Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Davete icabet By: armi Date: 09 Þubat 2010, 18:03:10
DAVETE ÝCÂBET




Çaðýrýlan bir toplantý, ziyâfet vb. yerlere gitmek. Böyle bir yere yapýlan çaðrýya uymak.

Davete icabet, müslümanlarýn birbirleri üzerindeki haklarýndan birisidir. Peygamberimiz (s.a.s.): "Müslümanýn müslüman üzerinde altý hakký vardýr" buyurdu. Ashab´ýn bunlarýn neler olduðunu sormalarý üzerine þöyle devam etti: "Karþýlaþtýðýn zaman ona selâm ver; seni davet ettiði zaman davetine git; senden öðüt istediði zaman ona öðüt ver: aksýrdýðý zaman "elhamdülillah " derse yerhamükellah (Allah sana rahmet etsin!) de; hasta olduðu zaman onu ziyaret et, öldüðü zaman cenazesinde bulun." (Tirmizî, Edeb,1; Nesâî, Cenâiz, 52; Ýbn Mâce, Cenâiz. 1)

Davet dua anlamýna da gelir. Bu durumda "davete icabet", duanýn kabul edilmesidir. Âyette: "Kullarým sana benden sorar(lar)sa (söyle): Ben (onlara) yakýným. Bana dua edince dua edenin duasýna karþýlýk veririm. O halde onlar da bana karþýlýk versin, (benim çaðrýma uysun)lar, bana inansýnlar ki doðru yolu bulalar. " (el-Bakara, 2/186).

Davete icabet o dâvetin meþru olmasý halinde gerekir. Haramlarýn iþlendiði bir toplantýya gitmek caiz deðildir. Böyle bir davete, uygun bir uslüp ile, katýlmanýn Ýslâm akidesi açýsýndan sakýncalý olduðunu ifade edip gitmemek gerekir. Meþru olan davete icabet bazý âlimlere göre vacip, çoðunluða göre ise sünnettir.

Ýçkili, çalgýlý, kadýn-erkek karýþýk yapýlan düðün ve toplantýlara katýlmak haramdýr. Davet edilen yerin böyle olduðu önceden biliniyorsa hiç gidilmez, davet reddedilir. Böylece o toplantýyý düzenleyenler de Ýslâm´ýn yasakladýðý bir iþi yaptýklarýný anlamýþ olurlar. Davet edilen kimse toplantýnýn Ýslâm´a uygun olmadýðýný oraya vardýðýnda anlarsa yine toplantýya (veya düðüne) katýlmaz, geri döner. Eðer gücü yeterse, yapýlan iþlerin haram olduðunu anlatýp onlara o iþi býraktýrýr.

Fâsýk kimsenin davetine gidilmez. Böylece onun kötü iþlerinin tasvip edilmediði gösterilmiþ olur.

Malýnýn çoðu haram olan bir kimsenin dâvetine de gidilmez. Malýnýn helâl olduðunu söylerse o zaman gidilir.

Bir kimse düðün yemeðine davet edilip gittiðinde orada oyun veya þarký-türkü bulursa:

1-Daâvet edilen þahýs halktan biri olup kendisine uyulan yani toplum içinde örnek bir kiþiliðe sahip deðilse, oraya oturup yemek yemesinde bir sakýnca yoktur. Gücü yeterse o, haramlarý meneder, gücü yetmezse sabreder. 2-Toplum içinde örnek bir þahsiyet olup ileri gelen bir kimse ise, engellemeye gücü yetmeyince oturmaz, oradan ayrýlýr.

Bir kimse davet edildiði yerdeki meþru olmayan bir durumu önceden öðrenir, davete katýldýðýnda da o kötü hallerin býrakýlacaðýný bilirse, davete icabet eder; yoksa etmez.

Ýçkili, çalgýlý bir düðün yemeðine davet edilen salih bir kimse "oraya gidince kötülüklere engel olacaðýný ve oradakilerin kendisine uyacaklarýný" bilirse, gitmesi bir zaruret olur. Çünkü oradaki kötülüðe engel olacaktýr. Kötülüðü engellemeðe gücü yetmese bile yaptýklarý kötülüðü hatýrlatmak için gitmesi uygun olur. Zira bu bir nehy-i ani´l-münker yani kötülükten sakýndýrma görevidir.

Düðün yemeði vermek sünnettir. Bu yemeðe çaðrýlan kimsenin haramlar iþlenmiyorsa- davete icabet etmesi gerekir. Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur: "Biriniz bir düðün yemeðine davet edilirse, böyle bir davete icabet etsin. " (Müslim, Nikâh, 97-98; Ebû Davud, Savm, 74; Ýbn Mâce, Nikâh, 25). "Her kim davete icabet eylemez ise, gerçekten o, Allah´a ve Rasûlüne isyan etmiþ olur. Oruçlu olsa bile, icabet eder ve duada bulunur. Eðer oruçlu deðilse yer ve dua eder. Eðer (özürsüz) yemez ise günahkâr olur ve cefa etmiþ bulunur" (Müslim, Nikâh, 110; Ebu Davud, Et´ime, 1).

Bir kimsenin, alacaðý bulunan bir þahsýn davetine gitmesinde sakýnca yoktur. Fakat takva bakýmýndan; eðer adamýn "borçluluðunun hatýrý" için davet ettiðini biliyorsa, katýlmamak daha iyidir.


radyobeyan