Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Emir By: armi Date: 13 Þubat 2010, 13:06:07
EMÝR




Belli bir topluluk üzerinde emrini yürüten kiþi. Devlet baþkalýðýndan baþlayarak çeþitli kademelerdeki yöneticilere verilen ünvan. Bu anlamýyla yerine göre Ýmam, Halife, Vali, Komutan vb. kelimelerle ayný anlamý ifade eder. Bununla birlikte özel bir görevi belirtmek üzere Emirü´l-Müminin Ýmam, Halife, Emirü´l-Ceyþ (Komutan], Emirü´l-Hac [Hac Emiri] gibi terkib halinde kullanýlýr.

Ýslâm hukukuna göre, hangi kademede olursa olsun, emir olabilmenin temel þartý müslüman olmaktýr. Fakat bu þart kendi baþýna yeterli deðildir. Emir seçilecek kiþinin ehil, emin ve adil olmasý da zorunludur. Basýna getirileceði iþin gerektirdiði bilgi ve beceriye, güvenilirliðe, beden ve ruh saðlýðýna sahip olmayanlar, hayatýný Ýslam´ýn öngördüðü ölçü ve kurallar Sinde sürdürmeyerek zulüm, fýsk ve fücura sapanlar, hükmettiklerinde adalet ölçülerinin dýþýna sýkanlar emirlik ehliyetine sahip olamazlar. Gerekli þartlarý taþýmayan kiþilerin emirliði, Ýslâm´ýn ve Ýslâm toplumunun varlýðýna yönelik en büyük tehlike anlamýna gelir. Bu nedenle Hz. Peygamber ehil olmayan kiþinin emirliðe getirilmesini Allah´a, Rasûlüne ve müminlere hýyanet olarak nitelemiþ (Hâkim´den Tefsirü´l-Kasýmî, V, 1334), ehil olmayanlarýn emir olmasýný Kýyamet´in alametlerinden birisi olarak saymýþtýr (Buhâri, Ýlim, 2).

Kur´an, Allah´a ve Resulune itaatla birlikte emir sahiplerine (ulü´l-emr) itaatý da emreder (en-Nisa, 5/59). Bu nedenle emirlere itaat, müminler için farz olan bir görevdir. Fakat bu itaat mutlak ve sýnýrsýz deðildir. Emirlere itaat, yönetim, uygulama ve buyruklarýnýn Ýslam´ýn temel ilke ve kurallarýna, Ýslâm hukukunun belirlediði ölçülere uygunluk þartýna baðlýdýr. Ýslâm hukukunun belirlediði sýnýrlarýn dýþýna çýkýldýðý an emir yasallýðýný yitirir, kiþilerin itaat yükümlülüðü düþer. Seçildikten sonra ehliyetini yitiren emirler de görevlerini sürdüremezler. Belli bir emirliði zorla ele geçiren kiþinin emirliði de hukuki olmadýðý için, bireyleri baðlayýcýlýk niteliði taþýmaz.

Hz. Peygamber´den sonra Ýslâm devlet baþkanlýðýna seçilen Hz. Ebu Bekr´e Halife-i Resulullah ya da yalnýzca Halife deniliyordu. Hz. Ömer´e ise bu ünvanlarýn yanýsýra Emirü´l-Müminin (Müminlerin Emiri) de denilmeye baþlandý. Bundan sonra Emirü´l-Mü´minin ünvâný Halife ünvanýnýn eþ anlamlýsý olarak kullanýldý. Emirü´l-Müminin ünvaný, daha sonra Emeviler, Abbasiler ve hilafetin Osmanlýlara geçiþinden itibaren Osmanlý sultanlarýnca da kullanýldý.

Tarih boyunca, merkezi yönetimlerden baðýmsýz bütün devletlerin yöneticileri de bu ünvaný kullanmayý sürdürdüler. Merkezi yönetime baðlý olmakla birlikte muhtar bir yönetime sahip küçük devlet yöneticileri ise Emirü´l-Müminin ünvaný yerine Emirü´l-Müslimin (Müslümanlarýn Emiri) ünvanýný kullandýlar.

Emir ünvaný Hz. Peygamber döneminden baþlayarak askerî ve idarî alanlarda da kullanýldý. Baþlangýçta askerý birliklerin komutanlarýna Emirü´l-Ceyþ denildi. Abbasîlerde Hicri dördüncü (M.X) asrýn ortalarýndan itibaren Halifeden sonraki yetkili kiþiye, ayný zamanda ordu baþkumandanýna Emirü´l-Umera (Emirler Emiri) ünvaný verildi. Donanma komutanlarýna da Emirü´l-Mâ´ (Su, Deniz Emiri) deniliyordu. Eyâlet valilerine de Emir ünvaný verilirdi. Osmanlýlarýn ilk döneminde sultanlar bey ünvanýný kullandýklarý gibi Emir ünvanýný da kullanýyorlardý. Bir süre þehzadelere de emir denildi. Sancak beylerine Emirü´l-Umera denilmesi de Osmanlýlar döneminde gelenekleþti.

Hac ibadetinin düzen içinde ve kurallarýna uygun biçimde yerine getirilmesinden sorumlu kiþilere de Emirü´l-Hac deniyordu. Ýslâm´da Emirü´l-Hac atanan ilk kiþi, Mekke´nin fethinden sonraki ilk haccý yöneten Hz. Ebu Bekr (r.a) oldu. Sonraki dönemlerde hep halifelerce atanan Hac emirleri, Abbasîlerin siyâsi hâkimiyetlerini yitirmesinden hilâfetin Osmanlýlara geçiþine kadar süren dönemde Osmanlýlar ve Mýsýr Memluklularýnca ayrý ayrý atandý. Hilafetin Osmanlýlara geçiþinden sonra Hac emirliði, Sürre Eminliði adýyla sürdürüldü.


radyobeyan