmak ALLAH´a isyandýr, bu yüzden akit bâtýl olur ve hiç bir sonuç doðurmaz. Dayandýklarý delil þu hadistir: "Kim bizim emrimiz (veya tavsiyemiz) olmadýðý halde bir iþ yaparsa merdut´tur; kim, dinimizde olmayan bir iþi bu dine sokarsa merdut´tur geçersizdir makbul deðildir"(Buhâri, Ý´tisâm, 20, Büyû´, 60, Sulh, 5). Bu duruma göre, hanefiler akitleri; sahîh, bâtýl ve fasit olmak üzere üçe ayýrýrken, çoðunluk; bâtýl ve fâsidi eþ anlamlý kabul ederek ikiye ayýrýr (Gazzâlî, el-Mustasfâ, Bulak, Mýsýr 1322. II. 31: Ýbnü´l-Hümâm. Et-Tahrîr, Þerhu ´t-takrir ile birlikte, Kahire 1316-1317, I, 329; Pezdevî, Usûl, Keþfü´l-Esrâr kenarýnda, Ýstanbul 1308, I, 66).
Hanefi fýkýh ekolü bütün akitlerde fasit, bâtýl ayýrýmý gözetirken, nikâh akdi konusunda, Ebû Hanife (ö. 150/767) ile Ebû Yûsuf (ö. 182/798) ve Ýmam Muhammed (ö. 189/805) arasýnda görüþ ayrýlýðý olmuþtur. Çünkü nikâhýn iki yönlü özelliði vardýr. Nâfile ibadetlerden üstün sayýldýðý için ibadete; kendisinde icap kabul þâhitler ve mehrin bulunmasý yüzünden de muâmelâta benzer. Özellikle Ebû Hanife, doðacak çocuklarýn babasýz kalmamasý ve nikâh akdine güvenerek bir araya gelmiþ olan eþlerin maðduriyetinin önlenmesi için nikâh akdinde de bâtýl-fâsit ayýrýmýna özen göstermiþtir.
Bazý evlilikler fâsit evlilik olarak kabul edilir:
Þahitsiz olarak akdedilen evlenme fâsittir. Dört mezhep, þehadetin evliliðin sýhhat þartlarýndan olduðu konusunda görüþ birliði hâlindedir. Veli dýþýnda, iki erkek veya hanefilere göre iki erkek bulunmayýnca bir erkek, iki kadýn þahit hazýr olmadýkça nikâh akdi sahih olmaz. Hadislerde þöyle buyurulur: "Ýki Þahit bulunmaksýzýn nikâh caiz olmaz" (Buhâri, Þehâdât, 8. "Bir veli ve iki tane adaletli þahit bulunmadýkça, nikâh olmaz" (Ebû Dâvud, Nikâh, 19; Dârimî, Nikâh, II). ´´Erkeklerinizden iki de þahit tutun. Eðer iki erkek bulunmazsa, o halde razý olacaðýnýz þahitlerden bir erkekle iki kadýn yeter" (el-Bakara, 2/282). 1917 tarihli Osmanlý Hukuk-ý Aile Kararnamesi (H.A.K) 56 ncý maddesinde ayný esasý formüle etmiþtir.
Süresi sýnýrlanmýþ nikâh fâsittir. Nikâhta icap ve kabulün, akdi süresiz olarak meydana getirecek þekilde düzenlenmesi gerekir. Geçici nikâh, ya temettü (kadýnýn cinsel yönlerinden yararlanma) ifadesi kullanýlarak akdedilir. Buna mut´a nikahý denir. "Bir ay süreyle, þu þartlarla, cinsel yönlerinden yararlanmak üzere seninle mut´a yaptým" teklifine karþýlýk, kadýnýn kabul ettiðini bildirmesiyle, mut´a nikâhý meydana gelir. Çoðunluk Ýslâm Hukukçularý ve sahabenin büyük çoðunluðuna göre mut´a nikâhý haram ve bâtýldýr (el-Kâsâný Bedâyiu´s-Sanâyi´, 2. baský, Beyrut 1974, II, 272, 273). Geçici nikâh ya da belirli veya belirsiz bir süre zikredilerek yapýlýr. "Seni, þu þartlarla bir ay veya bir yýl süreyle yahut bu þehirde oturduðum sürece nikâhladým" gibi sözlerle akdedilir. Ýþte asýl geçici veya muvakkat nikâh budur. Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve Ýmam Muhammed´e göre bu çeþit geçici nikâh fâsittir. Bu üç müctehid geçici nikâhý, mut´a nikâhýna benzetmiþlerdir. Ýmam Züfer´e (ö. 158/775) göre, geçici nikâh muteber olup, süre þartý geçersizdir. Evlenme akdi süresiz olarak meydana gelmiþ olur. Çünkü nikâh fâsit þartlarla bâtýl olmaz. Ýmam Züfer´e, geçici nikâhýn, mut´a nikâhý niteliðinde olduðu ve akitlerde lâfzýn deðil, mânanýn muteber bulunduðu belirtilerek, cevap verilmiþtir (el-Kâsâný, a.g.e., II, 273). Hukuk-u Aile kararnamesi, 55 nci maddesiyle geçici nikâhý fâsit saymýþtýr. Diðer yandan nikâhtan önce veya evlilik sýrasýnda eþlerin boþanmak için süre kabul etmeleri veya bu konuda sözleþme yapmalarý hukukî bir deðer taþýmaz. Þia Ýmamiye mezhebi müslüman veya kitabiye (hýristiyan veya yahudi kadýný) ile akdedilecek mut´a nikâhýný caiz kabul eder. Bunun için mehir ve va´de (süre) tesbiti þarttýr. Þu üç lafýzla nikâhý akdederler. "Seni zevce olarak aldým, seni nikâhladým veya seninle mut´a yaptým" gibi (ez-Zühaylî, el-Fýkhu´l-Ýslâmî ve Edilletüh, Dimaþk 1985, VII,64).
