Defi hacet By: armi Date: 10 Þubat 2010, 16:56:14
DEF´Ý HÂCET
Büyük veya küçük abdest bozmak. Ýslâm fýkhýnda her iþin bir usûlü olduðu gibi, def´i hacetin de bir usûlü vardýr.
"Temizlik imandandýr" hadis-i þerifleriyle temizliðin müslümanlar için imani bir vecibe olduðunu bildiren Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bunu yeri geldikçe de fiilî uygulamasýyla sahabeye anlatmýþlardýr.
Def-i hacet sebebiyle tuvalete girmenin âdâbý:
Tuvalete girileceði zaman, mümkünse namaz kýlýnan temiz elbiseden baþka bir elbise ile girilmelidir. Eðer bu mümkün deðilse, vücut üzerindeki, palto, ceket, manto, kaban ve pardesü gibi kaba elbiseler çýkarýlarak girilmelidir. Baþýn kapalý olmasý da adaptandýr. Yine tuvalete girmeden önce, eldeki yüzükte lafzâ-i celâl (Allah c.c.´ýn ismi) veya Hz. Peygamberimizin (s.a.s.) mübarek ismi yazýlý ise, ceplerinde âyet-hadis yazýlý sayfa veya Kur´ân´dan birþey varsa, bunlar çýkarýlýr. Yüzük sað elde ve Allah Peygamber ismi yazýlý ise; yüzüðün kaþýný avuç içine alýp avucu kapatarak girilmelidir. Ayrýca tuvalete girmeden önce, eûzü-besmele çekmek, biliniyorsa þu duayý okumak müstehabtýr: "Allahümme innî eûzü bike minel hubsi vel habâis: Allahým Erkek ve diþi bütün þeytanlardan (zararlý her þeyden) sana sýðýnýrým." Tuvalete girerken sol ayakla girilir. Çýkarken de sað ayakla çýkýlýr. Çýktýktan sonra da þu dua okunur:
"Elhamdülillahillezî ahrece annî ma yü´zînî ve ebgâ mâ yenfeunî: Bana eziyet veren þeyleri benden çýkaran ve bana faydalý olanlarý geri býrakan Allah´a hamdolsun."
Tuvalete oturmanýn âdâbý: Bunlarý þöylece maddeler halinde sýralayabiliriz.
1) Tuvalete girdikten sonra, hâcet için oturmadan önce, tahâret maddesi hazýrlanmalýdýr,
2) Avret yerleri ayakta açýlmamalý, hemen çömelirken açýlmalýdýr.
3) Otururken, ihracatýn daha kolay olmasý için sol tarafa meyledilerek oturulmalýdýr,
4) Tuvalette konuþulmamalýdýr.
5) Dînî ve uhrevî þeyler düþünülmemelidir.
6) Aksýrýlýrsa, açýktan hamd edilmemeli, kalbten, gizlice hamd edilmelidir.
7) Avret mahalline ve çýkan ihracata bakýlmamalýdýr.
8 Sidiðin içine tükürülmemelidir.
9) Tuvalette ihtiyaçtan fazla kalýnmamalýdýr.
Def-i hâcet esnasýndaki durum âdâbý:
1) Açýk arazide bulunan kimse, insanlarýn göremeyeceði ýssýz bir yer seçmeli ve imkâný varsa örtü arkasýna ya da hayvaný, arabasý veya elbisesi arkasýna saklanarak hacetini gidermelidir.
2) Hacet için oturduðu zaman, önünü, güneþe, aya, kýbleye karþý dönmemeli, bu yönlere arkasýný da çevirmemelidir. (Ýbn Mâce, Taharet, 17). Kapalý bina içerisinde ise, Þafii ve Malikilere göre, buralara dönmenin bir zararý yoktur. Ancak, Hanefî´ye göre kapalý yer dahi olsa bu yönlere karþý önünü ve arkasýný dönmemelidir. Evlerdeki helâlarýn buna göre yapýlmasýna dikkat edilmelidir. Ama yapýlmýþ helalar kýbleye karþý geliyorsa bu helâlara girmekte bir sakýnca yoktur.
3) Ýnsanlarýn oturacaðý, geçeceði yerlere hacet etmemek gerekir. Ebu Hüreyre (r.a.)´dan rivayet edilen bir hadis-i þerifte, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu konuda: "Çok lânet ettiren iki þeyden sakýnýnýz." buyurdu. Sahabîler "Ýki lânet ettirici þey nedir Yâ Rasûlallah?"dediler. Rasûlüllah: "Ýnsanlarýn yolunda yahut gölgelerinde helâsýný eden kimsedir" buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, II, 372).
4) Durgun suya küçük su dökülmemelidir. Bu konuda da Hz. Peygamber Efendimiz (a.s.): "Akmayan durgun suyu bevletme (küçük su dökme) -ettikten- sonra da ondan su alýp yýkanma" (Buhârî, Vudu, 68; Müslim, Taharet, 94-96). buyurmuþtur.
5) Meyve veren ve gölge vazifesi yapan aðaçlarýnýn altýna, gölgelik yerlere, ekin tarlalarýna, çeþme ve su kenarlarýna, yollar üzerine, mescit civarýna, kabristana, karýnca deliklerine ve hayvan yuvalarýna su döküp, hacet etmemek gerekir.
6) Rüzgâra karþý su dökülmemelidir. (Rüzgâr aksi yönde estiði için elbiseye sýçrantý yapar ve namazýn sýhhatini bozar).
