Fasit akit By: armi Date: 14 Þubat 2010, 14:06:40
FÂSÝT AKÝT
Geçerliliði olmayan, bâtýl akit. Ýslâm hukukunda akitler, rükün ve þartlarýnýn tam olarak bulunup bulunmamasýna göre ikiye ayrýlýr: Sahih ve gayri sahih akit. Sahih akit, kendisinde rükün ve þartlar tam olarak bulunan akittir. Gayr-i sahih ise, bu vasýflarý taþýmayan akde denir.
Hanefilere göre, gayri sahih akitler fâsit ve bâtýl olmak üzere ikiye ayrýlýr. Ancak bu ayýrým, mülkiyetin nakli sonucunu doðuran veya akdi yapanlarý karþýlýklý borç yükü altýna sokan akitlere mahsustur; Satým, kira, hibe, karz, havâle, þirket, müzâraa, müsâkat ve taksim akdi gibi. Vekâlet, vesâyet gibi mâlý olmayan, âriyet ve vedia verme gibi taraflarý karþýlýklý borç yükü altýna sokmayan mâli akitlerde; ibâdetlerde ve boþama, vakýf, kefâlet gibi tek yanlý iradeyle meydana gelen tasarruflarda ise fâsitle bâtýl arasýnda hiçbir fark yoktur.
Hanefîler dýþýndaki diðer mezheplere göre ise, hem ibâdetler ve hem de akitler konusunda fâsitle bâtýl ayný anlama gelir.
Burada Hanefilerle diðer mezhep imamlarý arasýndaki görüþ ayrýlýðý, Ýslâm´daki bir yasaðýn akit üzerinde hangi ölçüde bir sonuç doðuracaðýný farklý anlamaya dayanýr. Akitlerle ilgili Ýslâmî bir yasaða uyulmadýðý takdirde hem günaha girilir hem de akit ortadan kalkar. Diðer bir görüþe göre yalnýz günâh olur, âkit ise geçerliliðini korur. Yine eksiklik rükün veya þartlarla ilgili ise, farklý sonuç meydana gelir mi?
Hanefilere göre, bazan Ýslâm´ýn akitlerle ilgili yasaðý, iþleyene günâh kazandýrýr, fakat akit geçerliliðini korur. Ancak bu yasak veya eksiklik akdin rükünlerinde, yani icap, kabul ve üzerinde akit yapýlan þeyde olursa veya bunlarý tamamlayan þartlarda bir kusur bulunursa akit bâtýl olur. Meselâ, akdin konusu mübah deðilse veya mal-para ortada yoksa ya da teslimi imkânsýzca akýt bâtýl olur. Eðer hükmü tamamlayan veya hükümle ilgili olan bir þart eksikse, akit fâsit olur, bâtýl olmaz. Bir alým-satým akdinde ödenecek olan para miktarýnýn veya ödeme vâdesinin bilinmemesi gibi hükmün uygulamasý sýrasýnda anlaþmazlýða yol açacak eksiklikler sebebiyle akit fâsit olur. Buna göre fâsit akit; akdin vasfýnda, yani hüküm ve neticesini tamamlayan þartlarýnda eksiklik bulunan akittir.
Þâfiî Maliki ve Hanbelilere göre, akitle ilgili bir yasak, o akdin herhangi bir sonuç meydana getirmesine engel olur. Çünkü yasaða raðmen böyle bir akdi yapmak Allah´a isyandýr. Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: "Kim bizim emrimize uymayan bir iþ yaparsa merdûd´dur; kim dinimize, onda olmayan bir iþ sokarsa merdûd´dur" (Buhâri, Ý´tisâm, 20, Büyû, 60, Sulh, 5).Ashâbý kirâm, hakkýnda yasak bulunan akitlerin bâtýl olduðunda birleþmiþlerdir. Bu yüzden faizi ve müþriklerle yapýlan evlenme akdini geçersiz saymýþlardýr. Çünkü Kur´an-ý Kerîm´de; "Allah, alýþ-veriþi helâl, faizi ise haram kýldý" (el-Bakara, 2/275); ´´Ýman etmedikçe müþrik (Allah´a eþ koþan) kadýnlarla evlenmeyin" (el-Bakara, 2/221) buyurulmuþtur. (bkz. Hafid Ýbn Rüþd, Bidâyetü´l-Müctehid, Mýsýr ts., II, 166; Gazzâlî, el-Mustasfâ, Mýsýr 1322, II, 31; el-Âmidî, el-Ýhkâm, I, 68; Pezdevî, Usûl, Ýstanbul 1308, I, 66; Ebû Zehra, Usûlü´l-Fýkh, Dâru´l-Fikri´l-Arabî, (t.y.) 72-74).
