Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Dostluk By: armi Date: 10 Þubat 2010, 17:55:10
DOSTLUK



Ýnsanlar arasýndaki samimiyet ve sevgiye dayalý baðlýlýk hali. Kur´ân-ý Kerim´de þöyle tanýmlanmýþtýr: " Mümin erkekler ve mimin kadýnlar birbirlerinin dostudurlar." (et-Tevbe, 9/71) Dostluk, ancak Allah içindir. Ýslâm dýþý bir gaye için dostluk kurulmaz.

Allah, Kur´ân-ý Kerim´de þöyle açýklar: "Müminler, müminleri býrakýp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa Allah´tan iliþiði kesilmiþ olur. Ancak onlardan sakýnma haliniz müstesnadýr. Allah size kendisinden korkmanýzý emrediyor. Nihâyet dönüþ Allah´âdýr." (Âli Ýmrân, 3/28) Allah düþmanlarýný sevmek mümine yakýþmaz; zaten kâfirler de müminleri sevmezler: "Ey iman edenler! Sizden olmayaný dost edinmeyin. Onlar sizi þaþýrtmaktan geri kalmazlar. Sýkýntýya düþmenizi isterler. Öfkeleri aðýzlarýndan taþmaktadýr; sinelerinin gizlediði ise daha büyüktür. Size âyetlerimizi açýkladýk, eðer düþünürseniz." (Âli Ýmrân, 3/118) buyruðunda ve "Kâfirler de birbirlerinin dostudurlar." (el-Enfâl, 8/73) buyruðunda müminlere bu gerçekler hatýrlatýlmýþtýr. Müminler, birbirlerine kýzýp da kâfirlere yönelemezler: "Ey iman edenler! Müminleri býrakýp da, kâfirleri dost edinmeyin." (en-Nisâ, 4/144) Hz. Muhammed þöyle buyurmuþtur: "Ýnsan, dostunun dinindedir. Bundan dolayý dost edineceði kiþiye dikkat etsin." (Riyâzü´s-Sâlihin, I, 398) "Ýnsan sevdiði ile beraberdir. " (Müslim, Birr, 161) Müminler birbiriyle dostluk yapmazlarsa ne olur?: "Ýnkâr edenler birbirlerinin dostlarýdýr. Eðer siz aranýzda dost olmazsanýz yeryüzünde kargaþalýk, fitne ve büyük bozgun çýkar. " (el-Enfâl, 8/73)

Dünya hayatýnda her insanýn onunla samimi olacaðý, duygularýný paylaþacaðý, seveceði ve sevileceði görüþ birliðinde bulunacaðý dostlara ihtivacý vardýr. Dostluklar, Allah rýzasý için ve çýkarsýz olursa sürekli olur: Bir müminin genel olarak bütün müminlere dostluk göstermesi sünnettir. Ayrýca, ferd olarak her müminin en çok sevdiði, baðlandýðý dostlarý, arkadaþlarý da bulunur. Hz. Muhammed (s.a.s.) ile Hz. Ebu Bekir arasýndaki dostluk gibi...

Ýslâmî dostluk kavramý, Batýlý hayat tarzýndaki dostluk kavramýndan apayrýdýr. Çünkü bu dostluk, yüzeysel bir dostluk olmayýp, sorumluluk, ahde vefa, kendisi için istediðini kardeþi için de istemek gibi derin mânâlara sahiptir. Kur´ân-ý Kerim velâyet* kelimesi ile dostluðu, tek kelimede zikreder. Dostluk, velâyetin izahýdýr ve müslümanlar velâyeti müslümanlara verirler. Bunun manasý dostluðun getirdiði bütün maddî ve manevî sorumluluktur, birlikteliktir, yardýmdýr, sevgidir, kardeþliktir.

