Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Cihad emiri By: armi Date: 08 Þubat 2010, 16:36:03
CÝHÂD EMÝRÝ




Arapça´da "cihâd" kelimesi; bir amaca ulaþabilmek için, kiþinin elinden gelen her türlü çabayý sarfetmesi anlamýna gelir. "Kutsal savaþ" ile eþ anlamlý deðildir. Bundan daha geniþ bir anlamý vardýr ve her türlü çabayý içerir. Savaþ, cihadýn bir bölümü veya yerine göre bir safhasýdýr. Dille, kalemle, malla veya bizzat savaþa katýlarak Allah yolunda yapýlan tüm mücadeleler, hatta kiþinin; Allah´ýn emirlerini yerine getirme hususunda kendi nefsiyle mücadelesi, ýstýlah olarak cihâd kavramýna girer.

"Emîr" ise, bir kavmin veya memleketin baþý, reisi, genel vali ve ordu komutaný gibi anlamlara gelir.

Buna göre "cihâd emîri"; cihâdý baþlatmak veya yönetmekle görevli kimse dernektir. Duruma göre, devlet reisi bu iþi yürütebileceði gibi, kendi yerine bir baþkasýný görevlendirmesi de mümkündür. Bu durumda "veliyyü´l-emr=(devlet reisi)"nin, savaþta askeri sevk ve idare etmesi için ordunun baþýna tayin ettiði kimseye "cihâd emîri" denir. (Maverdî, el-Ahkâmü´s-Sultâniyye, 37; Ö. N. Bilmen, "Istýlahatý Fýkhiyye Kamusu ", III, 341).

Savaþ için tayin edilen kumandanýn makamýna "Ýmâre ale´l-Cihâd = Cihâd Emîrliði" denir.

Cihâd emîrliði iki kýsýmdýr; Biri "imâret-i hâssa (özel anlamda emîrlik)"tir ki, yalnýzca orduyu idareye ve harp iþlerini yönetmeye mahsustur. Diðeri, "imâret-i âmme (genel emîrlik)"tir. Savaþý idare, ganimet mallarýný taksim, barýþ sözleþmesi imzalama gibi bütün cihâd iþlerini kapsayan emirliktir. (Mâverdî, a.g.e., 37; Ö. N.B. a.g.e., III, 341)

Harbe lüzum görülüp de bir ordu veya bir seriyye gönderileceði zaman "veliyyü´l-emr"in ilk yapacaðý iþ, bunlarýn baþlarýna bir "emîr (komutan)" tayin etmektir. Çünkü askeri sevk ve idare etmek, yönetimindekileri gözetmek, orduda birlik ve beraberliði saðlamak, gerekli hükümleri uygulamak için bir "emîr"e ihtiyaç vardýr. Zira her hâdisede devlet baþkanýna müracaat edilmesi bir takým zorluklarý doðurabilir. (Ö. N. Bilmen, a.g.e., III, 361)

Savaþ; cesaret, iyi bir sevk ve idare, ganimetleri taksim hususunda hakký koruma, güvenilir olma, hesap ve yazý bilme gibi hasletlere dayanýr. Bu yüzden devlet baþkaný; bu iki görevi (savaþý yönetme, ganimetleri taksim) bir þahsa verebileceði gibi, ayrý ayrý kimselere de verebilir. Bu konuda ehliyet ve ihtisas aranýr.

Þayet "veliyyü´l-emr", ganimetlerin taksimini "emîr-i harb (savaþ emîri)" ile "emîr-i kýsmet (ganimeti paylaþtýrma emîri)" olmak üzere, tayin edeceði iki þahsa verirse, bu hususta bunlardan herhangi biri yalnýz baþýna hareket edemez; taksimi birlikte yapmalarý icabeder.

