Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Fal By: armi Date: 14 Þubat 2010, 13:58:39
FAL-FALCILIK




Gelecekte olacak þeyler hakkýnda bilgi sahibi olmak için baþvurulan çeþitli yollar. Baht, uður ve talihi anlamak için birtakým garip yollara baþvurma, atýlan boncuk ve baklaya, tesadüfen açýlan bir kitabýn bir satýrýna, koyunun kürek kemiðine kahve fincanýna vb. þeylere bakýp bunlardan anlam çýkarma iþi. Gelecekte olacak þeyleri anlamak maksadýyla yapýlan eylemler hakkýnda kullanýlan bir tabir. "Kamûs-u Osmanî´de: "Kýsa fikirlilerin ümid ettikleri bir maddeyi çýkarmak maksadiyle; kitap açmak ve kitaba, baklaya bakmak gibi deðiþik yöntemlerle yapýlan teþebbüsü ve bu teþebbüsün gösterdiði netice" olarak tarif edilmiþtir.

Kur´an´da, "fal" kelimesi geçmemekle birlikte, Peygamber (s.a.s.)´in bazý hadislerinde, þekil olarak buna benzer fakat mana yönünden bizim anladýðýmýz fal´dan daha deðiþik bir mana arzeden "fe´l" sözü geçmektedir. Þöyle ki; "adva (hastalýðýn Allah´ýn takdiri olmaksýzýn bulaþmasý) yoktur, týyara (bir þeyi uðursuz sayma) da yoktur. Ben hayýrlý "fe´l"i (bir þeyi hayra yorma) severim" (Buhari, Týb, 43; Ýbn Mâce, Týb, 43), hadisinde geçen "fe´l" kelimesinin bildiðimiz falla ayný anlama gelmediði açýktýr.

Ebû Hureyre´nin, Peygamberimiz (s.a.s.)´den naklettiði baþka bir hadiste; ´´Týyara yoktur, daha hayýrlý olan fe´l vardýr." buyurdular. Ebu Hüreyre; "Fe´l nedir ey Allah´ýn Resulu? diye sorunca ´Sizden birinizin iþittiði salih sözdür´ dedi" (Buhâri, Týb, 44).

Hasta olan bir kimsenin; "ya sâlim" ! diye baðýran birinin sesini duymasý veya yitiðini arayan birinin; "ya vâcid! " diye seslenen birinin sesini duyunca, "bununla tefe´ül ediyorum" deyip, hastalýktan kurtulmayý ummasý ve yitiðini bulacaðýný ümid etmesidir. Yani bu sesleri hayra yorarak, neticenin bu þekilde olmasýný beklemesidir

(Ýbnu´l-Manzûr, "Lisanü´l-Arab " XI V.; Ýmam Ebi Bekir er-Râzý, "Muhtaru´s-Si hah" Fe´l maddesi).

Cahiliye Araplarý, bir sefere, bir savaþa, bir ticarete, bir nikâha yahut herhangi bir iþe teþebbüs edecekleri zaman üç zar (veya ok) çekerler yahut kuþ uçururlardý. Bu zarlarýn (veya oklarýn) birinde, "Rabbim emretti" yahut "yap" diye emir; diðerinde, "Rabbim nehyetti" yahut, "yapma" diye nehy kelimeleri yazýlý olurdu, biri de boþ bulunurdu. Birisi torbaya elini sokar, zarlardan birini çeker, emir çýkarsa yaparlar, nehy çýkarsa yapmazlar, boþ çýkarsa bir daha çekerlerdi. Kur´an bunu þu ayetle yasaklamýþtýr: ´´Ey iman edenler! Ýçki, kumar, putlar ve fal oklarý þeytan iþi birer pisliktir,. bunlardan kaçýnýn ki, kurtuluþa eresiniz" (el-Mâide, 5/90).

Câhiliyede, bir de kuþ uçurma âdeti vardý ki, bir yere gidecekleri zaman bir kuþ uçururlar, saða giderse teyemmüm (uðurlu sayma), sola giderse teþe´üm ederler (uðursuzluk sayarlar)dý. Peygamberimizin, "týyara yoktur" hadisi ile bunun da yasaklandýðýný biliyoruz.