Dostluðun itikâdî, amelî ve ahlâkî yönleri vardýr. Dostluðun itikâdî yönlerini, yukardaki âyetlerde açýklandýðý gibi, müslümanlarýn tevhid* anlayýþý belirler. Amer olarak, müslümanlarýn birbirini sevmesi ve bir birliktelik oluþturmalarý zorunludur. Cemaat, Allah´ýn rahmetine rýzasýna, af ve maðfiretine, dünya ve âhiret mutluluðuna sebep olur. Ayrýlýk ise, yüzleri karartýr, Allah´ýn azâbýný, çaðrýþtýrýr. Rasûlullah þöyle buyurur: "Üç konuda müslümanýn kalbi kin tutmaz, hýyanet etmez: Amellerde ihlâs*, devlet adamlarýna nasihat, cemaatten ayrýlmama. " (Ýbn Mâce, Mukaddime, 18 Ebû Dâvûd, Ýlim,10; Tirmizî, Ýlim, 7; Ahmed b. Hanbel 111/225) Müslümanýn sorumlu olduðu haklar ikidir: Allah haklarý, kul haklarý. Bunlar birbiriyle içiçedir. Dostluðun temeli sevgiye dayanýr. Hiç kimse Allah´tan baþka bir þeyi sevemez ve ondan baþkasýný mevla ve dost edinemez. Dost olarak Allah yeter. Müminler birbirlerini Allah rýzasý için severler. Kul, Allah´tan baþkasýna güvenirse, sonunda zararlý çýkar. Kim bir insaný bir üstünlüðünden, mevkiinden, güzelliðinden, asâletinden veya zenginliðinden dolayý seviyorsa bu sevgi çýkar amaçlýdýr. Yapýlanlar Allah rýzasý için olmayýnca mutlaka bir çýkar içindir ve bu, insaný kötülüklere sürükler. Hz. Peygamber (s.a.s.): "Zengine zenginliði için saygý duyan kimsenin dininin üçte biri gider" buyurmuþtur. O halde müminler, en güzel ahlâk üzere olan Rasulullah´ý her insandan daha çok sevmedikçe tam mümin olamazlar. Baþkalarýna bel baðlayan zarardadýr. Allah´ýn hoþuna gitmeyeceðini bildiði halde insanlara þirin gözükmeye çalýþmak imanýn zayýflýðýndandýr.

Allah, salih kullarýný dost edinir. Her kim, insanlarýn kýzmasý pahasýna Allah´ý dost edinmekle onu razý ederse Allah o kimseyi insanlarýn nazarýnda yüceltir. Kim de Allah´ýn gazabýna raðmen insanlarý razý ederse, artýk onu Allah´ýn azabýndan hiçbir þekilde kurtarmak mümkün olamaz. (Tirmizî, Zühd, 64) Demek ki, dostluðun itikâdî temeli budur. Bazan insanlar birbirlerine karþý haksýz ve zalim olurlar. "Ancak bu þeytan dostlarýný korkulu gösteriyor. " (Âli Ýmrân, 3/175) Þeytana uyanlar düþmanla dostluk kurar ve münâfýk olur. Oysa, dostluk için ölmek de vardýr: "Nice peygamberler var ki, beraberlerinde birçok rabbânîler savaþ yaptýlar da baþlarýna gelenlerden dolayý gevþemediler, güçsüzlük göstermediler, boyun eðmediler. " (Âli Ýmrân, 3/146)

Cemaat dostluðu konusunda önemli bir konu da isim sorunudur. Müslümanýn Ýslâm´dan baþka bir adý yoktur. Ýsimlendirmeler sebebiyle dostluk göstermek veya düþmanlýk yapmak müslümana yakýþmaz. Öncelikle üstünlük takva ile olduðu gibi, Allah Kur´ân´da müslüman, mümin Allah´ýn kullarý diye ad koymuþtur. Bir baþka deyiþle, müslümanlarýn cehaletleri yüzünden meydana getirdikleri ad sorunu; mezhebe, tabi olunan imama, ýrka, öndere, ideolojilere göre insanlarý dost-düþman diye ayýrma sorunudur. Adý müslüman olmayan hiçbir inanç ve düþünce akýmýyla dostluk kurulmaz; dostluk ancak akide ve inanç birliðinde sözkonusudur.

Müminlerin içinde nefsine uyan öyle kimseler vardýr ki, az bir menfaat karþýlýðýnda müþriklere meylederler. Müþrikler, Hz. Muhammed (s.a.s.) ile böyle cazip dünyevi tekliflerle dostluk kurmak istemiþlerdi de Allah onu korumuþtu: "Onlar seni sana vahyettiðimizden çevirip baþkasýný uydurmayý ve bize atfetmeyi istediler ki, o zaman seni öz dost edineceklerdi. Biz seni saðlamlaþtýrmamýþ olsaydýk, sen belki onlara biraz meyledecektin. " (el-Ýsra, 17/73-74) Müþriklerin bu metodu her zaman Ýslâm davetçilerine uygulanmaktadýr. Her zaman Ýslâm davetçilerine nüfuz edip yolundan saptýrmaya, dâvânýn kuvvetini bozmaya çalýþýrlar. Þeytan birçok mü´mini bu yolla avlar ve bazýlarý rahatça kendilerini aldatarak müþriklerin dostluðuna yanaþýr. Ne yazýk ki tevhîdden çok uzaklarda bulunan çaðdaþ müslümanlarý kâfirler tek tek avlayarak Ýslâm ümmetini iyiden iyiye parçalamýþlardýr. Müslüman, kimle dostluk edecektir? Dostum diye hakikaten gösterebileceði kim veya kimler olabilir? Kur´ân´ý Kerim´in hakîki dostun Allah olduðunu belirtmesi bu dostluðun çerçevesini kesin olarak belirlemiþtir.


radyobeyan