Dört Mezheb Fýkhý
Pages: 1
Hacr Sebebi By: ezelinur Date: 08 Þubat 2010, 16:23:09

Ýslâm hukukunda kesin olan görüþe göre, hacr sebebi bir tane­dir ki, o da bütün önemli meselelerde olduðu gibi, insan türünün ya­rarýdýr. Ýslâm hukuku, koyduðu bütün hükümlerde, fert olsun toplum olsun, insanlarýn mutluluklarýný amaç edinir. Onun genel kurallarý ve saðlam temelleri, insanlar arasýnda yardýmlaþmanýn zorunluluðunu hükme baðlamýþtýr. Güçlünün, imkân nisbetinde zayýfa yardým etme­sini, büyüðün de kendi Ýdaresi altýndaki küçüðe destek olmasýný ve bütün samîmiyetiyle onu korumasýný zorunlu kýlmýþtýr ki, din ve dün­ya bakýmýndan yararýna olacak fýrsatlarý zayi olmasýn. Cenâb-ý Allah´ýn kendisine tabiî bir þefkatle þefkat gösterecek baba, kardeþ veya ak­raba gibi bir koruyucudan yoksun býraktýðý ve böylece belâya mâruz kalan çocuklara, baþka kimselerden bazý koruyucular vermiþtir. Ýþte yüce Allah, hâkimi bu gibi çocuklarýn kayyumluðunu yapacak ve ter­biyelerini üstlenecek, yararýný gözetecek, servetini arttýrmak için ge­rekli çabayý gösterecek birini seçmekle yükümlü kýlmýþtýr. Bu kayyum, çocuðun insanlar arasýnda kendisine en yakýn olan akrabalarý gibi çocuða yardýmcý olacaktýr. Yüce Allah velilere ve vasilere, yetimler­le düþkünleri vasiyet etmiþtir. Onlarý ihmal etmekten ve mallarýna göz dikmekten sakýndýrmýþtýr. Rablerinden korkanlarýn derilerini ürperte­cek biçimde sakýndýrmýþtýr. Yüce Allah buyuruyor ki:

"Öldükten sonra geride âciz ve küçük çocuklar býraktýklarý tak­dirde gadre ve zulme uðrayacaklar diye endiþe edenler, himayeleri altýndaki yetimler hakkýnda da ayný korkuyu taþýsýnlar. Böylece Al-lah´dan sakýnýp kendi evlatlarý yerinde olan yetimler hakkýnda da ger­çek ve doðru söz söylesinler. Yetimlerin mallarýný zulmen yiyenler, karýnlarýna ancak bir ateþ yerler ve yakýnda alevli ateþe girecekler­dir.[13]

Bir baþka âyet-i kerîmede de þöyle buyurulmaktadýr:

"Ey yetimlerin velîleri. Yetimleri nikâh çaðma ermelerine kadar deneyin. Eðer bulûða vardýktan sonra kendilerinde bir akýl ve rüþd görür ve anlarsanýz, mallarýný hemen onlara teslim edin. Büyüyecek­ler de ellerine alacaklar diye o mallarý israfla yemeye kalkmayýn. Ve­li zenginse, yetimin malýna dokunmasýn. Fakir olduðu takdirde örfe göre meþrû surette) bir þey yesin.[14]

Ayet-i kerîmede yoksul olan vasînin, kendi idaresi altýndaki ký­sýtlýnýn malýndan, çalýþmasýnýn ücretini halk arasýndaki örfe uygun miktarda almasýnýn sahih olacaðýna delâlet vardýr. Cenab-ý Allah´ýn birinci âyet-i kerîmede vukuu yakýn derecede mümkün olan bir tarz­da vasileri nasýl sakýndýrdýðýna bir bak! Onlarý kýsýtlýya Ýyi davranma­ya nasýl teþvik etmiþ olduðuna da bir bak. Zayýf ve küçücük çocuklarý bulunan vasî, ölüp de onlarý geride býrakmasý durumunda halkýn kendi çocuklarýna ne þekilde muamele etmesi gerektiðini bir düþünsün de, Cenâb-ý Allah´ýn kendisini üzerlerine vasî tâyin ettiði çocuklara öyle­ce davransýn. Þunu da bilsin ki, kendisi, fiillerinde ve sözlerinde Al­lah´tan sakýndýðý takdirde kendi çocuklarý için güzel örnek olacaktýr. Çocuklarý bu faziletlerini diðer insanlara da aktaracaklardýr. Ayrýca geriye güzel bir aný ve iyi bir eser býrakacaktýr. Dahasý, insanlarýn gön­lünde taht kuracak, bu mevkii sayesinde insanlar, onun ardýsýra ka­lan zayýf durumdaki çoluk çocuðuna sevgiyle bakacaklar, hizmetlerine koþup onlara gerekli yardýmý göstereceklerdir.