7) (Sýçrantýlardan korunmak için) sert satýhlara su dökmemek,
8) Ayakta su dökmemek, (zamanýmýzda sýk sýk rastladýðýmýz bu durumu Rasûlullah (s.a.s.) Hz. Ömer (r.a.)´da görmüþ ve "Yâ Ömer ayakta su dökme" (Tirmizi, Tahâret, 8; Ýbn Mace, Tahâret, 14). diyerek O´nu bu iði yapmaktan alýkoymuþtur). Yalnýz, özürlüler için, bu konuda sýçrantýdan büyük ölçüde korunarak yapabilirler, denmiþtir.
9) Yýkanýlan yerde su dökülmemelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bu durumun kalbe vesvese verdiðini söylemiþtir.
Def-i Hacetten Sonra Taharet Büyük ve küçük abdestlerden sonra temizlenmeye "istinca, Ýsticmar, istibra ve istitabe" denir. Ýstinca, pisliklerden temizlenmeyi istemek: Ýsticmar, temizlenmede taþ kullanmayý istemek; istitabe, paklanmayý istemektir. Ýstinca; vacip, sünnet, müstehab ve bid´at diye dört kýsma ayrýlýr. Bunlar sýrasýyla:
a) Vacip olan istinca: Cünüp, hayýz ve nifastan gusledeceði zaman avret yerlerinin temizlenmesi ile abdestlerden sonra dirhem miktarý necâsetin avret yerlerin taþmasý halindeki istinca vaciptir.
b) Sünnet olan istinca: Çýkan necaset, avret yerinin dýþýna taþmazsa, bu durumdaki istinca sünnettir.
c) Müstehap olan istinca: Yalnýz küçük sudan sonra ön tarafý yýkamak müstehap olan istincadýr.
d) Bid´at olan istinca: Yellenmeden sonra yapýlan istinca abes karþýlandýðý için bid´at hükmüne girer.
Ýstibra: Küçük abdestten sonra akýntý ve sýzýntýnýn kesilmesine denir ki; bunu yapmak vaciptir. Ýstibrayý, istincadan önce yapmak abdest ve namazýn sýhhatli olabilmesi için gereklidir. Her insanda, küçük abdestten sonra akýntý olur. Bu akýntý bazý insanlarda çok kýsa zamanda kesilirken, bazý insanlarda da uzun zaman devam etmektedir. Herkes kendi durumunu bildiði için, akýntýsýnýn sonunu iyice almalý, istincayý sonra yapmalýdýr. Ýstibrayý tam bitirmeden abdest alýnýrsa, abdestten sonra gelecek olan akýntý abdesti bozar. Akýntýnýn sonunu almak için yürümek, hareket etmek, öksürmek, ayaklarý hareket ettirmek, yatmak ve beklemek gibi tedbirlere baþvurulmalýdýr. Kadýnlara istibra icap etmez. Bir müddet beklemeleri onlar için kâfidir. Yoksa abdest aldýktan sonra bir akýntý olursa abdest bozulur ve abdestsiz namaz kýlýnmýþ olur. Onun içinde uhrevi azabý gerektirir. Zira Rasûlullah "Kabir azabýnýn çoðu küçük abdesttendir" buyurmaktadýr. (Ýbn Mace, Taharet, 26)
Ýstinca: Ýstibradan sonra su bulunmadýðý vakitlerde taþ, deðersiz bez ve pamuk gibi þeylerle istinca yapýlýr. Bunlarýn dýþýnda saksý, kiremit, kömür, sýrça, kemik, tezek, insan ve hayvan yiyeceði gibi þeylerle istinca yapmak mekruhtur. Ýstinca yaparken sað el kesinlikle kullanýlmamalýdýr. Zira Ebu Katade Hz. Peygamber (s.a.s.)´den þöyle buyurduðunu rivâyet eder: "Sizden biri helaya girdiði zaman zekerini sað eliyle tutmasýn" (Buharî, Vudû´, 18; Ebû Dâvûd, Taharet,18). Ancak sol el kesilmiþ veya yaralý ise sað elle, her ikisi de yaralý, kesilmiþ ya da çolaksa bu durumda istincasýný hanýmý veya cariyesi yapar. Bunlar da yoksa bu özürlü þahýstan istinca düþer. Bu kimse istinca yapmaz. Ýstinca böylece sol elle yapýlýr. Þöyle ki; önce ön taraf yýkanýr. Arkasýndan yine sol elin orta parmaðý avuç içine doðru biraz kaldýrýlarak (büyük abdest yolu) yýkanmaya baþlanýr. En ufak bir necaset kalmayýncaya kadar temizleme iþlemi sürdürülür. Ýhtiyaç olursa sol elin iki ve üç parmaðý da kullanýlýr. Yalnýz parmak uçlarýyla taharet basurun meydana gelmesine sebep olduðu için parmak uçlarýyla yýkanýlmaz. Buradaki yýkamada belli bir sayý yoktur. Vesvese edenler beþ ya da yedi gibi bir sayý üzerinde durmalýdýrlar. Temizlik esnasýnda su, haddinden fazla þiddetle çarpýlmadan yavaþça, sýçrantý yapmamasýna dikkat edilerek kullanýlmalýdýr. Oruçlu kimseler istinca esnasýnda gevþek durmamalý, yýkanmada aþýrýya gitmemelidirler. Aksi halde makat içine su emer ve emilen bu su içeri çekileceðinden oruç fasit olur. Buna dikkat edilmelidir. Ýstincadan sonra temiz bir bezle kurulanmalýdýr. Daha sonra da akýntý olup olmadýðý tekrar kontrol edilir. Yani gerekirse istibra ve istinca yeniden yapýlýr. Bütün bu iþlemlerden sonra rahatça abdest alýnýr.
radyobeyan