Karýnýn kýz kardeþini, hala ve teyzesini bir nikâh altýnda toplamak caiz deðildir. Bu çeþit evlilik fasit olur. Evlenme farklý tarihlerde olmuþsa, önceki tarihli evlenme akdi muteber, sonraki fasit olur (el-Mevsýlî, el-Ýhtiyâr, ve t.y., III, 86, 87). Zira Cenâb-ý Hak þöyle buyurur: "Ýki kýz kardeþi birlikte almanýz da size haram kýlýndý´´(en-Nisâ. 4/23).Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: "Bir kimsenin hanýmýyla, bu hanýmýnýn hala veya teyzesi bir nikâh altýnda toplanamaz" (Buhâri, Nikâh, 27; Müslim, Nikâh, 33, 34, 36, 40; Ebû Dâvud, Nikâh, 12). Bâun talaktan dolayý iddet beklemekte olan kadýný nikâhlamak da fâsittir. Kýsaca "geçici evlenme engeli bulunan bir kadýnla akdolunacak nikâh fâsit olur" (el-Kâsâný, age, II, 272-274; el-Mevsýlî, a.g.e. III, 86, 87).
Evlenecek olan eþlerin rýza ve ihtiyarýnýn bulunmasý, baþka bir deyimle zorlamanýn (ikrah) olmamasý, evlenecek eþin belirli olmasý, hacc veya umre için ihramda olmamak, mehir tesbit etmek, nikâhýn gizli olmamasý, eþlerden birisinin ölüm hastasý olmamasý ve velinin nikâh akdine katýlmasý hanefilere göre sýhhat þartlarýndan olmadýðý için nikâhýn fesadýna sebep olmaz. Diðer bazý islâm hukukçularý ise bunlarý sýhhat þartý sayar ve dolayýsýyla bunlarýn bulunmamasýný fesat sebebi olarak kabul eder.
Evli bir kadýnla bilmeksizin yapýlan evlenme akdi fasittir. Hukuk-ý Aile Kararnamesi 13. ve 54. maddelerine göre kadýnýn evli olduðunu bilip bilmeme ayýrýmý yapýlmaksýzýn, bu çeþit nikâh fâsit sayýlmýþtýr.
Üç talakla boþanmýþ kadýnla, hulleden önce ayný erkeðin evlenmesi fâsittir. Bu husustaki evlenme yasaðýný bilip bilmemeleri durumu deðiþtirmez. Bu, Ebû Hanife´ye göredir. Ebû Yûsuf ve Ýmam Muhammed´e göre, evlenme yasaðýný bildikleri takdirde nikâh bâtýl olur.
Evlenmeleri yasak olan kan, sihrî veya süt hýsýmlarýndan birisiyle bilerek veya bilmeyerek yapýlacak evlenme akdi, Ebû Hanife´ye göre fâsit, Ebû Yûsuf ve Ýmam Muhammed´e göre her halde bâtýldýr.