"Cihâd emîrliði"ne tayin edilecek zatýn; adil, iyi bir yönetici, savaþ siyasetini bilen, harb usulüne âþinâ, helâl ve haramý tanýyan, þefkat ve cesaretle muttasýf tehlikeleri umursamaz bir þekilde atýlmaktan sakýnan biri olmasý gerekir. Zira bu özellikleri taþýmayan bir kimsenin, "emîr" tayin edilmesiyle umulan faydalar saðlanamaz.

Harbe kumandan tayin edilen zat, ordu içinde bulunma ihtimali olan casuslarý ve askerin maneviyatýný bozacak zararlý davranýþlarda bulunabilecek þahýslarý temizlemesi, orduyu teftiþ ve kontrol etmekle meþgul olmasý icabeder.

"Emîr"in soy ve fikir bakýmýndan kendi soy ve fikrinde olanlara kendi mezhebinde bulunanlara meyletmemesi, soy, fikir ve mezhepte ayrý olanlara sýrt çevirmemesi: ufak tefek bazý hâdiselere gereðinden fazla önem verip iþi büyütmek suretiyle ihtilaf ve ayrýlýklara yol açmamasý gerekir." (Mâverdi, a.g.e., 39)

"Cihâd emîri", devlet baþkanýnýn vekilidir. Ýslâm´da devlet baþkanýna itaat bir görev olduðu gibi; onun vekiline de itaat bir görevdir. Hatta fertler, emîrin emrettiði veya yasakladýðý þeylerin faydalý olup olmadýklarýna bakmaksýzýn ona itaat etmeleri gerekir. Çünkü bu þekilde içtihada dayanan hususlarda devlet baþkaný veya vekiline itaat gereklidir. Meselâ: Emîr, orduyu teþkil eden su taþýyýcýlarý, sað cenah temsilcileri, sol cenah temsilcileri vb. gruplara "hiç birinin harp halinde diðerine yardým için bulunduðu noktayý terketmemesini" tenbih edecek olursa, bu gruplarýn yerlerinden kýmýldamamalarý gerekir. Ýsterse bu gruplardan birinin düþman tarafýndan yenilgiye uðratýlmasýndan endiþe duyulsun (Ö. N. Bilmen, a.g.e., III, 362)

"Emîr"in emrettiði veya yasakladýðý þeylerin Allah´a karþý bir masiyet yahut helâk olmayý gerektiren, uygun olmayan bir davranýþ olduðu herkes tarafýndan kabul edilirse, bu takdirde kendisine itaat gerekmez. Çünkü Yaratan´a karþý gelmeyi gerektiren hususlarda, yaratýlana itaat edilmesi caiz deðildir. "Üstün, kanuna aykýrý emirlerine uyulmaz" kuralý mâlûmdur. Buna raðmen böyle masiyeti gerektiren bir emir veya yasaklama durumunda sabýr ve tahammül gösterilir, isyandan kaçýnýlýr.

Yukarda anýlan durumlar, müslümanlarýn, kendilerinden olan bir yönetici (veliyyü´l-emr) tarafýndan yönetildikleri dönemlere mahsustur. Ülkeleri istilaya uðramýþ, baþlarýna tâðutlardan biri geçmiþ olan müminlerin eli kolu baðlý oturmalarý kendilerine yakýþmaz. Bu durumda da bir cihad emirinin baþkanlýðýnda cihad etmeleri üzerlerine farzdýr. Cihadý terketmeleri Allah´ýn emirlerine karþý gelmek demektir. Bu cihadýn mutlaka silâhla yapýlmasý da þart deðildir. Zamaný gelinceye kadar; dille, kalemle,malla, ve akla gelebilen her türlü vasýta ile yapýlabilir. Tâ ki müminler, aralarýndan kendilerine önderlik yapacak birini hazýrlayýp, onun etrafýnda birlik olsunlar. Böyle biri görev yüklenince de ona muhalefet etmek, yahut ona yardým etmemek cihadý terketmek demektir. Normal zamanlarda devlet reisine itaat nasýl farz ise, bu durumda da müminlerin çevresinde birleþtikleri "lider" yani cihad emirine itaat farzdýr.


radyobeyan