Sonra kendi idareleri altýndaki yetimlerin mallarýna göz diken­lere yapýlan þiddetli tehdide de bak! Onlarýn mallarýndan yedikleri þeyi Cenab-ý Allah´ýn, kendi karýnlarýna koyduklarý birer ateþ parça­sýna benzetmesinden daha þiddetli bir tehdit düþünülebilir mi? On­lar her ne kadar bu dünya hayatýnda yetimlerin mallarýný yemekte geçici bir lezzet duymaktaysaiar da, kýyamet gününde kendi baðýr­saklarýnda alevlenen bir ateþe atýlacaklardýr. Yediklerinin sadece ce­hennem ateþi olduðunu da bileceklerdir. Ýþte bunda, yetim malýna yaklaþmaktan son derece sakýnjjýrýcý ve korkutucu beyanlar vardýr. Ýslam hukuku, büyükleri küçüklere yardým etmeye teþvik ettiði gibi, ayný þekilde Cenâb-ý Allah´ýn kendilerine akýl nimeti verdiði kimseleri de, her ne kadar büyük olsalar da akýl nimetinden mahrum olanla­ra yardým etmeye teþvik etmiþtir. Zîrâ Cenâb-ý Allah´ýn zayýf akýllýlýk ile kendilerini müptelâ kýldýðý ve idrak yoksunluðuyla belâya uðrattý­ðý kimseler, bu dünya hayatýnda yaþça ve bedence büyük de olsalar çocuklar gibidirler. Ýnsaný hayvandan ayýran þey akýldýr. Akýl gidince insan, çocuk gibi olur. Öylelerini kötü kimselerin pençesine terket-mek dpðru olmaz. Küçüklük ve delilik sebebiyle çocuklarla delileri kýsýtlýlýk altýna almak, müslüman din liderleri arasýnda ittifakla ka­bul edilen ve bu gibi insanlarýn yararýna olan bir þeydir. Ama kötü tasarruf, sefihlik, savurganlýk ve ileride anlatacaðýmýz bunlara ben­zer sebeplerden ötürü akýllý ve yaþlý kimseleri kýsýtlýlýk altýna almaya gelince, bu hususta ihtilâf edilmiþtir.

Ama cumhur imamlarýn ve

(13) Hanefîler dediler ki: Sefihliðin hacr (kýsýtlýlýk) sebebi olmadýðýný söyleyen, sadece Ýmam Âzam Mýr. Ýmâmeyne gelince; onlar, cumhur imam­larýn dedikleri gibi, sefihin de küçük çocuk ve deli gibi kýsýtlýlýk altýna alýn­masý gerektiðini söylemiþlerdir. Bundan da açýkça anlaþýlýyor ki Ýmam Âzam, mallarýn hapsedilmemesinden yanadýr. Tasarruf ehliyetine sahip olup malý­ný güzelce iþletebilen kimse, kendi malýnda tasarrufta bulunabilir. Tasarruf ehliyetine sahip olmayýp savurganlýk yapan kimsenin cezasý, malýnýn kendi elinden alýnarak tasarruf eden bir ele aktarýlmasýdýr. O ve baþkalarý böylece o maldan yararlanýrlar. Bu nedenle Ýmam Âzam der ki: Hâkimin hükmü ol­madan vakýf baðlayýcý olmaz. Nitekim bu, vakýf bölümünde de ele alýnacak­týr. Hür ve akýllý kimse, fâsýk da olsa savurgan da olsa, kýsýtlýlýk altýna alýnamaz. Þu da var ki, Ýmam Âzam þöyle der: Akýllý kimsenin kýsýtlýlýk altý­na alýnmasýnýn sebeplerinden biri de, zararý baþkasýna bulaþan bir iþ yapma­sýdýr. Örneðin týptan iyice anlamadýðý için baþkasýna zarar veren câhil doktor gibi. Ýnsanlarý saptýran veya bâtýl hilelerle onlara fetva vererek ciddiyetle þa­kayý birbirine karýþtýran câhil müftü de bu hükme tâbidir. Ýnsanlara tuzak kurarak mallarýný alan kimse de böyledir. Buna örnek olarak müflis kirala­yýcýyý gösterebiliriz. Müflis kiralayýcý, yanýnda hiçbir þey olmadýðý halde in­sanlara deve ve benzeri þeyleri kiraya vereceðini söyleyerek onlardan kira bedelini peþin olarak alan kimsedir. Kendilerinden kira bedeli aldýðý kimse­ler, kiraladýklarý hayvanlarý almak üzere yanýna geldiklerinde onlardan ka­çar ve mallarýný zayi eder.