Bâtýl ve fâsit akit arasýndaki farklarý dört maddede toplamak mümkündür.
a) Sebep: Akdin bâtýl olmasýnýn sebebi, öze inen esaslý unsurlarda Ýslâmî hükümlere uymamaktýr. Ýcap, kabul ve akdin konusunun bulunmamasý veya akdin çocuk ve akýl hastasý olan ehliyetsiz kiþi tarafýndan yapýlmasý gibi. Fâsit olmasýnýn sebebi ise, akdin temel unsurlarýný tamamlayan þartlarda Ýslâmî hükümlere uymamaktýr. Akitte fesat sebepleri dörttür: 1) Çok bilinmezlik; sürüden herhangi bir koyunu satmak gibi; 2) Garar; aðý bir atýþta çýkacak balýklarý önceden satmak gibi; 3) Korkutma (ikrah); Hanefilerin büyük çoðunluðuna göre, korkutma, korkutulanýn yapacaðý akdi fâsit kýlar; 5) Bozucu þart; satým, kira ve þirket gibi ivazlý akitlerde Ýslâm´a aykýrý olan þart, akdi fâsit kýlar. Satým akdinde süre koyma, döviz satýmýnda peþin kabza uymama gibi.
b) Sonuç: Bâtýl akit hiçbir medeni sonuç meydana getirmez. Meselâ; satým akdinde iki ivaz (bedel)´in mülkiyeti taraflara geçmez. Bâtýl nikâhta kadýnýn cinsî yönlerinden yararlanma, nafaka ve miras sözkonusu olmaz. Ancak bâtýl akitte mal, alýcýnýn elinde iken kusuru olsun veya olmasýn herhangi bir sebeple telef olsa, misliyle veya kýymetiyle tazmin edilir.
Fâsit akit ise, kabz veya teslim gerçekleþmiþse, sahih akdin bazý sonuçlarýný doðurur. Fâsit akitte kabzla, iki ivazýn (para ve mal) mülkiyetleri taraflara geçer. Fâsit kira akdinde kiracý maldan yarârlânma hakkýna sahip olur, fiilen yararlanýnca da kira bedelini ödemesi gerekir. Ancak fâsit satým akdi, müþteriye belirlenen satýþ bedelini deðil de, emsal bedeli veya malýn pazar yerinde kabz günündeki kýymetini ödeme yükümlülüðü verir. Fâsit kira akdinde de emsal kira bedeli ödenir. Ancak bunun miktarýnýn akitte konuþulan bedeli asmamasý gerekir.
c) Feshe hak kazanma: Bâtýl akit feshe muhtaç olmaksýzýn kendiliðinden yok hükmündedir. Þer´i hükümleri gözetmek için fâsit akdin ya akdi yapanlardan birisince, ya da hâkim tarafýndan feshedilmesi hakký doðar. Bu hak, fesih engelleri ortaya çýkýncaya kadar kabzdan sonra da devam eder. Fesih engelleri þunlardýr: 1) Malýn helâký veya tüketilmesi yahut buðdayýn un, unun ekmek olmasý gibi þekil ve adýnýn deðiþmesi, 2) Asýldan meydana gelmeyen bitiþik ilaveler. Unun yað veya balla karýþmasý, arsa üzerine bina yapýlmasý, kumaþýn boyanmasý gibi. Malýn aslýnda doðan irileþme ve güzellik gibi bazý bitiþik ilavelerle, yine asýldan doðan yavru, meyve gibi bitiþik olmayan ilâveler fâsit akdi feshe engel olmaz. 3) Kabzedilen malda yeni bir satýþ, hibe, rehin ve vakýf gibi bir yolla tasarrufta bulunma. Fesat sebebiyle olan fesih hakký mirasçýlara geçer.
d) Kapsam bakýmýndan fark: Bâtýl oluþ; satým, kira, hibe, ikrar, da´vâ, mübah malý elde etme, satýlan veya hibe edilen malý kabz gibi sözle veya fiille yapýlan, akde âit olan-olmayan bütün tasarruf çeþitlerinde sözkonusu olur. Fâsit oluþ ise, yalnýz karþýlýklý borç yükleyen veya mülkiyetin nakli sonucunu doðuran mâli akitlerde cereyan eder. Bu sebeple Hanefîlere göre, ibâdetlerde, fiilî tasarruflarda ve vesâyet, tahkim gibi mâlý olmayan akitlerde, vedia ve âriyet gibi karþýlýklý borç ve mülkiyetin nakli sonucunu doðurmayan malý akitlerde fâsit ve bâtýl ayný anlamdadýr. Baþka bir deyimle bu tasarruflar ya sahîh ya da bâtýl olur.
Bir akit bâtýl olunca icâzet kabul etmez; Çünkü yok hükmündedir. Fâsit akdin de fesadý icâzette kalkmaz; Çünkü akdi yapan þer´î hükümlere muhâlefete mâlik olamaz. Kendisinin muhâlefet ikram da geçerli olmaz. Ancak fesat sebebinin ortadan kalkmasý gerekir; Vâde belirlenmeden yapýlan satýþta, vâde tarihini sonradan belirlemek gibi.
Bâtýl bir akitte zaman asýmý iþlemez. Çok uzun süre geçse de akdin bâtýl olduðu ileri sürülebilir. Çünkü bâtýl yok hükmündedir. Fâsit akitte zaman aþýmý ise, taraflarýn fesih hakký devam ettiði sürece uzar. Fesih engeli meydana gelince akit kesinleþir (es-Serahsî, el-Mebsût, XIII, 23; el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi´, V, 299, 300, 304; Ýbnü´l-Hümâm, Fethu´l-Kadir, V, 185, 231, 302, vd.; Ýbn Âbidin, Reddü´l-Muhtâr, IV, 104, 136, 137; ez-Zühaylî, el-Fýkhu´l-Ýslâmî ve Edilletuhû, Dýmaþk, IV, 280 vd.).
radyobeyan