Eimme By: armi Date: 12 Þubat 2010, 19:56:47
EÝMME
Ýmamlar, Ýmam kelimesinin çoðulu. Kur´an´da misal, rehber, lider, önder, örnek, manalarýnda kullanýlmýþtýr.
Allah´ýn emirlerini yeryüzünde uygulayan Ýslâm devletinin baþkaný, yahut müslümanlarýn ileri gelen ilim adamlarý sýfatýyla Ýslâm´ý koruyan, onu insanlara öðreten ve Ýslâm´ýn hâkimiyeti için çalýþan ümmetin önderi ve lideri. Ancak, Ýmam ve çoðulu olan eimme kelimeleri gerek Kur´an-ý Kerîm´de gerekse güncel hayatta deðiþik anlamlarda kullanýlmýþtýr.
"Rabbi Ýbrahim´i birtakým emirlerle denemiþ, o da onlarý yerine getirmiþti. Allah, "seni insanlara Ýmam (önder) kýlacaðým " demiþti. O, "soyumdan da" deyince (Allah), ahdim zâlimlere eriþemez" buyurmuþtu" (el-Bakara, 1/24).
"Eðer antlaþmalarýndan sonra, yeminlerini bozarlar, dininize dil uzatýrlarsa, inkârda önde gidenlerle savaþýn, -çünkü onlarýn yeminleri sayýlmaz-, belki vazgeçerler" (et-Tevbe, 9/12).
"Bir gün bütün insanlarý önderleriyle birlikte çaðýrýrýz. O gün kitabý saðýndan verilenler, iþte onlar kitaplarýný okurlar. Onlara kýl kadar haksýzlýk edilmez" (el-Ýsrâ, 17/71).
Bu tehlikeden kurtulmak mecburiyetinde olan insan, inancýný ve teslimiyetini bir emir (Ýmam) baþkanlýðýnda devletleþtirmek durumundadýr. Bu gerçekten hareketle, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s)´in ilk Ýslâm Devleti olan Medine Devletinde baþkan, harplerde komutan, mahkemede hâkim, camide Ýmam olarak görev yaptýðý görülmektedir. Vefâtýndan sonra en yakýn arkadaþlarýndan, sýrasýyla, Hz. Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali (r. anhum) "Râþid Halifeler" vasfýyla, vahiy almanýn dýþýnda Hz. Peygamber (s.a.s)´in bütün görevlerini sürdüren bir Ýmam-lider-halife müminlerin emiri olarak görülmektedirler. Bu kutsal makamýn boþluðu her asýrda kendini daha büyük ölçüde hissettirmektedir.
"Ýmam" kelimesi ýstýlahta deðiþik anlamlarda kullanýlýr:
a) Cemaatle namaz kýldýran kimse. Ýslâm fýkhýný, ibadetin erkanýný ve Kur´an okumayý en iyi derecede bilen kimse(erkek) bu görevi yürütebilir.
b) Ehl-i sünnet mezheblerinde Ýmam tâbiri, Ýslâm´ýn en ileri gelen âlimleri, özellikle de mezhep kurucularý olan için kullanýlýr. Yine bu âlim ve imamlarýn talebelerinden meselelerde ictihad derecesinde olan âlimlere de Ýmam sýfatý verilir. Ýmam Ebû Yûsuf, Ýmam Züfer, Ýmam Muhammed vd. gibi. Mezheb imamý olmadýðý halde ilmî düzeyde Ýslâmî bilgiye sahip olana da Ýmam denilir. Ýmam Gazali gibi.
Ashâb zamanýnda bu kelimenin bir mesleðe veya meslek büyüðüne alem olarak kullanýldýðý pek görülmemektedir. Rehber, lider, numûne gibi mefhumlar kadýnlar için kullanýlmadýðýndan ileri seviyede ilme sahip olsalar bile onlar hakkýnda Ýmam kelimesi kullanýlmamýþtýr.