Ýmam Âzam´ýn, bu üç kimsenin kýsýtlýlýk altýna alýnmasýnýn gerekli ol­duðunu nasýl söylediði sorulabilir. Oysa kendisi, hür ve akýllý kimselerin ký­sýtlýlýk altýna alýnmalarýnýn sahih olmayacaðým söylemiþtir. Buna cevaben deriz ki: O, bunlarýn önce anlatýlan þer´î anlamda kýsýtlýlýk altýna alýnmalarým kas-detmemiþtir. Buradaki kýsýtlýlýktan kasýt, onlarýn tasarruflarýnýn geçersizliði deðil de bu iþi yapmaktan fiilen menedilmeleridir. Hâkim, câhil doktorun týp mesleðini icra etmesine izin vermez. Bilgisiz ve ciddiyetle þakayý birbirine karýþtýran müftünün insanlara fetva vermesine de izin vermez. Ama bunla sahih tasarruflarý vâki olursa; meselâ; bilgisiz bir müftü, sahih bir hü­kümle fetva verirse bu tasarrufu-geçerli olur.

Ýslam bilginlerinin çoðunluðu, kýsýtlýlýk altýna alýnan akýllý ve yaþlý kim­selerin de çocuk ve deli hükmünde olduðunu söylemiþlerdir. Çünkü kýsýtlýlýðýn konulmasýna sebep olan netice, sefihte tahakkuk etmek­tedir. Ýyi tasarrufta bulunmayan sefih, týpký çocuk ve delinin kendi mallarýný telef ettikleri gibi, eninde sonunda kendi malýný telef eder. Kýsýtlamanýn, kýsýtlýnýn yararýna olduðu gözönüne alýnýrsa, yine onun yararýna olarak sefihin de kýsýtlýlýk altýna alýnmasý zorunlu olur. Bu, ayný zamanda insanlarýn da yararýna olur. Çünkü sefih, kýsýtlýlýk altýna alýnma­dýðý takdirde, insanlarla muamelede bulunacak ve ister istemez onlarýn mal­larýna zarar verecektir. Bu nedenle Allahü Teâlâ þöyle buyuruyor:

"Allah´ýn, sizi baþýna diktiði mallarýnýzý aklý ermezlere vermeyin.[15]

Ýnsanlar yararýna konulan kýsýtlýlýk sebeplerinden biri de, borç nedeniyle kýsýtlýlýk altýna almaktýr. Bundan da anlaþýlýyor ki, kendi­siyle amel olunan meþhur kýsýtlýlýk sebepleri, çoðunlukla üç tanedir:

1- Küçüklük.

2- Delilik. Bunaklýk da delilik gibidir.

3- Sefihtik.

Kölelik gibi diðer bazý kýsýtlýlýk sebepleri vardýr. Köle, mülk edin­meye ehil olmadýðý için kýsýtlýlýk altýndadýr. Onun izinsiz olarak baþ­kasýnýn mülkünde ve diðer þeylerde tasarrufta bulunmasý sahih olmaz.


radyobeyan