Evlat edinme By: armi Date: 13 Þubat 2010, 13:46:05
EVLAT EDÝNME
Ýslâm´da çocuk, prensip olarak kadýnýn evli bulunduðu erkeðe nisbet edilir. Doðuran kadýn, annesi; nikâhlý koca da babasý olur. Bu yüzden, evlâtlýk anlamýna gelen Arapça "da´y" tâbiri, nesebi baþkasýna ait olan çocuðu bir baþkasýna nisbet etmek anlamýna gelir.
Ýslâm´dan önce Araplar arasýnda evlât edinme anlayýþý vardý. Bizzat Allah Resulu de Zeyd´i evlât edinmiþti. Bu, þöyle olmuþtu: Zeyd bin Hârise çocukken Esir edilmiþ, onu Hakim b. Hizâm, teyzesi Hatice için satýn almýþtý. Hz. Hatice Allah Resulu ile evlenince, onu kendisine hediye etmiþti. Daha sonra babasý ve amcasý Zeyd´i isteyince Resulullah (s.a.s.) onu muhayyer býraktý. O da Peygamberimizi tercih etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber Zeyd´i azât edip, evlâtlýk edindi. Onu "Muhammed´in oðlu Zeyd" diye çaðýrýrlardý. Daha sonra evlâtlýðý kaldýran âyetler geldi:
´´...Allah evlâtlýklarýnýzý öz oðullarýnýz gibi tanýmadý. Bunlar sizin dillerinize doladýðýnýz boþ sözlerdir. Allah gerçeði söylemektedir; doðru yola O eriþtirir" (el-Ahzâb, 33/4).
´´Evlâtlýklarý babalarýna nisbet edin; bu, Allah katýnda en doðru olandýr. Eðer babalarýnýn kim olduðunu bilmiyorsanýz bu takdirde onlarý din kardeþi ve dostlarýnýz olarak kabul edin. Ýçinizden kasd ederek yaptýklarýnýz bir yana, yanýlmalarýnýzda size bir sorumluluk yoktur; Allah baðýþlar ve merhamet eder " (el-Ahzâb, 33/5).
Abdullah b. Ömer þöyle der: "Biz bu ayetler inmeden önce Zeyd b. Hârise´yi, "Zeyd b. Muhammed = Muhammed´in oðlu Zeyd" diye çaðýrýrdýk" .
Câhiliye devrinde evlâtlýk; nesep, evlenme, boþanma, miras, sihrî hýsýmlýk gibi konularda öz çocuk gibi hükümler doðururdu. Evlâtlýðýn dul kalan eþi ile de evlenilmezdi. Çünkü o, evlât edinen erkeðin gelini sayýlýrdý. Ýþte Hz. Peygamber´in evlâtlýðý Zeyd b. Hârise de Zeynep binti Cahþ ile evlendi, fakat mutlu olamadýlar. Çünkü gerçekte Zeynep ve ailesi bu evliliði arzu etmemiþ, ancak Allah Rasûlü dünürcülük yapýnca, þu âyete göre muvâfakatlarýný bildirmiþlerdi.
"Allah ve Peygamberi bir iþ hakkýnda hüküm verdiði zaman," gerek mümin olan bir erkek ve gerekse mümin olan bir kadýn için, ona aykýrý olacak þekilde diledikleri gibi davranmaya haklarý yoktur. Kim Allah´a ve Resulune isyan ederse, þüphesiz o, apaçýk bir sapýklýkla yolunu þaþýrmýþtýr" (el-Ahzâb, 33/36).
Hz. Peygamber´in sabýr tavsiyelerine raðmen, sonunda Zeyd, Zeyneb´i boþadý. Zeynep iddetini tamamladýktan sonra da, evlâtlýk hukuku laðvedildiði için Hz. Peygamber (s.a.s.) ile evlendi. Ayette þöyle buyurulur:
"Sonunda mademki Zeyd eþiyle ilgisini kesti; biz onu, seninle evlendirdik ki, evlâtlýklarý eþleriyle ilgilerini kestiklerinde onlarla evlenmek konusunda mü´minlere bir sorumluluk olmadýðý bilinsin" (el-Ahzâb, 33/38).
Buhâri´nin naklettiðine göre Zeynep, Hz. Peygamber (s.a.s.) ile evlendikten sonra, onun diðer ailelerine karþý övünür ve þöyle derdi: "Rasûlullah sizi ailelerinizden isteyip nikâhladý. Beni ise yedi kat semalardan Allah (c.c.) o´na nikâhladý" (Sâbûnî, Tefsîru Ayâti´l-Ahkâm, II, 322).
Ýslâm, gelinlerle evlenme yasaðýný öz çocuklarýn eþlerine inhisar ettirdi. Ayette, "Kendi sulbünüzden gelmiþ oðullarýnýzýn karýsý... size haram kýlýndý" (en-Nisâ, 4/23) buyurulur.
Bu duruma göre, baþkasýnýn çocuðunu evlât edinmekle öz çocuk gibi hak ve görevler meydana gelmez. Evlât edinenin nafaka ve eðitim masraflarý yükümlülüðü olmaz. Aralarýnda bir hýsýmlýk doðmadýðý için evlenme engeli de meydana gelmez. Miras cereyan etmez. Ancak nesebi bilinmeyen bir çocuðu, bir kimse "bu benim oðlum veya kýzýmdýr" diye ikrarda bulunsa, bu çocuk onu tasdik etsin veya etmesin, nesebi ondan sabit olur ve aralarýnda miras cereyan eder. Diðer yandan evlâtlýkla, süt hýsýmlýðý birbirinden farklýdýr. Süt hýsýmlýðý, bir kadýnýn kendine ait olmayan süt emme yaþýndaki bir çocuðu emzirmesiyle meydana gelir ve öz çocuk gibi evlenme engelleri doðar. Buluntu çocuk da, öz çocuk gibi sayýlmaz (Elmalýlý, Hak Dini Kur´an Dili, V, 3869-3900; Mehmed Zihni, Nimet-ý Ýslâm, Ýstanbul 1316 H., 3. Kýsým, 271, 273).
Ancak yukarýdaki hükümler yetim, öksüz, fakir, kimsesiz çocuklarla ilgilenmeme anlamýna gelmez. Bu gibi çocuklar aileler nezdinde veya çocuk yuvalarýnda himâye edilir; bakýlýr, eðitilir, sanat ve meslek sahibi kýlýnýr, evlendirilir. Müslüman, bu çeþit amellerden büyük ecir kazanýr. Sadece, çocuðu kendi nesep hýsýmý yapamaz, büluð çaðýndan sonraki görüþmeler Ýslamî ölçüler içinde olur. Hîbe yoluyla dilediði kadar, vasiyet yoluyla ise malýnýn üçte birini himâye ettiði kiþiye býrakabilir.
radyobeyan