Define By: armi Date: 10 Þubat 2010, 16:57:34
DEFÝNE
Yere gömülmüþ deðerli mallar.
Fýkýh literatüründe "kenz" olarak nitelendirilen, gömülü bulunduðu yerden çýkarýlan ve sahibi bilinmeyen altýn gümüþ paralar, silâhlar, aletler, ev eþyalarý... gibi mal ve eþyaya verilen isim
Ýslâm fýkhýna göre defineler üçe ayrýlýr:
1- Ýslâmî defineler: Üzerinde herhangi bir Ýslâmî iþaret bulunan, diðer bir ifade ile, üzerinde kelime-i þehadet gibi bir yazý, bir iþaret, bir simge taþýyan ve müslümanlara ait olmasý kesin olan ve yer altýndan çýkarýlan paralar ve eþyalar.
2- Cahiliye devri defineleri: Üzerinde Ýslâmî olmayan bir simge, bir iþaret, bir yazý... vb. belirleyici özellik bulunan, meselâ, Ýslâm öncesi milletlere ait tanrýlarýn resimleri veya müslüman olmayan hükümdarlarýn birinin resmi bulunan ve gömülü halde bulunan paralar veya diðer eþyalar.
3- Müþtebeh defineler: Üzerinde belirleyici bir iþareti veya simgesi, nakþý, baskýsý karýþýk olduðundan, bulunan bu definenin müslümanlara mý, yoksa müslüman olmayan milletlere mi ait olduðu bilinemeyen veya anlaþýlamayan gömülü halde bulunan para ve diðer eþyalara denir. (Ö. N. Bilmen, Hukuk-ý Ýslâmiyye ve Istýlahâtý Fýkhýyye Kamusu, IV, 75-76)
Ýslâm´da tanýmlarýný verdiðimiz defineler, beytü´l-mâl*´in gelirleri arasýnda yer alýr. Bu defineler, yukarýdaki kýsýmlarý ile, bu defineleri bulana ve bulunduðu yere göre hazineye belli miktarý devredilir. Söz konusu olan defineler fýkýh kitaplarýnda madenlerin hükmüyle beraber ele alýnýrlar. Hatta her iki grup da, yer âltýnda gömülü olup, sonradan çýkarýldýklarý için, define ve madenlere beraberce "rikâz" diyenler vardýr (Þeyhî-Zâde, Mecmeu´l-Enhur, Ýstanbul 1301, l. 405). Dolayýsýyla ister öþür arazisinde, ister haraç arazisinde bir müslüman veya müslüman olmayan fakat Ýslâm diyarýnda yaþayan ve adýna "zýmmî" denilen kiþilerce bulunup eritilebilen madenler ile, bir zamanlar müslüman olmayanlar tarafýndan gömülmüþ defineler, miktarlarýnýn azlýðýna veya çokluðuna bakýlmaksýzýn vergiye tabi tutulmuþlardýr.
Alýnan vergi oranlarý da þöyledir: Bir müslüman veya zýmmî, ateþte eriyebilen altýn, gümüþ, bakýr... vb. madeni bulduðunda bunun beþte birini hazineye devreder; geri kalan kendisine ait olur. Bunlarý bulan kiþinin müslüman, veya zýmmî, hür veya köle, çocuk veya bâlið, erkek veya kadýn olmasýnda fark yoktur. Bu hüküm sahipsiz bir arazide bulunan madenler içindir. Fakat madenin bulunduðu arazinin sahibi varsa bulunan madenin beþte dörtlük bir miktarý arazi sahibine aittir (Bilmen, a.g.e. IV, 102).
Müslüman olmayan bir ülkeden kalkýp, izinsiz olarak Ýslâm ülkesine girmiþ bir "harbî"* nin, Ýslâm diyarýnda bulduðu madenlerin tamamý "fey"* hükmündedir. Bu sebeple bu harbinin bulduðu herþey elinden alýnýr ve hazineye devredilir. Þayet müslüman olmayan kiþi, turist gibi Ýslâm ülkesine izinli giren "müste´min" ise, yine o kiþinin bulduðu define de elinde býrakýlmaz ve hepsi alýnýr. Buna karþýlýk hükümetin müsadesiyle, defineyi çýkarmaya çalýþtýysa, anlaþma þartlarýna göre hareket edilir. (Bilmen, a.g.e., IV, 103)
Üzerinde Ýslâmî bir iþaret, meselâ kelime-i þehadet, Kur´ân´dan bir âyet veya müslüman bir hükümdarýn ismi bulunan bir define bulunursa, bu define "lukâtâ* (yitik mal) hükmündedir. Buna mukabil üzerinde cahiliye devrine ait olduðunu gösteren iþaret bulunan veya bir müslümana ait olmadýðýna dair kesin bir iþaret bulunan defineler, yine beþe ayrýlýr ve beþte biri hazineye, geri kalaný bulana verilir. Fakat bu defineyi bulan kiþi, harbî veya müstemin ise bulduklarý define ellerinden tamamen alýnýr ve hiçbir pay verilmez. Aynen madenlerde olduðu gibi(el-Mevsýlî, el-Ýhtiyar, Ýstanbul 1980, I, 117-118)
Madenlerde olduðu gibi, eðer bir kiþi defineyi kendisinin malý olmayan bir yerde, yani mülk olmayan dað, sahra gibi sahipsiz bir yerde bulduysa, bulduðu definenin beþte biri hazinenin, geri kalaný da kendisinin olur. Fakat bu define, mülk olan arazide bulunduysa, yine beþte biri hazineye, geri kalaný ise, bu arazinin müslümanlarca ilk defa fetholunduðunda Ýslâm devlet baþkaný tarafýndan kime verilmiþse, o kiþiye veya vârislerine verilir. Varis de yoksa, bu define tamamen hazineye devredilir. (el-Mevsýlî, a.g.e., I,118). Ýslâmî mi, yoksa cahiliyye dönemine mi ait olduðu kesin belli olmayan ve üzerinde açýk bir iþaret bulunmayan define, cahiliyet definesi hükmüne tabi olur. Baþka bir görüþe göre ise, bu defineler de Ýslâmî definelerden sayýlýrlar.
Bir müslüman veya zýmmî Ýslâm ülkesi olmayan bir ülkeye (dâru´l harb´e)* izinli olarak girip burada bir define bulsa, bu definenin tamamý bulana ait olur. Ýslâm devleti bundan birþey almaz. Fakat kuvvet ve cesaret sahibi bir topluluk böyle bir ülkeye gidip, defineyi bulmayý ve almayý baþarsalar, bu definenin beþte biri hazine için alýnýr. Çünkü bu þekliyle elde edilen mallar ganimet sayýlýr. Ayný þekilde dâru´l-harbe giren müslüman veya zýmmî, oradaki evden bir define bulsa, bu definenin tamamýný evin sahibine iade eder. Ayný hüküm, sahibli arazide bulunan defineler için de geçerlidir. Çünkü aksine hareket etmek, hýyanet ve zulüm sayýlýr. (Þeyhîzade, Mecmau´l-Enhur, Ýstanbul 1301, I, 207)
Denizden çýkarýlan her türlü definenin tamamý çýkarana aittir. Bu görüþ Ýmam-ý A´zam ve Muhammed´e göredir. Ebu Yusuf´a göre ise, denizden çýkarýlan definelerin de beþte biri hazineye alýnýr (Bilmen, a.g.e. IV, 103-104; el-Kâsânî, Bedâiu´s-Sanâyi´, Beyrut 1974, II, 65-66)
radyobeyan