c) Þiîlerde Ýmam kelimesinin kullanýlmasý çok çeþitlidir. Bütün Þiî mezheblerinde ana fikir, Hz. Ali´nin ve zaman içerisinde ahfâdýndan birinin Ýslâm âleminin en yüksek hâkimi, imamý olmasýdýr. Onlara göre Ýmam, halife manasýnda kullanýlmýþtýr. Ýmamlýk peygamberlerin risâletinin devamý ve beþeriyetin, ondan sonra, sevk ve idaresi þeklinde ilâhý bir vazifedir. Birliði saðlamak için de bir Ýmam bulunacaktýr; bu Ýmam, Hz. Ali´nin ve eski imamlarýn halefi sayýlýr. Bu paye ona yalnýz miras olarak ve kendi babasý tarafýndan (Ýsna aþeriyye ve Ýsmailiyye´ye göre) özel bir tâyin yoluyla geçer. Ýmam da, dünyevi hâkimiyet hakkýnda baþka Ýslâm´ýn en yüksek rûhânî rehberlik yetkisine sahiptir. Þia´ya göre bu özellik, Ýslâm dininin bâtýný mânâlarýný Hz. Peygamber´in Hz. Ali´ye ifþa etmesinden kaynaklanmaktadýr. Ýmam bu gizli ilmi ecdadýndan intikal ve kalýtým yoluyla alýr. Bundan dolayý da o, þahsýna özgü otoriteye sahip olup Kur´an ile hadislerin kesin tefsirini yapmaya gücü yeten kiþidir. Þia´ya göre Ýmamlar mâsumdur, günâh iþlemez; hata gibi gözüken fiillerinde bâtýný birtakým manalar gizli olabilir.
Ýslâmî ilimlerde "Ýmam´´ ve "eimme" kelimelerinin ifade ettiði belli þahýslar vardýr. Ýmam kelimesi mutlak olarak söylenince fýkýhta Ebû Hanife; tefsir ve kelâmda Fahruddin er-Râzi; nahiv (Arapça gramer) de Sibeveyh anlaþýlýr. Ayrýca "Eimme-i Erbaâ" terimi ile Ebû Hanife, Ýmam Þâfiî, Ýmâm Mâlik ve Ýmam Ahmed b. Hanbel, "Eimme-i selâse" terimi ile Ebû Hanife ve iki öðrencisi Ebû Yûsuf ile Muhammed b. Hasan eþ-Þeybâný kasdedilir. Fýkýh usûlü ilminde eimme-i selâse denilince Ebû Zeyd ed-Debbûsî, Fahru´l-Ýslâm Fezdevî, Þemsu´l-Eimme es-Serahsý kasdedilir. Ebû Yûsuf ve Muhammed b. Hasan´a "Ýmâmeyn" ve "sâhibeyn"; Ýmam-ý Âzam ile Ýmam Ebû Yûsuf´a" Þeyhayn"; Ýmam-ý Âzam ile Ýmam Muhammed´e "Tarâfeyn" denilir. "Ýmâmu´l-Haremeyn" tâbiri ile Þâfii Ebu´l-Meâlî Abdu´l-Melik ile hanefilerden Ebû´l-Muzaffer Yûsuf b. Ýbrahim; "Þemsu´l-Eimme" terimi ile de Abdu´l-Aziz el-Hulvânî, Muhammed es-Serahsý, Muhammed b. Abdu´s-Settâr el-Kerderî, Mahmud Özkendî kastedilir. Kýrâat ilminde ise "eimme-i Seb´a" (yedi Ýmam)´dan bahsedilir. Hz. Peygamber´den (s.a.s) Kur´an´ýn okunuþ vecihlerinin zaptedilmesi ve rivâyet edilmesi ile uðraþan bu yedi Ýmam þunlardýr: Nâfi´, Ýbn Abdi´r-Rahman (ö.169/785-786), Ýbn Kesir (ö.120/738), Ebû Amr Ýbni´l-ûlâ (ö.154/771), Abdullah Ýbn Âmir (ö.118/736), Âsým Ebû Bekir el-Esedý (ö.128/745-746), Hamza Ýbn Habîbi´l-Kufi (ö.158/775). Kisâî Ali Ýbn Hamza el-Esedî (ö.189/805).
Bu duruma göre "Ýmam" ve çoðulu "eimme", Ýslâm devlet baþkaný, mezheb önderleri, ilim adamlarý, mezhebde ve meselede müctehid olanlar, kýrâat üstadlarý ve camide namaz kýldýran kimseler hakkýnda kullanýlan bir terimdir.
radyobeyan