Bugün yaygýn olan fal çeþitlerinden biri de, modern câhiliyenin itibar ettiði yýldýz falýdýr. Gökteki burçlardan istidlâl ile yapýlan bu falcýlýðýn aslý Sâbiîlere dayanýr. Sâbiîler, Ýdris (a.s)´ýn, mucizesi iddiasýyla sema´yý oniki burca taksim etmiþler ve eflâktan yalnýz tapýndýklarý ve heykellerini diktikleri "sebaî" gezeðenlerin durumlarýna göre, yeryüzünde meydana gelecek of aylarý bildireceði iddiasýyla yýldýzlarla ilgili birtakým hükümler yazmýþlardý. Onlarýn bu inançlarý günümüze kadar gelmiþ bulunmaktadýr (Elmalýlý M.H.Yazýr, "Hak Dini Kur´ân Dili", VII. 5208).

Dinimizin kesinlikle yasakladýðý falcýlýk, bir çeþit gaybdan haber vermedir. Halbuki, Kur´an-ý Kerîm; gaybý, Allah´tan baþka hiçbir kimsenin bilemiyeceðini, peygamberlerle melekler dahi, kendilerine vahyedilmedikçe gaybdan haber veremeyeceklerini açýkça bildirmektedir:

"De ki: ´Göklerde ve yerde olan gaybý, Allah´tan baþka bilen yoktur" (en-Neml, 27/65) ve "De ki: Size ´Allah´ýn hazineleri elimdedir demiyorum, gaybý da bilmiyorum...." (el-En´âm, 6/50), "Eðer gaybý bilseydim, daha fazla hayýr yapardým...." (el-A ´râf, 7/188) âyetleri buna yeterli delildir.

Kendilerine "arrâf" yahut "kâhin" denilen falcýlarý ve bu falcýlara gidip fal açtýran, onlara inanan veya destekleyenleri Peygamber (s.a.s.) aðýr bir dille kýnamýþ hatta kâfirlikle nitelemiþtir. "Her kim bir arrafa gidip de ona bir þey sorarsa, kýrk gecelik namazý kabul olmaz" (Müslim, Selâm, 125) buyurmuþtur. Ebû Dâvûd´da geçen bir hadis ise þöyledir: "Kim bir kâhine gider, dediklerini doðrularsa; þüphesiz ki Muhammed´e indirilmiþ olaný inkâr etmiþ olur" (Ebû Dâvûd, Týb, hadis no: 3904).

Ynt: Fal By: sultan 8/C Date: 02 Ekim 2014, 14:47:01
selamün aleyküm enes hocam bu yazý için teþekkür ederim
Ynt: Fal By: gulbaharaktay Date: 02 Ekim 2014, 15:02:25
þu anda bir çok fal çeþitleri var ve bu yalana bu düzmeceye inana bir çok kiþi var .RABBÝM inanan, inandýran kiþilerin kalp gözünü aç ve doðru yolu bulmalarýný saðla
Ynt: Fal By: Burcu7 Date: 02 Ekim 2014, 15:50:49
falýn zaten inanýlmasý saçma ALLAH tan baþka kimse geleceði göremezken aciz kul nasýl görebilir
Ynt: Fal By: sibel 7c Date: 02 Ekim 2014, 16:31:00
Fala inanmamamýz lazým. bu tür hurafelerden de uzak durmalýyýz.
Ama ne demiþler fala inanma falsýz da kalma....
Ynt: Fal By: cerendemir Date: 02 Ekim 2014, 16:42:54
Aleykümselam.Geleceði Allahdan baþka kimse bilemez.Bu yüzden günaha girmenin Allaha þirk koþmanýn nedeni yoktur.Rabbim bizi bu günahlardan korusun inþallah.
Ynt: Fal By: yagmur_7-c Date: 02 Ekim 2014, 17:22:24
Esselamu aleykum ve rahmetullah;
"De ki: 'Göklerde ve yerde olan gaybý, Allah'tan baþka bilen yoktur." (Neml, 27/65) ve

"De ki: Size 'Allah'ýn hazineleri elimdedir demiyorum, gaybý da bilmiyorum..." (En'âm, 6/50),

"Eðer gaybý bilseydim, daha fazla hayýr yapardým..." (A 'râf, 7/188)


Allah c.c. razý olsun..Gaybý bilen Allah'týr..Ve Allah 'tan baþka geleceði bilemez..Rabbim geleceðimizi ve þimdiki halimizi iyiye olsun  ÝnþAllah..
Ynt: Fal By: Tuðçe 7/D Date: 02 Ekim 2014, 18:47:59
Gelecek zamaný ALLAH'tan baþka kimse göremez ve bilemez. Fal vb. gibi batýl inançlara inanmamalýyýz. Umarým bunu yapan insanlar bir zaman aralýðýnda ne kadar yanlýþ yaptýklarýný anlarlar.

radyobeyan