Fâsit Evliliðin Hükümleri:
Fasit evlilik cinsel birleþmeden önce, evliliðe ait herhangi bir sonuç doðurmaz. Böyle bir nikâh cinsel birleþmeyi meþrû kýlmaz. Kadýn için mehir, nafaka ve iddet gerekmez. Sihrî hýsýmlýk ve nesep sâbit olmaz. Eþler arasýnda miras cereyan etmez. Karý kocanýn kendiliðinden birbirini terketmeleri gerekir. Aksi halde, konu, eþlerin ayrýlmasý için hâkime götürülür. Diðer yandan kötülüðü (münkeri) önlemek için, bu iþle görevli güvenlik güçlerine (hisbe teþkilat görevlilerine) baþvurmak da caizdir. Eþlerden her birisi için, diðer eþ hazýr olmasa bile, fasit nikâhý fesih hakký sabit olur. Saðlam görüþe göre, cinsel birleþme olsun veya olmasýn ALLAH´a isyandan kurtulmak için bu hak vardýr. Ancak fesih hakkýnýn bulunmasý, hâkimin ayrýlma kararý vermesine aykýrý deðildir.
Cinsel birleþme olmuþsa, þu sonuçlar ortaya çýkar: Bu birleþme her iki taraf için bir günah ve ALLAH´a isyan olarak kalýr. Eþlerin evliliðe devamlarý caiz deðildir. Derhal ayrýlmalarý gerekir. Kendiliðinden ayrýlmazlarsa, hâkim tarafýndan zorla ayrýlýrlar. Kendilerine zina cezasý uygulanmaz. Çünkü fâsit de olsa akit þüphesi vardýr. Hz. Peygamber; "Gücünüz yettiði kadar, þüphelerle had cezalarýný düþürünüz" (Ebû Dâvud, Salât, 14; Tirmizî, Hudûd, 2) buyurmuþtur. Ancak böyle bir evlilik için, Ýslâm Devleti´nin koyduðu bir ceza (ta´zîr) varsa. bu uygulanýr. Ebû Yusuf ve Ýmam
Muhammed´e göre, mahrem hýsýmla vuku bulacak cinsel birleþme had cezasýný gerektirir. Çünkü mutlak evlenme engeli olan evlilikte cinsel birleþ me þüpheyi gerektirmez. Geçici evlenme engellerinde ise, nikâh þüphesi vardýr. Ancak hâkim ayýrdýktan sonra, cinsel birleþme olursa zina cezasý uygulanýr (el-Kâsâný, a.g.e, II, 335; el-Mevsýlî, a.g.e, III, 84 vd.; el-Fetâvâ´l Hindiyye I, 330, 331; Ýbn Âbidîn, a.g.e, II, 481-484, 835).
Fasit evlilikte cinsel birleþme ma´siyet sayýlmakla birlikte, Hanefîlere göre, þu sonuçlar doðar:
a. Kadýnýn mehir hakký. Ýmam Züfer (ö. 158/775) dýþýnda, Hanefilerin çoðunluðuna göre, cinsel birleþme tekerrür de etse, mehr-i misil * ile mehr-i müsemma * dan az olaný gerekir. Akit sýrasýnda mehir konuþulmamýþsa, tam olarak mehr-i misil üzerinde hak doðar. Çünkü fasit nikâhta mehrin gerekmesi cinsel birleþme sebebiyledir. Bu konuda þu prensip vardýr: "Dâru´l-Ýslâm´da her cinsel birleþme ya haddi (had cezasýný) ya da mehri gerektirir". Fâsit nikâhta akit þüphesi yüzünden had cezasý düþtüðüne göre geride mehir hakký kalýr.
b. En az altý ay, en çok bir yýl içinde doðan çocuðun nesebi sabit olur. Ýmam Muhammed´e göre, nesebin süresi cinsî birleþme tarihinden itibaren hesaplanýr. Fetvaya esas olan bu görüþtür.
c. Sýhrî hýsýmlýk haramlýðý doðar. Eþler birbirinin usûl ve füruû ile ebedî olarak evlenemez.
d. Kadýna, ayrýlma tarihinden itibaren "boþanma iddeti" gerekli olur. Fâsit nikâhta, sahih halvet (eþlerin engelsiz olarak baþbaþa kalmasý, ancak cinsel birleþmenin olmamasý hâli), cinsel birleþme hükmünde deðildir.
Fasit nikâhta nafaka ve eþlerden birisinin ölümü hâlinde miras hükümleri cereyan etmez. Kadýnýn, kocaya itaat yükümlülüðü bulunmaz. Evliliðin sona ermesi talak niteliðinde sayýlmaz ve bu yüzden de boþanma sayýsýnda bir eksilme meydana gelmez (el-Kâsâný, a.g.e., II, 335; el-Fetâvâ´;Hindiyye, I, 330; Ýbn Kudame, el-Muðnî, Kahire 1970, VII, 113-118; ez-Zühaylî, a.g.e, VII, 109 vd.; Ömer Nasuhi Bilmen, Ýstilâhât-ý Fýkhýyye Kamusu, Ýstanbul 1967, II, 22-36).
radyobeyan